BM: Gazze'deki savaş aynı zamanda kadınlara karşı savaştır

AA
AA
TT

BM: Gazze'deki savaş aynı zamanda kadınlara karşı savaştır

AA
AA

Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi, yaklaşık 9 bin kadının öldürüldüğü İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarının kadınlara karşı da bir savaş olduğuna dikkati çekti.

BM Kadın Birimi tarafından yayımlanan raporda, İsrail'in Gazze'deki saldırılarının kadınların benzeri görülmemiş şekillerde öldürülmesine ve yaralanmasına yol açtığı belirtildi.

Raporda, bugüne kadar Gazze'de İsrail güçleri tarafından yaklaşık 9 bin kadının öldürüldüğü ancak enkaz altında çok daha fazla insan olduğu için bu rakamın daha fazla olabileceği vurgulanarak, "Gazze'de savaş her gün bu hızla devam ederse günde ortalama 63 kadın öldürülmeye devam edecek. Gazze'deki savaş, aynı zamanda kadınlara karşı savaştır." ifadelerine yer verildi.

İsrail'in saldırılarında her gün 37 annenin öldürüldüğü ve bu durumun da çocukları etkilediğine işaret edilen raporda, şu ifadeler kullanıldı:

"Derhal insani ateşkes sağlanmadığı sürece önümüzdeki günlerde ve haftalarda çok daha fazlası ölecek. Gazze'deki öldürmeler, bombalamalar ve temel altyapının tahrip edilmesi durdurulmalı. İnsani yardımın derhal Gazze'ye ulaşması gerekiyor."

Öte yandan raporda, insani yardımların engellenmesi nedeniyle kıtlık tehdidine dikkat çekilerek, Gazze'deki her 5 kadından 4'ünün yeterli gıdaya erişemediği aktarıldı.

 İsrail'in Gazze'yi işgalinde 7 Ekim sonrası

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim 2023'te kapsamlı saldırı düzenledi.

İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 13 bin 230’u çocuk, 8 bin 860’ı kadın olmak üzere 30 bin 320 Filistinli öldürüldü, 71 bin 533 kişi yaralandı.

Enkaz altında hala binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.



Mısır ve Filistin Yönetimi, Gazze Şeridi'nin tahliye edilmeden yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Arşiv-DPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Arşiv-DPA)
TT

Mısır ve Filistin Yönetimi, Gazze Şeridi'nin tahliye edilmeden yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Arşiv-DPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Arşiv-DPA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Filistin liderliği bugün ‘Gazze Şeridi'ni ele geçirme ve Filistinlileri vatanlarından sürme çağrılarını şiddetle reddettiklerini’ ifade etti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın çağrılarına cevaben Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne tarafından devlet televizyonunda okunan açıklamada, “Filistin halkı topraklarından, haklarından ve kutsal mekânlarından vazgeçmeyecektir. Gazze Şeridi, 1967'den beri işgal altında olan Batı Şeria ve Doğu Kudüs ile birlikte Filistin devleti topraklarının gerçek bir parçasıdır” ifadeleri yer aldı.

Açıklamanın devamında, “Haklarımız müzakere edilemez ve hiç kimse Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) adına halkımızın geleceği hakkında karar verme hakkına sahip değildir” denildi.

Konuyla ilgili olarak Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa ile yaptığı görüşmede, ülkesinin Filistin hükümetine ve reform planlarına tam desteğini teyit ettiğini söyledi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Abdulati'nin ‘Filistin Yönetimi'nin siyasi ve ekonomik olarak güçlendirilmesi ve Filistin topraklarının bir parçası olarak Gazze Şeridi'ndeki görevlerini üstlenmesinin’ önemini vurguladığı belirtildi.

Açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki insani durumla ilgili olarak, erken kurtarma projeleri ve programları, enkaz kaldırma ve yardım girişinin ‘Filistinliler Gazze Şeridi'ni terk etmeden’ hızlandırılmış bir şekilde ilerletilmesinin önemi vurgulandı.

Açıklamaya göre Filistin Başbakanı, uluslararası kurumlarla iş birliği içinde erken toparlanma ve enkaz kaldırma programlarına ilişkin planların bütüncül bir vizyonunu sunarak ‘yeniden inşa aşamasının ve normal koşullara dönüşün önünü açtı’.