Gazze savaşı… ‘Ateşkes engellerini’ aşmak için mekik diplomasisi

Mısırlı kaynaklar: Doha ve Kahire'de teknik toplantılar yapılıyor

Yardım kamyonları, Mısır ile Refah sınırının Filistin tarafında boşaltılma beklentisinde Gazze'ye girdi (AFP)
Yardım kamyonları, Mısır ile Refah sınırının Filistin tarafında boşaltılma beklentisinde Gazze'ye girdi (AFP)
TT

Gazze savaşı… ‘Ateşkes engellerini’ aşmak için mekik diplomasisi

Yardım kamyonları, Mısır ile Refah sınırının Filistin tarafında boşaltılma beklentisinde Gazze'ye girdi (AFP)
Yardım kamyonları, Mısır ile Refah sınırının Filistin tarafında boşaltılma beklentisinde Gazze'ye girdi (AFP)

Kahire ve Doha'daki arabulucular İsrail ile Hamas arasındaki ‘ateşkes engellerini’ aşmak için mekik diplomasisi gerçekleştirirken Mısır, Katar, ABD, İsrail ve Hamas hareketinden temsilcilerin katılımıyla dün Katar'da müzakereler yeniden başladı.

Kahire Haber Kanalı'nın aktardığı bilgiye göre Mısırlı bir kaynak dün, "Gazze Şeridi'nde ateşkes için müzakereler, Katar'ın başkenti Doha'da uzmanlar düzeyinde yapılacak toplantılar ve ardından Kahire'de yapılacak diğer toplantılarla yeniden başlatılacak” dedi.

Kanalın adını vermediği kaynaklar, "Doha ve Kahire görüşmeleri, son Paris toplantısında konuşulanların devamı olarak Hamas hareketinden bir heyetin yanı sıra Mısır, Katar, ABD ve İsrail'den uzmanların da katılımıyla gerçekleşiyor" dedi.

Kaynaklar, ‘Doha ve Kahire'deki ateşkes görüşmelerinin amacının Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanması ve esir-tutuklu değişimi konusunda anlaşmaya varmak olduğunu’ belirtti.

Fransa'nın başkenti Paris, Cuma günü, Mısır, Katar, ABD ve İsrail'den yetkililerin katılımıyla ateşkes ve esir değişimi anlaşmasını görüşmek üzere bir toplantıya ev sahipliği yaptı. ABD merkezli haber sitesi Axios, Paris toplantısının sonuçlarının ‘müzakerelerin gidişatında ilerlemeyi’ gösterdiğini yazdı.

Paris toplantısı, Hamas liderlerinden oluşan bir heyetin Çarşamba günü Kahire'de yaptığı ve ‘Ramazan'dan önce ateşkes sağlanması umuduyla görüş açılarını birbirine yaklaştırmayı’ amaçlayan görüşmelerin peşinden geldi.

Bu ayın başlarında Kahire, Gazze'de bir ateşkes önerisini tartışmak üzere Katar Başbakanı'nın yanı sıra Mısır, İsrail ve ABD'nin istihbarat şeflerinin de yer aldığı dörtlü, bir anlaşmaya varılamadan sona eren toplantıya ev sahipliği yaptı. Benzer bir toplantı da Paris'te yapılmıştı.

El Fetih hareketinin lideri, Kudüs Üniversitesi'nde hukuk ve siyaset profesörü Dr. Cihad el-Harazin, ‘Ramazan ayının başlamasıyla birlikte bir ateşkes anlaşması olasılığı konusunda iyimser’ olduğunu ifade ederek Şarku'l Avsat'a "Anlaşmanın yakın olduğunu gösteren bir grup olumlu işaret var; bunların en başında İsrail'in bir atılımdan söz eden açıklamaları ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin anlaşmayı ve anlaşmanın teknik yönlerini görüşmek üzere Katar'a bir heyet gönderme kararı” açıklamasında bulundu.

İsrail Yayın Kurumu'na göre İsrail Savaş Konseyi Cumartesi günü, Paris'te müzakereciler ve arabulucular arasında yapılan toplantının müzakereler için sağlam bir temel oluşturduğu belirtilerek ateşkes ve tutuklu değişimine ilişkin görüşmelerin devam etmesi için yakın zamanda Katar'a bir heyet gönderilmesine yeşil ışık yaktı. Yapılacak anlaşmanın Ramazan ayından önce uygulamaya konması ve 10 Mart'ta yürürlüğe girmesi bekleniyor.

El-Harazin “Katar ve sonrasında Kahire'deki görüşmelerde, esir takası anlaşması çerçevesinde her iki taraftan serbest bırakılacakların, bölgeye getirilecek yardım tırlarının sayısı ve bu dönemde İsrail güçlerinin Gazze'de konuşlanacağı yerler ile ilgili teknik konular üzerine yoğunlaşılacak” dedi.

El-Harazin, ‘önerilen çerçevenin son Paris toplantısında onaylanmasının ardından Doha ve Kahire toplantılarının gerçekleştiğine ve esir değişim anlaşmasını 6 haftalık bir ateşkes anlaşmasının üzerine inşa edilebileceğine’ dikkati çekerek ‘mevcut teklif, İsrail hapishanelerindeki 400 Filistinli mahkûm karşılığında Hamas tarafından tutulan 40 esirin serbest bırakılmasından bahsediyor. Yerinden edilmiş Filistinlilerin koşullarının ve onlara yardım yollarının, özellikle de yoksulluk ve açlık konusunda çektikleri sıkıntıların konuşulabilmesi için anlaşmanın başarıya ulaşmasının önemini’ vurguladı.

İsrail Yayın Kurumu, Paris görüşmelerine aşina olan kaynakların şu sözlerini aktarmıştı:

Savaş Konseyi tarafından onaylanan yeni çerçeveye göre, serbest bırakılan her tutuklu için çatışmalar bir gün süreyle duracak, toplam 6 hafta boyunca 40 kişinin serbest bırakılması ve her tutukluya karşılık 10 Filistinli tutuklu serbest bırakılacak.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanı Dr. Muhammed Izze’l-Arab, Şarku'l Avsat'a “Kahire'de bölgesel istikrarı desteklemek amacıyla ateşkesin sağlanması, Gazze’de yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve Ortadoğu'nun en önemli sorunlarından birine Filistin meselesine çözüm bulmak için çabalar var” dedi ve ‘bu çabalara baskı yapan engellere’ dikkati çekti.

“Bu engellerin başında, Başbakan Netanyahu’nun temsil ettiği siyasi kanadın aşırılık yanlısı davranışları olduğu, Netanyahu’nun askeri, güvenlik, kamuoyu, tutuklu ailelerinin ve ABD'nin ısrar ettiği geçici ateşkes baskısıyla karşı karşıya, ancak  İsrail'deki iktidar koalisyonu içinde Hamas’ın herhangi bir talebine yanıt verilmesine karşı çıkan bazı sesler de var" diyen Izze’l-Arap, tutuklu değişimi anlaşması çerçevesinde şu anda önerilenin, Hamas tarafından tutulan her esire karşılık 10 Filistinlinin serbest bırakılması olduğunu ve bazılarının bunu hareket için bir zafer olarak gördüğünü, İsrail’in savaş sırasında büyük kayıplar verdiğini ve belirlediği hedeflere ulaşamadığını belirtti.

Mısır-Katar arabuluculuğuyla iki tarafın Kasım ayında ilan ettiği tek ateşkes sonucu, İsrail hapishanelerindeki 240 Filistinli tutuklu karşılığında 105 rehine serbest bırakıldı.

Pazar günü İsrail Başbakanı, “Devam eden görüşmelerin rehinelerle ilgili bir anlaşmayı kapsayıp kapsamayacağı henüz belli değil" dedi. CBS News'e konuşan Netanyahu, ayrıntıları açıklamayı reddetti fakat Hamas hareketinin ‘mantıklı bir çözümü kabul etmesi’ gerektiğini ve Filistinli sivillerin tahliyesini ve Hamas tugaylarının yok edilmesine yönelik bir operasyonu içeren ikili askeri planı gözden geçirmek için ekibiyle daha sonraki bir zamanda buluşacağını belirtti.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ise pazar günü yaptığı açıklamada, ABD, Mısır, Katar ve İsrail'in Gazze'de geçici ateşkes için rehine anlaşmasının temel şartlar konusunda mutabakata vardığını söyledi. Sullivan, CNN'e yaptığı açıklamada, Katar ve Mısır tarafından Hamas hareketiyle dolaylı görüşmelerin yapılması gerektiğini kaydederek anlaşmanın halen müzakere aşamasında olduğunu belirtti.



Umman ve Lübnan, İsrail'in saldırılarını kınadı ve gerilimin artmasını önlemeye yönelik uluslararası çabaları destekledi

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
TT

Umman ve Lübnan, İsrail'in saldırılarını kınadı ve gerilimin artmasını önlemeye yönelik uluslararası çabaları destekledi

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)

Umman ve Lübnan, bugün yayımladıkları ortak bildiride, İsrail’in Lübnan topraklarına yönelik süregelen saldırılarından ve Arap topraklarının işgalinden derin kaygı duyduklarını belirtti. Bildiride, bu adımların 1701 sayılı kararın ve uluslararası meşruiyete ilişkin kararların açık ihlali olduğu vurgulandı.

Taraflar ayrıca, 4 Haziran 1967 sınırları üzerinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını öngören Arap tutumunun değişmezliğini yineledi. Bildiride, Arap dayanışmasının güçlendirilmesinin, devletlerin egemenliğine saygının ve iyi komşuluk ilkeleri ile uluslararası hukukun öneminin altı çizildi.

Ortak bildiri, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın Umman’a gerçekleştirdiği ziyaretin sonunda yayımlandı. Avn, ziyareti sırasında Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile iki oturumdan oluşan görüşmeler yaptı.

Bildiride, Avn’ın ziyaretinin ‘Umman ile Lübnan arasındaki köklü kardeşlik ilişkilerinden’ kaynaklandığı ve ikili iş birliğini güçlendirme iradesini yansıttığı ifade edildi.

Sultan Heysem bin Tarık ile Cumhurbaşkanı Avn’ın gerçekleştirdiği resmi görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkiler ele alındı; taraflar siyasi, ekonomik, yatırım, bankacılık, turizm, ulaşım ve lojistik hizmetler gibi alanlarda iş birliğini genişletme kararlılıklarını dile getirdi.

İki ülke, ikili iş birliğini güçlendirecek yeni anlaşmalar ve mutabakat zaptlarının imzalanması için çalışma yürütme konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ticari, kültürel ve bilimsel değişimi destekleme; özel sektörün ortaklık ve kalkınma fırsatlarından daha geniş biçimde yararlanmasının teşvik edilmesi kararlaştırıldı.

Bölgesel gelişmeler

Bölgesel gelişmelere ilişkin bölümde, iki taraf İsrail’in Lübnan topraklarına yönelik devam eden saldırıları ile Arap topraklarının işgalinden duydukları derin kaygıyı dile getirdi. Bu adımların, 1701 sayılı kararın ve uluslararası meşruiyetin açık ihlali olduğu vurgulandı. Taraflar, saldırıların derhal durdurulması ve işgal altındaki tüm Lübnan ve Arap topraklarından tam çekilme çağrısında bulundu. Ayrıca gerilimin önlenmesi, istikrarın sağlanması, yerinden edilenlerin dönüşünün kolaylaştırılması ve yeniden imar çabalarına destek verilmesi gerektiği ifade edildi.

Umman tarafı, Lübnan’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne tam destek verdiğini yinelerken, devlet kurumlarının -başta Lübnan ordusu ve meşru güvenlik güçleri olmak üzere- güçlendirilmesinin ve Lübnan liderliğinin yürüttüğü ekonomik, mali ve idari reformların desteklenmesinin önemini vurguladı.

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, bu sabah Maskat’taki el-Alam Sarayı'nda özel bir oturum gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın Umman resmi haber ajansı ONA’dan aktardığına göre, görüşmede iki ülkeyi ilgilendiren çeşitli konularda görüş alışverişinde bulunuldu. Ayrıca, iki ülke ve iki halkın yararına olacak iş birliği ve ortaklık fırsatlarının güçlendirilmesinin önemine dikkat çekildi; kültürel, ekonomik ve kalkınma alanları da dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde bağların daha da sağlamlaştırılması gerektiği belirtildi.


Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz