Arap üniversitelerinde neden estetik öğretilmiyor?

Eğitim sisteminin yaşamaya başladığı bir nevi kültürel kuraklığa işaret eden entelektüel bir ikilem…

Arap üniversitelerinde ‘çağdaş estetikle’ ilişkili dersleri nadiren görüyoruz (Sosyal medya siteleri)
Arap üniversitelerinde ‘çağdaş estetikle’ ilişkili dersleri nadiren görüyoruz (Sosyal medya siteleri)
TT

Arap üniversitelerinde neden estetik öğretilmiyor?

Arap üniversitelerinde ‘çağdaş estetikle’ ilişkili dersleri nadiren görüyoruz (Sosyal medya siteleri)
Arap üniversitelerinde ‘çağdaş estetikle’ ilişkili dersleri nadiren görüyoruz (Sosyal medya siteleri)

Eşref el-Hasani

Çoğu sanat kurumu; sanatçıların, yönetmenlerin, müzisyenlerin ve eleştirmenlerin güzeli konu alan bilim dalında eğitim görerek neler kazanabileceklerinin farkında değil. Felsefede ‘estetik’ adıyla bilinen bu bilim dalı, güzellik paradigmasının ve güzelliğin tezahürlerinin incelenmesiyle ilgilenir.

İnsanların estetik eğitimi almaya teşvik edilmemesi sorunu, teknik faktörlerden ziyade, entelektüel faktörlerden kaynaklanıyor. Bu yüzden estetik bilimi ve bu bilimin Arap dünyasındaki üniversitelerde, okullarda ve enstitülerde okutulmamasının sebepleri hakkında konuşmak, eğitim sisteminin zayıflığına ilişkin problemli bir boyut kazanıyor.

Bilişsel formasyonları ve araştırma alanları farklı olmakla birlikte Arap düşünürler, estetik meseleler üzerine düşünmeye odaklanmadı. Çünkü toplum ve siyasetle alakalı meselelere olan ilgi hem devletin hem de toplumun mekanizmalarını anlamalarını sağladığı sürece düşünürler, bu bilimin onlara, önemli sorularını cevaplama imkânı vermediğini düşünüyorlar.

Onlar sinema, plastik sanatlar, fotoğraf, müzik ve video gibi sanatsal faaliyetleri ve bu görsel medyanın gerçekliğimiz için sağlayabileceği derin anlayışı umursamıyorlar. Halbuki bu derin anlayış sayesinde sanatsal çalışma, tümüyle ticari boyutlara varmak üzere genelde etiketlendiği eğlence boyutunun ötesine geçer ve hayatımızın, içimizde yaşayan ve içinde yaşadığımız varlığın doğasını isabetli bir şekilde düşünmeye yönelir.  

sdve
Arap üniversitelerinde ‘çağdaş estetikle’ ilişkili dersleri nadiren görüyoruz (Sosyal medya siteleri)

Tarih boyunca sanat, toplumda ve siyasette etkili ifade araçlarından biri olmayı başardı. Daha doğrusu, bir anda süsleme vazifesi gördüğü bir durumdan eski ve modern Batı toplumunu etkileyen meseleleri ve sorunları ifade etmeye başladığı bir aşamaya geldi.

Entelektüel sorunlar

Estetik, Arap üniversitelerinde ‘sanat felsefesi’ çerçevesinde çok az ilgiye mazhar oluyor. Lisans derecesinde bu bilimin konuları, çoğunlukla genel olur. Yani öğrenci, estetik düşüncenin ilkelerini ve bir sanat çalışmasının ne zaman güzel olacağını öğrenir. Felsefe hocaları da bu bilimin klasikleri, özellikle de Kant ve Hegel üzerinde durmakla yetinir ve bu bilimin modern ve çağdaş dönemlerinde gösterdiği gelişmeleri takip etmezler.

Burada sorun, vaktin kısıtlı olmasından değil, onların fotoğrafla, plastik sanatlarla, sinemayla ve müzikle ilgili alanlardaki bilgilerinin sınırlı olmasından kaynaklanıyor. Sadece Kant ve Hegel’le ilgileniyorlar, çünkü bazıları daha önce, felsefi tasarılarını şekillendiren bazı felsefi kavramları incelemişler ve estetikle bu kavramların odak noktalarından biri olarak yüzleşmişlerdir.  

Arap üniversitelerinde ‘çağdaş estetik’ adı verilen şeyle ilgili dersleri nadiren görürüz, çünkü bu bilgi alanında uzmanlaşmış kişiler yoktur. Felsefe dallarının tanık olduğu dönüşümlere ve 21’inci yüzyılın sahne olduğu sanatsal atılımlara rağmen, estetik üzerine ciddi olarak düşünülmüyor. Halbuki şarkılar, müzik albümleri, video klipler ve filmler bu bilimdeki düşünme ilkelerine dair incelikli bir bilgi gerektirir. Ki böylece eleştirmen ya da araştırmacı, sanatsal çalışmada görüntü, müzik, renklendirme, destek, biçim, montaj, ritim ve başka açılardan meydana gelen dönüşümlerin yanı sıra güzelliğin de izlerini takip edebilsin.

Tunus’ta, Suriye’de, Mısır’da, Lübnan’da veya Irak’ta felsefi tasarısını estetikten hareketle inşa eden bir tane düşünür yok. Bu da şu soruyu akla getiriyor: İnsan sanatsal faaliyetlerin dışından dünyaya nasıl bakabilir ve düşünebilir? Zira sanat, şu anda Arap halkları etkileyen çeşitli meseleleri kapsamlı bir şekilde ifade edebilir. Nitekim gücü, savaş ve yıkım aletlerini geride bırakan sanatsal çalışmalar mevcut. İnsanların bir araya gelmesi ve siyasi sistemlerin sarsılıp dünya karşısında zayıf bir duruma getirilmesi için tek bir sinema eserinin gösterimi yeterli. Çünkü sinema ve genel olarak sanat, bazı devrimlere meşruiyet kazandıracak, olayı dünyaya bildirip yayacak yollara ve araçlara sahiptir.

Krizler ve çatlaklar

Eğitim sisteminin yaşamaya başladığı bir nevi kültürel kıtlığa işaret eden entelektüel bir ikilemle karşı karşıyayız. Yönetmenlik, tasarım ve müzik eğitimi veren okullarda ve enstitülerde bu bilimle ilgili herhangi materyale rastlanmıyor. Halbuki bu, diğer teknik meseleleri bilişsel olarak besleyen ve üretken kişiye zengin bir sanatsal yol çizen bir bilgi sistemidir.  

Entelektüel çalışma, teorik fikirlerden yoksun sanatsal bir ürün değildir. Yeter ki bu fikirler, onun görüşünü dünya gözünde özgün kılsın. Fransa’daki ‘Yeni Sinema Dalgası’, sinema dünyasındaki tüm o şaşırtıcı atılımları gerçekleştirmek üzere yoktan var olmadı. Aksine bu dalganın öncesinde ve esnasında ona eşlik eden kuramlaştırma, yönetmenlerin yaptığı her şeye bilimsel meşruiyet kazandırmaya büyük katkıda bulundu. Senaryoyla, prodüksiyonla, görüntülemeyle ve oyunculukla bağlantılı teknik devrimleri kastediyorum.

dfvdf
Bansky’nin Paris’teki sanatsal çalışmalarından biri (Sosyal medya siteleri)

Enstitüler ve okullar, estetik öğretiminden kaçınıyor. Çünkü bu kurumların sorumluları, estetiği bir bilgi israfı ve entelektüel bir lüks olarak görüyorlar. Öğrenci tasarımın, sanatın, sinemanın ve müziğin ilkelerini öğreniyor ya, yeter. Sonuçta bu ilkeler, temel formasyonlarında öğrencilere fayda sağlayan ve iş kapılarını onlara açan teknik konular.

Evet, bu konular, öğrencilerin uzmanlık alanlarının anlaşılması için büyük anahtar. Ancak teorik yön de onlar için önemli. Zira onlara dünya sanat tarihinde köklü anlayışlardan ve teorilerden hareketle nasıl düşüneceklerini, üreteceklerini ve yaratacaklarını öğretir.

Dolayısıyla sanat eğitimiyle ilgilenen kurumlarda estetik biliminin olmaması, sanatı algılama ve sanatın kökeniyle ifade yöntemini bilme konusunda zayıflığı artırır. Bu da enstitülerin, sanatsal çalışmalarını halka sunmayı bile beceremeyen binlerce teknisyen mezun etmesine sebep olur. Nitekim sanat eleştirmeni, sanatsal kültürünün zayıflığından ötürü bir sanatçıyla iletişim kurmada büyük zorluk yaşıyor. Üstelik bu sanatçı, bir bilgi ortamında kendini konunun uzmanı olarak tanıtıyor.



BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.


Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
TT

Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas dün yaptığı açıklamada, Filistin Yönetimi'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ni Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeridi'nden ayırma veya Şeridi yeniden işgal etme ya da herhangi bir bölümünü ilhak etme planlarını kabul etmeyeceğini belirtti.

Şu anda İtalya'yı ziyaret eden Abbas, Gazze Şeridi'nde güvenlik veya askeri çözümlerin olmadığını, Şeridin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Filistin Haber Ajansı, Abbas'ın İtalyan Dışişleri Bakanı'na işgal altındaki Filistin topraklarındaki son gelişmeler, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin güçlendirilmesi çabaları ve Başkan Donald Trump'ın planının ikinci aşamasının uygulanması hakkında bilgi verdiğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu aşama, Hamas yönetiminin sona erdirilmesi, İsrail'in çekilmesi, yeniden yapılanma ve yerinden edilmenin önlenmesini içeriyor.


Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalında meydana gelen patlamada 33 kişi yaralandı

Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
TT

Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalında meydana gelen patlamada 33 kişi yaralandı

Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)

Güney Suriye'deki Dera vilayetinin sağlık müdürlüğü dün yaptığı açıklamada, Dera kırsalının batısındaki Abidin kasabasında bir düğün merasimi sırasında meydana gelen ve kaynağı bilinmeyen patlamada 33 kişinin yaralandığını duyurdu.

Dera Sağlık Müdürü Ziyad el-Mehamid, yaralılar arasında çocukların da bulunduğunu söyledi.

Dera Ulusal Hastanesi 19, Tafas Ulusal Hastanesi 6 ve el-Şecere kasabasındaki sağlık merkezi 8 yaralıyı tedavi altına aldı.

Abidin kasabası sakinleri Alman Basın Ajansı'na (DPA) şunları söyledi: “Ne olduğunu bilmiyoruz. Patlayıcı bir cihaz mıydı yoksa bir top mermisi miydi? Bazıları düğün kutlaması sırasında patlayan bir el bombası olduğunu söyledi ve çoğunluğu çocuk olmak üzere yüzlerce insan toplanmıştı.”

Suriye medyası, İsrail ordusuna ait bir devriyenin batı Dera kırsalındaki patlama bölgesine doğru ilerlediğini bildirdi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Bu arada, Suriye devlet televizyonu, güneydeki Süveyda vilayetinde silahlı grupların el-Mezra kasabasında İç Güvenlik Güçlerine ait bir aracı silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) hedef aldığını bildirdi.

Bir güvenlik kaynağı televizyon kanalına, "isyancı grupların bombardımanı ateşkes anlaşmasının ihlali anlamına geliyor ve güvenlik güçleri bu ihlallere kararlı bir şekilde karşılık verecektir" ifadelerini kullandı.