İsrailli esirlerin gizli muhafızı olan Gölge Birimi hakkında ne biliyoruz?

İsrailli esirleri korumakla görevlendirilen Gölge Birimi nedir? (X)
İsrailli esirleri korumakla görevlendirilen Gölge Birimi nedir? (X)
TT

İsrailli esirlerin gizli muhafızı olan Gölge Birimi hakkında ne biliyoruz?

İsrailli esirleri korumakla görevlendirilen Gölge Birimi nedir? (X)
İsrailli esirleri korumakla görevlendirilen Gölge Birimi nedir? (X)

Kahire'de Hamas hareketi ile arabulucular arasında Gazze'de ateşkes anlaşmasına varılması ve çatışmaların Ramazan Ayı’ndan önce durdurulması amacıyla gerçekleştirilen görüşmelerin tıkandığı konuşulurken, Reuters, İsrail'in görüşmeleri boykot ettiğini açıkladı. Çünkü Hamas, İsrail’in hâlâ hayatta olan esirlerin isimlerinin yer aldığı bir liste verilmesi talebini reddetti.

Hamas ve onun silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze savaşının başlamasından 150 gün sonra taleplerine ulaşmak için en büyük kozu olan ‘İsrailli esirler’ kartını zorluyor. El-Kassam Tugayları, saklanmanın ve siper almanın zor olduğu bir dönemde İsrailli esirleri en gizli birimi olan Gölge Birimi’nin gözetiminde gözlerden ve radarlardan gizliyor. İsrail, Gazze Şeridi'nde hâlâ 136 esirin tutulduğunu söylüyor.

(foto altı) Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları üyeleri (İzzeddin el-Kassam Tugayları medya birimi)
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları üyeleri (İzzeddin el-Kassam Tugayları medya birimi)

Ancak şöyle bir soru sorulabilir: Gölge Birimi bu esirlerin hayatlarını nasıl koruyabildi ve onları nasıl gizleyebildi? İsrail'in ölüm makinesi, 7 Ekim'den bu yana kuşatma altında olan Gazze Şeridi'nde amansız bir savaş yürütüyor ve Gazze Şeridi boyunca Gazzelileri takip ediyor. Zamanla saklanma ve kaçma görevi zorlaştı ancak Gölge Birimi bu normun istisnası olacak şekilde oluşturuldu.

Gölge Birimi nedir?

Gölge Birimi, İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın en gizli ve profesyonel birimlerinden biridir. Tugaylara göre birimin tek görevi, el-Kassam Tugayları tarafından tutulan İsrailli esirlerin hayatlarını korumak, bulundukları yerleri gizlemek ve İsrail ordu istihbaratını yanıltmak. El-Kassam Tugayları, birimin hassasiyetinden dolayı bu konuda çok gizli davranıyor. Gölge Birimi’ni denetleme görevi de doğrudan İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf'a verildi.

İzzeddin el-Kassam Tugayları neden Gölge Birimi’ni kurdu?

‘Özel görev birimi’ olarak nitelendirilen Gölge Birimi, Haziran 2006'da el-Kassam Tugayları’nın diğer Filistinli grupların da katılımıyla İsrail askeri Gilad Şalit'i kaçırmasının ardından kuruldu. O dönemde Gölge Birimi, yakalanan asker Gilad Şalit'in güvenliğini sağlamak ve onu hayatta tutmak, İsrail güvenlik ve istihbarat servislerini yanıltmak, kendisine ulaşmasını veya suikast yapmasını engellemekle görevlendirildi. Gölge Birimi, kuruluşundan 10 yıl sonra, bir videoyla ortaya çıkarıldığı 2016 yılının başlarına kadar gizli kaldı. Gölge Birimi’nin şu ana kadarki üye sayısı bilinmiyor. Birim, Şalit'i beş yıl boyunca alıkoymayı ve onu İsrail hapishanelerindeki binden fazla Filistinli mahkumla takas etmeyi başararak ilk görevini başarıyla tamamladı.

(foto altı) Gilad Şalit (CNN)
Gilad Şalit (CNN)

Gölge Birimi nasıl çalışır?

Gölge Birimi son derece hassas ve gelişmiş kamuflaj, aldatma ve kaçınma yöntemlerini benimser. Şarku'l Avsat'ın Filistin raporlarından edindiği bilgiye göre Gölge Birimi Şalit'i İsrail'in takibi altında Gazze Şeridi'nden Mısır sınırları içine taşımayı başardı. İsrail'in yerini belirlemesi mümkün değildi.

Şalit Anlaşması’ndan Aksa Tufanı’na

Gölge Birimi, İsrail askeri Gilad Şalit'i yaklaşık beş yıl boyunca Mossad'dan saklamayı başardı; ta ki İsrail, Şalit Anlaşması olarak da bilinen takas anlaşmasını tamamlamak zorunda kalana kadar. Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın haberine göre bu anlaşma sonucu İsrail hapishanelerinden bin 50 erkek ve kadın mahkûm serbest bırakıldı.  Gölge Birimi, İsrail'in 2014 yılında Gazze'ye düzenlediği üçüncü savaş sırasında el-Kassam Tugayları tarafından yakalanan iki askerin de aralarında bulunduğu dört İsrailliyi korumakla görevlendirildi. Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e karşı başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu'ndan sonra Gölge Birimi’nin sorumluluğu 200 ila 250 İsrailli esiri korumak, güvenliklerini sağlamak ve hayatlarını kurtarmaktı.

Gölge Birimi’ndeki kadınlar

İnsani ateşkesin sağlanmasının ardından gerçekleştirilen ilk esir değişimi anlaşmasında Gölge Birimi mensupları, İsrailli ve Taylandlı esirleri Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ne (ICRC) teslim etmek için cuma günü öğleden sonra saat dörtte, camları filmli arabalarla aniden yola çıktılar.

(foto altı) Esir değişimi anlaşması sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın bazı üyelerinin kadın olduğu iddia edildi. (İzzeddin el-Kassam Tugayları medya birimi)
Esir değişimi anlaşması sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın bazı üyelerinin kadın olduğu iddia edildi. (İzzeddin el-Kassam Tugayları medya birimi)

Gazze Şeridi'ndeki bazı Filistinli aktivistler, el-Kassam Tugayları'nın Refah Sınır Kapısı’nda bir dizi İsrailli esiri ICRC ekiplerine teslim ettiği anın fotoğraflarını sosyal medyada paylaştı. Filistin silahlı grubunun üyeleri arasında kadınların da olduğu dikkat çekti. O dönem medya kuruluşları, Gölge Birimi üyelerinin bazılarının fiziksel özelliklerinin kadınsı olduğunu söyleyerek, birimin misyonu esir kadınlara bakmak olan kadın unsurları da içerdiğini ileri sürmüştü. Esaretinden 15 gün sonra insani gerekçelerle Gazze'den serbest bırakılan İsrailli esir Yochaved Lifshitz, kendisine ve diğer esirlere iyi davranıldığını söyledi. Lifshitz, “Kadın esirlerle ilgilenen kadınlar vardı. Çünkü onların ihtiyaçlarını biliyorlardı. El-Kassam Tugayları esirlerin temizliğine ve sağlığına iyi bakıyordu” ifadelerini kullandı.

(foto altı) Serbest bırakılan esir Yochaved Lifshitz (Reuters)
Serbest bırakılan esir Yochaved Lifshitz (Reuters)

Birim üyeleri nasıl seçiliyor?

2016 yılında El-Aksa TV, Gölge Birimi’ne ilişkin bilgiyi kamuoyuna açıkladığında, el-Kassam Tugayları, bu birimin mensuplarının seçiminin sıkı kriterlere tabi olduğunu, yeteneklerini artıracak ve kendilerine verilen görevleri yerine getirmelerine yardımcı olacak özel eğitimlerden geçtiklerini ifade etti. El-Kassam Tugayları, Gölge Birimi üyelerinin seçilmesine ilişkin mekanizmanın büyük bir titizlikle yürütüldüğünü belirterek, ‘altın terazi’ olarak tanımlanan kesin standartlara göre doğrudan ve dolaylı birçok teste tabi tutulduklarını, güvenlik ve askeri kapasitelerini artırmak için özel eğitimlerden geçtiklerini vurguladı. Kimlerin seçileceğine dair kriterler ve özellikler özetle şöyle: Filistin davasına derin bağlılık, yüksek fedakârlık, kurtuluş arzusu, kıvrak zeka, kriz ve acil durumlara müdahale ve tehlikeleri sezme yeteneği, gizliliğe önem verme, dedikodudan nefret ve askeri yetenekler.



Burhan'ın el-Beşir'in partisine yönelik suçlamaları geniş ve çeşitli tepkilere yol açtı

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Sudan halkına hitap ettiği bir konuşmada (Sudan Egemenlik Konseyi resmi Facebook hesabı)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Sudan halkına hitap ettiği bir konuşmada (Sudan Egemenlik Konseyi resmi Facebook hesabı)
TT

Burhan'ın el-Beşir'in partisine yönelik suçlamaları geniş ve çeşitli tepkilere yol açtı

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Sudan halkına hitap ettiği bir konuşmada (Sudan Egemenlik Konseyi resmi Facebook hesabı)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Sudan halkına hitap ettiği bir konuşmada (Sudan Egemenlik Konseyi resmi Facebook hesabı)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir'in liderliğini yaptığı İslamcı Ulusal Kongre Partisi'ni savaşa girmemeleri ve iktidara dönme arayışlarına karşı uyardığı konuşmasına ilişkin yorum ve analizler çeşitlilik gösterdi.

Bazı analistler, Burhan'ın konuşmasını, İslamcıların iktidardaki varlığını reddeden dış dünyaya bir ‘güvence mesajı’ olarak değerlendirdi. Diğer bazı analistler de bunu savaşı destekleyen ittifak içindeki gizli çatışmanın kontrollü bir şekilde patlaması ya da İslamcıların iktidara dönmesinden ve ordu ile devletin kararları üzerindeki kontrollerinden endişe duyan sesleri susturmak için bir manevra olarak değerlendirdi. Analistler bu durumu, İslamcılar ile Burhan'ın şahsı arasındaki gerçek bir çatışmanın yansıması olarak yorumladı.

İslamcılar tarafından birçok tepki geldi. Ulusal Kongre Partisi cenahı da Burhan'ın konuşmasında belirtilenleri kınamakta gecikmedi. Parti tarafından yapılan açıklamada, “Burhan, iktidara geri dönmek istediğimiz yönünde bizi suçluyor. Bu suçlama, iktidardan barışçıl bir şekilde çekilmeye karar verdiğimiz Nisan 2019'da meydana gelen değişimle çelişmektedir” denildi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından aranan parti lideri Ahmed Harun'un imzasını taşıyan açıklamada, savaşın sona ermesinin ardından iradelerine el konulmasına izin vermeyecekleri sözü verilerek şöyle denildi: “Biz Sudan toplumunda derin kökleri olan bir partiyiz. Seçimlerle sona erecek bir geçiş döneminden bahsettiğimiz sürece, sandıkları memnuniyetle karşılarız. Sonrasında her olay hakkında konuşuruz.”

Manevra ve yatıştırma

Ordu Komutanı ile doğrudan karşı karşıya gelmekten kaçınmak için yapılan bir manevra ile tekrar bir açıklama geldi. Açıklamada bu sefer uzlaştırıcı bir vizyon benimsenerek, “Burhan'ın konumuna ve savaştaki mücadelesine büyük değer veriyoruz. Burhan'ın silahlı kuvvetlere liderlik etmesini takdir ediyoruz” denildi. Açıklamada ayrıca, savaş henüz bitmediği için safların birleştirilmesi çağrısında bulunuldu.

t45y6
Devrik Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, Eylül 2017'de destekçilerine yaptığı bir konuşma sırasında (AFP)

Ancak İslamcı hareket ve destekçileri, Burhan'ın konuşmasını ihanet olarak değerlendirdi ve geri çekmesini talep etti. Ulusal Kongre Partisi’ne yakın gazeteci el-Hindi İzzeddin, Burhan'ın konuşmasının anlamsız, gerekçesiz, mantıksız ve uygunsuz olduğunu söyledi. İzzeddin, Burhan’ın geçen ay bin 385 şehit veren İslamcıların rolünü ve fedakarlıklarını görmezden geldiğini söyledi.

Sosyal medya platformlarında dolaşan bir videoda İzzeddin, konuşmasının dış dünyaya güvence verme amacı taşıdığı iddialarıyla alay ederek Burhan'a şöyle seslendi: “Şu anda ABD tarafından cezalandırılıyorsunuz. Bu nedenle, sözde dış dünyaya güvence verilmesi anlamsızdır. Sudan halkının İslamcılara büyük saygı duyduğu ve iktidara dönmelerini umduğu gerçeği göz ardı edilmektedir.”

Ordunun yanında savaşan İslamcı taburlardan biri olan el-Bera Bin Malik Tugayı’nın komutanı el-Misbah Talha ise Burhan'ın konuşmasını küçümseyerek destekçilerine “Birinin çalışmalarımızı değerlendirmesini beklemiyoruz” dedi.

Sudan Kongre Partisi Siyasi Sekreteri ve Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu (Tekaddum) liderlerinden Şerif Muhammed Osman ise Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Burhan'ın ilk kez İslamcılara doğrudan saldırması, İslamcıların ordunun zaferlerini gasp etme ve kendilerine mal etme girişimlerini teyit etmektedir. Zira savaşları onlar yönetmekte ve zaferler elde etmektedir; kazanan ordu değildir” ifadelerini kullandı.

İslamcı lider ve vaiz Abdulhay Yusuf daha önce Türkiye'de katıldığı bir siyasi forumda zaferlerin ordu tarafından değil halk direnişi tarafından kazanıldığını ve Allah'ın bu savaşı İslamcı hareketin parlaklığını ve gücünü yeniden tesis etmek için çıkardığını ifade etmişti. İslamcı hareketin Burhan’a dindar olmadığı için kesinlikle güvenmediğini ve onun İslamcıları ortadan kaldıramayacak kadar zayıf olduğunu da kaydetmişti.

Zaferler için rekabet

Şerif Osman, Burhan'ın doğrudan suçlamasının Hızlı Destek Kuvvetleri'ne (HDK) karşı kazanılan son zaferlerin silahlı kuvvetlerin zaferi olduğunu teyit ettiğine inanıyor. Osman, böylece Burhan'ın, İslamcıların ordunun zaferlerini kendilerine mal etme girişimlerine sessiz kalmasına kızan ordu içindeki baskıyı hafifletmek ve kamuoyunun baskısını hafifletmek istediğini düşünüyor.

safrgt
Kısa süre önce kontrolü yeniden ele geçiren Sudan ordusunun Genel Komutanlık karargahı (Reuters)

Osman, İslamcıların Burhan'ın konuşması karşısında gösterdikleri şiddetli tepkileri, ordu ile ittifaklarının orduya destekle değil otoriter projeleri ile bağlantılı olduğunun bir kanıtı olarak değerlendirdi. Osman, “Açıklama karşısında gösterdikleri ajitasyon hali, savaşın ordunun yanında durmakla değil, kendi otoriter projeleriyle bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

Siyasi analist Muhammed Latif ise Şarkul Avsat’a yaptığı açıklamada, “Burhan'ın konuşmasının en belirgin yönü, Ulusal Kongre Partisi ve İslamcı hareketi Sudanlıların kalıntıları üzerinden iktidara dönmeye çalışanlar olarak tanımlamasıydı” dedi.

Gelen şiddetli tepkilere rağmen Latif, Burhan'ın açıklamalarının savaşı destekleyen saflar arasındaki bir dizi gerilim ve çelişkiye dayanan büyük bir anlaşmazlık olarak yorumlanmasını küçümsedi ve şunları söyledi: “İslamcıların askeri operasyonların gidişatı ve silahlı kuvvetlerin liderliği üzerindeki kontrollerini dayatma çabaları kimseden gizlenmiyor. Bu nedenle suçlamaları temel bir anlaşmazlık olarak değerlendiren bazı analizler tamamen yanlış değilse bile hatalıdır.”

Boğuk kriz

Latif, İslamcı kadroların elde edilen herhangi bir askeri zafer sırasında sancaklarını ordunun sancaklarından daha yükseğe kaldırmasını iki taraf arasındaki gizli bir kriz olarak değerlendirdi. Latif, “El-Faşir'deki silahlı hareketlerin ortak güçleri, ordu ve istihbarat arasında, ordunun müttefiklerini vurduğu hava saldırıları nedeniyle, kasıtlı mı yoksa bir hata mı olduğu belli olmayan bir kriz ve gerginlik var” dedi.

fdgrtyh
Büyük bölümü ordu tarafından kontrol altına alınan Omdurman kentindeki ordu mensupları (Reuters)

Latif, ordu komutanı ile İslamcılar arasında bir kriz olduğuna dair işaretler olduğunu kabul etmekle birlikte bunu bir tür rol değişimi olarak değerlendirdi ve şunları söyledi: “Siyaset ve medya söylemi İslamcıların iktidara geri dönemeyeceğinden bahsediyor. Ama Burhan'ın devrimin ilk günlerinden beri yaptıkları ve attığı adımlar onların lehineydi. Burhan, İslamcı hareketin tüm kadrolarını iktidara geri getirdi, paralarını iade etti ve aleyhlerinde verilen tüm kararları iptal etti.”