Haşdi Şabi liderinin Anbar ziyareti ‘Sünni bölge ilan etme’ konusunda tartışmalara yol açtı

Halbusi Anbar’ın batısında destekçileriyle birlikte (Arşiv - X)
Halbusi Anbar’ın batısında destekçileriyle birlikte (Arşiv - X)
TT

Haşdi Şabi liderinin Anbar ziyareti ‘Sünni bölge ilan etme’ konusunda tartışmalara yol açtı

Halbusi Anbar’ın batısında destekçileriyle birlikte (Arşiv - X)
Halbusi Anbar’ın batısında destekçileriyle birlikte (Arşiv - X)

Irak’ta Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) grubu lideri Falih el Feyyad ile ülkedeki en güçlü Sünni aşiret liderlerinden Ali Hatem Süleyman arasında Cuma günü Anbar’da yapılan toplantı ülkede tartışmalara yol açtı.

Feyyad, yıllardır görevde kalmasına itiraz eden siyasi partilerin sert eleştirilerine maruz kaldı.

Haşdi Şabi liderine yöneltilen eleştirilerin çoğu, DEAŞ’ın 2014’ün başlarında Anbar’a girmesiyle ilgili önceki tutumları göz önüne alındığında, yakın zamana kadar ‘terör’ suçlamasıyla aranan Süleyman’la görüşmesine neden olan ‘yeni gelişmeye’ odaklandı.

Süleyman, Haşdi Şabi güçlerinin DEAŞ’a saldırı amacıyla bu şehre girmesine de ilk başta açıkça karşı çıkmıştı.

dcbgrf
Feyyad Cuma günü Anbar’da yaptıkları toplantıda Süleyman’la el sıkışırken (X)

Haşdi Şabi Medya Ofisi tarafından yapılan açıklamada, Ali Hatem Süleyman ile yapılan görüşmenin önceden planlandığı ve bu ziyaretin doğrudan Başbakan Muhammed Şiya Es Sudani’nin direktifi altında gerçekleştiğini vurgulandı.

Açıklamada, “Anbar’a ziyaretin amacı, kurtarılmış bölgelerdeki güvenlik gelişmelerini takip etmek ve Irak’ın birliğini, bölünmesini öngören projelerden korumaya yönelik kararlılığı teyit etmekti” denildi.

Sünni bölge planını baltalamak

Söz konusu açıklamada, “Anbar’daki taraflar, devletin egemenliğine ve birliğine meydan okuyan ‘Sünni bir bölge ilan etme’ isteklerini dile getirirken, Feyyad ve Haşdi Şabi Güçleri ulusal birlik ve egemenliği korumaya çalışıyor” ifadelerine yer verildi.

Bu bağlamda, ‘Sünni bölge ilan etme planını baltalamayı’ amaçlayan ziyaretin amacının açıkça ifade edildiği belirtildi.

Süleyman ise, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada şunları yazdı;

Kapılarımız açık. Ülkenin istikrarı ve Anbar halkının çıkarları adına siyasi, sosyal ve hükümet yetkililerinden herkesi kabul ediyoruz.

Sünni bölge meselesi, Anbar’da haftalardır tartışmalara yol açıyor ve Bağdat’taki siyasi ve hatta yargı salonlarında geniş yankı uyandırıyor.

Şii güçlerin çoğu projeye karşı çıkıyor.

Irak Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan iki hafta önce yaptığı açıklamada, her ne kadar ülkenin anayasası belirli ve karmaşık olmayan koşullar altında bölgeler oluşturma yetkisini veriyorsa da, Irak’ın ‘birliğinin parçalandığı’ bahanesiyle Sünni bir bölgenin kurulmasına şiddetle karşı çıktığını söyledi.

Söz konusu anayasaya göre herhangi bir bölgenin meclis üyelerinin üçte birinin veya seçmen sayısının yüzde 10’unun oyu bölgenin kurulması için yeterli.

Şii kaygısı

Görevden alınan Meclis Başkanı Muhammed el Halbusi’nin liderliğindeki Tekaddum Partisi’nin Aralık ayında yapılan yerel seçimlerde Anbar Konseyi’ni kazanmasıyla, Şiilerin Anbar’da Sünni bölgesinin kurulacağına yönelik korkusu arttı.

Partinin, vali ve il meclisi başkanı pozisyonundaki kontrolü, söz konusu bölgeyi oluşturma adımlarına başlamasının önünü açabilir.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Halbusi’ye yönelik Sünni-Şii rekabeti nedeniyle ‘ülkeyi bölmek’ istediği yönündeki kışkırtma ve suçlamalara rağmen, kendisine yakın çevreler bunu reddediyor.

Ayrıca, Sunni bölgelerin kurulması meselesinin yasal olduğunu ve ülkenin daimi anayasası hükümlerine aykırı olmadığını belirtiyorlar.

Gözlemciler, Feyyad’ın ziyaretinin ve Süleyman’ın yanı sıra Anbar’daki diğer aşiretlerin liderleriyle görüşmesinin, ‘Halbusi’nin partisinin etkisine karşı koymak için yeni siyasi partiler yaratma’ amacı taşıdığını öne sürdü.

Yazar Falah el-Mishaal, ziyaretin normal bir bağlamda gerçekleştiğine inandığını söyleyerek, “Çünkü siyasette kalıcı bir düşmanlık yoktur, kalıcı çıkarlar vardır” dedi.

Mishaal, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü;

İktidardaki çerçeve partilerinin yönelimi, Süleyman da dahil olmak üzere Anbar şeyhleri ​​başta olmak üzere pek çok Sünni şahsın üzerinde çalıştığı bölge projesine karşı hale geldi. Bu eğilimin ortadan kaldırılması ve şeyhlerin maddi ve manevi olarak kazanılması için talimatlar verildi. Feyyad’ın yaptığı da bu çerçeveye giriyor.

Sadr hareketine bağlı bir analist olan Issam Hüseyin, sosyal medya platformunda Feyyad ve Süleyman’ın görüşmesine değindi.

Hüseyin,” Feyyad’a gelen öfkeli tepkiler, Koordinasyon çerçevesi liderlerinin ABD Büyükelçisi ile toplantılarının varlığı nedeniyle abartılıyor. Herhangi bir ihanet ya da gizli anlaşma suçlaması görmedik” dedi.



‘Terör’ suçundan hüküm giyen yedi Ürdünlüye üç yıldan idama kadar değişen hapis cezaları verildi

Başkent Amman'daki Ürdün bayrağı (AFP)
Başkent Amman'daki Ürdün bayrağı (AFP)
TT

‘Terör’ suçundan hüküm giyen yedi Ürdünlüye üç yıldan idama kadar değişen hapis cezaları verildi

Başkent Amman'daki Ürdün bayrağı (AFP)
Başkent Amman'daki Ürdün bayrağı (AFP)

Bir yargı kaynağı, Ürdün Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin dün, 2022 yılında dört güvenlik görevlisinin öldürülmesiyle ilgili olarak terör suçundan hüküm giyen yedi Ürdünlüye üç yıl hapis ile idam cezası arasında değişen cezalar verdiğini söyledi.

AFP'ye konuşan kaynak, “Mahkeme dün, 2022 yılında meydana gelen ve Tuğgeneral Abdurrezzak ed-Delabih ile diğer üç güvenlik personelinin şehit edilmesine yol açan terör olaylarıyla ilgili olarak yedi hükümlüye üç yıl hapis ile idam cezası arasında değişen cezalar verdi” dedi.

Kaynak, “Mahkeme hükümlülerden birini idam cezasına çarptırırken, diğer beşi dokuz ila 20 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı. Bir diğer hükümlü de planlarından haberdar olduğu halde yetkililere bilgi vermediği gerekçesiyle 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı” ifadelerini kullandı.

Altı kişi ‘terör eylemleri gerçekleştirmek için komplo kurmak, bir insanın ölümüyle sonuçlanan terör eylemleri gerçekleştirmek ve terör eylemlerinde kullanmak amacıyla ateşli silah bulundurmak’ gibi suçlardan mahkûm edildi.

İddianameye göre hükümlüler ‘tekfirci ideolojiye sahip’ kişilerdi, ‘terörist’ bir grup oluşturmuşlardı ve güvenlik personelini hedef almak için protestoları istismar etme konusunda anlaşmışlardı.

Maan vilayetinde (Amman'ın 218 kilometre güneyinde) emniyet müdür yardımcısı olan ed-Delabih, Aralık 2022'de yakıt fiyatlarındaki artışı protesto eden ‘ayaklanmalar’ sırasında öldürüldü.

Öldürülmesinden birkaç gün sonra, Maan'da üyelerinden biri ed-Delabih'in cinayet şüphelisi olan bir terör hücresine yapılan baskında üç güvenlik görevlisi öldürüldü ve beş kişi de yaralandı.

O dönemdeki güvenlik yetkililerine göre Maan vilayetindeki ayaklanmalar sırasında 49 güvenlik personeli yaralanmış, 70 kamu güvenlik aracı ve 90'dan fazla sivil araç saldırıya uğramıştı.