İsrail-Hamas-Hizbullah hattında İHA ve sinyal karıştırma savaşı

İsrail’deki bir fabrikada üretilen Hermes 900 İHA’sı. (Reuters)
İsrail’deki bir fabrikada üretilen Hermes 900 İHA’sı. (Reuters)
TT

İsrail-Hamas-Hizbullah hattında İHA ve sinyal karıştırma savaşı

İsrail’deki bir fabrikada üretilen Hermes 900 İHA’sı. (Reuters)
İsrail’deki bir fabrikada üretilen Hermes 900 İHA’sı. (Reuters)

Hamas’ın İsrail’e saldırısını başlattığı 7 Ekim’de, Ömer Sharar, GPS için parazit önleyici bir teknoloji geliştirmeyi yeni bitirmişti. AFP’nin haberine göre o tarihten bu yana ekibi Gazze’deki İsrail ordusuna ait küçük insansız hava araçlarının (İHA) durdurulmasını önlemek için çalışıyor.

Dünyanın başlıca İHA ihracatçılarından biri olan İsrail, sınırları boyunca yıllardır İHA savaşı yürütüyor ve ona düşmanları gözetleme ve hedef alma imkanı sağlıyor.

İsrail ordusu en son teknolojiye sahipken, 2007’den bu yana Gazze Şeridi’ni kontrol eden Hamas Hareketi de son yıllarda patlayıcılarla donatılmış küçük ve düşük maliyetli İHA’lar geliştirdi.

Hamas 7 Ekim’de, bu küçük İHA’ları Gazze Şeridi’ni çevreleyen güçlendirilmiş güvenlik çitleri boyunca uzanan askeri gözlem noktalarına patlayıcılar atmak için kullanmıştı.

İsrail ordusu bu benzeri görülmemiş saldırıya misilleme olarak, Hamas’ı ortadan kaldırma söz vererek Gazze Şeridi’ndeki en şiddetli bombalama silsilesini ve peşinden kara saldırısını başlatmıştı.

Yapay zekayla güçlendirilmiş İsrail İHA’ları, Gazze üzerinde sürekli devriye gezerek askerlerin hedef alabileceği birçok noktayı tespit ediyor.

Sinyal karıştırma

Askerler aynı zamanda Hamas savaşçılarının varlığını kontrol etmek için saldırıya uğrayan kibbutzlara ve daha sonra Gazze’ye binalara ve tünellere girebilen alçaktan uçan küçük İHA’lar yerleştirdi.

GPS sistemleri, uydular aracılığıyla gönderilen sinyaller üzerinden bir yerin konumunun belirlenmesine olanak sağlıyor. Yere yaklaştıkça sinyal zayıflıyor ve bunun etkisiyle sinyal daha kolay karıştırılabiliyor.

Hamas, küçük keşif İHA’larını engellemek için sinyal bozucu cihazlar kullanıyor. Bu durum İsrail ordusunu, kuzey Tel Aviv merkezli InfiniDome adlı yeni girişimin kurucu ortağı Ömer Sharar tarafından geliştirilen teknoloji gibi, GPS sinyallerini parazitlerden koruyacak teknolojileri kullanmaya yöneltiyor.

Ömer konuya dair şu açıklamada bulundu:

“Uzun süredir GPSdome2 teknolojimiz üzerinde çalışıyoruz. İlk partiyi eylül ayında ürettik. Zamanlama açısından mükemmeldi. İHA operatörlerimiz ve personelimiz olduğu için savaşın başında ekibimizin üçte biri yedek asker olarak çağrıldı. 7 Ekim Cumartesi günü askerlerimize sahada yardımcı olmak amacıyla ofise gelerek son testleri yapmaya başladık.”

GPS sinyali kesintileri hakkında veri toplayan özel bir web sitesi olan ‘gpsjam’ sitesi, 7 Ekim’de Gazze çevresinde düşük düzeyde bir parazitlenme bildirdi. Ancak ertesi gün Gazze çevresinde ve İsrail-Lübnan sınırında parazitlenme düzeyi arttı.

Fotoğraf Altı: Lübnan’ın güneyindeki Kafr Rumman beldesinde İsrail’in İHA saldırısında hedef alınan bir bina. (EPA)
Lübnan’ın güneyindeki Kafr Rumman beldesinde İsrail’in İHA saldırısında hedef alınan bir bina. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre sonraki günlerde ordu, İsrail’in GPS sistemini ‘çeşitli operasyonel ihtiyaçlar nedeniyle önlem olarak’ devre dışı bıraktığını açıkladı ve bölge sakinlerine, bu eylemin GPS sistemini kullanan uygulamaları bozabileceği konusunda bilgi verdi.

Örneğin geçtiğimiz haftalarda Kudüs’teki AFP muhabiri Google Haritalar uygulamasına baktığında sanki Mısır’ın Nasr kentindeymiş gibi gözüküyordu. Batı Şeria’nın Cenin kentinde bulunan bir başkası ise Waze uygulamasından baktığında Beyrut Havalimanı’ndaymış gibi görünüyordu.

Hamas’tan Hizbullah’a

Austin’deki Texas Üniversitesi’nden Todd E Humphreys ve ekibi, Orta Doğu’daki GPS sinyallerini takip etti ve 7 Ekim’den sonra tuhaf bir durum fark etti. İsrail’e yaklaşan uçaklar ekranlarında kısa süreliğine kayboluyordu. Buna yanıltıcı bir sinyalin gönderilmesi sebep oluyordu.

Humphreys, AFP’ye verdiği demeçte şunları söyledi:

“Verilerimiz alçak Dünya yörüngesindeki uydulardan geliyor. İsrail, savunma önlemi olarak GPS yanıltması yapıyor gibi görünüyor. Sahte GPS sinyalleri, İsrail’in kuzeyinde kalan bölgedeki alıcıları, Beyrut Refik Hariri Uluslararası Havalimanı’nda olduklarına dair yanıltıyor.”

Gazze’deki savaş, kuzey İsrail ile Lübnan arasındaki sınırda gerilimi yeniden alevlendirdi. Sınır İsrail ordusu ile İran destekli Hizbullah arasında her gün çatışmalara sahne oluyor.

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’a göre Hizbullah, İsrail’in güney ucuna ulaşabilen daha gelişmiş İHA’lar ve hassas füzeleri sayesinde Hamas’tan daha üstün askeri yeteneklere sahip.

Tel Aviv banliyösünde Ömer Sharar ve ekibi, Sharar’ın deyimiyle ‘her gün Gazze’deki düşmandan’ bir şey öğreniyor ancak gözleri daha çok, operasyonlar için ‘daha tehlikeli’ bir alan olabilecek Lübnan’a çevrilmiş durumda.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.