Netanyahu'nun ‘Hamas'tan Sonraki Gün – İlkeler’ adlı planına dair bir okuma…

‘İki halk için üç varlık’ ve İsrail'i sevmek ve Filistin devletinin kurulmasını engellemek için eğitim.

İsrail'in perşembe günü Refah'a düzenlediği saldırılar yıkıma yol açtı (AFP)
İsrail'in perşembe günü Refah'a düzenlediği saldırılar yıkıma yol açtı (AFP)
TT

Netanyahu'nun ‘Hamas'tan Sonraki Gün – İlkeler’ adlı planına dair bir okuma…

İsrail'in perşembe günü Refah'a düzenlediği saldırılar yıkıma yol açtı (AFP)
İsrail'in perşembe günü Refah'a düzenlediği saldırılar yıkıma yol açtı (AFP)

Bazen İsrailli liderlerin başkaları için neler planladığını okurken insan gözlerine inanamıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, müttefik ve dost ABD yönetimi tarafından, İsrail ordusu ve güvenlik birimlerinin liderliği, birçok uluslararası, bölgesel ve yerel kurumlar tarafından yapılan yoğun baskıların ardından, Gazze'ye yönelik savaş sonrası günler için planını hazırladı. Plan, gerçeklikten kopuk olmaktan ziyade, Filistinlilere İsrail'in topraklarını işgal etme ve yaşamlarını kontrol altında tutma şartlarını dayatmayı amaçlıyor ve hatta onları yeniden eğitmeyi ve İsrail'e karşı tavırlarını değiştirmeleri ve sevgiye dönüştürmeleri için eğitmeyi içerecek kadar ileri gidiyor.

Belge metninin formülasyonundan, Netanyahu'nun gerçekten, Tel Aviv'deki ofisinde oturup diğerlerinin yaşam kurallarını çizmeye, sadece Filistinliler için değil, aynı zamanda ABD ve Arap ülkeleri için de roller planladığına inandığı anlaşılıyor.

Fotoğraf Altı: İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu. (EPA-Arşiv)
 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu. (EPA-Arşiv)

‘Hamas’tan Sonraki Gün – İlkeler’ başlığını taşıyan belge, bir buçuk sayfa uzunluğunda. Dört paragrafa ayrılan belgenin ilk paragrafı ‘Sonraki Gün’e ulaşmak için gerekli koşulları vurguluyor. Bu paragraf, hedeflere ulaşılana kadar savaşın devam etmesinin gerekliliğine işaret ediyor. Hamas ve İslami Cihad'ın askeri yeteneklerinin ve altyapısının yok edilmesi, kaçırılanların geri getirilmesi ve Gazze'nin bir güvenlik tehdidi olmaktan çıkarılması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini belirtiyor.

Burada Netanyahu'nun ders aldığı ve artık ‘Hamas’ın yok edilmesinden bahsetmediği açıkça ortaya çıkıyor. Çünkü ona Hamas'ın sadece silahlı bir örgüt değil, aynı zamanda bir düşünsel örgüt olduğu anlatılmış. Ancak Netanyahu, savaşın devam edeceğine dair söz veriyor.

‘Güvenlik Alanı’ başlığı altında yer alan bir sonraki paragraf, Netanyahu'nun savaşın devam etmesine ilişkin ciddi niyetlerini açıklıyor. Beş madde halinde, Netanyahu'nun savaşın devam etmesine yönelik kararlılığını ortaya koyuyor. İsrail'in Gazze Şeridi'nin her yerinde askeri operasyonlarını sürdüreceğine işaret ederek, bunun ‘belirli bir süre olmaksızın’ gerçekleştirileceğini ve bu durumun ‘terörün yeniden ortaya çıkmasını önlemek ve Gazze'den gelen tehditleri bertaraf etmek’ amacıyla olduğunu vurguluyor. Netanyahu, İsrail'in Gazze Sınırı boyunca bir güvenlik kordonu oluşturma kararlılığını da teyit ediyor. Bu durumun ‘güvenlik gerekliliği devam ettiği sürece’ geçerli olacağını belirtiyor. Netanyahu, bu güvenlik kordonunu İsrail topraklarının içinde değil, Gazze topraklarından kesilmiş bir parça olarak istediğinin altını çiziyor. Bu, Netanyahu'nun bakanı Bezalel Smotrich'in teorisiyle uyumlu bir şekilde, Hamas saldırısını cezalandırmak için Filistinlilerin topraklarını kaybetmelerini öneren teorisini kanıtlıyor.

Fotoğraf Altı: Gazze'de, Nasır Hastanesi yakınlarındaki İsrail askerleri. (Reuters-Arşiv)
Gazze'de, Nasır Hastanesi yakınlarındaki İsrail askerleri. (Reuters-Arşiv)

Sonrasında Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki sınır ile ilgili bir madde mevcut. Netanyahu, güvenliği sağlamak amacıyla Mısır ile birlikte, ABD'nin yardımıyla, ‘güneyde bir engel’ oluşturacaklarını belirtiyor. Bu engelin amacının Mısır'dan Gazze'ye kaçakçılığı önlemek olduğunu ifade ediyor. Bu iş birliği, Refah geçiş noktasını da İsrail-Mısır iş birliği kapsamına alıyor.

Netanyahu buraya, Gazze Şeridi de dahil olmak üzere Deniz'den (Akdeniz) Nehre (Ürdün) kadar kara, deniz ve hava yoluyla İsrail'in güvenlik kontrolünün dayatılmasını onaylayan bir madde koymuş. Amacın, terörün gücünün artmasını önlemek ve İsrail'e yönelik tehditleri bertaraf etmek olduğu belirtiliyor. Ayrıca kamu düzenini kontrol etme ihtiyacı dışında Gazze Şeridi'ni askerden arındırılmış bölge haline getirdi. İsrail'in öngörülebilir gelecekte bu maddenin uygulanmasından ve izlenmesinden sorumlu olacağını vurguluyor.

‘Sivil Alan’ başlığı altındaki paragraf, bu unsurların terörizmi destekleyen ülke veya kuruluşlara ait olmaması ve onlardan maaş almaması için mümkün olduğunca idari tecrübesi olan yerel unsurlara dayanılarak halk sisteminin yönetilmesi ve sorumluluğundan söz ediyor. Pratikte, Netanyahu'nun Batı Şeria'nın sivil işlerini yöneten Filistin Otoritesi'nden farklı bir sistem istediği belirtiliyor. Strateji uzmanı Ron Ben Yishai, Netanyahu'nun iki devletli çözümü dışlamak için ‘iki halk için üç varlık’ temelli bir çözüm istediği sonucuna vardı.

Fotoğraf Altı: Filistinliler cuma günü Deyr el-Balah'ta İsrail saldırısında yıkılan bir binanın enkazında arama-kurtarma çalışmaları yürüttü. (AP)
Filistinliler cuma günü Deyr el-Balah'ta İsrail saldırısında yıkılan bir binanın enkazında arama-kurtarma çalışmaları yürüttü. (AP)

Bu paragrafın ikinci maddesi Filistinlilere yönelik bir eğitim planına işaret ediyor. Buna göre, ‘Gazze'deki tüm dini, eğitim ve sosyal kurumlarda aşırılığı önlemeye yönelik bir planın uygulanması için Arap ülkelerinden bu tür planları destekleyen deneyimli ülkelerin yardımıyla mümkün olduğunca yardım sağlanacak.’

Mülteci sorununu çözmeden, Netanyahu özel bir madde ekliyor ve İsrail'in Gazze'deki UNRWA (BM Mültecilere Yardım Kurumu) sorununu çözmek için çalışacağını ve onun yerine başka uluslararası yardım kuruluşlarını getireceğini vurguluyor.

Gazze'nin yeniden inşası konusunda Netanyahu, yalnızca İsrail'in kabul ettiği ülkelerin katılımıyla gerçekleşeceğini ve silahların bertaraf edilmesi ve aşırılığa karşı eğitim planının uygulanmasının tamamlanmasından sonra gerçekleşeceğinin altını çiziyor. Bu durum, Netanyahu'nun Gazze'deki halkın İsrail'e karşı nefret kültüründe bir değişiklik olup olmadığını görmek için bir sınav yapacağı ironik bir soruyu gündeme getiriyor.

Fotoğraf Altı: Gazze sınırı yakınında bir İsrail tankı. (Reuters)
Gazze sınırı yakınında bir İsrail tankı. (Reuters)

‘Uzun Vadeli Plan’ başlığı altında, Netanyahu'nun barış ve düşmanlığın sona ermesi konusunda herhangi bir olumlu fikir önermediği ve istemediği bir son paragraf bulunuyor. Beş satırdan oluşan bu paragrafta, uluslararası toplumun Filistinlilerle nihai çözüm konusundaki yönergelerini reddettiğini ve bunun sadece doğrudan ve koşulsuz müzakerelerde belirlenebileceğini vurguluyor. Ayrıca, İsrail'in tek taraflı olarak Filistin devletini tanımayı reddedeceğini ve bunun ‘7 Ekim katliamının’ bir ödülü gibi olacağını ve eşi benzeri görülmemiş bir terör ödülü vereceğini ve gelecekteki herhangi bir barış anlaşmasını engelleyeceğini belirtiyor.

Netanyahu'nun bu planı Filistinlilerle değil aşırı sağdaki müttefikleriyle yapılacak müzakerelerin temelini oluşturacak gibi görünüyor. Onlarla barış onun aradığı şey çünkü iktidarda kalmanın tek garantili dayanağı onlar. İsrail hükümetinin ‘ertesi gün’ planını acilen açıklamasını isteyen Başkan Biden'a gelince; Netanyahu ondan istediğini aldı, dikenlerini kendi elleriyle çıkardı.

Filistin yetkilileri, Netanyahu'nun planını hızla reddetti ve Filistin Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Redine, Netanyahu'nun sunduğu planların amacının İsrail'in Filistin topraklarını işgalini sürdürmek ve Filistin devletinin kurulmasını engellemek olduğunu söyledi. Ebu Redine ayrıca, Gazze'nin bağımsız Filistin devletinin bir parçası olacağını ve başkentinin Kudüs olduğunu belirterek, ‘başka türlü planların başarısızlığa mahkum olduğunu ve İsrail'in Gazze'deki coğrafi ve demografik gerçekliği değiştirme girişimlerinin başarılı olamayacağını’ vurguladı.



İsrail, rehinelerin cesetlerini almak için Gazze'ye girecek çok taraflı bir ekip kurmayı reddetti

Filistinliler, dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad şehrinde rehinelerin cesetlerini ararken Mısır'ın makineleri ve çalışanları izliyor (AP)
Filistinliler, dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad şehrinde rehinelerin cesetlerini ararken Mısır'ın makineleri ve çalışanları izliyor (AP)
TT

İsrail, rehinelerin cesetlerini almak için Gazze'ye girecek çok taraflı bir ekip kurmayı reddetti

Filistinliler, dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad şehrinde rehinelerin cesetlerini ararken Mısır'ın makineleri ve çalışanları izliyor (AP)
Filistinliler, dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad şehrinde rehinelerin cesetlerini ararken Mısır'ın makineleri ve çalışanları izliyor (AP)

The Times of Israel'e konuşan iki Arap diplomata göre İsrail, Gazze ateşkesine aracılık eden ülkeler tarafından önerilen ve Gazze'ye girip Gazze Şeridi'nde kalan rehinelerin naaşlarını kurtarmakla görevli çok taraflı bir ekibin kurulmasını öngören girişimi reddetti.

Diplomatlar, girişimin İsrail, ABD, Katar, Türkiye ve Mısır'dan temsilcilerin katılımıyla, kalan rehinelerin naaşlarını bulup kurtarmak için yetenek ve ileri istihbarat paylaşacak ortak bir arama ekibi oluşturacağını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre İsrail, Türk ve Katar güçlerine Gazze'de rol verilmesini şiddetle reddetti ve arabulucular alternatif bir öneride karar kıldı: Gazze Şeridi'ne bir Mısır arama ekibinin girmesi.

Mısır ekibi bu hafta başında Gazze Şeridi'ne girdi, ancak henüz ek rehinelerin serbest bırakılmasında rol oynamadı. Arap bir diplomat, Kahire'nin tek başına bu görev için gerekli kabiliyetlere sahip olmadığını belirtti.

İsrail ise böyle bir girişimin gerekliliği fikrini reddederek, Hamas'ın geri kalan 13 rehinenin büyük çoğunluğunun -hatta tamamının- yerini bildiğini ve onları kurtarma konusunda oyalandığını ileri sürdü.


Katz: Hamas Gazze'deki güçlerimize saldırdı ve bunun bedelini ağır ödeyecek

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
TT

Katz: Hamas Gazze'deki güçlerimize saldırdı ve bunun bedelini ağır ödeyecek

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki güçlerine saldırdığını belirterek, örgütün "ağır bir bedel" ödeyeceğini söyledi.

Katz yaptığı açıklamada, "Hamas terör örgütü, Gazze'deki İsrail Savunma Kuvvetleri askerlerine yönelik saldırısı ve rehinelerin cenazelerinin iadesine ilişkin anlaşmayı ihlal etmesi nedeniyle ağır bir bedel ödeyecek" dedi. Katz, "Hamas'ın dün Gazze'deki İsrail Savunma Kuvvetleri askerlerine yönelik saldırısı, kırmızı çizginin ciddi bir şekilde aşılması anlamına geliyor ve İsrail Savunma Kuvvetleri buna büyük bir güçle karşılık verecektir" ifadelerini kullandı.


Şera, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı kapsamında Faysal bin Ferhan ile görüştü

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Riyad'daki konutunda Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile bir araya geldi. (SANA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Riyad'daki konutunda Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile bir araya geldi. (SANA)
TT

Şera, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı kapsamında Faysal bin Ferhan ile görüştü

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Riyad'daki konutunda Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile bir araya geldi. (SANA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Riyad'daki konutunda Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile bir araya geldi. (SANA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, dün Riyad'daki konutunda Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile bir araya geldi. Görüşme, Şera’nın bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’na (FII) katılmak üzere Suudi Arabistan’a yaptığı resmi ziyaret kapsamında gerçekleşti.

Suriye Cumhurbaşkanı ve beraberindeki heyet, Suudi Arabistan'ın başkentine erken saatlerde ulaştı ve Kral Halid Uluslararası Havalimanı'nda Riyad Vali Yardımcısı Prens Muhammed bin Abdurrahman bin Abdulaziz tarafından karşılandı.

sfrt
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan ziyareti sırasında Pakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Muhammed İshak Dar ile bir araya geldi. (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Diğer yandan Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan ziyareti sırasında Pakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Muhammed İshak Dar ile bir araya geldi. İki taraf, iki ülke arasındaki tarihi ve stratejik ilişkileri gözden geçirdi ve bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile karşılıklı çıkarları olan konuları görüştü.

‘Refahın Anahtarı’ sloganıyla bugün Riyad'daki Kral Abdulaziz Uluslararası Konferans Merkezi'nde başlayan FII, 30 Ekim'e kadar devam edecek.

FII, 250 panel oturumu aracılığıyla 8 binden fazla katılımcı ve 650 seçkin konuşmacıyı bir araya getiriyor. Bu da Riyad’ın, dünyanın dört bir yanından liderleri ve yenilikçileri buluşturan, vizyonları geleceğin yatırımlarını şekillendirecek pratik stratejilere dönüştüren önde gelen küresel bir merkez olarak konumunu güçlendiriyor.