‘Ertesi Gün’ planının Kahire- Doha arabuluculuğuna etkisi

Gazze’de ateşkes için Mısır, Katar, ABD ve İsrail’in katılımıyla Paris’te toplantılar düzenlendi.

Kuzey Gazze’deki İsrail bayrağı. (AFP)
Kuzey Gazze’deki İsrail bayrağı. (AFP)
TT

‘Ertesi Gün’ planının Kahire- Doha arabuluculuğuna etkisi

Kuzey Gazze’deki İsrail bayrağı. (AFP)
Kuzey Gazze’deki İsrail bayrağı. (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaşını durdurmaya yönelik ‘Ertesi Gün’ planını resmen sundu. Bu durum, bu adımın Gazze’deki çatışmayı durdurmayı ve İsrail ile Filistinli gruplar arasında esir takasını amaçlayan Mısır- Katar arabuluculuğu üzerindeki etkisinin boyutu hakkında soruları gündeme getirdi.

Bazı uzmanlar, İsrail Başbakanı’nın Mısır- Katar arabuluculuğu yoluyla devam eden sakin çabalar ile savaş sonrası Gazze Şeridi’nin geleceğine ilişkin vizyonunu ayırmaya çalıştığına inanıyor. Uzmanlar, planın asıl amacının ‘savaşları uzatmak ve iki devletli çözüm çağrısı yapan uluslararası hareketleri engellemek’ olduğunu öne sürdü.

Netanyahu, geçen perşembe günü İsrail’deki mini kabineye ‘Ertesi Gün’ planını sundu ve ilk kez savaş sonrası döneme ilişkin vizyonuyla ilgili resmi bir plan ortaya koymuş oldu. Cuma günü İsrail merkezli internet siteleri, planın güvenlik boyutuna odaklanan özelliklerine değinerek, İsrail’in Gazze Şeridi’nin tamamında zaman sınırı olmaksızın hareket özgürlüğünü sürdürmesi ve bunun için güvenlik ihtiyacı olduğu sürece Gazze Şeridi içerisinde İsrail’e komşu bölgede bir güvenlik bölgesi kurulması önerisi içerdi.

Planda ayrıca, “İsrail, Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki sınırı kontrol ediyor ve kaçakçılığın önlenmesi için Mısır ile iş birliği içinde ve ABD’nin yardımıyla çalışacak” ifadelerine yer verildi. İnternet sitelerine göre İsrail, Gazze Şeridi’ndeki grupların yeniden silahlanmasını önlemek amacıyla Gazze ile Mısır arasındaki sınırın güneyden kapatılması faaliyetlerini de sürdürecek.

Fotoğraf Altı: Kuzey Gazze’den kaçan Filistinliler, Han Yunus’un batısında çadır kurdu. (EPA)
Kuzey Gazze’den kaçan Filistinliler, Han Yunus’un batısında çadır kurdu. (EPA)

Plan, Gazze Şeridi’ndeki ateşkese ilişkin Fransa’nın başkenti Paris’in ev sahipliğinde Mısır, Katar, ABD ve İsrail’in katılımıyla yapılacak toplantıların başlamasının arifesinde sunuldu. Paris’in bir aydan kısa bir süre içinde ev sahipliği yaptığı türünün ikincisi olan toplantılar, Gazze’de sükunetin sağlanmasını, İsrailli tutukluların ve Filistinli mahkumların serbest bırakılmasını ve Şerit’teki insani duruma destek verilmesini amaçlıyor.

İsrail medya organları dün, aralarında Mossad şefi David Barnea ve Şin Bet Başkanı Ronen Bar’ın da bulunduğu bir heyetin, İsrail ile Hamas arasında esir takası konusunda üst düzey görüşmelerde bulunmak üzere Fransa’ya gittiğini bildirdi.

Times of Israel gazetesinin haberine göre İsrailli bir yetkili, Kanal 12’ye yaptığı açıklamada, iyimser olmak için nedenler olduğunu söylerken, ancak müzakerelerin zor olacağını açıkladı. Al-Qahera News kanalının bildirdiğine göre ise Mısırlı kaynaklar, dün Paris toplantılarında ‘olumlu bir atmosferin’ hüküm sürdüğünü kaydetti.

Fotoğraf Altı: İsrail Gazze’nin kuzeyine düzenlediği bombardıman yıkıma yol açtı. (AFP)
İsrail Gazze’nin kuzeyine düzenlediği bombardıman yıkıma yol açtı. (AFP)

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail İşleri Uzmanı Dr. Said Akaşa, İsrail Başbakanı’nın önerdiği plan ile Mısır ve Katar’ın öncülük ettiği arabuluculuk yolu arasında hiçbir bağlantı bulunmadığına dikkat çekti. Netanyahu'nun, sadece kısmen olsa bile, esirlerin serbest bırakılmasına uzanan çabalara katılmaya devam edeceğini belirten Akaşa, aynı zamanda ‘Ertesi Gün’ vizyonunu empoze etmek için savaş yolunu da sürdüreceğini vurguladı.

Dr. Said Akaşa, Netanyahu’nun savaştan sonra Gazze’ye ilişkin planını resmi olarak açıklamasının, ordu liderliğinin baskısıyla bağlantılı olduğunu öne sürdü. Öyle ki ordu liderliğinin, savaş sonrası dönem için net bir vizyona sahip olmanın gerekliliğini defalarca dile getirdiğini söylerken, böylece bu vizyona uygun olarak sahadaki askerlere savaş emirleri verilebileceğini vurguladı. Şarku’l Avsat’a konuşan Akaşa, “İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant’ın yaklaşık bir ay önce bu planın bazı özelliklerini açıklamasının arkasında bu vardı. Bu durum ise Netanyahu’yu planın tamamını sunmaya zorladı” dedi.

Kudüs Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Dr. Eyman er-Raqab da iki arabuluculuk yolu ile İsrail’in Ertesi Gün planı arasında ayrım yapma fikrine katıldığını ifade etti. Şarku’l Avsat’a konuşan Ragab, “Planın ana hedefi, savaşı uzatmak ve çatışmaları aylarca uzatmaya çalışmaktır” ifadesini kullandı.

Ragab, Paris toplantılarının, ateşkesin ilk aşamasının Ramazan Ayı öncesinde duyurulmasına ve 300 Filistinli esir karşısında 30 İsrailli rehinenin serbest bırakılmasıyla 45 güne kadar sürebilecek bir süre için çatışmaların durdurulması konusunda anlaşmaya varılmasına olanak sağlamasını bekliyor. Ancak Hamas hareketinin Kahire’deki toplantılarında kendi ifadesiyle gösterdiği esnekliğe rağmen bunun savaşı bitirmenin bir yolu olmayacağını söyledi.

Fotoğraf Altı: Güney Gazze Şeridi’ndeki Refah Kampı’nda ülke içinde yerinden edilmiş Filistinliler için geçici barınaklar kuruldu. (EPA)
Güney Gazze Şeridi’ndeki Refah Kampı’nda ülke içinde yerinden edilmiş Filistinliler için geçici barınaklar kuruldu. (EPA)

Hamas, perşembe akşamı yaptığı açıklamada, Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye başkanlığındaki hareketin liderlik heyetinin Mısır’a birkaç gün süren ziyaretini tamamladığını duyurdu. Açıklamaya göre heyet, Mısır istihbarat şefi Abbas Kamil ile çeşitli görüşmelerde bulundu. Görüşmede Gazze Şeridi’ndeki durum ve esir takası konusu görüşüldü.

Akaşa, ‘Ertesi Gün’ planının özellikle Mısır sınırına bitişik şeridin güvenlik kontrolüyle ilgili olarak Mısır'ın konumunu etkileme olasılığı hakkında ise şunları söyledi:

“Mısır’ın, İsrail ile imzalanan güvenlik ve siyasi anlaşmaların şartlarına saygı gösterilmesinin gerekliliğine ilişkin açık ilkeleri var. Tel Aviv barış anlaşmasının şartlarını ihlal etmediği sürece Kahire itiraz etme girişiminde bulunmayacak. Ayrıca planda Netanyahu’nun defalarca dile getirdiği fikirler de yer alıyor ve Mısır, planın bazı noktalarına şimdiden yanıt verdi.”

Mısır, Gazze Şeridi sınırında yer alan Selahaddin (Philadelphia) Koridoru’na ilişkin herhangi bir güvenlik düzenlemesinin varlığını birçok kez reddetti. Mısır Bilgi Servisi başkanı Diaa Rashwan, sınır şeridi üzerindeki herhangi bir güvenlik kontrolünü ‘Filistinlileri Mısır topraklarına doğru yerinden etme kırmızı çizgisine ek olarak, bir kırmızı çizgi’ olarak nitelendirdi.



Batı Şeria'daki iki köye düzenlenen saldırının ardından çok sayıda İsrailli sivil gözaltına alındı

Bir Filistinli, Batı Şeria'daki Beyt Lid'e saldıran yerleşimciler tarafından ateşe verilen kamyonu telefonuyla filme aldı (AFP)
Bir Filistinli, Batı Şeria'daki Beyt Lid'e saldıran yerleşimciler tarafından ateşe verilen kamyonu telefonuyla filme aldı (AFP)
TT

Batı Şeria'daki iki köye düzenlenen saldırının ardından çok sayıda İsrailli sivil gözaltına alındı

Bir Filistinli, Batı Şeria'daki Beyt Lid'e saldıran yerleşimciler tarafından ateşe verilen kamyonu telefonuyla filme aldı (AFP)
Bir Filistinli, Batı Şeria'daki Beyt Lid'e saldıran yerleşimciler tarafından ateşe verilen kamyonu telefonuyla filme aldı (AFP)

İsrail ordusu dün, Batı Şeria'da Nablus yakınlarındaki iki köyde Filistinlilere yönelik saldırıya katılan birkaç İsrailli yerleşimciyi gözaltına alındığını duyurdu.

Ordu, onlarca maskeli İsraillinin Filistinlilere saldırdığı ve iki köydeki mülkleri ateşe verdiği yönündeki ihbarlar üzerine Beyt Lid ve Deyr Şeref köylerine gittiğini açıkladı.

İsrail yetkililerine göre saldırıda dört Filistinli yaralandı, on araç, bir ahır, bir plastik fabrikası ve büyük bir depo yandı.

Ordu açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Güvenlik güçleri, çevik kuvvet kullanarak şüphelileri dağıttı ve çok sayıda İsrailli sivil gözaltına alınarak polise teslim edildi."

Ordu, olaydan kısa bir süre sonra onlarca İsraillinin, maskeli saldırganların çoğunun kaçtığı yakındaki Braun sanayi bölgesinde toplandığını belirtti.

Açıklamada şöyle devam edildi: "Ordu güçleri, İsrailli sivillerin askerlere saldırdığı ve bir askeri araca zarar verdiği olay yerine koştu."

Ordu, "subay ve askerleri savunma ve terörle mücadele görevlerinden alıkoyan her türlü şiddeti şiddetle kınadığını" vurguladı.

Bu arada Filistin medyası, İsrail güçlerinin saldırı sırasında yerleşimciler tarafından yakılan bazı alanlara Filistinlilerin erişimini engellediğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yerleşimci şiddeti olaylarında gözaltıların nadir, mahkûmiyetlerin ise daha da nadir olduğunu belirtmekte fayda var.

İsrail polisi daha sonra dört İsrailli şüphelinin sorguya çekildiğini duyurdu ve saldırıyla ilgili soruşturmanın Batı Şeria polis birimi tarafından Şin Bet (İsrail Güvenlik Ajansı) iş birliğiyle yürütüldüğünü ifade etti.


SDG lideri: Trump'ın temsilcisiyle güçlerimizin Suriye devletine entegrasyonunun hızlandırılması konusunu görüştüm

Suriye Demokratik Güçleri Lideri Mazlum Abdi (Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri Lideri Mazlum Abdi (Reuters)
TT

SDG lideri: Trump'ın temsilcisiyle güçlerimizin Suriye devletine entegrasyonunun hızlandırılması konusunu görüştüm

Suriye Demokratik Güçleri Lideri Mazlum Abdi (Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri Lideri Mazlum Abdi (Reuters)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Lideri Mazlum Abdi, dün yaptığı açıklamada, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın pazartesi günü Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump'la yaptığı görüşmenin sonuçlarını, ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Başkan Donald Trump'ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile yaptığı telefon görüşmesinde ele aldığını duyurdu.

X platformunda yaptığı açıklamada, görüşmede ayrıca "Suriye Demokratik Güçleri'nin Suriye devletine entegrasyonunu hızlandırma taahhüdümüzün" de ele alındığını belirtti.

Abdi, Suriye'nin DEAŞ'a karşı uluslararası koalisyona (DMUK) katılma duyurusunu överek, bunu "DEAŞ'ın kalıcı olarak yenilgiye uğratılması ve bölgeye yönelik tehdidinin ortadan kaldırılmasını hedefleyen ortak çabaları güçlendirme ve girişimleri destekleme yolunda önemli bir adım" olarak nitelendirdi.

Suriye Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı'nın eş-Şara ile görüşmesinde, Suriye'nin önceki aşamayı başarıyla yönetme çabalarını ve ülke genelinde istikrarı sağlamada elde edilen başarıları takdir ettiğini belirtti. Ayrıca, ABD'nin Suriye liderliğinin yeniden yapılanma ve kalkınma sürecinin başarısını sağlamak için ihtiyaç duyduğu gerekli desteği sağlamaya hazır olduğunu da vurguladı.

Bakanlık açıklamasında, "Görüşmelerde, iki taraf, kurumların birleştirilmesi ve ulusal güvenliğin güçlendirilmesi süreci kapsamında Suriye Demokratik Güçleri'nin Suriye Arap Ordusu saflarına entegrasyonu da dahil olmak üzere, 10 Mart mutabakatı doğrultusunda ilerleme konusunda mutabakata vardı" ifadelerine yer verildi.


Google, Fas'a ilişkin haritalarında herhangi bir değişiklik yapmadığını vurguladı

Google, Fas'a ilişkin haritalarında herhangi bir değişiklik yapmadığını vurguladı
TT

Google, Fas'a ilişkin haritalarında herhangi bir değişiklik yapmadığını vurguladı

Google, Fas'a ilişkin haritalarında herhangi bir değişiklik yapmadığını vurguladı

Google, Fas ve Batı Sahra'yı geleneksel olarak ayıran noktalı çizgilerin Faslı kullanıcılara yönelik haritalarında hiçbir zaman gösterilmediğini belirtti.

BM Güvenlik Konseyi'nin Fas'ın Batı Sahra özerklik planını ilk kez onaylamasından sadece birkaç saat sonra, Faslı çevrimiçi aktivistler çizgilerin yokluğuna dikkat çekti.

Yerel medya kuruluşları, çizgilerin kaybolmasını Google'ın haritalarında yaptığı bir değişikliğe bağladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Amerikalı şirketin bir sözcüsü yaptığı açıklamada, "Google Haritalar'da Fas ve Batı Sahra ile ilgili herhangi bir değişiklik yapmadı" dedi ve şirketin tartışmalı bölgelerle ilgili düzenlemelere uyduğunu ifade etti.

"Fas dışındaki haritaları kullananlar Batı Sahra'yı ve noktalı çizgileri görüyor", ancak "Fas'ta kullananlar görmüyor" diye açıkladı.

BM Güvenlik Konseyi, 31 Ekim'de ABD tarafından önerilen bir kararı 11 evet ve üç çekimser oyla kabul ederek, Rabat'ın 2007'de sunduğu planı onayladı.

Güvenlik Konseyi daha önce Fas, Polisario Cephesi, Cezayir ve Moritanya'yı, 2019'dan beri tıkanmış olan müzakereleri yeniden başlatmaya ve "uygulanabilir, kalıcı ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir siyasi çözüme" ulaşmaya çağırmıştı.

Rabat'ın önerisi, Sahra'ya Fas egemenliği altında özerklik verilmesini öngörüyor.