Mısır’da piyasada giderek azalan şeker, #Şeker_çuvalı hashtagiyle trend oldu

Hükümet, yüksek fiyatlarla mücadele için malların bulunabilirliğine dair güvence verdi.

Mısır'ın el-Minufiye vilayetinde hükümetin ‘Hoş Geldin Ramazan’ satış noktalarından birinin önünde kuyruklar oluştu. (Şarku’l Avsat)
Mısır'ın el-Minufiye vilayetinde hükümetin ‘Hoş Geldin Ramazan’ satış noktalarından birinin önünde kuyruklar oluştu. (Şarku’l Avsat)
TT

Mısır’da piyasada giderek azalan şeker, #Şeker_çuvalı hashtagiyle trend oldu

Mısır'ın el-Minufiye vilayetinde hükümetin ‘Hoş Geldin Ramazan’ satış noktalarından birinin önünde kuyruklar oluştu. (Şarku’l Avsat)
Mısır'ın el-Minufiye vilayetinde hükümetin ‘Hoş Geldin Ramazan’ satış noktalarından birinin önünde kuyruklar oluştu. (Şarku’l Avsat)

Kırk yaşındaki Mısırlı Muhammed Rauf, el-Minufiye vilayetindeki evinin yanında hükümetin ‘Hoş Geldin Ramazan’ satış noktalarından birinin kurulmasından mutluluk duydu. Zira bu satış noktasının, kilosu yalnızca 27 cüneyhten (bir dolar = 30,8 cüneyh) satılan şeker başta olmak üzere birçok indirimli ürüne ulaşmasını kolaylaştıracağını umuyordu. Ülkede devam eden kıtlıkla beraber bazı mağazalarda şekerin kilogram fiyatı 55 cüneyh olarak kaydedildi.

Ancak Rauf'un umutları, şeker almak için neredeyse her gün satış noktasının önünde uzun kuyruklar oluştuğunu görünce suya düştü.

Mısırlılar, yerel üretim yoğunluğuna rağmen çoğu ailenin günlük tüketiminde önemli bir ürün olan şekeri elde etmekte zorlandığını belirtiyor.

Bir ilaç şirketinde muhasebeci olarak çalışan Rauf, Şarku'l Avsat'a şunları söyledi: “Altı gün boyunca şeker alamamıştım. Uzun süre kuyrukta bekledikten sonra sıra bana geldiğinde satıcı bana stoğun bittiğini ve yarın gelmem gerektiğini söyledi.”

Rauf'un durumu, Mısır'ın çeşitli vilayetlerinde tekrarlanıyor gibi görünüyor. Halk, şeker almak için hükümetin ‘Hoş Geldin Ramazan’ satış noktaları önünde toplanıyor.

Yaklaşan Ramazan Ayı’yla birlikte Mısır hükümeti, vatandaşlara yağ, şeker, pirinç gibi temel ürünleri ve vatandaşların ihtiyaç duyduğu diğer ürünleri piyasalardaki fiyatlarından yüzde 30 indirimle makul fiyatlarla sunmak amacıyla ‘Hoş Geldin Ramazan’ satış noktaları açtı.

sdvdev
Mısırlılar stoklanan malların Ramazan Ayı’ndan önce piyasaya sürüleceğini umuyor. (Fotoğraf: Abdulfettah Ferec)

Başkent Kahire’nin göbeğinde de durum ülkenin diğer bölgelerinden farklı değil. Özel bir hastanede çalışan 30 yaşındaki Mahmud Hamid, mesaisi bitince işyerinin yanındaki kafede oturup çay içerdi. Ancak şimdilerde şekerin fiyatı ve kıtlığı kendi deyimiyle onun ‘ruh halini bozuyor.’

Şarku’l Avsat’a konuşan Hamid, “Dışarıdan şekerli çay sipariş ederdim. Şeker ayrı bir kap içerisinde kendi tercih ettiğim miktarda koyabilmem için getirilirdi. Ancak şekerin yüksek fiyatı bu alışkanlığımı bozdu. Kafe, şeker kullanımını azaltmak için artık sınırlı sayıda şeker veriyor.”

Diğer yandan Mısır Tedarik Bakanı Ali el-Musilhi, ülkedeki şeker rezervinin altı ay yeteceğini söylüyor.

El-Musilhi, pazartesi günü yaptığı açıklamalarda piyasalardaki mevcut krizi ‘dağıtım operasyonlarına’ bağladı. Zira Gıda Endüstrisi Holding Şirketi, vilayetlerdeki paketleme hatları ve tüccarlarla iş birliği içinde tüm Mısır vilayetlerindeki satış noktalarına dağıtım yapıyor.

El-Musilhi, “Önümüzdeki dönemde şekerin bulunacağı ve piyasalara büyük miktarlarda pompalanacağı” vurgusunu yaptı. Bu açıklama, dün (salı) Gıda Endüstrisi Holding Şirketi Başkanı Ahmed Hasaneyn tarafından doğrulandı. Hasaneyn, şirketin 55 bin ton şeker de dahil olmak üzere ‘Hoş Geldin Ramazan’ satış noktalarına çeşitli ürünler dağıtacağını belirtti.

Mısırlıların aktardığına göre, market raflarında az bulunan şeker hakkında çokça konuşuluyor. Ancak sosyal medyada #Şeker_çuvalı hashtagi trend oldu. Kullanıcılar, alaycılıkla şeker elde etmek için yaptıkları gezileri anlatarak paylaşımlarda bulundu. ‘Basıl’ isimli hesabı kullanan bir kullanıcı, “Salih amellerin, O’nun nimetiyle tamamlandığı Allah’a hamdolsun ki bir kilo şeker aldım arkadaşlar, beni tebrik edin” paylaşımında bulundu. Tebrikleri almış olmasına rağmen alaycı bir şekilde şekeri bir bankaya saklamayı düşündüğünü söyledi.

İki torba şeker kazanmanın mutluluğunu yaşayan bir vatandaşın fotoğrafı da birçok X platformu hesabında paylaşıldı.

Mısırlı ekonomi uzmanı Muhammed el-Behvaşi, Şarku'l Avsat'a şunları söyledi: “Tedarik Bakanlığı, şekeri indirimli fiyatla piyasaya pompalayarak bu soruna bir çözüm arıyor. Ancak diğer taraftan bazı insanların ucuz fiyatla satılan şekeri alıp daha sonra iki katı fiyata satması olgusu var.”

Mısır Merkez Bankası verileri, akaryakıt ve değişken fiyatlı bazı gıda ürünlerini hariç tutan çekirdek enflasyon oranının, Aralık ayındaki yüzde 34,2 seviyesinden geçtiğimiz Ocak ayında yıllık bazda yüzde 29'a düştüğünü gösterdi. Ancak bu Mısırlıların yüksek fiyatlardan duyduğu şikâyeti azaltmadı.

El-Behvaşi, “Tüccarların fiyatı artana kadar mevcut şekeri piyasaya sürmekten kaçınmaları ve şekeri en yüksek fiyattan satmaktan mümkün olduğu kadar yararlanmaya çalışmalarıyla şeker krizi daha da kötüleşti. Ayrıca özellikle Ramazan Ayı öncesinde büyük miktarda satın alma alışkanlığına kapılan vatandaş bu krizi perçinledi” ifadelerini kullandı.

İsam Tahir isimli bir sosyal medya kullanıcısı, diğer kullanıcılardan şekerin fiyatını yükselten bir satıcı bulmaları halinde Tüketiciyi Koruma Kurumu ile iletişime geçmelerini istedi.

El-Behvaşi, hükümetin çözümünün ‘şeker arzını artırmak’ olduğuna inanıyor. Zira arz ne kadar artarsa ​​kriz de o kadar hafifleyecek. Böylece bazıları fiyatların artmasının nedeninin dolardan kaynaklandığını iddia etmekten vazgeçecek. Mısır bankalarında doların resmi piyasada fiyatı 30,9 cüneyhe sabitlenirken, yerel basında dün (Salı) ‘karaborsada doların fiyatının 45 cüneyhe ulaştığı’ bildirildi.



Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
TT

Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin başkenti Şam'da bu ayın başında uzun zamandır beklenen ve tarihi olarak nitelenen bir toplantı yapıldı. Bu toplantı, Suriye hükümetinden yetkililer ile Fevze Yusuf başkanlığındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetini bir araya getirdi. Toplantıda, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi arasında, Amerikan himayesinde imzalanan anlaşmanın uygulanması için alt komitelerin oluşturulması ve ihtilaflı meselelerin çözümüne yönelik müzakereler için ortak bir zemin bulunması konuları ele alındı.

Fevze Yusuf Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, görüşmelerin olumlu geçtiğini ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK), ABD ve bölgesel güçlerin bilgisi ve desteğiyle yapıldığını belirtti. Ayrıca Kurban Bayramı tatilinden sonra alt komitelerin kurulmasına karar verildiğini ifade etti.

Yusuf, “Her iki taraf arasında, merkezi komite denetiminde tüm alanlarda uzmanlaşmış komitelerin oluşturulması konusunda bir uzlaşı sağlandı. Zira birçok konu ve dosya, her iki tarafın uzmanlarına ihtiyaç duyuyor. Böylece Özerk Yönetim’in Suriye devlet yapılarıyla bütünleştirilmesi için ortak bir vizyona ulaşmak hedefleniyor” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)

Birleşmeye dair farklı yaklaşımlar

Geçtiğimiz mart ayında Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma, kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askerî kurumların yeni devlet yapısına dâhil edilmesini öngörüyor. Bu kurumlar arasında sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da yer alıyor. Anlaşma kapsamında kurulması planlanan komitelerden biri, Özerk Yönetim’deki kurumların ve bu kurumlarda çalışan personelin devletin resmî kurum ve dairelerine nasıl entegre edileceğini ele alacak ‘idari komite’ olacak. Bir diğer komite, öğrencilerin, okulların ve eğitim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlanması ile diplomalarının ve eğitim kademelerinin tanınmasını sağlayacak. Ayrıca güvenlik ve askerî güçlerle ilgili bir komite de oluşturulacak ve bu komite, söz konusu güçlerin Savunma ve İçişleri Bakanlığı yapısına nasıl entegre edileceğini belirleyecek. İhtiyaca göre daha sonra başka komiteler de kurulacak.

Özerk Yönetim bölgeleri, Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan dört vilayete dağılmış durumda: Halep’in doğu kırsalı, Deyrizor’un kuzey ve doğu kırsalı, Rakka şehir merkezi ve Tabka. Bunlara ilave olarak Haseke vilayeti ve Kamışlı şehri. Bu bölgeler, yedi sivil yerel meclis tarafından yönetiliyor.

Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)

Söz konusu kurumların ve çalışanlarının geleceği hakkında konuşan Fevze Yusuf, bu yapıların birleşme süreci boyunca geçiş dönemini yöneteceğini açıkladı. Yusuf, “Anlaşılan o ki, bizim birleşme ve bütünleşme anlayışımız Şam’ın bakış açısından farklılık gösteriyor. Hükümet, birleşme meselesini Özerk Yönetim’in lağvedilmesi ve askerî güçlerinin tasfiyesi olarak anlıyor. Oysa biz, bütünleşmeyi mevcut kurumlarımızın bu aşamayı yönetmeye devam etmesi ve ileride devletin bir parçası hâline gelmesi olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.

Yerel yönetimlerin, onları yöneten halkın bir parçası olan kişiler aracılığıyla yürütülen bir yönetişim sistemi olduğunu vurgulayan Yusuf, bu kişilerin bölgenin sorunlarını çok iyi bildiklerini belirtti. Yusuf, “Başka bir ifadeyle, bu yönetimlerin gelişme ve Şam’la anayasal düzenlemelere dayalı olarak koordinasyon kurma hakkını korumak ve varlıklarını hukuken ve meşru biçimde sürdürmelerini teminat altına almak istiyoruz” dedi.

Askerî ve güvenlik güçlerinin, Savunma Bakanlığı bünyesinde tek bir yapı olarak birleştirilmesi, ancak özgünlüklerinin ve coğrafi dağılımlarının korunması hakkında ise Yusuf şu yorumu yaptı: “SDG’yi diğer silahlı gruplarla sayı, nitelik, silah ve savaş tecrübesi bakımından karşılaştırmak mümkün değil. SDG güçleri, ABD öncülüğündeki DMUK güçleri tarafından eğitildi. Bu güçler, geleceğin Suriye ordusunun çekirdeğini oluşturacak. Çünkü bu güçler disiplinli, örgütlü ve yıllar boyunca bölgelerini ve Suriye sınırlarını koruma noktasında yeterliliklerini ispatladılar.”

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)

Yusuf, hükümet tarafının anlaşma maddelerini uygulama konusunda ciddiyet gösterdiğini ve askerî seçenekler ile güvenlikçi çözümleri dışladığını belirtti. Her iki taraf da Savunma Bakanlığı’na bağlı güçlerle SDG arasında askerî bir çatışma yaşanmamasının, uzlaşıların ve tüm Suriye topraklarında egemen ve güçlü bir devlet inşasının önünü açacak stratejik bir tercih olduğunu ve bu tercihin korunması gerektiğini vurguladı.

Zaman çizelgesine dair anlaşmazlık noktası

Ancak Şara ile Abdi arasında imzalanan anlaşma, yıl sonuna kadar uygulanması gereken bir takvim öngörüyor. Peki, bu takvim hakkında durum ne? Yusuf, birçok mesele ve dosyanın hâlâ karmaşık olduğunu ve daha fazla zamana ihtiyaç duyulduğunu, örneğin, askerî ve güvenlik güçlerinin nasıl entegre edileceği meselesinin zamana yayıldığını kaydetti. Yusuf'a göre bu güçler, Suriye topraklarının üçte biri büyüklüğündeki bir alana dağılmış durumda. Hapishanelerin boşaltılması ve kampların tasfiye edilmesi meseleleri ise daha da uzun bir zamana ihtiyaç duyuyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan Yusuf, Şara ile Abdi’nin anlaşmayı ilan etmesinin ardından Özerk Yönetim’in hükümet heyetiyle ilk toplantısını Haseke’de gerçekleştirdiğini, burada görüş alışverişinde bulunulduğunu aktardı. En acil çözüm gerektiren meselelerden birinin ortaokul ve lise diplomalarına ilişkin bitirme sınavları meselesi olduğunu ve hükümet heyetinin bunu çözmeye istekli olduğunu, ancak bugüne kadar, yani üç ay geçmesine rağmen, sınav sürecinin Özerk Yönetim bölgelerinde nasıl yürütüleceğine dair hiçbir resmî kararın çıkmadığını ve binlerce öğrencinin geleceğinin tehlikede olduğunu söyledi.

Yusuf ayrıca, Özerk Yönetim’in adem-i merkeziyet talebinin ayrılıkçılık ve bölünme anlamına geldiği yönündeki suçlamalara yanıt vererek, ‘Özerk Yönetim’in Şam’da bulunmasının ve Özerk Yönetim heyetinin orada yer almasının, Suriye devletine bağlılığın en büyük kanıtı ve delili olduğunu’ belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)

Yusuf, “Biz Suriye’nin bir parçasıyız ve bu bizim için ilkesel bir duruş. Adem-i merkeziyetçilik birlikle çelişmez. Hepimiz Suriyeliyiz. Ancak her bölgenin kendine has etnik ve dini çeşitliliğe dayalı özellikleri var” dedi. Yusuf, bu farklılıkların göz önünde bulundurulması gerektiğini, birçok gelişmiş ülkede adem-i merkeziyetçi sistemlerin uygulandığını ve bu ülkelerin güçlü devletler olduğunu söyledi. Adem-i merkeziyetçilik kavramının, sanki bölünme ve ayrılık anlamına geliyormuş gibi çarpıtıldığını ifade etti.

Askerî ve idarî dosyaların yanı sıra bu komiteler, ekonomik meseleleri ve petrol ile enerji sahalarının devrini de ele alacak. SDG, ülkenin petrol zenginliğinin yaklaşık yüzde 85’ini, ayrıca doğal gaz sahalarının ve üretiminin yüzde 45’ini kontrol ediyor. Bu sahalar arasında doğu Suriye’de Deyrizor kırsalında yer alan el-Ömer ve et-Tank sahaları da bulunuyor.

Yusuf, hükümet tarafıyla, hazırlanmakta olan Suriye parlamentosunun yapısına katılımları konusunu görüştüklerini açıkladı. Görüşmelerin, Kurban Bayramı tatilinden sonra başlamasının muhtemel olduğunu belirten Yusuf, Özerk Yönetim heyetinin anayasal bildiri konusundaki çekincelerini hükümet tarafına ilettiğini söyledi.

Yusuf, “Adem-i merkeziyetçilik, parlamentoya katılım ve anayasal bildiri meselelerine bazı satırlarda değindik. Ancak bu toplantı türünün ilkiydi. Bu nedenle genel çerçeveyi ele aldık. Bu oturum bir hazırlık niteliğindeydi. Sonraki toplantılarda daha derin tartışmalara gireceğiz” ifadelerini kullandı.

 Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)

Fevze Yusuf, Özerk Yönetim’in, sunulan anayasal bildiri taslağından memnun olmadığını ve bu konuda itirazları olduğunu söyledi. Zira Özerk Yönetim bu bildirinin, merkeziyetçi bir yönetimi dayattığını düşünüyor. Onlara göre anayasa, yetki ve sorumlulukların adil biçimde paylaşılmasını sağlamalı, farklı siyasi görüşlerin özgürce ifade edilmesine izin vermeli, Suriye’deki tüm etnik ve dini toplulukların haklarını tanımalı ve demokratik, adem-i merkeziyetçi bir yönetim sistemini benimsemeli.

Yusuf sözlerini şöyle tamamladı: “Biz diyaloğa hazırız. Hükümet tarafının müzakerelerin yeniden başlatılması için yeni bir tarih belirlemesini ve komitelerin çalışmalara başlamasını bekliyoruz.”