İdlib'de el-Cevlani’nin devrilmesi ve bölge yönetimi için seçim yapılması talebiyle gösteriler düzenlendi

Heyetu Tahriru'ş Şam üyeleri tarafından işkenceye uğramış bir tutuklunun öldürülmesine karşı protestolar düzenlendi.

TT

İdlib'de el-Cevlani’nin devrilmesi ve bölge yönetimi için seçim yapılması talebiyle gösteriler düzenlendi

Heyetu Tahriru'ş Şam üyeleri, Aralık 2019'da Bab el-Hava Sınır Kapısı yakınlarında, bölgelerine yönelik devam eden saldırıları protesto eden göstericilerle karşı karşıya geldi. (AP)
Heyetu Tahriru'ş Şam üyeleri, Aralık 2019'da Bab el-Hava Sınır Kapısı yakınlarında, bölgelerine yönelik devam eden saldırıları protesto eden göstericilerle karşı karşıya geldi. (AP)

Suriye'nin kuzeybatısında yer alan İdlib kentinin merkezindeki Saat Meydanı, günlerdir aktivistlerin Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el-Cevlani’ye karşı düzenlediği halk gösterilerine sahne oluyor. Göstericiler el-Cevlani’nin ülkeyi terk etmesini, HTŞ’nin hapishanelerindeki tutukluların ve zorla kaçırılan kişilerin akıbetinin açıklanmasını talep ediyor.

Göstericiler üzerinde şu ifadelerin yazılı olduğu pankartları kaldırdı: ‘Güçlüyü zayıftan, komutanı askerden önce yargılayan bağımsız ve tarafsız bir yargı istiyoruz’, ‘El-Cevlani hapishaneleri olmadığını söylerken doğru söylemiş. Gerçek şu ki, hapishaneleri değil, insan mezbahaları var.’

Pazar günü öğleden sonra İdlib'in kuzey kırsalındaki Sarmada kavşağının ortasında bir grup, üzerinde bölgeyi kontrol eden HTŞ’nin güvenlikle ilgili tutumunu eleştiren kalın puntolu sloganlar yazılı pankartlar taşıyarak durdu. Yanlarında silah taşıyan ve yoldan geçenleri arayan maskeli güvenlik personelleri de vardı.

O gün gösteriye katılanların sayısı çok fazla değildi. Ama İdlib bölgesindeki güvenlik durumunu denetleyenlerin gözünde kalabalıktılar. Çünkü bu, gündüz saatlerinde ve her gün binlerce kişinin geçtiği bir nokta olarak kabul edilen halka açık bir yerde nadir görülen bir olaydı. Gösteriye katılanlardan Abdurrahman isimli vatandaş, Şarku’l Avsat’a konuşurken “Tutuklanmaktan korkmuyorum” ifadesini kullandı. Abdurrahman, gösteriye katılmak için gelenlerden bazılarının güvenlik güçlerinin varlığından korktuklarını ve slogan atmadıklarını belirtti.

deferf
Heyetu Tahriru'ş Şam üyeleri, Aralık 2019'da Bab el-Hava Sınır Kapısı yakınlarında, bölgelerine yönelik devam eden saldırıları protesto eden göstericilerle karşı karşıya geldi. (AP)

HTŞ önceki yıllarda, İdlib bölgesi üzerindeki kontrolünü eleştiren halk protestolarını dağıtmak için gerçek mermi kullandı. Abdurrahman ise medyanın bu olayı haber yapmasının öfkesini ifade etmesi için kendisine koruma sağladığını düşünüyor.

“Gösterinin nedeni yönetimdekilerin bu zamana kadar yaptıklarına duyulan öfke” diyen genç aktivist sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir kişinin işkence altında ölümüne tanık olduktan sonra dayanamadık artık. HTŞ, kurtarılmış bölgenin (Suriye makamlarının kontrolü dışındaki bölge) yönetiminden sorumlu. Bu sorumluluğu yerine getirmek için tam olarak ne yaptığını bilmiyoruz. Bu yüzden öfkemizi ifade etmek ve bölge yönetimi için seçim talep etmek üzere sokaklara çıktık.”

dfvfd

Aynı gün akşam saatlerinde İdlib kentinde başka bir gösteri daha yapıldı. Ertesi gün düzenlenen bir başka gösteride ise katılımcı sayısı arttı. HTŞ lideri el-Cevlani’nin devrilmesi ve hapishanelerin tutuklulardan boşaltılması için dile getirilen taleplerin tonu da yükseldi.

Bölgeyi 2015'te Suriye rejiminin kontrolünden çıkarmayı başaran HTŞ, bu esnada Fetih Ordusu içindeki bir dizi muhalif grupla iş birliği yapıyordu. HTŞ, İdlib, İdlib’in kırsalı ve Halep'in batı kırsalı üzerindeki hegemonyasını, eski müttefikleriyle çatıştıktan, bazılarını sürdükten ve diğerlerini de kısıtladıktan sonra dayattı.

HTŞ, 2017 yılında Suriye Kurtuluş Hükümeti adı altında sivil bir kol kurdu. Bu hükümet, bölgenin yönetimini Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’na bağlı geçici hükümetten devraldı. HTŞ, tüm siyasi, güvenlik ve ekonomik sektörleri ele geçirmek için bazen halkı memnun ederek bazen de onları silah ve tutuklama ile tehdit ederek susturdu.

Geçtiğimiz yıl boyunca HTŞ, ‘ajan dosyası’ olarak bilinen, yüzlerce lider ve üyeyi kapsayan en büyük tutuklama operasyonunu gerçekleştirdi. HTŞ, tutukluları Suriye rejimi ve müttefikleri için çalışmakla suçladı. Bu soruşturma geçen ay sonuçlandı. Tutukluların vücutlarındaki işkence izlerini gizleyemeyen HTŞ, onları art arda serbest bırakmaya başladı.

dvdfvfd
HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Cevlani (sağdan ikinci), Halep kırsalında saha komutanlarıyla ayrıntıları tartışıyor. (AP)

HTŞ, geçen yıl 26 Ocak'ta Telegram üzerinden bir açıklama yayınladı. Açıklamada, suçu kanıtlanmamış tutukluların derhal serbest bırakılacağı duyuruldu. Ayrıca, itiraf almak için işkence kullanımına atıfta bulunarak tutuklulara karşı disiplin prosedürlerini ihlal ettiği tespit edilenlerin tutuklanacağı ifade edildi.

Suriye rejimine karşı muhalefetin bir sonucu olarak 13 yıllık savaşın etkilerini yaşayan bölgede kontrolü elinde bulunduran HTŞ’nin işkenceye ve keyfi tutuklamalara başvurması, kamusal yaşamın tüm yönlerini kontrol etmeye çalışması ve aşırı güvenlik baskısı uygulaması son aylarda bölge sakinlerinin artan eleştirilerine yol açtı. Bu noktada, İdlib kentinde gece saatlerinde gerçekleşen gösteri, bir tutuklunun HTŞ hapishanelerinde işkence altında öldürüldüğünün ve akıbeti açıklanmadan gömüldüğünün ortaya çıkmasının arka planında gerçekleşti.

HTŞ, 10 ay önce Ceyşu’l Ahrar grubunun bir üyesi olan ve Ebu Ubeyde Tel Hadye olarak bilinen Abdulkadir el-Hakim'i tutukladı. Akrabaları onun beş ay önce öldüğünü bilseler de, 24 Şubat'tan önce bundan emin değillerdi. Ailesi 24 Şubat'ta HTŞ’den el-Hakim’in akıbetinin açıklanmasını istediklerinde işkence altında öldürüldüğü ve gizlice gömüldüğü ortaya çıktı.

frbvgfr
Suriye'nin kuzeybatısındaki bir bölgede HTŞ üyeleri (Suriye İnsan Hakları Gözlemevi)

Jusoor Araştırma Merkezi’nde araştırmacı olan Vail Avlan, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte ajanlık meselesinin HTŞ’nin yaşadığı iç sorunları, liderleri arasındaki çatışmayı ve güvenlik uyumundaki düşüşü vurguladığını söyledi. Avlan bu durumun, muhaliflere, HTŞ’nin güvenlik davranışını değiştirmesi, bölgedeki askeri varlığa ve yönetime katılmak isteyen diğer grupların ilerlemesine izin vermesi için baskılarını arttırma fırsatı verdiğini ifade etti.

HTŞ’nin göstericilere karşı güvenlik durumunu artıracak uygulamalarda bulunmasını beklemeyen Avlan, HTŞ’nin hizipsel unsurlardan ziyade toplumsal unsurların ilerlemesine izin vererek idari ve güvenlik düzeylerinde bazı tavizler verebileceğini belirtti. Bölgedeki diğer grupların fırsattan istifade geri dönmesini ve güvenlik, idari ya da askeri dosyalardan herhangi birini devralma ihtimalini uzak gören Avlan, HTŞ’nin İdlib'deki ana aktör olmaktan geri duracak kadar zayıflamayacağını düşünüyor.

Suriye Kurtuluş Hükümeti Enformasyon Bakanlığı Halkla İlişkiler Ofisi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada işkenceyle ilgili son olayları büyük bir kusur olarak nitelendirdi ve sorumluların hesap vermesi için soruşturma başlatıldığını duyurdu. Ofis, gösteriyi halkın doğal bir tepkisi, devrimin ve ilkelerinin devamına destek olarak değerlendirdi.

Bu açıklamalara, gösterilerin ve protestoların medyada yer almasına, katılımcıların tehdit edilmesi veya tutuklanması söz konusu olmaksızın izin verilmiş olmasına rağmen bölge halkında korku ve tedirginlik hali hâkim olmaya devam ediyor. Son gelişmeleri takip edenler, sivillerin en büyük kurbanlar arasında yer alacağı askeri bir gerilimden endişe duyuyor.



Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.