Mısır’da hayat pahalılığı sosyal medyaya taşındı: ‘TikTok’taki tartışmalı videolar gündemde

Menüfiye Valiliği'nde indirimli ürünlerin satıldığı hükümete ait "Hoşgeldin Ramazan" satış noktalarından biri (Şarku’l Avsat)
Menüfiye Valiliği'nde indirimli ürünlerin satıldığı hükümete ait "Hoşgeldin Ramazan" satış noktalarından biri (Şarku’l Avsat)
TT

Mısır’da hayat pahalılığı sosyal medyaya taşındı: ‘TikTok’taki tartışmalı videolar gündemde

Menüfiye Valiliği'nde indirimli ürünlerin satıldığı hükümete ait "Hoşgeldin Ramazan" satış noktalarından biri (Şarku’l Avsat)
Menüfiye Valiliği'nde indirimli ürünlerin satıldığı hükümete ait "Hoşgeldin Ramazan" satış noktalarından biri (Şarku’l Avsat)

"Neden üzgünsün?" sorusunu soran bir Mısırlının şekerin piyasadaki yüksek fiyatıyla dalga geçtiği, olmayan çay ve kahveyi içerek çektiği ve yaşanan zorlukları anlattığı 50 saniyelik videosu TikTok platformunda 3 milyona yakın izlenmeye ulaştı.

TikTok platformu geçtiğimiz haftalarda ‘şeker çuvalı’ benzeri görsel içeriklerle doluydu. Kahramanları basit şikayetçiler olan ve dünyadaki yaşanan pahalılıkla ilgili sıkıntılarını, acılarını önceden hazırlanmış bir senaryo olmadan spontane bir şekilde seçtikleri dikkatsiz kelimelerle anlatıyorlar.

Açık eleştiri ve şikayetlerin yeni medya aracılığıyla ifade edilmesi Mısır'da nadir görülen bir durum, ancak Başbakan Mustafa Medbuli’nin tanımına göre ülkenin yaşadığı ‘boğucu’ ekonomik kriz, yeni bir etkiyi ortaya çıkardı. Ortaya çıkan yetenekli insanlar video kliplerde fiyatların yüksek olmasından şikayetçi. Birçoğu paylaştıkları alaycı ve komik videolarda, öfkelerini dile getiriyorlar.

Ülke bu yılın başından bu yana başta altın, inşaat malzemeleri, elektrikli aletler, gıda maddeleri, süt ürünleri, et ve kümes hayvanları olmak üzere emtia fiyatlarındaki peş peşe artışlara şahit oldu.

TikTok hesapları üzerinden video kliplere göz atarken, ‘#pahalılık’ ve ‘#fiyatlar’ gibi hashtagler aracılığıyla onlarca alaycı video birbiri ardına ortaya çıkıyor ve binlerce beğeni ve yüzlerce paylaşım alıyor.

Mısır cüneyhi üzerindeki devam eden baskı nedeniyle pahalılık durumu çoğu Mısırlıyı endişelendiriyor. Yerel basında çıkan haberlere göre doların resmi döviz kuru 30,9 cüneyh iken serbest piyasadaki fiyatı bu değerin çok üzerinde.

Pahalılığa tepki gösteren görsel içerikler arasındaki videoların birisinde şikayetçilerden birinin yerel aksanıyla, ekmeğin fiyatının yüksek gramajının düşük olmasından şikâyet ettiği video şu ana kadar 17 bin görüntülendi. Şikayetini alaycı bir şekilde ekmeği bütün olarak yiyerek gösterdi.

Kahire Üniversitesi'nde medya profesörü Dr. Süheyr Osman, Şarku'l Avsat'a “Bu videolar, görüşleri alaycı bir şekilde ifade etme alanıdır, Mısır halkının özelliklerinden biri de sorunlarıyla her zaman bu şekilde yüzleşmeleridir. Gülmek, alay etmek, ekonomik kriz nedeniyle vatandaşın çektiği acıya dair düşüncesini ifade etmesi için de son seçenek bunlardır.  Krizin taraflarından herhangi birine zarar vermediği sürece ve bu videolar ister alaycı bir şekilde sunulsun, isterse mevcut sorunu teyit eden pahalılığı ifade etmek için günlük kayıt yapma fikrine dayansın, bunun meşru bir hak ve kabul edilebilir bir konu olduğunu düşünüyorum” dedi.

Özellikle alaycı bir üslupla ifade edilen etin bir kilogramının 400 cüneyhi aşması şikayetlerin büyük bir kısmını oluşturdu. Mısırlıların alım gücünün düştüğünü anlatan bir diğer video ise yaklaşık 14 bin kez izlendi.

Bu videoların vatandaşın fikrini herhangi bir aracı olmadan hızlı bir şekilde yöneticilere ileten bir kamuoyu aracı olduğuna inanan Süheyr Osman “Bu, yöneticilerden gelen açıklamaları çürüten gerçek acıların boyutunu ileten araçlardan biri. Örneğin piyasaları ve fiyatları kontrol etme yeteneği olan Tedarik Bakanlığını eleştiren bu içerik, gerçeğin açıklamalarla ne kadar çeliştiğini gösteriyor. Bu nedenle yayılması iyi kabul ediliyor” dedi.

Psikolog Dr. Muna Şata da önceki görüşe katılıyor ve Şarku'l Avsat'a, böyle alaycı videoların, Mısırlıların tarihi dönemler ve çağlar boyunca, karşılaştıkları krizler ışığında, her zaman alaycı bir üsluba başvurduklarını yansıttığını söylüyor. Şata, “Krizin etkilerini hafifletmek için kendi görüşlerini yansıtan bu videolar da dahil olmak üzere şaka veya başka şekillerde alaycı yöntemlere başvuruyorlar” dedi.

Ancak bazı eleştirmenler, bu şikayet videolarının bazılarının ekonomik baskıdan etkilenmeyen toplumsal kesimlere ait olduğuna ve onların insanların acıları üzerinden fayda sağlama çabalarına dikkat çekerek, bu olgunun daha da kötüleşeceği konusunda uyarıda bulundular. Bunların arasında yer alan sosyoloji profesörü Dr. Samiye Hadar “Bu videoların sahiplerinden bazıları varlıklı toplumsal kesimlere ait ve herhangi bir baskıdan şikâyet etmiyorlar, sadece menfaat sağlamaya çalışıyorlar” dedi. Ayrıca, ‘sunulan içeriğin denetlenmemesi nedeniyle ahlaki açıdan aşağılayıcı videoların yayılmasına ilişkin bazı korkular olduğuna’ dikkati çekti.

Resmi veriler, Mısır’daki yıllık enflasyon oranının ocak ayında yüzde 29,8 ile gerilemeye devam ettiğini ortaya koydu. Ancak yiyecek ve içecek fiyatlarında peş peşe artışlar yaşanıyor.

Psikolog, ister alaycı ister öfkeli olsun, bu videoların ‘bir tür nefes alma ve durumun üstesinden gelmek ve atlatmak için kendilerini ifade etmeye çalışan insanların duygusal yüklerinin boşaltılması’ olduğuna dikkat çekiyor.

Bu, fiyat manipülasyonundan şikayetçi olan bir kümes hayvanı çiftçisinin video klibine de yansıtılıyor.

Bu video oluşturanları içerik oluşturucu ve yurttaş gazeteci fikrinin bir uzantısı sonucu ‘yeni etkileyiciler’ olarak tanımlayan medya profesörü Süheyr Osman “Artık her birey kendi sorununu herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan dile getirme olanağına sahip. Benim açımdan pek çok tanınmış sosyal medya fenomeni, kar peşinde koşma fikirleri nedeniyle bazı takipçileri nezdinde güvenini kaybetmiş durumda. Sıradan vatandaş artık bu fenomenlerin kendisine çözüm sunduğunu veya devam eden krizde kendisini ifade ettiğini hissetmiyor. Öte yandan, bu yeni fenomenler, vatandaşa musallat olan krize odaklanarak, basit bir içerik ve suistimalden uzak bir amaca dikkat çekmek için değil, belirli bir amaç için ortaya çıkıyorlar” dedi.



İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
TT

İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)

İsrail ordusu, Gazze şehrinde bir Hamas liderini öldürdüğünü duyurdu. Şarku’l Avsat’ın İ24 NEWS’ten aktardığına göre dün Gazze şehrinde bir araca düzenlenen İsrail saldırısında dört kişi hayatını kaybetti. Saldırının Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın Operasyon Komutanı Ala el-Hadidi'yi hedef aldığı belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi dün, Hamas’ın Yahudi devletiyle olan kırılgan ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini gerekçe göstererek, İsrail'in Gazze Şeridi'nde beş üst düzey Hamas yetkilisini öldürdüğünü açıkladı.

Netanyahu'nun ofisi tarafından X platformu üzerinden yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Bugün Hamas, İsrail askerlerine saldırmak için teröristleri İsrail kontrolündeki bölgelere göndererek ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. Buna karşılık İsrail, beş üst düzey Hamas teröristini ortadan kaldırdı.”


Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
TT

Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)

Tunus’ta çoğunluğu gençlerden oluşan protestocular, sivil toplum örgütleri, aktivistler ve bağımsız siyasetçiler dün, ‘adaletsizliğe karşı’ ve özgürlük talepleriyle bir yürüyüşe katıldı. Yürüyüş, İnsan Hakları Meydanı’ndan başlayarak başkentin merkezindeki 5. Muhammed Caddesi’ni geçerek devam etti.

Protesto yürüyüşü, Tunus’un güneyindeki Gabes'te çevre kirliliğine karşı geniş kapsamlı protestoların, sektörel grevlerin ve ‘devlet güvenliğine karşı komplo kurmak’ suçlamasıyla hapiste tutulan politikacılar için uzaktan yapılan duruşmalara tepki olarak düzenlendi.

Bu durum, gazetecilerin yargılanması, sivil toplum kuruluşlarının ve basın kuruluşlarının faaliyetlerinin dondurulmasına ilişkin mahkeme kararları, vergi denetim kampanyası ve siyasi partilerin faaliyetlerinde önemli bir düşüşün yaşandığı bir dönemde ortaya çıktı.

Protesto yürüyüşü organizatörlerinden oluşan komisyonun sözcüsü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Amacımız safları birleştirmek. Bildiğiniz gibi, bugün iklim zorlu. Adaletsizliği durdurmayı ve ülkenin uçuruma sürüklenmesini önlemeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Protestolar sırasında göstericiler “Özgürlük, özgürlük, polis devleti bitti” ve “İş, özgürlük, ulusal onur” sloganları attılar. Göstericiler ayrıca üzerinde ‘Sadece adaletsizlik ve tehditleri bilen bir başkan! Halkın ve halkın isteklerinden uzaklaşan yolun nereye gidiyor?’ yazan büyük bir pankart açtılar.

Muhalefet kanadından Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Riyad Şuaybi, Alman Basın Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Ulusal sahnede yaşanan çok yönlü siyasi, sosyal ve çevresel gelişmeler çerçevesinde, bu yürüyüş, beş yıldan fazla bir süredir durmuş olan demokrasi ve kalkınma sürecinin yeniden başlatılması hedefine ilişkin gerçek bir ulusal konsensüsü ifade ediyor” dedi.

Bu hareket, sokakta yetkililer ile Tunus'un en büyük sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) da dahil olmak üzere çeşitli parti ve örgütlerden muhalefet kanadındaki gruplar arasındaki gerginliğin bir göstergesi olarak görülüyor.

Paris'te yaşayan Tunuslu muhalif siyasetçi ve Fransa'daki Tunuslular Demokratik Derneği Başkanı Tarık Tukabri, “Siyasi partilerin genel sekreterlerinin çoğu bugün hapiste. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, kamu özgürlüklerini savunmak ve onların serbest bırakılmasını talep etmek önemli” ifadelerini kullandı. Tukabri, “Siyasi ve demokratik hayata dönmemiz, partilerin ve sivil toplumun rolünü yeniden tesis etmemiz ve uzaktan yargılamalara son vermemiz gerekiyor” diye ekledi.

2019 yılında iktidara gelen Cumhurbaşkanı Kays Said, muhaliflerini devleti içeriden parçalamaya çalışmakla, yabancı güçlerle bağlantıları olmakla ve devlet kurumlarında yaygın şekilde yolsuzluğa neden olmakla suçluyor.

Öte yandan Adalet Bakanı Leyla Ceffal, ifade özgürlüğüne karşı davalar veya kovuşturmalar ya da hapishanelerde muhaliflere işkence uygulandığı iddialarını reddediyor. Ancak Tunus İnsan Hakları Birliği ve Tunus Gazeteciler Sendikası gibi insan hakları örgütleri, kamusal özgürlüklerde ciddi bir gerileme olduğuna işaret ederken hapishanelerde tutuklu bulunan politikacıların sağlık durumunun kötüleştiğini vurguluyor.

Yetkililer, özgürlük kısıtlamalarını kaldırmak, kamu hizmetlerini ve yaşam koşullarını iyileştirmek ve artan fiyatlarla mücadele etmek konusunda çifte baskı altında bulunuyor.

Tukabri, yaptığı açıklamada ayrıca “Bu boşluk bir an önce kapatılmalı ve vatandaşların sağlık, çevre kirliliği, barınma ve diğer alanlardaki gerçek sorunlarına çözüm bulmaya özen gösterilmeli” diye vurguladı.


Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
TT

Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Sudan’da Kordofan'ın kuzey bölgelerinde, özellikle stratejik öneme sahip Babnusa şehrinde şiddetli çatışmalar devam ederken çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne de sıçradı. Kuzey Eyaleti’nin yönetim şehri Dongola, Sudan ordusu ile ‘Evlad Kamari’ adıyla bilinen yerel milisler arasında patlak veren ilk çatışmaya tanık oldu. Bu olay, yerel halk arasında terör ve korku dalgasına yol açarken, çok sayıda milis öldürüldü ve liderleri ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı.

Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD Başkanı Donald Trump'ın Sudan'daki savaşı sona erdirme isteğini memnuniyetle karşıladı. Cumartesi günü, BAE Devlet Başkanı Diplomasi Danışmanı Enver Karkaş, ‘Sudan’daki kanlı iç savaşın acilen sona erdirilmesi ve acil ateşkes’ çağrısında bulundu.

Karkaş, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, Sudan'ın birliğine vurgu yaparken Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) etkisinin geri dönüşünün ciddi endişe kaynağı olduğunu söyledi. Karkaş, Sudan’da çatışan her iki tarafta da ihlallere karışanların hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.