Eski Libya Veliaht Prensi Senusi: Libya toplumunun devletini kurmak için uygun formül monarşidir

Independent Türkçe Genel Koordinatörü Muhammed Zahid Gül, Eski Libya Veliaht Prensi Muhammed es-Senusi ile konuştu

Eski Libya Veliaht Prensi Muhammed er-Rıza el-Hasan es-Senusi
Eski Libya Veliaht Prensi Muhammed er-Rıza el-Hasan es-Senusi
TT

Eski Libya Veliaht Prensi Senusi: Libya toplumunun devletini kurmak için uygun formül monarşidir

Eski Libya Veliaht Prensi Muhammed er-Rıza el-Hasan es-Senusi
Eski Libya Veliaht Prensi Muhammed er-Rıza el-Hasan es-Senusi

Muhammed Zahid Gül 

61 yaşındaki Eski Libya Veliaht Prensi Muhammed er-Rıza el-Hasan es-Senusi, ülkeyi 2011 yılında eski Cumhurbaşkanı Muammer el-Kaddafi rejiminin çökmesinden bu yana daldığı çatışma bataklığından kurtarmak için kapsamlı bir ulusal diyalog çağrısı yapıyor.

Ayrıca Muhammed es-Senusi, 1951 Libya Krallığı Anayasası'nı (Bağımsızlık Anayasası) etkinleştirme yönünde bir girişim başlatarak, monarşi rejimine yeni bir soluk getirmeye çalışıyor. 

Independent Türkçe Genel Koordinatörü Muhammed Zahid Gül, Eski Libya Veliaht Prensi Muhammed es-Senusi, ile Libya'nın mevcut durumu, ulusal diyalog çağrısı ve monarşi rejimi hakkındaki fikirleri hakkında konuştu.

Eski Libya Veliaht Prensi Muhammed er-Rıza el-Hasan es-Senusi, Independent Türkçe Genel Koordinatörü Muhammed Zahid Gül'ün sorularını yanıtladı
Eski Libya Veliaht Prensi Muhammed er-Rıza el-Hasan es-Senusi, Independent Türkçe Genel Koordinatörü Muhammed Zahid Gül'ün sorularını yanıtladı

Sayın Prens öncelikle Libya sizin için ne ifade ediyor?

Libya bizim her zaman gönlümüzde. Bizler Libya'yı isteyerek terk etmedik. Rahmetli babamın ölmeden önce hastalanması üzerine ülkeyi terk etmek zorunda kaldık.

Ülkemde doğdum, büyüdüm. Ülkemin okullarında okudum. Hayatımın baharında orada çalıştım.

Libyalıların yaşadıklarını ben de yaşadım, onları etkileyenler beni de etkiledi. Yaşadıkları acıları ve sorunları paylaştık. Toplumumuzun yaşadıklarından hiç uzaklaşmadık.

"Ülkenin birliği ve bekası tehlikede"

Sizce ülkede işler nereye doğru gidiyor?

Libyalıların tıpkı diğer halklar gibi, hak olan en temel hakları elde etmek için neredeyse her gün maruz kaldıkları sıkıntılar ve hayat şartları beni üzüyor.

Öte yandan ülkedeki resmî kurumları birleştirecek uygun anayasal ve siyasi çatının yanı sıra ülkeyi demokrasiye ve refaha taşımayı amaçlayan uluslararası çabaların olmamasıyla birlikte birden fazla hükümetin ve yasama kurumlarının ortaya çıkması ve çatışmalar yüzünden ülkede yaşanan siyasi çıkmaz da beni endişelendiriyor.

Bu eşi ve benzeri görülmemiş siyasi çıkmaz, ülkemizi, dağılmaya ve yok olmaya itecek bir silahlı çatışmanın önünü açabilecek tehlikeli bir sürece sürüklenmekle tehdit ediyor. 

Ülkenin birliği ve bekası tehlikede. Bizi ülkeyi çöküşten kurtarmak için en çok motive eden de bu konu.

"Çağın gereklerine ayak uyduran bir monarşi inşa edebilecek"

1951 Anayasası'nın değiştirilmesini destekliyor musunuz?

Bağımsızlık Anayasası, atalarımızın, dedelerimizin bugün içinde bulunduğu duruma tanık olduğumuz ülkeyi anayasal monarşi çatısı altında oluşturup dünyaya açmaları formülüyle yakından ilişkili tarihi bir belgedir.

Bağımsızlık Anayasası, yeni monarşinin şartlarının bir sonucuydu ve onun görüşlerini aktarıyordu.

Daha sonra ulusal çıkarlar böyle gerektirince düzenleyici kurallar ve kanunlar çerçevesinde bir noktada değiştirildi.

Bağımsızlık Anayasası, yeniden yürürlüğe girdiğinde ülkemizde meydana gelen değişimlere anayasal ve hukuki yollarla çağa ve çağın gereklerine ayak uyduran bir monarşi inşa edebilecek.

Ancak bu, üzerine inşa edildiği anayasanın temellerinden taviz verileceği anlamına gelmiyor.

Libya'nın bölge ülkeleriyle ve komşularıyla ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gerek bölgedeki gerekse uluslararası toplumdaki tüm komşularımıza ve dostlarımıza tamamen saygı duyuyor ve ülkemizin ilişkilerini karşılıklı saygı ve her alanda olumlu entegrasyon üzerine inşa edebildiğini görmek istiyoruz.

(AFP)
(AFP)

"Libyalılar, artık ülkesinin zenginliklerinin hayatlarına olumlu yansıdığını göremiyor"

Libya'nın petrol serveti vatandaşların hayat şartlarına nasıl yansıyabilir?

Ne yazık ki, ülkemizin bugün yaşadığı bölünme, kaos, iktidar ve para üzerindeki yıkıcı mücadele, ülkenin servetinin israf edildiği ve yolsuzlukların yapıldığı cehennemi bir döngü yarattı.

Yolsuzluk vakaları o kadar yaygınlaştı ki Libyalılar artık ülkelerinin zenginliklerinin hayat şartlarına olumlu yansıdığını göremiyor.

Buna ancak ülkenin üzerine kurulduğu monarşik anayasal sistemde iyi yönetimle ve harcamalarda gerekli şeffaflığı ve servetin adil dağılımını artıracak, altyapı ve hizmetlerdeki gelişmelerin istisnasız ve ayrımcılığa uğramadan ülkenin dört bir yanına ulaşmasını sağlayacak kurumların otoritesi ve yasa aracılığıyla geri dönülebilir.

"Seçimler bir başlangıç değil, yeniden inşanın bir sonucudur"

Ülkenin istikrara kavuşması için adil seçimlerin yapılması gerektiği fikrini destekliyor musunuz?

Seçimler başlı başına bir amaç değil, demokrasi için bir araçtır.

Amaç ise ülkeye yakışan, birliğini koruyan ve demokratik sürecin başarılı kılacak tüm prosedürleri kendi organize çerçevesi içinde barındıran bir anayasayı yeniden inşa etmektir.

Seçimler bir başlangıç değil, bu inşanın bir sonucudur.

Halkın iradesini ortaya koyduğu seçimleri destekliyoruz, ama bu sürecin açık ve düzenli bir çerçevede, yeniden kaosa sürüklenmemesi için istikrarlı bir sistem içinde olması gerekiyor.

Ülkenin üzerine kurulduğu anayasal monarşi bunu garantiliyor.

"Libya toplumunun devletini kurmak için uygun formül monarşidir"

"Arap Baharı" olarak adlandırılan devrimlerden ve son on yılda Libya'da ve diğer Arap ülkelerinde meydana gelen olaylardan sonra sizce Libya monarşiye hazır mı?

Libya, sosyal ve coğrafi yapısına uygun bir sistem olması nedeniyle monarşi üzerine kurulmuştur. Monarşi, halk devrimiyle değil, askeri darbeyle sona erdi. Önceki rejim ise halk ayaklanması ve devrimle düştü.

Aradaki temel fark da buydu. Libya'nın son 13 yılda yaşadığı kaos, ülkeyi kendi otoritesi altında birleştirecek bir rejim arayışından kaynaklanıyor.

Fakat bu yöndeki girişimler başarılı olamadı. Hatta büyük sorunlara yol açtığını düşünüyorum. Çünkü bu girişimler Libya toplumunun anayasal monarşi olan özel doğasını hesaba katmıyordu.

Libya toplumunun devletini kurmak için uygun formül monarşidir. Monarşi aynı zamanda ülkenin birliğini yeniden tesis etmek ve bu birliği korumak için uygun olacaktır.

"Bugün Libyalıların çoğu, düzeni yeniden kurmanın yollarını arıyor"

Libya'nın yeniden monarşiye dönmesini uygun bir çözüm olarak mı görüyorsunuz?

Kesinlikle. Önceki sorunuza verdiğim cevapta bundan bahsediyordum. Libya'daki anayasal monarşi, Libyalıların iradesinin ve bunun kendi yönetim sistemi olması yönündeki uzlaşılarının bir sonucudur.

Libya monarşisi, Libyalıların iradesine karşı gelmemiştir. Bu da monarşinin ülkede adil ve demokratik bir düzen kurmasını sağladı. Bugün Libyalıların çoğu, bu düzeni yeniden kurmanın yollarını arıyor.

İstanbul ziyareti sırasında Prens Muhammed es-Senusi ile Libya Temsilciler Meclisi üyeleri (Independent Türkçe)
İstanbul ziyareti sırasında Prens Muhammed es-Senusi ile Libya Temsilciler Meclisi üyeleri (Independent Türkçe)

"Ulusal diyaloğa ulaşmak için siyasi organlar ve aktif güçlerle istişarelerde bulunuyoruz"

Bugün Libya'daki mevcut yetkililerle ve şu an kontrolü elinde bulunduran taraflarla ilişkiniz ya da iletişiminiz var mı?

Libya'da toplumun tüm bileşenleriyle her zaman iletişim halinde olduk. Bir süre önce de tüm taraflarla kapsamlı görüşmelere ve istişarelere başladık.

Demokrasinin yeniden tesis edilmesinin ve gelecekteki herhangi bir seçim sürecinin başarıya ulaşmasını güvence altına alacak istikrarın sağlanmasını garanti eden anayasal monarşi sistemini yeniden kurmanın yollarının ele alındığı bu görüşmelerde başarılı ve etkili bir ulusal diyaloğa ulaşmak için siyasi organlar ve aktif güçlerle istişarelerde bulunuyoruz.

Ancak bizim için asıl önemli olan, ülkesinin istikrarlı, güvenli ve güvende olmasını isteyen tüm yurttaşlarımıza ulaşmaktır.

Libya'nın geleceğiyle ilgili görüşünüz nedir?

Libyalı kadın ve erkek tüm kardeşlerimizle birlikte ortak bir söylem geliştireceğimize ve ülkemizi kurtarmak, onu ileriye ve refaha giden yola taşımak ve gelecek nesiller için parlak ve umut verici bir gelecek kurmak için aynı kararlılığa sahip olacağımıza inanıyorum.

Independent Türkçe



Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.