Washington Ras İsa limanı yakınında Husi hedeflerini vurdu ve 3 İHA’yı düşürdü

Çin ve Avrupa'nın hatta girmesiyle Yemen sularının militarizasyonunu artıyor.

Husilerin Kızıldeniz’deki operasyonları geçen kasım ayında Galaxy Leader gemisinin kaçırılmasıyla başladı (AFP)
Husilerin Kızıldeniz’deki operasyonları geçen kasım ayında Galaxy Leader gemisinin kaçırılmasıyla başladı (AFP)
TT

Washington Ras İsa limanı yakınında Husi hedeflerini vurdu ve 3 İHA’yı düşürdü

Husilerin Kızıldeniz’deki operasyonları geçen kasım ayında Galaxy Leader gemisinin kaçırılmasıyla başladı (AFP)
Husilerin Kızıldeniz’deki operasyonları geçen kasım ayında Galaxy Leader gemisinin kaçırılmasıyla başladı (AFP)

Husilerin Gazze’deki Filistinlilere destek amacıyla İsrail gemilerinin seyrini engelleme bahanesiyle operasyonları dört aydır devam ediyor. Bu çerçevede Batının yeni saldırıları dün (Cuma), Yemen’in Hudeyde şehrinin kuzeyinde Ras İsa limanı yakınındaki Husi milislere ait bölgeleri hedef aldı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) ise dün milislerin gemilere yönelik saldırılarını önlediğini duyurdu. CENTCOM, güçlerini Kızıldeniz’de faaliyet gösteren çok sayıda ticari geminin yakınında 3 Husi saldırı İHA’sını düşürdüğünü, hiçbir gemide ise hasar meydana gelmediğini bildirdi.

İran yanlısı milislerin binlerce destekçisi dün Sana’da ve kontrolü altındaki diğer bölgelerde, Husi lider Abdulmelik el-Husi’nin çağrısı üzerine gösteri yapmak için bir araya geldi. Abdulmelik el-Husi yaptığı açıklamada, 48 geminin bombalandığını iddia ederken, denizaltı silahı olarak tanımladığı silahla deniz kuvvetlerinin gerilimi daha da tırmandıracağı tehdidinde bulundu.

Husiler gerginliği artırmaya devam eder ve ABD öncülüğündeki savunma saldırıları sürerken Yemen karasuları, uluslararası militarizasyonda yeni bir aşamaya girdi. Öyle ki Çin, askeri bir filo göndereceğini duyurdu. Daha önce de Avrupa Birliği (AB), deniz trafiğinin korunmasına katkıda bulunmak amacıyla ‘Koruyucu Operasyon’ adını verdiği bir operasyon başlatma konusunda uzlaşı sağlandığını bildirdi.

Husi medya organları, Sana saatiyle dün öğleden sonra, milislerin Hudeyde şehrinin kuzeyinde, Kızıldeniz’deki Ras İsa limanı yakınındaki es-Salif bölgesinde bulunan mevziilerine 3 Amerikan- İngiliz saldırısı gerçekleştirildiğini duyurdu. Haberlerde konuyla ilgili ayrıntıya yer verilmedi. Aynı şekilde Washington da bu saldırıları hemen üstlenmedi.

CENTCOM’un X İngilizce hesabı üzerinden yaptığı açıklamaya göre geçen perşembe günü İran yanlısı milisler, biri Aden Körfezi’nde bir gemiye isabet eden 3 saldırının sorumluluğunu üstlendi.

Husiler, deniz kuvvetlerinin gerilimi daha da artıracağına söz verdi. Ayrıca Batı saldırılarının, askeri yeteneklerini sınırlamakta başarısız olduğunu iddia etti (Reuters)
Husiler, deniz kuvvetlerinin gerilimi daha da artıracağına söz verdi. Ayrıca Batı saldırılarının, askeri yeteneklerini sınırlamakta başarısız olduğunu iddia etti (Reuters)

Açıklamada, 22 Şubat sabahı Sana saati 04.30 ile 05.30 arasında Amerikan uçakları ve koalisyon savaş gemisinin Kızıldeniz’de İran destekli Husilere ait 6 kamikaze İHA’yı düşürdüğü belirtildi. İHA’ların ABD savaş gemilerini ve koalisyon güçlerini hedef aldığı ve yakın bir tehdit oluşturduğu ifade edildi.

CENTCOM, Husilerin daha sonra yaptığı açıklamada, sabah 8.30 ile 9.45 arasında Aden Körfezi’ne iki gemisavar balistik füze fırlatarak MV Islander gemisini vurduğunu belirtti. Söz konusu gemi, İngiltere’ye ait ve Palau bayrağını taşıyan bir kargo gemisi. Saldırının, 2 kişinin yaralanmasına ve hafif hasara yol açtığı dile getirilirken, geminin yolculuğuna devam ettiği aktarıldı.

Öte yandan Husilerin askeri sözcüsü Yahya Seri, İsrail’in güneyindeki Eylat’ın çok sayıda balistik füze ve İHA ile bombalandığını öne sürerek, niteliksel olarak tanımladığı 3 askeri operasyonun kabul edildiğini duyurdu. Seri, Aden Körfezi’nde bir İngiliz gemisinin ve Kızıldeniz’de bir Amerikan destroyerinin bombalandığına da dikkati çekti.

Husi tehdidi tırmanırken Yemen hükümeti, Batı saldırılarının Husilerin Kızıldeniz’deki gemilere saldırı yeteneklerini etkilemeyeceğini ileri sürdü. Hükümete göre alternatif çözüm, devlet kurumlarını yeniden tesis etmek, Hudeyde ve limanlarını özgürleştirmek, Tahran’a sadık milisleri barışa zorlamak ve ulusal mutabakata karşı darbeyi sona erdirmek için güçlerini desteklemek.

Militarizasyon ve ekonomik kayıplar

Husilerin Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ndeki saldırıları, uluslararası taşımacılıkta aksaklıklara ve büyük şirketlerin stratejik koridoru kullanma konusundaki isteksizliğine neden oluyor. Öte yandan AB, deniz trafiğini korumak için Kızıldeniz’e gemi göndermek üzere ABD ve İngiltere’ye katılırken, Çin ise bölgeye 46. filoyu gönderdiğini duyurdu.

Çin’in resmi haber ajansı Xinhua’nın haberine göre filo, Aden Körfezi’nde ve Somali açıklarındaki sularda bulunan 45. Deniz Filosu’na eşlik etme görevini üstlenmek üzere, Çin’in güneyindeki Guangdong Eyaleti’nde bulunan kıyı kenti Zhanjiang’daki askeri limandan yola çıktı.

Husilere doğru İran silah sevkiyatı yapan bir yelkenli, ABD Donanması tarafından durduruldu (AP)
Husilere doğru İran silah sevkiyatı yapan bir yelkenli, ABD Donanması tarafından durduruldu (AP)

46. filo, güdümlü füze destroyeri Jiaozuo, füze firkateyni Xuchang ve kapsamlı ikmal gemisi Honghu’dan oluşuyor. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgiye göre filoda iki helikopterin yanı sıra düzinelerce özel kuvvet mensubu da dahil olmak üzere 700’den fazla subay ve asker bulunuyor.

Öte yandan Batı medyası, dün Husi saldırılarının, daha uzun bir alternatif rotanın kullanılması nedeniyle nakliye maliyetinde ve çatışmalardan kaynaklanan riskleri karşılamak için alınan ücretlerde önemli bir artışın yanı sıra deniz taşımacılığı sigorta sözleşmelerinin fiyatlarında da keskin bir artışa neden olduğunu bildirdi.

Uluslararası Para Fonu’na göre Kızıldeniz’den konteynerlerin deniz yoluyla taşınması bir yıl içinde yaklaşık yüzde 30 azaldı. AB verilerine göre çatışmadan önce küresel ticaretin yüzde 12 ila 15’i bölgeden geçiyordu.

AFP’nin Londra Menkul Kıymetler Borsası Grubu raporundan aktardığına göre Asya’dan Kuzeybatı Avrupa’ya yapılacak bir yolculuğun maliyeti, büyük bir konteyner gemisi için yüzde 35, Aframax petrol tankeri (yani taşıma kapasitesi 80 ila 120 bin ton arasında olanlar) için yüzde 110’a kadar arttı.

Husi milisler, perşembe günü bir bildiri yayınlayarak, “Tamamen veya kısmen İsrailli kişi veya kuruluşlara ait olan gemilerin ve İsrail bayrağını taşıyan gemilerin; Kızıldeniz, Aden Körfezi ve Umman Denizi’nden geçmesi yasaktır” ifadelerini kullandı.

Husiler, Gazze savaşından yararlanarak meşru hükümet tarafından kontrol edilen bölgelerde on binlerce kişiyi askere aldı (Reuters)
Husiler, Gazze savaşından yararlanarak meşru hükümet tarafından kontrol edilen bölgelerde on binlerce kişiyi askere aldı (Reuters)

Reuters’ın belirttiğine göre Husi İnsani Operasyonlar Koordinasyon Merkezi’nden (gemilerin hareketini kontrol etmeyi amaçlayan yeni bir merkez) nakliye sigorta şirketlerine gönderilen mesajlarda, Amerikan veya İngiliz şahıs veya kuruluşlarına ait olan veya ABD ya da İngiltere bayrağı altında seyreden gemilerin de yasağa tabi olduğu açıklandı.

Husiler, deniz saldırılarının Gazze’deki Filistinlilere destek amaçlı olduğunu ve insani yardım gelmediği sürece durmayacağını iddia ediyor. Yemen hükümeti ise milislerin İran’ın gündemini benimsediğini ve BM öncülüğündeki barış koşullarından kaçmak için denizde gerilimi artırmaya çalıştığını savunuyor.

Husi lideri Abdulmelik el-Husi, geçen perşembe günü yaptığı açıklamada, Husilerin denizdeki operasyonlarına denizaltı silahlarının dahil edilmesinin, ‘düşman için endişe verici’ olduğunu söyleyerek, 48 geminin hedef alındığını ve İsrail’e 183 füze ve İHA fırlatıldığını iddia etti.

El Husi, Gazze olaylarının başlangıcından bu yana 237 binden fazla personeli orduda istihdam ettiğini ifade ederek, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nden geçen gemiler hakkında bilgi edinme konusunda Washington ve Londra’ya üstünlük sağladığını iddia etti. Aynı şekilde hava saldırılarının başlamasından bu yana milislerin 278 hava saldırısına maruz kaldığını da kabul etti.

Abdulmelik el-Husi’ye göre İran destekli milisler, 19 Kasım’dan bu yana gemilere karşı 48 saldırı düzenledi. Saldırılar, en az 11 geminin hasar almasına yol açarken, 1 geminin de batacağı söylentilerine neden oldu. Galaxy Leader adlı gemi ve mürettebatı ise geçen kasım ayından bu yana Husiler tarafından alıkoyuluyor.

Washington, Husilerin gerginliği tırmandırmasına, Kızıldeniz’de seyrüseferi korumak için geçen aralık ayında Refah Muhafızı adını verdiği uluslararası bir koalisyon kurarak yanıt verdi. 12 Ocak’tan itibaren ise yaklaşık 23 kez kara saldırısı gerçekleştirdi.

Saldırılar, Husi füzeleri, İHA’ları ve bubi tuzaklı teknelerle mücadeleye yönelik onlarca operasyonun yanı sıra, Londra’nın 3 dalgaya katıldığı onlarca hava saldırısını da içeriyordu.

Husiler, şu ana kadar 31 Aralık’ta Kızıldeniz’de ABD Donanması’nın bir gemiye korsanlık girişimlerine yanıt olarak Husi teknelerini imha etmesi sonrasında 10 unsurunun ölmesinden sonra, Batı’nın saldırılarında 22 unsurunun daha öldürüldüğünü itiraf etti. 



Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu askeri operasyona hazırlık amacıyla Mukalla Limanı’nın tahliyesini istedi

Yemen'deki Mukalla Limanı’nın genel görünümü (Arşiv)
Yemen'deki Mukalla Limanı’nın genel görünümü (Arşiv)
TT

Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu askeri operasyona hazırlık amacıyla Mukalla Limanı’nın tahliyesini istedi

Yemen'deki Mukalla Limanı’nın genel görünümü (Arşiv)
Yemen'deki Mukalla Limanı’nın genel görünümü (Arşiv)

Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu bugün, tüm sivillere Hadramut ilindeki Mukalla Limanı’nı bir sonraki duyuruya kadar derhal tahliye etmeleri çağrısında bulundu. Koalisyon, bu önlemin onların güvenliğini sağlamak amacıyla alındığını vurguladı.

Tahliye talebinin liman çevresinde yapılacak askeri operasyon hazırlıkları ile birlikte can ve mal güvenliğini korumayı amaçladığını açıklayan Arap Koalisyonu, herkesin verilen talimatlara uymasını ve güvenliklerinin sağlanması için iş birliği yapmasını istedi.

Arap Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı Sözcüsü Tümgeneral el-Maliki, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Dr. Reşad el-Alimi’nin Güney Geçiş Konseyi'ne (GGK) bağlı silahlı unsurların Hadramut’taki sivillere karşı işlediği ciddi ve korkunç insani ihlalleri nedeniyle talebi üzerine sivilleri korumak için acil önlemler alınacağını açıkladı. Bu önlemler, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) gerilimi yatıştırmak, GGK güçlerini geri çekmek, mevzilerini Vatan Kalkanı Güçleri'ne devretmek ve yerel makamların sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamak için yorulmak bilmeden sürdürdükleri ortak çabaların devamı niteliğinde. Arap Koalisyonu güçleri, bu çabaları bozacak her türlü askeri eyleme, sivil hayatları korumak ve Suud Arabistan-BAE’nin çabalarının başarısını sağlamak için doğrudan ve derhal müdahale edileceğini teyit ediyor.

Arap Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı'nın meşru Yemen hükümetine yönelik sürekli desteğini ve kararlı tutumunu teyit eden Tümgeneral Maliki, herkesi ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, itidal göstermeye ve güvenlik ve istikrarı korumak için barışçıl çabalara yanıt vermeye çağırdı.


Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu’ndan Mukalla Limanı’na gelen askeri teçhizata “sınırlı” saldırı

Arap Koalisyonu tarafından yayınlanan ve sınırlı saldırının hedef alınan askeri teçhizatı belgeleyen videodan bir kare
Arap Koalisyonu tarafından yayınlanan ve sınırlı saldırının hedef alınan askeri teçhizatı belgeleyen videodan bir kare
TT

Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu’ndan Mukalla Limanı’na gelen askeri teçhizata “sınırlı” saldırı

Arap Koalisyonu tarafından yayınlanan ve sınırlı saldırının hedef alınan askeri teçhizatı belgeleyen videodan bir kare
Arap Koalisyonu tarafından yayınlanan ve sınırlı saldırının hedef alınan askeri teçhizatı belgeleyen videodan bir kare

Yemen'de meşru hükümete destek veren Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı, Mukalla Limanı’nda dışarıdan verilen askeri desteği hedef alan ‘sınırlı’ bir hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.

Arap Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı Sözcüsü Tümgeneral el-Maliki, yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz cumartesi ve pazar günü, iki geminin Koalisyon Ortak Kuvvetler Komutanlığı'ndan resmi izin almadan Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na girerken görüldü. İki geminin mürettebatı, izleme sistemlerini devre dışı bıraktı ve çatışmayı körüklemek amacıyla Yemen'in doğu illerindeki (Hadramut ve el-Mahra) Güney Geçiş Konseyi (GGK) güçlerini desteklemek için büyük miktarda silah ve savaş aracı indirdi. Bu eylem, ateşkese ve barışçıl bir çözüm arayışına karşı yapılmış açık bir ihlaldir. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2216 sayılı kararı da ihlal edilmiştir.” İfadelerini kullandı.

Tümgeneral Maliki, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi’nin Arap Koalisyonu güçlerine yönelik Hadramut ve el-Mahra’daki sivilleri korumak için gerekli tüm askeri önlemleri alması yönündeki talebine dayanarak güvenliği ve istikrarı tehdit eden bu silahların oluşturduğu tehlike ve gerginlik çerçevesinde bu kararı aldıklarını açıkladı.

Arap Koalisyonu Hava Kuvvetleri, bu sabah, Mukalla Limanı’nda iki gemiden indirilen silah ve savaş araçlarını hedef alan sınırlı bir askeri operasyon gerçekleştirdi. Bu operasyon, uluslararası insani hukuk ve geleneksel kurallar çerçevesinde ve hiçbir yan hasar meydana gelmeyecek şekilde belgelendikten sonra gerçekleştirildi.

Tümgeneral Maliki, Arap Koalisyonu’nun Hadramaut ve el-Mahra'da gerilimi azaltmaya ve sükuneti sağlamaya devam edeceğini, meşru Yemen hükümeti ve koalisyonla koordinasyon sağlanmadan herhangi ülkenin Yemen’deki herhangi bir gruba askeri destek sağlamasını engelleyeceğini, böylece Suudi Arabistan ve Arap Koalisyonu’nun güvenlik ve istikrarı sağlama ve çatışmanın yayılmasını önleme çabalarının başarıya ulaşmasının amaçlandığını vurguladı.


Trump-Netanyahu görüşmesi: Gazze anlaşmasında hangi kazanç ve kayıplar bekleniyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki geçici barınakların arasında, yerinden edilmiş Filistinliler bir yağmur suyu birikintisinin yanında duruyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki geçici barınakların arasında, yerinden edilmiş Filistinliler bir yağmur suyu birikintisinin yanında duruyorlar (AFP)
TT

Trump-Netanyahu görüşmesi: Gazze anlaşmasında hangi kazanç ve kayıplar bekleniyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki geçici barınakların arasında, yerinden edilmiş Filistinliler bir yağmur suyu birikintisinin yanında duruyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki geçici barınakların arasında, yerinden edilmiş Filistinliler bir yağmur suyu birikintisinin yanında duruyorlar (AFP)

Yaklaşık iki ay önce yürürlüğe giren Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki görüşmeden sonra, kazançlar ve kayıplar açısından eskisi gibi olmayacak.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, sonuçlar konusunda anlaşmazlıklar sürerken görüşmenin sonucu hakkında böyle konuştu. Bazı tahminlere göre kazanımlar arasında Washington'ın baskısı altında ikinci aşamanın başlaması da yer alıyor. Ancak, Hamas'ın silahsızlandırılması ve son İsrailli asker cesedinin iadesi için İsrail'in birtakım şartları var. Bunların yanı sıra İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmemesi ve sadece Gazze Şeridi'nde kontrol ettiği bölgelerde kısmi yeniden inşa sürecinin başlaması da diğer kayıplar arasında yer alıyor.

ABD merkezli CNN haber ağı dün, Trump'ın Netanyahu ile görüşmesi sırasında Gazze’de ateşkes planında ilerleme sağlanması, Hamas'ın silahsızlandırılması, Gazze'nin yeniden inşası, savaşın sona ermesinden sonra Gazze Şeridi’nde bir hükümetin kurulması ve ABD Başkanı’nın başkanlık edeceği ‘Barış Konseyi’nin oluşturulması için baskı yapmasının beklendiğini bildirdi.

İsrail'in iNews haber kanalına göre Netanyahu-Trump görüşmesi, ABD Başkanı’nın yaklaşık bir yıl önce Beyaz Saray'a geri dönmesinden bu yana altıncı görüşme ve Gazze’de ateşkes anlaşması ile ikinci aşama masaya yatırılacak. Haberde Netanyahu’nun Trump'ı savaşı bitirmesine izin vermesi için ikna etmesi gerekeceği ve Gazze'deki Hamas'ı ortadan kaldırabilecek tek ülkenin İsrail olduğu belirtildi.

Öte yandan dün yayınlanan aynı habere göre Trump veya en azından danışmanlarının büyük bir kısmı, İsrail'in savaşı yeniden başlatmadan Gazze Şeridi'nde Hamas'ın bir şekilde silahsızlandırılmasının mümkün olduğuna inanıyor. Ancak Netanyahu, Trump'ın danışmanlarının çoğunluğunun tutumu ve ABD Başkanı’nın ateşkesin sürmesi arzusu ile yüzleşmek ve kendi adını taşıyan planı gizli tutmanın yanında “evet” demek zorunda kalacak.

Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail güçlerinin Gazze'deki mevcut konumlarından çekilmesini, geçici otoritenin Gazze Şeridi'nin yönetimini Hamas'tan devralmasını ve uluslararası bir istikrar gücü konuşlandırılmasını öngörüyor. Trump yönetiminin ilerleme kaydetme isteğine rağmen, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçiş yavaş ilerliyor. BBC'nin dünkü haberine göre ABD Başkanı, anlaşmanın imzalanmasını, ikinci döneminin ilk yılında elde ettiği en önemli başarılarından biri olarak görüyor.

ABD Başkanı Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner, aralık ayı başlarında Miami'de arabulucu ülkeler olan Katar, Mısır ve Türkiye'nin temsilcileriyle bir araya geldi.

İsrail ve Hamas, birbirlerini anlaşmayı ihlal etmekle suçlarken anlaşmanın ikinci aşamasına ilişkin müzakereler başlamadan önce İsrail, Gazze'de tutulan son rehinenin cesedinin iadesini talep ediyor, ancak Hamas, henüz cesedi bulamadığını belirtiyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda yağmur sularıyla dolan bir çadırda yerinden edilmiş Filistinli çocuklar (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda yağmur sularıyla dolan bir çadırda yerinden edilmiş Filistinli çocuklar (AFP)

Mısır'ın eski dışişleri bakan yardımcısı Büyükelçi Hüseyin Haridi, toplantıdan hiçbir kazanç elde edilmeyeceğini, sadece Gazze’deki ateşkes anlaşması ve Netanyahu’nun Gazze Şeridi'nden çekilmeyi önlemek için yaptığı manevralar için kayıplar olacağını tahmin ediyor.

Haridi’ye göre Netanyahu, Suriye, Lübnan ve İran'dan çok fazla talepte bulunmak karşılığında, son kalıntıların iadesi ve Hamas'ın silahsızlandırılması gibi şartlarla ikinci aşamayı başlatarak Gazze'de birkaç taktiksel sözlü taviz vermeye çalışıyor.

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, Gazze meselesinin Trump-Netanyahu görüşmesinde öncelikli bir konu olacağını düşünüyor. Beklenen kazanımların ‘Gazze Yönetim Komitesi’nin kurulması, adil ve uzlaşmacı bir şekilde ‘İstikrarı Destekleme Güçleri’nin konuşlandırılması, yardımların artırılması, sınır kapılarının açılması ve İsrail'in geri çekilmesinin başlaması olduğunu belirten Dr. Rakab’a göre kayıplar ise Hamas'ın silahsızlanmaması ve son kalıntılarını teslim etmemesi bahanesiyle ikinci aşamanın başlamasının ertelenmesi ve İsrail'in, Gazze Şeridi'nin toplam alanının yüzde 52'sinden fazlasını oluşturan kontrolü altındaki bölgelerde yeniden inşa çalışmalarına başlamasına izin verilmesi olacak.

Görüşme, Mısır'ın ABD’nin tutumunun önemine güvenmesi üzerine gerçekleştirildi. Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, geçtiğimiz pazar günü televizyonda yayınlanan bir röportajda, ‘ABD’nin ateşkesin ikinci aşamasına hızla geçilmesi gerektiğine inandığını’ açıkladı. Mısır'ın hakları koruyan ve istikrarı sağlayan bir çözüm için baskı yapmaya devam edeceğini vurgulayan Abdulati, ülkesinin ‘Gazze Şeridi'nin bölünmesini kategorik olarak reddettiğini’ belirterek sarı ve yeşil hat diye isimlendirilen sınırları ‘saçmalık’ olarak nitelendirdi.

Eski Bakan Yardımcısı Haridi, Washington'ın Trump'ın barış planını uygulamak istediğini, Mısır'ın bunu anladığını ve bu arzuyu sahada gerçeğe dönüştürmek için harekete geçtiğini belirtirken Gazze ateşkes anlaşmasının taahhütlerinin, özellikle de anlaşmanın geleceğini açıkça belirleyecek olan İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesinin uygulanması için bir takvim olduğunun altını çizdi.