Washington, Gazze'de derhal ateşkes sağlanması yönünde uluslararası taleplerle karşı karşıya

İsrail'in cezasız kalmasına yönelik eleştiriler sürerken Arap ülkeleri Filistin'in BM’ye tam üye olarak kabul edilmesini destekliyor.

Washington, Gazze'de derhal ateşkes sağlanması yönünde uluslararası taleplerle karşı karşıya
TT

Washington, Gazze'de derhal ateşkes sağlanması yönünde uluslararası taleplerle karşı karşıya

Washington, Gazze'de derhal ateşkes sağlanması yönünde uluslararası taleplerle karşı karşıya

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Cezayir'in Gazze'de derhal ateşkes talep eden karar taslağına karşı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nde veto kullanmasından bir süre sonra, dün (Pazartesi) BM Genel Kurulu önünde kendisini savunma pozisyonunda buldu. BM Genel Kurulu’nda üye devletlerle halen müzakere aşamasında olan alternatif bir metnin desteklenmesi, İsrail'in cezasız kalmasını önlemek için artan Arap baskısı altında çatışmaların geçici olarak durdurulması ve Filistin'e BM’ye tam üyelik verilmesi çağrısında bulunuldu.

BM Genel Kurulu, BM Güvenlik Konseyi'ndeki 15 üye ülkeden 13'ünün desteğini almasına rağmen, Gazze'de acil insani ateşkes çağrısında bulunan karar taslağına karşı ABD'nin 20 Şubat 2024'te veto kullanmasını tartışmak üzere bir oturum düzenledi. İngiltere ise oylamada çekimser kaldı. ABD, 193 üye devletin ezici çoğunluğunun Gazze'de derhal ateşkes talep eden akınıyla karşı karşıya kaldı.

BM Genel Kurulu Başkanı Dennis Francis, oturumun açılışında yaptığı konuşmada, Gazze'deki durumun ‘utanç verici’ olduğunu söyledi. Geçen hafta Gazze şehrinin batısında gıda tedariki açısından bu en kötü ayda yüzlerce insanın öldürüldüğü ve yaralandığı yönündeki haberler karşısında ‘dehşet’ duyduğunu ifade etti. Aynı zamanda İsrail'in yerleşim alanları da dahil olmak üzere Refah'a yönelik yoğunlaştırılmış hava saldırılarıyla ilgili ‘derin endişesini’ dile getirerek, yoğun nüfuslu Refah'ta herhangi bir kara operasyonuna karşı uyarıda bulundu. İnsani nedenlerden dolayı derhal ateşkes sağlanması talebini yineleyen Francis, ‘masum sivillerin hayatlarını kurtarmak için azami itidal’ çağrısında bulundu.

ABD'nin tutumu

ABD'nin BM Daimî Temsilci Yardımcısı Robert Wood, ülkesinin Cezayir karar taslağına karşı ‘veto’ kullanmasını şu sözlerle haklı çıkarmaya çalıştı: “Bu karar taslağı, sürdürülebilir barış hedefine ulaşamazdı. Hatta bu amaca zarar verebilirdi. Bu kararın tek başına ateşkese yol açacağına inanmıyorduk.”

Washington'un BM Güvenlik Konseyi üyelerine ‘karar taslağı üzerinde kabul oyu kullanmamaları’ yönünde çağrıda bulunduğunu hatırlatan Wood, bunun, geri kalan esirlerin serbest bırakılması ve geçici ateşkesle sonuçlanacak bir anlaşmaya varılması yönünde devam eden yoğun çabaları engelleyebileceği konusunda uyarıda bulundu. Wood, Katar ve Mısır'ın da aralarında bulunduğu ortaklarla ateşkes çabalarının şu ana kadar devam ettiğine dikkat çekti.

BM Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilmesini umarak, “Bu hassas müzakereleri desteklemek için, geçici ateşkes ve tüm esirlerin mümkün olan en kısa sürede derhal serbest bırakılması çağrısında bulunan bir karar taslağı sunduk” dedi.

Geçici ateşkesin esirlerin ailelerine dönmelerine olanak tanıyacağını ifade eden Wood, “Hamas hareketinin neden olduğu çapraz ateşte kaldıklarını ve ateşkesin Filistinli sivillere yardım sağlanmasına yardımcı olacağını” söyleyen birçok Filistinli çocuk, kadın ve erkeğin yaygın acılarına son vereceğine inanıyor. Wood, BM'deki Amerikan misyonunun BM Güvenlik Konseyi, Hamas'ı 7 Ekim'de gerçekleştirdiği korkunç saldırılardan dolayı kınayana kadar karar taslağı üzerinde BM Güvenlik Konseyi'nin geri kalan üyeleriyle temas kurmaya devam edeceğini vurguladı.

İnsanlıktan çıkarma

Filistin’in BM Daimî Temsilcisi Riyad Mansur ise “Yaşadığımız insanlıktan çıkarma, kendi insanlarımızın öldürülmesini daha kabul edilebilir kılmayı amaçlıyor” dedi. İsrail’in güvenliğinin bir ulusun özgürlüğünü ve yaşam hakkını gölgede bıraktığına inananları şiddetle eleştiren Mansur, “Bizi daha aşağı bir ırk olarak görenlere, bizi kurban olarak görmekte zorluk çekenlere ve bizi öldürenlerin suçun faili olduğunu kabul etmeyi reddedenlere sesleniyorum” ifadesini kullandı.

Mansur, pazar günü Gazze'de derhal ateşkes çağrısında bulunan ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in açıklamalarına övgüde bulundu. İsrail'in cezasızlık döneminin sona ermesi gerektiğini vurguladı. Mansur şu ifadeleri kullandı:

“İsrail'in aramızda oturup işlediği suçları reddetmesi, BM’ye ve üye devletlere saldırması, bölgesel ve uluslararası barışı ve güvenliği hiçbir sonuç olmadan baltalamasına izin verilemez. İsrail'in eylemlerinden dolayı ödüllendirilmesi değil cezalandırılması gerekiyor. İsrail, hukukun üstünde bir devlet olduğuna inanıyor ve bu inanç sarsılmadığı sürece kanun dışı bir devlet olarak hareket etmeye devam edecek.”

Arap ülkelerinin tutumu

Katar'ın BM Daimî Temsilcisi eş-Şeyha Alia Ahmed bin Seyf Al Sani, aralarında Katar'ın yanı sıra Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Umman ve Bahreyn’in bulunduğu Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri adına konuştu. Konuşmasında, ‘veto kullanımının Gazze'deki saldırıyı durdurma ve sivilleri koruma çabaları üzerindeki tehlikeli yansımaları ve uluslararası ilişkilerde çifte standartlar ve küresel krizlerle mücadele bağlamında gönderebileceği mesajlar’ konusunda uyarıda bulundu. Ayrıca İsrail'in Refah'a askeri operasyon düzenleme tehdidini de ‘en güçlü ifadelerle’ kınadı. İsrail işgalinin, özellikle Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki sistematik açlık politikası ve gıdanın savunmasız sivillere karşı silah olarak kullanılmasını şiddetle eleştirdi. KİK ülkelerinin Gazze'de ‘derhal insani ateşkes’ sağlanmasına yönelik desteğini yineledi.

Arap grup adına konuşan Yemenli delege Abdullah es-Saadi, ‘Gazze'deki olayların, Filistin'e BM’de tam üyelik verilmesinin her zamankinden daha acil olduğunu doğruladığını’ vurguladı. Saadi, İsrail hükümetinin kararının ve Knesset'in bağımsız bir Filistin Devleti'nin uluslararası tanınmasını tek taraflı olarak reddetme yönündeki oyunun, ‘Filistin halkına kendi egemenliklerini kurma hakkını veren her türlü siyasi anlaşmanın reddi anlamına geldiğini’ ifade etti. Arap ülkelerinin ‘Filistin Devleti'nin mümkün olan en kısa sürede BM'ye tam üye olması için BM Genel Kurulu'ndan tam destek beklediğini’ vurguladı.



Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
TT

Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)

Hamas Hareketi ve İsrail’den müzakereciler Katar’ın başkenti Doha'da Gazze'de ateşkes konusunda dolaylı müzakerelere başlamaya hazırlanırken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ordusundan Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını istedi.

Netanyahu'nun adamları, cumartesi akşamı savaşı yönetmek için yapılan güvenlik toplantılarında yaşananları sızdırdılar. Toplantıda şiddetli tartışmalar, bağırışmalar ve masaya vurmalar yaşandığını söylediler. Ayrıca Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'e Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını ve ateşkesin ilan edilmesi muhtemel görünen Washington ziyaretinden döndükten sonra kendisine sunması talimatı verdiğini aktardılar.

İsrailli analistler bu sızıntının amacına ilişkin farklı görüşlere sahipler. Bazıları, bunun sadece ‘Hamas liderliğine Doha turunda önerileri kabul etmesi için son anda baskı yapmayı amaçladığını’ bazıları ise Netanyahu'nun ‘hükümetin kendisine Gazze'yi işgal etmesi ve Filistinlilere karşı şiddetli operasyonlarının dozunu artırması için baskı uyguladığını sızdıran ordu kademesine öfkesini göstermeyi amaçladığını’ söylediler.

Üçüncü bir analist grubu ise bu gidişatın ‘hükümetin ateşkesi reddetme tutumunun gerçeğini’ yansıttığı görüşündeydi.

Birden fazla sebep

Ancak tüm bu nedenlerin bir araya gelmesi Netanyahu'nun Zamir'den taleplerinin arkasında yatan neden gibi görünüyor. Netanyahu, Hamas'a baskı uygulayarak kalıcı ateşkes şartından vazgeçmesinin yanı sıra (Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in temsil ettiği) Dini Siyonizm akımının hükümetten çekilmemesi için işgal ve sürgün tehdidini masada tutmak ve böylece sağcı tabanını memnun etmek istiyor.

Jfkfjf
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Kudüs'ün eski kentinde dolaşıyor (Arşiv - Reuters)

Son olarak Netanyahu, ordunun kendini savunma konumunda kalmasını istiyor ve başarısızlıkla suçlanmaktan korkuyor. Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’a da Netanyahu’nun kendisi gibi ‘sadece güç yoluyla barış istediği’ mesajını veriyor.

Toplantıda neler oldu?

Toplantı, ateşkes anlaşmasına varılamaması durumunda askeri planların görüşülmesi üzerineydi. İsrail merkezli televizyon kanalı Kanal 12'nin haberine göre toplantı, İsrail ordusunun ‘Gideon'un Arabaları Operasyonu’nun hedeflerine ulaşmaya yaklaştığını açıklamasının ardından, ‘savaşın, rehineleri kurtarma ve Hamas'ı hezimete uğratma hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla siyasi düzeyde sunacağı çeşitli olasılıkların ve planların ortaya çıkmasının ardından gerçekleşti.

Kanal 12, toplantıda Başbakan Netanyahu ile Genelkurmay Başkanı Zamir arasında sert bir tartışma yaşandığını, bakanlar Ben Gvir ve Smotrich'in ise başbakanı desteklediğini bildirdi.

Ben Gvir ve Smotrich'in Genelkurmay Başkanı'nı siyasi düzeydeki tavsiyeleri uygulamamakla suçladığını aktaran Kanal 12, Genelkurmay Başkanı'nın ise “Gazze'de oyalanacak zaman yok... Sözlerinize dikkat edin. Savaşlarda askerler ölüyor” şeklinde yanıt verdiğini kaydetti.

Toplantı sırasında Netanyahu'nun sesini yükselterek masaya yumruğunu vurduğunu ve Gazze halkı için geniş çaplı bir tahliye planı hazırlanarak onların Gazze'nin güneyine yerleştirilmesini talep ettiğini iddia eden Kanal 12’ye göre Netanyahu, “Taviz vermeyeceğim. Hamas hiçbir koşulda Gazze'de kalmayacak” dedi.

Kanal 12 ayrıca Genelkurmay Başkanı Zamir’in İsrail'in Gazze halkı üzerinde kontrolünü sürdürmesine karşı çıktığını ve kontrolün kaybedileceği konusunda uyardığını bildirdi.

İsrail Genelkurmay Başkanı toplantıda, “Askeri yönetim mi istiyorsunuz? İki milyon aç ve aşağılanmış insanı kim yönetecek?” diye sordu. Bunun üzerine Netanyahu yüksek sesle “Ordu ve İsrail Devleti” yanıtını verdi ve ardından “Askeri yönetim istemiyorum, ancak Hamas'ı hiçbir şekilde kabul etmeyeceğim” diye ekledi.

Zamir, Netanyahu'nun sözlerine “Bunu konuşmalıyız, bu konuda anlaşamadık. Aç ve öfkeli insanları kontrol etmek, kontrolün kaybedilmesine ve ordunun saldırıya uğramasına yol açabilir” diye yanıt verdi. Zamir ayrıca, bu planın İsrail ekonomisi ve toplumu üzerinde muazzam etkileri olacağını ve düzenli ve yedek kuvvetlerin konuşlandırılması açısından büyük kaynaklar gerektireceğini belirtti.

Netanyahu, toplantı sırasında Zamir'den, ABD Başkanı Donald Trump ile Gazze ve İran konusunda görüşmeler yapmak üzere Washington'a gittikten sonra geri dönene kadar Gazze Şeridi için tahliye planı hazırlamasını istedi. Netanyahu, hafta sonuna kadar Washington'da kalacak.

Zafer pozu arayışı

İsrail ordusu Gazze'deki operasyonlarını korkunç bir şekilde yoğunlaştırdı. Çünkü savaşı güçlü bir zafer pozuyla bitirmek istiyor.

Şimdiye kadar onun Lübnan, Suriye ve İran cephelerinde ‘başarılı’, ancak Gazze cephesinde ‘başarısız’ olduğu yönünde bir tablo ortaya çıktı. Savaşın Hamas'a ağır darbeler indirilmeden sona ermesini hayal edemeyen İsrail ordusu, Gazze'de şimdiye kadar elde ettiği başarıların hükümet tarafından siyasi kazanca dönüştürülmesi için yeterli olduğuna inanıyor.

Netanyahu’nun öfkesinin sebebi de tam olarak bu eğilim. Çünkü bu durum topu kendi sahasına atıyor. Oysa sorumluluğu başkalarına yükleme konusunda gerçek bir usta olan Netanyahu 7 Ekim 2023’ten bu yana görevden aldığı çoğu komutan ve güvenlik yetkilisiyle de aynısını yapmıştı.

Hem Netanyahu hem de Zamir, Hamas'ın İsrail askerlerinin hayatına kasteden operasyonlarını sürdürmesinden dolayı bir miktar hayal kırıklığı yaşıyor. Halbuki Hamas büyük suikastlara uğramış, kalesi olan Gazze ile halkı katliama ve yıkıma maruz kalmıştı.

Kcjfj
Gazze'de yaralanan bir İsrail askerini taşıyan İsrail Hava Kuvvetleri askerleri, Ocak 2024 (AFP)

Ancak Genelkurmay Başkanı Zamir, Gazze'deki başarısızlıkları diğer cephelerdeki kazanımlarla telafi etmenin mümkün olduğunu düşünüyor. Savaşı bu aşamada sona erdirmeyi tercih eden Zamir, “Gazze'de kalmak bir kumar ve dünyanın en güçlü orduları bile işgalci örgütlerle savaşamaz” diyor.

Bununla birlikte Zamir, farklı bir görüşe sahip olsa bile siyasi liderliğin emirlerine uymaya hazır olduğunu söyledi.

Sızıntılar öfkeye neden oldu

Ancak sorun şu ki, Netanyahu'nun hükümetteki arkadaşları, sadece Ben-Gvir ve Smotrich değil, Likud Partisi’nden milletvekilleri ve bakanlar da Netanyahu'nun açıklamalarıyla yetinmiyor ve bunları Beyaz Saray'da olacakları örtbas etme girişimi olarak görüyorlar.

Bu yüzden pazar günü Zamir ve Netanyahu'yu eşit şekilde eleştiren açıklamalarda bulunan Smotrich, “Kabinet’ten sızdırılan bilgiler, devletin güvenliğini tehdit eden kabul edilemez bir durumdur ve buna bir son verilmeli” ifadelerini kullandı.

Jgjfj
Netanyahu ve Smotrich Kabinet toplantılarından birinde (Reuters)

İsrail Maliye Bakanı Smotrich, eleştşirilerini şöyle sürdürdü:

“Gerçek şu ki tüm cephelerdeki büyük başarılara rağmen, insani yardımların Hamas'a ulaşmasını engellemek konusunda Genelkurmay Başkanı görevini yerine getirmiyor ve siyasi liderliği Hamas'a yardım ulaştırmaya zorluyor. Bu yardımlar savaş sırasında düşmanın lojistik tedarikine dönüşüyor. Tüm saygımla, eleştirilerim aynı zamanda savaşın sürdüğü aylar boyunca siyasi düzeyde alınan kararları uygulamaya koyamayan ve ordunun üst düzey komutanlarına dayatamayan Başbakan’a da yöneliktir. Bu kararlar, Hamas'ı ortadan kaldırmak ve rehineleri geri almaktı.”