Britanya, 5 SAS komandosunu "Suriye'de savaş suçu" şüphesiyle gözaltına aldı

Askerler militan olduğundan şüphelenilen bir kişiyi iki yıl önce öldürdükleri iddiasıyla soruşturma altında

AFP
AFP
TT

Britanya, 5 SAS komandosunu "Suriye'de savaş suçu" şüphesiyle gözaltına aldı

AFP
AFP

Britanya özel kuvvetlerinin 5 üyesi, Suriye'deki operasyonlar sırasında savaş suçu işledikleri şüphesiyle soruşturma altında.

Birleşik Krallık (BK) Özel Hava Kuvvetleri'nin (SAS) görevdeki askerleri, Britanya askeri polisi tarafından gözaltına alındı ve militan olduğundan şüphelenilen bir kişiyi iki yıl önce ateş ederek öldürdükleri iddiasıyla soruşturuluyor.

Daily Mail'ın kaynaklara dayandırdığı haberine göre üst düzey yetkililer, askerlerin aşırı güç kullandığını ve bunun yerine şüpheli militanı tutuklaması gerektiğini iddia ediyor.

Yakınlarda hazır bir canlı bomba yeleği bulunduğu ancak şüphelinin vurulduğu sırada yeleğin üzerinde olmadığı bildirildi. Askerler adamın tehdit oluşturduğunu ve intihar saldırısı gerçekleştirmeye niyetlendiğini savunuyor.

BK Savunmadaki Ağır Suçlar Birimi'nin yürüttüğü ilk soruşturmanın ardından, askerlere cinayet suçu isnat edilerek dava açılmasını öneren dava dosyalarının Askeri Savcılık Kurumu'na gönderildiği bildirildi.

BK Savunma Bakanlığı devam eden soruşturmayla ilgili doğrudan yorum yapmasa da şöyle belirtti:

Personelimizi en yüksek standartlarda tutuyoruz ve her türlü görevi kötüye kullanma iddiasını ciddiye alıyoruz.

Özel kuvvetler 10 yılı aşkın süredir DEAŞ terör örgütüne karşı savaşmak üzere Suriye ve Irak'ta aktif olarak konuşlanmış durumda.

2018'de Çavuş Matt Tonroe, Suriye'deki ABD kuvvetlerinin içinde görev yaparken öldürülmüştü. Çavuş Tonroe, uluslararası bir koalisyonun 2014'te DEAŞ'a karşı operasyonlara başlamasının ardından ölen ilk Britanya askeri personeli üyesiydi.

BK Savunma Bakanlığı ilk başta Çavuş Tonroe'nun düşman saldırısı sonucu öldüğüne inanıldığını ancak daha sonra yapılan soruşturmada koalisyon güçlerinin taşıdığı patlayıcıların kazara infilak etmesi sonucu hayatını kaybettiği sonucuna varıldığını açıklamıştı.

SAS ayrıca son 10 yılda Afganistan'ın Helmend vilayetindeki isyanla mücadele operasyonları sırasında onlarca kişiyi öldürdüğü iddiasıyla da soruşturuluyordu.

BBC Panorama'ya göre SAS askerlerinin, tutukluları ve silahsız kişileri şüpheli durumlarda öldürdüğü iddia ediliyor.

Geçen ay Afganistan soruşturma birimine konuşan BK Gaziler Bakanı Johnny Mercer, Britanya'nın özel askerlerinin silahsız sivilleri öldürdüğüne dair haberlere inanmak istemediğini fakat "bu iddiaları çürütecek bir şey" bulmayı "başaramadığını" söylemişti.

Mercer bağımsız soruşturmayı yürütenlere, soruşturma kapsamında UKSF1 diye bilinen özel kuvvetler birimine yöneltilen ve 2009'a kadar uzanan iddialardan haberdar olduğunu belirtmişti.

Bakan yardımcısı olduğu dönemde iddiaları araştırmaya çalıştığında Mercer, "işin özüne inmek için profesyonel merakın olmadığını" tespit etmişti.

The Independent yorum için BK Savunma Bakanlığı'yla temasa geçti ancak henüz yanıt alamadı.

Independent Türkçe



Avukat Mesut Özer: Selahattin Demirtaş önümüzdeki ay tahliye edilebilir

Selahattin Demirtaş (Twitter hesabından)
Selahattin Demirtaş (Twitter hesabından)
TT

Avukat Mesut Özer: Selahattin Demirtaş önümüzdeki ay tahliye edilebilir

Selahattin Demirtaş (Twitter hesabından)
Selahattin Demirtaş (Twitter hesabından)

Avukat Mesut Özer, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın önümüzdeki ay tahliye edilebileceğini söyledi. Demirtaş için yapılan son tahliye talebi geçen ay reddedilmişti. Avukat Özer , PKK’nın silahsızlandırılması için yasal zemin hazırlayacak bir parlamento komisyonunun çalışmaları sayesinde eylül ayında Demirtaş'ın serbest bırakılma olasılığının olduğunu belirtti.   Demirtaş'ın avukatlarından Ramazan Demir ise bu açıklamanın Mesut Özer'in ''kendi beklentisinden ibaret olduğunu' belirtti.

Demirtaş'ın avukatı Ramazan Demir ise Mesut Özer'in açıklamalarına ilişkin X hesabından şöyle dedi:

"Av. Mesut Özer Sn. Demirtaş’ı temsile yetkili avukatlardan değildir. Mesut Bey kendi görüşünü ve beklentisini açıklamıştır. Meslektaşlarımızı ve gazeteci arkadaşlarımızı bu konuda daha hassas davranmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda, Türk yetkililer, ülkenin güneydoğusundaki Şırnak ilinde, PKK militanlarının faaliyetleriyle bilinen 5 bölgeye güvenlik kısıtlamaları getirildiğini ve “önceden izin alınmadıkça” vatandaşların bu bölgelere girişinin 8 gün süreyle yasaklandığını duyurdu.

Beklenen bir gelişme

Özer, yaptığı açıklamada, Demirtaş’ın gelecek ay serbest bırakılma olasılığı" olduğunu söyledi. Özer, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin PKK’nın silahsızlandırması için hukuki zemin hazırlamak üzere kurduğu komitenin (Terörsüz Türkiye Komitesi) müvekkilinin serbest bırakılmasının önünü açabileceğini ifade etti.

Özer açıklamasında, “Komisyon, Demirtaş'ın serbest bırakılması için parlamentoya bir öneri sunabilir ve bunun kabul edilmesi için milletvekillerinin 301'inin lehte oy kullanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

fthy
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ (Türk medyası)

Bir Türk mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AHİM) 8 Temmuz'da verdiği karar uyarınca, Demokratik ve Eşitlik Partisi'nin önde gelen Kürt siyasetçilerinin başta Demirtaş olmak üzere, serbest bırakılması talebini reddetti. AHİM, “Kobani olayları” olarak bilinen davada verilen kararların siyasi saiklerle verildiğini ve sanıkların haklarının ihlal edildiğini belirtti.

Yargıtay 22. Dairesi, Demokratik Halk Partisi eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile diğer tutuklu siyasetçilerin serbest bırakılmasını talep eden başvuruyu reddederken, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı kesin değildir” gerekçesini gösterdi.

Strasbourg merkezli AHİM verdiği üçüncü kararında, Demirtaş'ın tutukluluğunun siyasi gerekçelere dayandığı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal ettiği sonucuna varıldı.

2014 yılında terör örgütü DEAŞ'ın Suriye'nin kuzeyinde Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı Kobani kasabasını kuşatması birlikte Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki iller başta olmak üzere 35 ilde başlayan gösterilerde 37 kişinin hayatını kaybetmesi ve çok sayıda kişinin yaralanmasıyla sonuçlanmıştı. AİHM, Kobani protestolarına atıfta bulunarak, Demirtaş'ın savunma ve dosya erişim haklarının ihlal edildiğini, tutukluluğuna ilişkin yeterli hukuki gerekçenin sunulmadığını ve bu süreçte yargı bağımsızlığı konusunda ciddi endişeler olduğunu belirtti.