Irak’ta vilayet meclisi seçimlerinin ardından, farklı etnik ve mezhepsel bölgeler kendi yerel yönetimlerini oluşturamadı

Yetkililer Aralık ayında Kerkük’te yapılan vilayet meclisi seçimleri sırasında oy pusulalarını düzenliyor (Reuters)
Yetkililer Aralık ayında Kerkük’te yapılan vilayet meclisi seçimleri sırasında oy pusulalarını düzenliyor (Reuters)
TT

Irak’ta vilayet meclisi seçimlerinin ardından, farklı etnik ve mezhepsel bölgeler kendi yerel yönetimlerini oluşturamadı

Yetkililer Aralık ayında Kerkük’te yapılan vilayet meclisi seçimleri sırasında oy pusulalarını düzenliyor (Reuters)
Yetkililer Aralık ayında Kerkük’te yapılan vilayet meclisi seçimleri sırasında oy pusulalarını düzenliyor (Reuters)

Irak’ta vilayet meclisi seçimlerinin yapılmasından yaklaşık üç ay ve Federal Yüksek Mahkeme’nin seçim sonuçlarını onaylamasından bir buçuk aydan fazla süre sonra, farklı etnik ve mezhepsel bölgeler kendi yerel yönetimlerini hala oluşturamadı.

Çoğunlukla mezhepsel olan, (batı bölgelerinde Sünni, orta ve güney bölgelerinde Şii), farklılıklara rağmen üç valinin (Basra, Kerbela ve Vasit) görevlerine dönmesi de dahil olmak üzere, yerel yönetimler kurmayı başardı.

Ayrıca bazı yarı-karma valilikler (Bağdat, Selahaddin) aralarındaki anlaşmazlıkları çözüp, kendi yerel yönetimlerini oluşturabildiler.

rtbgrt4
Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani vilayet meclisi seçimlerinde oy kullanırken (Başbakanlık)

Etnik, dinsel ve mezhepsel açıdan çeşitlilik gösteren Kuzey Irak’taki Ninova’nın yerel yönetimi, dini ve mezhepsel çizgileri aşan siyasi mutabakatlar yoluyla oluşturuldu.

Ancak bu durum Kürtlerin iki büyük partisi aracılığıyla sahip olduğu iradesiyle çatışıyor gibi görünüyor.

Bunlar, Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Bafel Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB).

Beklentilerinin dışında sandalye kazanmalarına rağmen, iki Kürt partisi arasında fikir birliğinin olmayışı, ‘kota’ sistemi üzerinden sabit paya sahip olan diğer bazı dini unsurların yanı sıra, hem Şii, hem de Sünni Arapların güçlenmesine yol açtı.

Bu durum, onların yerel yönetimdeki önemli mevkilerin çoğuna, özellikle de valilik ve il meclisi başkanlığına sahip olmalarını sağladı.

cdf
Sudani’nin Kerkük’teki siyasi parti liderleriyle yaptığı önceki bir toplantı (Hükümet medyası)

Toplantılar ve siyasi müdahalelerin devam etmesine rağmen, Kerkük’teki ‘uzlaşma düğümü’, yerel yönetim kurma krizine çözüm bulunmasının önünde engel olmaya devam ediyor.

Hem Kerkük, hem de Bağdat’a komşu olan Diyala vilayetinde de kriz hala sürüyor.

Ancak yerel yönetimin oluşmasını engelleyen nedenler ile Kerkük’te mevki paylaşımı konusunda uzlaşı sağlanmasını engelleyen nedenler farklı.

Buradaki ana sebep aşiretle ilgili, daha ziyade tek bir aşiret içindeki bir anlaşmazlık.

Kerkük’teki sebep, Arap, Kürt ve Türkmen bileşenler arasında devam eden anlaşmazlık nedeniyle ulusal bir boyut kazandı.

Şarku’l Avsat’ın bilgili kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Başbakan Sudani, Kerkük Vilayet Meclisi’ne üye olan siyasi güçlerin, gelecek Mart ayı başında ikinci toplantısına ev sahipliği yapacak.

fdev
Peşmerge mensupları Kerkük’ün eteklerinde Mesut Barzani’nin fotoğrafının altında (EPA-Arşiv)

Kaynaklara göre, Sudani yaklaşık bir hafta önce bu güçleri ağırladı.

Valilerin, hükümeti tarafından onaylanan program ve projeleri uygulamaya başlayabilmesi için meseleyi çözmek isteyen Sudani, sandalye dağıtımına yönelik hızlı karar alınması konusunda kendileriyle ciddi mutabakata vardı.

Ancak anlaşmazlık hala devam ediyor, bu da projelerin başlamasının ertelenmesi anlamına geliyor.

Kerkük İl Meclisi üyesi Pervin Fatih dün yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi;

“Kürtleri temsil eden iki blok (Kürdistan Demokrat Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği) Kerkük vilayetinin yönetiminde önemli pozisyonlara gelecek adayların isimleri üzerinde henüz anlaşmaya varmadı. Mart başındaki toplantıda, Kürt, Arap ve Türkmen blokları, yeni Kerkük yönetiminin oluşumuna karar vermek amacıyla talep belgelerini sunacak.”

Kerkük Türkmenleri ise, müzakere belgesini hazırlama ve göreve gelecek adayları belirleme sürecinde olduklarını bildirdi.

İl Meclisi üyesi Ahmed Remzi basın açıklamasında, “Kerkük’ün tüm blokların temsil edildiği ortak bir yönetime ihtiyacı olması nedeniyle, Türkmenlerin de bir Türkmen valiyi aday gösterme hakkı vardır” dedi.

2005 yılında Kerkük’te il meclisleri için bir seçim yapılmış, daha sonra iç anlaşmazlıklar ve sorunlar nedeniyle durdurulmuştu.

Diğer valiliklerde ise seçim süreci 2013 yılından bu yana durmuş durumda.

Ekim 2019’daki gösteriler, valilik konseylerinin kaldırılmasına yol açmış, bu konseyler Federal Yüksek Mahkeme’ye yapılan itiraz sonucunda 2021’de yeniden göreve getirilmişti.

Bu da, 2023 sonunda düzenlenen seçim atmosferini yarattı.

gbngt
Diyala bölgesinden arşiv fotoğrafı (Sosyal medya)

Diyala’daki ihtilaf etnik olmaktan ziyade mezhepsel (Şii-Sünni), zira vilayetin Hanekin ve Mandali gibi bazı bölgelerinde Kürtler var.

Ancak şu anki asıl sorun, İl Meclisi’nin sandalye dağılımı konusundaki anlaşmazlığı çözememesinde yatıyor.

Beni Temim aşiretinden adaylar valilik için yarışıyor. Bunların çoğu, Hadi El-Amiri liderliğindeki Bedir Örgütü’ne üye.

Amiri, eski vali Muthanna et-Tamimi’nin varlığı nedeniyle, geçtiğimiz günlerde aşiretin valilik pozisyonuna aday olan 15 adayını da reddetti.

Eski vali, bu konuda İl Meclisi’nin başkanlığını üstlenen birçok Sünni güç tarafından destekleniyor.

Ancak aşiret içindeki anlaşmazlıklar, müdahalelere ve arabuluculuklara rağmen, sorunun çözülmesine engel oldu.



Mısır'dan Gazze Şeridi'ne 200 yardım tırı girdi

(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
TT

Mısır'dan Gazze Şeridi'ne 200 yardım tırı girdi

(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)

Mısır medyası bugün, ‘200 yardım tırının Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne girdiğini’ bildirdi.

Kahire el-İhbariyye televizyonu, ‘insani yardım konvoyundaki yüzlerce tırın, kuşatma altındaki bölgeye yardımların girişi için belirlenen Kerem Şalom ve el-Avce sınır kapılarından Gazze Şeridi'ne girmeyi beklediğini ve İsrail işgal makamları tarafından inceleme ve denetime tabi tutulduğunu, bu makamların tırların girişine izin verebileceğini veya engelleyebileceğini’ belirtti.

Kanal, bugün yakıt ve gaz yüklü tırlar da dahil olmak üzere daha fazla tırın Gazze Şeridi'ne girmesini bekliyor.

Refah Sınır Kapısı’nın ne zaman açılacağı konusunda belirsizlik

İsrail medyası bugün, Mısır'dan Gazze Şeridi'ne yardım ulaştırılması için Refah Sınır Kapısı’nın açılma tarihi konusunda farklı haberler yayınladı. İsrail Yayın Kurumu, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’nın bugün yeniden açılmasına izin vereceğini duyurdu. Kurum, internet sitesinde şu açıklamayı yaptı: “Birleşmiş Milletler (BM), akredite uluslararası kuruluşlar, özel sektör ve bağışçı ülkeler tarafından insani yardım taşıyan 600 tır bugün Gazze Şeridi'ne gönderilecek.”

Öte yandan İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a bağlı Ynet internet sitesi, bir güvenlik yetkilisinin, Refah Sınır Kapısı’nın bugün ve büyük olasılıkla yarın da açılmayacağını, açılış tarihinin ‘bilinmediğini’ söylediğini aktardı. Adı belirtilmeyen yetkili, sınır kapısının bugün açılmasının lojistik olarak imkânsız olduğunu, ‘önceden sahaya gidip doğrulama yapılması ve bir ekip gönderilmesi gerektiği için bunun zaman alacağını’ belirtti.

Gazze Çocukları (Reuters)Gazze Çocukları (Arşiv-Reuters)

Güvenlik yetkilisi, anlaşma uyarınca insani yardım malzemesi yüklü 600 tırın Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan girdiğini söyledi. Bu arada Ynet internet sitesi, güvenlik kaynaklarına dayanarak, Hamas'ın dün teslim ettiği dört cesetten birinin İsrailli rehinelere ait olmadığını bildirdi.

BM ve yardım kuruluşları, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine saldırmasının ardından iki yıl süren savaş sonrası Gazze Şeridi'nin ciddi bir insani krizle karşı karşıya olduğu bir dönemde sınır kapısının yeniden açılması çağrısında bulundu. Ağustos sonunda BM Gazze'de kıtlık ilan etti.

BM, ‘siyasi liderlik’ tarafından alınan Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması kararının, Hamas'ın dün geç saatlerde, cuma günü yürürlüğe giren Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması kapsamında dört rehinenin cenazesini teslim etmesinin ardından geldiğini açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğunda imzalanan anlaşmaya göre, Hamas ateşkesin yürürlüğe girmesinden itibaren 72 saat içinde hayatta olan ve ölü tüm rehineleri teslim edecekti. Yaşayan 20 rehinenin tamamı zamanında serbest bırakılırken, dün akşam itibarıyla İsrail, öldürülen 28 rehinenin cesetlerinden sadece sekizini teslim aldı.

Gazzeli çocuklar yem yiyor ve tuzlu su içiyor (AFP)Gazzeli çocuklar yem yiyor ve tuzlu su içiyor (Arşiv-AFP)

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir dün, Hamas'ın Gazze Şeridi'nden askerlerin cenazelerini iade etmemesi halinde Gazze'ye yardım malzemesi girişinin kesileceği tehdidinde bulundu. İsrail Yayın Kurumu, yardımların geçmesi için Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması kararının, İsrail'in Hamas'ın bugün diğer dört rehinenin cesetlerini iade etme niyetini bildirmesinin ardından alındığını bildirdi. Ancak Hamas bu kararı henüz doğrulamadı.


Eski İsrail Başbakanı Olmert: İki devletli çözüme alternatif yok ve Trump savaşı durdurarak fark yarattı

ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)
TT

Eski İsrail Başbakanı Olmert: İki devletli çözüme alternatif yok ve Trump savaşı durdurarak fark yarattı

ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)

Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Gazze Anlaşması'na ilişkin yorumlarında, iki devletli çözüme dayalı barışçıl bir çözümden başka alternatif olmadığını belirtti.

Olmert, İngiliz The Independent gazetesinde yayınlanan yazısında, "Her iki tarafın karşılıklı haklarını tanıyan iki devlet çerçevesinde ilerlemek için herhangi bir ivmenin olmaması ve statükonun devam etmesi halinde tekrar savaşa döneceğimizi" ifade etti.

Eski İsrail başbakanı, “Şu anda önemli olan soru, savaşın geçici olarak durdurulması, İsrail'in Gazze'den kısmi çekilmesi ve Hamas'ın sınırlı faaliyetlerinin devam etmesinin, tüm Ortadoğu'yu değiştirecek ve iki devletli çözüme dayalı İsrail-Filistin barışına yol açacak cesur bir siyasi hamlenin başlangıç noktası olup olmayacağıdır” dedi.

Olmert makalesinde ayrıca barışın “1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan ve Kudüs'ün Eski Şehri'nin İsrail veya Filistin egemenliğine tabi olmadığı, İsrail Devleti'nin yanında bir Filistin devletinin kurulmasıyla” sağlanabileceğini belirtti. “Kendi ordusu olmayan, İsrail Devleti'ne komşu, silahsızlandırılmış bir Filistin devleti” ifadesini kullandı.

Barış anlaşması değil, savaşı sona erdirme anlaşması

2006-2009 yılları arasında görev yapan eski İsrail başbakanı, İsrail Knesset'inde olağanüstü ve duygusal bir törenle kutlanan Gazze anlaşmasını bir barış anlaşması değil, savaşı sona erdirme anlaşması olarak değerlendirdi. Olmert, bunun “Gazze savaşını sona erdirmek, esirleri (yaşayan ve ölenleri) iade etmek, Filistinli esirleri serbest bırakmak ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesini sağlamak için yapılan bir anlaşma” olduğunu belirtti. Anlaşma, Gazze Şeridi üzerinde askeri kontrol sağlamak ve Hamas'ın askeri gücünü yeniden kazanma girişimlerini önlemek için Filistinli, Mısırlı ve Ürdünlü askerlerden oluşan ortak bir güvenlik gücü kurulmasını da içeriyor. Anlaşma ayrıca, Türkiye, Katar, Mısır, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair ve ABD Başkanı'nın da dahil olduğu uluslararası denetim altında, Hamas yerine Gazze'deki hükümeti yönetmek üzere bir teknokratlar komitesinin kurulmasını da öngörüyor.

Trump'ın etkisi

Olmert, ateşkes anlaşmasını, kendi deyimiyle, “ABD Başkanı Donald Trump sayesinde birkaç hafta önce beklenmedik bir şekilde gerçekleşen etkileyici bir düzenleme” olarak değerlendirdi.

Olmert ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump müdahale edene kadar savaşı durdurmaya yönelik tüm uluslararası çabaların başarısız olduğunu da belirtti. Olmert şöyle yazdı: “Trump, Netanyahu'yu Katar Başbakanı'ndan özür dilemeye zorlamaya karar vermeseydi, hâlâ savaşın ortasında olurduk. Trump dışında hiçbir lider bu olaylar zincirini başlatamazdı.”

Olmert, “Emmanuel Macron, Keir Starmer, Kanada Başbakanı Mark Carney ve uluslararası toplumdaki birçok kişinin çabaları savaşın sona ermesine katkıda bulundu. Onlara teşekkür ve minnettarlığımızı sunmalıyız. Ancak, sadece bir lider radikal bir fark yarattı” dedi.

Hamas'ı yok etmeyen acı bir darbe

Olmert, Trump'ın İsrail Knesset'indeki konuşmalarının, özellikle “iki yıl süren kanlı ve acı verici çatışmaların hatıralarıyla dolu” dönemin ardından, henüz siyasi bir plan olmadığını belirtti.

Olmert, “İsrail hükümeti, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ifade ettiği sert tutumu terk etmeyi kabul etti” diye yazdı. Hamas'ı tamamen yok etmedi, ancak ona acı bir darbe indirdi. Gazze Şeridi neredeyse tamamen yıkıldı ve birçok Gazze sakini hala binaların enkazı altında gömülü durumda olabilir" diye yazdı.

Olmert, “Gazze'de öldürülenlerin büyük bir kısmı – 67 binden fazla – terörle hiçbir ilgisi olmayan kişilerdi, ancak 7 Ekim'deki saldırının ardından başlayan İsrail askeri harekatının kurbanlarıydılar” dedi.

Olmert, makalesini, birçok İsraillinin hala Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin tamamını ilhak etmeyi ve bu bölgelerin sakinlerini sürmeyi hayal ettiğini belirterek sonlandırdı. Şarku’l Avsat’ın The Independent’ten aktardığına göre Olmert, “Birçok Filistinli, çatışmayı yeniden başlatmak umuduyla Hamas'ın askeri kapasitesini yeniden inşa etmeyi umuyor ve hem Filistinliler hem de İsrailliler, yıkım ve tahribatın sürüklediği ütopik hayallerin tutsağı olmaya devam ediyor. Ancak sadece Trump iki halk için iki devlet çözümünü kabul ederek bu dönüşümü gerçekleştirebilir” ifadelerini kullandı.


Sudan'ın başkentine İHA saldırısı

Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)
Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)
TT

Sudan'ın başkentine İHA saldırısı

Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)
Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)

Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan askeri kaynaklar ve tanıklar, bugün Sudan'ın başkenti Hartum'a insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenlendiğini ve söz konusu saldırıların patlamalara neden olduğunu bildirdi.

‘Hava savunma sistemlerinin İHA’ların çoğunu düşürdüğünü’ doğrulayan askeri kaynaklar, “Aralarında kamikaze İHA’ların da bulunduğu on tanesi, Omdurman'ın kuzeyindeki Sarkab ve Halid bin Velid kamplarına saldırdı” dedi.

Omdurman sakinleri olan tanıklar, sabahın erken saatlerinden itibaren şehir üzerinde uçan İHA’ları gördüklerini ve kuzeyden gelen şiddetli patlama sesleri duyduklarını belirtti.