Gazze ateşkesi: Paris toplantısının ‘olumlu atmosferi’ Kahire ve Doha'nın arabuluculuk çabalarını artıracak mı?

Mısır, İsrail uçaklarının hava sahasını ihlal ettiğini yalanladı.

İsrail'in Gazze şehrine yönelik bombardımanı nedeniyle yıkılan binalar. (AFP)
İsrail'in Gazze şehrine yönelik bombardımanı nedeniyle yıkılan binalar. (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Paris toplantısının ‘olumlu atmosferi’ Kahire ve Doha'nın arabuluculuk çabalarını artıracak mı?

İsrail'in Gazze şehrine yönelik bombardımanı nedeniyle yıkılan binalar. (AFP)
İsrail'in Gazze şehrine yönelik bombardımanı nedeniyle yıkılan binalar. (AFP)

Hava sahasının İsrail askeri uçakları tarafından ihlal edildiğini yalanlayan Mısır, aynı zamanda ateşkesin Ramazan ayından önce sağlanabileceği iyimserliğiyle Gazze Şeridi'nde ‘yeni bir ateşkes’ konusunda anlaşmaya varma çabalarını sürdürdü.

Mısırlı bir güvenlik kaynağı, dün Mısır hava sahasının İsrail askeri uçakları tarafından ihlal edildiğini yalanladı. El-Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı, kaynağın bu konuyla ilgili medyada çıkan haberlerin ‘yanlış ve temelsiz’ olduğunu söylediğini aktardı.

Mısır, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki son güvenli şehir olan ve Mısır sınırına doğrudan komşu olan Refah’a herhangi bir askeri operasyon düzenlemesine karşı defalarca uyarıda bulundu ve bunun sonuçlarının ‘ağır olacağını’ vurguladı. Kahire, çeşitli vesilelerle, Gazze Şeridi'ndeki son güvenli bölge olması nedeniyle şu anda yerinden edilmiş yaklaşık 1,4 milyon Filistinliye ev sahipliği yapan Refah'ın hedef alınmasını önlemek için tüm uluslararası ve bölgesel çabaların birleştirilmesi gerekliliği konusunda çağrıda bulundu.

Mısır Dışişleri Bakanlığı, bu ayın ortasında yaptığı açıklamada, Refah'ın hedef alınmasını ve İsrail'in insani yardıma erişimi engelleme politikasını, ‘Filistin halkını yerinden etme ve davalarını tasfiye etme politikasının uygulanmasına yönelik gerçek bir adım’ olarak değerlendirdi.

Mısır ve Katar, Ramazan ayından önce Gazze Şeridi'nde İsrail'in Refah şehrine yönelik geniş çaplı bir askeri işgal gerçekleştirmesini önleyecek yeni bir ateşkesin onaylanması konusunda anlaşmaya varmak için zamana karşı yarışıyor.

Şu ana kadar Gazze Şeridi’nde yeni bir ateşkes sağlama çabaları, Mısır, Katar ve ABD'nin arabuluculuğuyla varılan tek ateşkesin geçen kasım ayı sonunda sona ermesinin ardından, çatışmaların ikinci kez durdurulmasını engelleyen zorluklarla karşı karşıya. ABD merkezli internet sitesi Axios, cuma günü Fransa'nın başkenti Paris'in ev sahipliğinde düzenlenen ve Mısır, Katar, ABD ve İsrail temsilcilerinin katıldığı toplantının sonuçlarının ‘müzakerelerin gidişatında ilerleme’ gösterdiğini bildirdi.

Kudüs Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Eymen er-Rakab “Paris toplantısının ardından ortaya çıkan göstergelerin ateşkesin ilk aşamasının Ramazan ayından önce başlayabileceğini” gösterdiğine dikkat çekti. Rakab ayrıca, İsrail ile Hamas arasında daha az sayıda esir takas edileceğini ve bunların çoğunlukla kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşacağını ifade etti.

Şarku'l Avsat'a konuşan Rakab, şu ifadeleri kullandı:

Kahire, önümüzdeki iki hafta içinde, yani Ramazan ayından önce yürürlüğe girecek bir anlaşmaya varmak amacıyla hareketlerini ve iletişimini yoğunlaştırdı. Hamas ise altı hafta sürmesi beklenen ateşkesin ilk aşamasına ilişkin Paris toplantısının tutanaklarıyla alakalı vizyonu doğrultusunda, Kahire'ye hareket etme ve uygun gördüğü adımları atma yetkisi verdi.

Bir Hamas yetkilisi, cuma günü yaptığı açıklamada, hareketin Kahire'deki ateşkes görüşmelerini tamamladığını ve “şimdi arabulucuların İsrail'le hafta sonu yapılan görüşmelerden ne gibi bir sonuç çıkaracağını görmeyi beklediğini” söyledi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye başkanlığındaki bir heyet, Gazze Şeridi'ndeki durum ve esir takası konusunu görüşmek üzere geçtiğimiz hafta Mısır'da Mısır İstihbarat Başkanı Abbas Kâmil ile bir araya geldi.

Diğer yandan el-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Dr. Muhammed Abbas Naci, “Ateşkes için gösterilen tüm çabalara rağmen, altıncı ayına yaklaşan savaşın yakın zamanda sona ereceğine dair bir işaret yok” dedi.

Merkezin internet sitesinde yayınlanan bir analizde Naci, şu ifadeleri kullandı:

Bunun birçok nedeni var. Bunlar arasında, İsrail'deki aşırı sağcı hükümetin, Filistin davasını tasfiye etme yönündeki kendi vizyonunu çeşitli yollarla empoze etmek için savaşı istismar etme girişimi yer alıyor. Yine bunların arasında, ABD'nin bölge dosyalarında aktif olan ana uluslararası güç olarak rolünü teyit etme ve kendisine karşı çıkan taraflar arasındaki caydırıcılık düzeylerini ölçme çabaları da bulunuyor.

Naci, Gazze'deki savaşın yakın zamanda sona ereceğine dair hiçbir emarenin bulunmamasının nedenlerinden birinin de savaşın her iki tarafı ve onları destekleyen güçler açısından ‘zafer’ ve ‘yenilginin’ anlamının belirsizliği olduğuna dikkat çekti. İsrail'deki siyasi liderliğin, baştan beri tanımladığı manaya uygun bir ‘zafer’ elde edemediğini ve bu ‘zaferi’ başka yollardan aramaya başladığına işaret eden Naci, İsrail liderliğinin Hamas'ın tüm tutukluların serbest bırakılması yönündeki ​​talebini reddetmesini kendisi için bir ‘zafer’ olarak kullanmaya başladığını belirtti. Naci ayrıca İsrail yönetiminin, yaşadığı sivil, askeri ve ekonomik kayıplara rağmen ‘iki devletli çözüm’ ilkesine siyasi darbeler yöneltmeye çalıştığını ifade etti.

İsrail hükümetinin, Filistin devletinin tek taraflı tanınmasını reddeden bir karar taslağını 18 Şubat'ta oybirliğiyle onaylaması dikkat çekiyor. Karar Knesset'te de geniş bir onay aldı; 99 üye karara destek verirken, yalnızca dokuz temsilci karşı çıktı.



Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Somali'nin Mısır'dan askeri destek aldığını tekrar tekrar açıklaması, Addis Ababa ile çatışma halinde olan Mogadişu hükümetine verilen bu desteğin sınırları ve Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland bölgesinde bir deniz limanı elde etme çabalarına ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi, ülkesinin ‘Mısır'dan askeri yardım ve mühimmat’ aldığını açıkladı. Fiqi cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında, ‘Kahire'nin Somali için destekleyici bir rol oynadığını ve tarihsel olarak her zaman Mogadişu'yu savunduğunu’ belirtti.

Uzmanlar ve askeri yetkililer Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin şekillerini sıraladılar. Somali'nin şu anda karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları çerçevesinde bu desteğin “ortak savunma ve bilgi alışverişinin yanı sıra Afrika Birliği (AfB) barışı koruma güçlerine katılımı” da içerdiğini ifade ettiler.

Mısır, Etiyopya hükümetinin ocak ayında Somaliland ile imzaladığı ve Etiyopya'nın Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıması karşılığında, Addis Ababa'nın bir deniz limanı alacağı mutabakat zaptına karşı çıktı. Kahire söz konusu anlaşmayı ‘Somali'nin egemenliğine saldırı’ olarak değerlendirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de ‘askeri iş birliği protokolü’ imzaladı. Sisi ayrıca ülkesinin Ocak 2025'ten itibaren AfB’nin barışı koruma güçlerine katılacağını duyurdu.

Mısır Askeri Akademisi danışmanlarından Tümgeneral Pilot Dr. Hişam el-Halebi'ye göre Mısır'ın Somali'ye askeri desteği ‘Somali tarafından gelen ve Somali Cumhurbaşkanı tarafından sunulan resmi bir talebe’ dayanıyor.

El-Halebi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'nin Mogadişu'ya sağladığı güvenlik ve askeri yardım iki şekilde gerçekleşiyor. Birincisi, AfB'nin barışı koruma güçleri çerçevesinde, hafif silahlı Mısır güçlerinin de katılımıyla, güvenliğin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması. İkincisi ise iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında ikili iş birliği çerçevesinde gerçekleşiyor. Somali ordusunun etkinliğini ve yeteneklerini arttırmak için eğitim programlarını içeriyor” ifadelerini kullandı.

El-Halebi, ‘Mısır'ın askeri desteğinin kimseye karşı olmadığını ve diğer bölgesel taraflarla savaşmayı amaçlamadığını’ belirtti. ‘Mısır'ın Somali'yi terör örgütlerinin tehdidi ve Kızıldeniz bölgesinin güvenliğiyle ilgili güvenlik sorunları çerçevesinde desteklemeyi amaçladığını’ ifade eden el-Halebi, bunun, ‘Mısır'ın Libya, Sudan, Yemen ve Suriye'ye yönelik politikasıyla aynı olan, egemenliklerini korumak için çatışmalarla karşı karşıya olan ülkelerin ulusal kurumlarını desteklemeye dayanan dış politika parametreleriyle tutarlı olduğunu’ kaydetti.

Somali geçtiğimiz ağustos sonunda, Mısır'ın barışı koruma güçlerine katılımının bir parçası olarak Mısır askeri teçhizatının ve heyetlerinin başkent Mogadişu'ya geldiğini duyurdu. Bunu, Etiyopya'nın ‘bölge için risk oluşturan bazı ülkelerin dış müdahalesini eleştiren’ açıklaması izledi. Söz konusu açıklamada, ‘buna karşı kayıtsız kalınmayacağı’ belirtildi.

Öte yandan el-Halebi, Etiyopya'nın Kızıldeniz'de bir liman elde etme hamlesini eleştirerek, bunun ‘uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve Somali'nin endişesinin meşru olduğunu, zira Etiyopya'nın hamlesinin, bölgenin resmi olarak bölünmesinin bir başlangıcı olduğunu’ vurguladı.

Mısırlı Afrika uzmanı Rami Zuhdi, Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin sınırlarını ve şeklini sıralayarak, bunun ‘ortak savunma anlaşması, bilgi alışverişi, Somali silahlı kuvvetleri için eğitim programları ve AfB barışı koruma güçlerine katılımı’ içerdiğini belirtti. Zuhdi, ‘barışı koruma misyonundaki Mısır güçlerinin 10 bin personele ulaşabileceğini, bunların 7 bininin sınır korumasına, 3 bininin ise şehirlerdeki güvenlik durumunun korunmasına katılacağını’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zuhdi, “Mısır'ın istikrarı sağlama ve Somali'yi koruma arzusu, karşılıklı savunma anlaşması ve uluslararası hukuk kuralları doğrultusunda askeri iş birliği seviyesini mümkün olduğunca sınırsız hale getirebilir” dedi.

“Kahire, Somali'nin bağımsızlığından bu yana Mogadişu'ya her zaman destek olmuştur” diyen Zuhdi, ‘bu desteğin kriz dönemlerinde arttığını ve şekillerinin çoğaldığını’ belirtti. Zuhdi ayrıca ‘mevcut Somali Cumhurbaşkanı’nın Mayıs 2022’de göreve gelmesinden bu yana Kahire'yi üç kez ziyaret ettiğini’ vurguladı.

Somali, topraklarında Etiyopya birliklerinin varlığını sürdürmesi nedeniyle bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya. Zuhdi, Addis Ababa'nın AfB barış gücü misyonunun bir parçası olarak bu yılın sonunda görev süresi dolacak olan birliklerini sürdürmekte ısrar etmesi halinde gerilimin artabileceğini kaydetti.

Somali Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde basına yaptığı açıklamada, AfB barış gücü misyonuna katılan Etiyopya güçlerinin bu yılki görev sürelerinin sonunda Somali topraklarını terk etmelerini talep etti. Etiyopya güçlerinin bölgede kalışını ‘ülkesinin mevcut tüm imkanlarla mücadele edeceği askeri bir işgal’ olarak değerlendiren Fiqi, ‘Addis Ababa'nın sadece deniz limanlarını elde etmeye değil, Somali topraklarını kontrol etmeye ve egemenliğine katmaya çalıştığına’ işaret etti.