Şam’ın Irak’a giden bir sevkiyata el koyduğunu duyurmasıyla Captagon meselesi daha karmaşık bir hale geldi

Duyuru, Irak’ın ‘uyuşturucuyla mücadeleye yönelik güvenlik hareketinin merkez noktası’ olmayı planladığını açıklamasından bir gün sonra geldi.

Irak-Suriye sınırındaki Elbukemal ve El-Kaim sınır kapılarında güvenlik uygulamaları sürüyor. (Reuters)
Irak-Suriye sınırındaki Elbukemal ve El-Kaim sınır kapılarında güvenlik uygulamaları sürüyor. (Reuters)
TT

Şam’ın Irak’a giden bir sevkiyata el koyduğunu duyurmasıyla Captagon meselesi daha karmaşık bir hale geldi

Irak-Suriye sınırındaki Elbukemal ve El-Kaim sınır kapılarında güvenlik uygulamaları sürüyor. (Reuters)
Irak-Suriye sınırındaki Elbukemal ve El-Kaim sınır kapılarında güvenlik uygulamaları sürüyor. (Reuters)

Şam yönetimi, Irak’a gitmekte olan soğutuculu bir kamyondaki Captagon sevkiyatına el koyduğunu duyurdu. Suriye resmi televizyonu, komşu ülkelerden birinden gelen (ismi belirtilmedi) kamyonun Suriye topraklarını geçip Irak’a doğru giderken durdurulduğunu belirtti. Ele geçirilen malzemelerin miktarı ve arkasında kimlerin olduğu ise açıklanmadı.

Bundan bir gün önce, Irak resmi haber ajansı INA’ya göre Irak İçişleri Bakanı Abdulemir eş-Şemmeri, Altıncı Bağdat Uluslararası Diyalog Konferansı sırasında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin Irak’ı ‘uyuşturucu ile mücadele etmeye yönelik güvenlik hareketinin merkez noktası’ yapma yaklaşımına ilişkin açıklamasını aktardı.

Bakan Şemmeri, 17 Şubat’ta Ürdün’de Irak, Suriye ve Lübnan’ın katılımıyla gerçekleştirilen uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele konulu bir toplantıda uyuşturucuyla mücadele için ‘Ürdün, Lübnan ve Suriye ile ortak temas hücresi’ kurulduğunu duyurmuştu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre temas hücresinin kurulmasıyla zamandan tasarruf edilmesi ve uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı çetelerinin takibi amaçlanıyor. Iraklı Bakan ayrıca, 2023 yılı itibariyle üç yıllığına hazırlanan ve 24 ortakla 15 hedefin yer aldığı kapsamlı bir strateji kapsamında komşu ülkelerle büyük bir iş birliği yürütüldüğüne ve iyi sonuçlara ulaşıldığına dikkat çekmişti.

Zorlu bir mesele

Şarku’l Avsat’a konuşan Şam’daki kaynaklar, İran’a bağlı milislerin ve iktidardaki bazı nüfuzlu kişilerin uyuşturucu meselesine dahil olması nedeniyle bölgedeki uyuşturucu sorununun daha karmaşık bir hale geldiğini söylediler. Washington merkezli New Lines Araştırma Enstitüsü’ne göre Suriye rejimi önemli bir gelir kaynağı sayılan uyuşturucudan 2021’de yıllık yaklaşık 5,7 milyar dolar gelir elde etti. Ürdün ve Arap ülkeleri bu konuda baskı yapsa da, Suriye’nin, İran’ın borçlarının ve çökmüş bir ekonominin ağırlığı altında olduğu için ‘manevra yapmaktan’ başka seçeneği yok. Bu mesele, savaş ve güvenlik zafiyetleri sonucunda Suriye, Lübnan ve Irak’ta uyuşturucu endüstrisi ve ticaret faaliyetinin artmasının ardından Ortadoğu’da bölgesel ilişkiler masasının en çok konuşulan meselelerinden biri haline geldi. Nitekim bu ticaret artık Ürdün ve Körfez ülkeleri de dahil olmak üzere Arap ülkelerinde ulusal barışı ve güvenliği tehdit ediyor.

İngiltere ve ABD kuruluşlarından gelen tahminler, dünyadaki Captagon üretiminin yüzde 80’inin kaynağının Suriye olduğunu gösteriyor. Bu durum Mart 2023’te Washington’u yetkililere yakın bazı Suriyeli ve Lübnanlı isimlere yaptırım uygulamaya yöneltmişti.

Gözlemcilere göre Ürdün’ü Suriye’yi Arap Birliği’ne döndürme çabasına iten şey uyuşturucu sorunuydu. Suriyeli mültecilerin geri dönüşü ve Suriye’deki duruma Birleşmiş Milletler (BM) kararlarıyla tutarlı siyasi bir çözüm bulunmasına ilişkin şartların yanı sıra uyuşturucu meselesi, Arap ülkelerin Şam’la ilişkilerini normalleştirmesini tamamlamasına yönelik şartlardan biriydi.

Şam’ın geçen mayıs ayında Arap Birliği koltuğuna dönmesinin ardından, Temmuz 2023’te Suriye sınırından Ürdün’e yapılan uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele için bir Suriye-Ürdün ortak komitesi toplanmıştı. Ancak kaçakçılık faaliyetleri durmamış ve Ürdün, kaçakçılık çeteleriyle çatışmalara girmek üzere sınır bölgesine ordusunu göndermişti.

Ürdün geçtiğimiz aylarda, Suriye topraklarında uyuşturucu kaçakçılarının kullandığını iddia ettiği yerleri uçaklarla hedef almıştı. Bu saldırılardan biri, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda’nın bir köyünde 10 sivilin ölümüyle sonuçlanmıştı. Böylece gerilim yeniden Ürdün-Suriye ilişkilerine hâkim olmuştu. Suveyda’daki silahlı muhalif gruplar ve sivil toplum grupları, Suveyda’daki kaçakçılık çeteleriyle mücadelede Ürdün ile iş birliği yapmaya hazır olduklarını duyurmuştu. Bunun amacı Ürdün’ün Şam’ın uyuşturucu üretimini ve kaçakçılık çetelerini kontrol etme becerisinden şüphe ettiği bir dönemde, sivillerin ölümüne yol açabilecek olası Ürdün hava saldırılarından kaçınmaktı.

Bu gelişmelerin ardından 17 Şubat’ta Amman’da dörtlü (Ürdün, Suriye, Irak ve Lübnan) toplantı yapıldı. Toplantının sona ermesinden birkaç saat sonra Ürdün, Suriye’den Ürdün’e uzanan büyük bir uyuşturucu kaçakçılığı operasyonunu engellediğini, beş kaçakçının öldürüldüğünü ve dördünün de yaralandığını duyurdu. Bu, şubat ayında düzenlenen ikinci operasyondu. Daha önce ayın başında Ürdün güçlerinin Körfez ülkelerine götürülmek üzere Suriye’den Ürdün’e yapılan uyuşturucu kaçakçılığı girişimini engellemesi sonucu üç kaçakçı öldürüldü. Ertesi gün Şam Savunma Bakanlığı ‘büyük miktarda’ esrar ve Captagon hapına el konulduğunu bildirdi.

Açıklamada ayrıntıya girmeden Sınır Muhafız Birlikleri’nin Ürdün sınırı yakınındaki Suriye Çölü bölgesinde 120 bin Captagon hapının yanı sıra 445 kilogram esrara el koyduğu kaydedildi.

Ürdün, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yaptığı çağrılarda Şam’ı, Suriye’den Ürdün’e uyuşturucu akışını engellemek için pratik adımlar atmaya davet ediyor. Suriye sınırından yapılan uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ‘ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit olarak nitelendirilerek Ürdün’ün bu tehlikeyle ve arkasındakilerle mücadele etmeye devam edeceği’ vurgulanıyor.



İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)

İsrail yetkilileri bugün, kuzey İsrail'de bir Filistinli tarafından gerçekleştirilen bıçaklı ve araçla saldırıda iki kişinin öldüğünü açıkladı.

 İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)

İsrail acil servisleri, yaklaşık 68 yaşında bir adamın araç çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail kamu yayın kuruluşu Kan ise yaklaşık 20 yaşında bir kadının bıçaklanarak öldürüldüğünü duyurdu.

 Ayrıca, iki kişinin de hafif yaralandığı belirtildi.

İsrail polisi, şüpheli saldırganın işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan bir Filistinli olduğunu açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya saldırganın memleketi olan Batı Şeria'daki Kabatiye kasabasında operasyon başlatma emri verdi.

Ofisinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Savunma Bakanı Yisrael Katz, cani teröristin geldiği Kabatiye’ye karşı İsrail ordusuna güçlü ve derhal harekete geçme talimatı verdi. Amaç, tüm teröristleri tespit edip etkisiz hale getirmek ve kasabadaki terörist altyapıyı çökertmektir."


Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan görüşmelerin henüz somut sonuç vermediğini belirterek, ülkenin kuzeydoğusundaki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesi konusundaki söylemlerin, icraat adımları atılmadan teorik ifadelerden ibaret kaldığını kaydetti.

Suriye Haber Ajansı'na (SANA) konuşan kaynak, Suriye'nin birliğine yapılan tekrarlanan vurgunun, ülkenin kuzeydoğusundaki gerçeklikle çeliştiğini, burada devlet çerçevesinin dışında ayrı ayrı yönetilen idari, güvenlik ve askeri kurumların bulunduğunu ve bunun da sorunu çözmek yerine "bölünmeyi sürdürdüğünü" söyledi.

 SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)

Sözlerine şöyle devam etti: "SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun devam edeceğine dair sürekli işaretlerine rağmen, bu görüşmeler somut sonuçlar vermedi. Bu söylemin, gerçek bir durgunluk ve uygulamaya geçme konusunda gerçek bir irade eksikliği ışığında, medya amaçlı ve siyasi baskıları absorbe etmek için kullanıldığı görülüyor."

Sözlerine şöyle sürdürdü: “Kuzeydoğu Suriye'deki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesiyle ilgili konuşmalar, somut adımlar veya net zaman çizelgelerinden yoksun, teorik ifadeler alanında kalmıştır. Bu durum, SDG ile imzalanan 10 Mart anlaşmasına olan bağlılığın ciddiyeti konusunda şüpheler uyandırıyor.”

Petrol dosyasına gelince, Dışişleri Bakanlığı'ndaki resmi kaynak, SDG liderliğinin petrolün tüm Suriyelilere ait olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarının, “devlet kurumları içinde yönetilmediği ve gelirleri genel bütçeye dahil edilmediği sürece” güvenilirliğini kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre kaynak, görüşlerin yakınlaşmasından bahsetmenin, “zaman sınırlı uygulama mekanizmalarına sahip net, resmi anlaşmalara dönüştürülmedikçe anlamsız kaldığını” vurguladı.

Ayrıca, askeri dosyadaki anlaşmalardan bahsetmenin, "Suriye ordusu çerçevesinin dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesiyle bağdaşmadığını, bunun egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini" ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağı, aynı durumun "sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerli olduğunu, bunun da ulusal egemenlik ilkelerine aykırı olduğunu" belirtti.


Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada altı kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.