Tunus-Cezayir-Libya ittifakı gizemle örtülüyor

Gözlemciler bunun geç kalınmış bir adım olduğunu ve Fas'ın başlattığı Atlantik Girişimi’ni hedef aldığını düşünüyor.

Libya gibi Tunus da aylardır Cezayir'e yakınlaşıyor. (Reuters)
Libya gibi Tunus da aylardır Cezayir'e yakınlaşıyor. (Reuters)
TT

Tunus-Cezayir-Libya ittifakı gizemle örtülüyor

Libya gibi Tunus da aylardır Cezayir'e yakınlaşıyor. (Reuters)
Libya gibi Tunus da aylardır Cezayir'e yakınlaşıyor. (Reuters)

Cezayir, Tunus ve Libya'nın her üç ayda bir periyodik zirve düzenleyeceğini duyurması, bunun   özellikle bölgesel zorluklar ve Fas-Cezayir farklılıkları ışığında, bu ülkeler arasında hedefleri gizemle örtülen üçlü bir ittifakın çekirdeği olacağı yönündeki spekülasyonları artırdı.

Cezayir Cumhurbaşkanlığı, 7'nci Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu Zirvesi'nin sonuçlanmasından saatler sonra, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ve Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi'nin her üç ayda bir periyodik olarak toplantı düzenleme konusunda anlaştıklarını açıkladı. Aralarındaki ilk zirve önümüzdeki Ramazan Ayı’ndan sonra Tunus'ta yapılacak ve 7'nci Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu Zirvesi'nin sonuçları gözden geçirilecek.

Cezayir Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, yaklaşan zirvelerin hedefleri hakkında daha fazla ayrıntı açıklanmadı. Ancak son aylarda üç ülke arasında, yıllardır tedavisi zor olan Libya krizi ve bölgesel durumlar ışığında üçlü diplomasinin aktif olması nedeniyle büyük bir yakınlaşma meydana geldiği biliniyor.

Fas'ın başarılarına yanıt

Söz konusu duyuru, Akdeniz'in diğer yakasına geçme umuduyla binlerce göçmenin akın ettiği Kuzey Afrika ülkelerini tehdit eden Afrika Sahel ülkelerindeki bölgesel gerilimlerin ortasında geldi.

Fas, zamanlaması ve sonuçları açısından dikkate değer bir hamleyle, Nijer, Mali, Burkina Faso, Çad ve Moritanya gibi deniz limanları olmayan Sahel ülkelerinin Atlantik Okyanusu'na erişimine yönelik Atlantik Girişimi’ni başlattı.

Buna paralel olarak Cezayir ile komşusu Mali arasındaki ilişkiler de en kötü dönemini yaşıyor. Bu da pek çok kişinin üçlü ittifak ilanının Fas'ın girişimine yanıt olarak geldiğine inanmasına neden oluyor.

Geç bir adım

Tunuslu siyasi analist el-Cemi el-Kasımi, “Cezayir, Tunus ve Libya deklarasyonunda siyasi çelişkiler mevcut. Aslında bu ittifak geç atılmış bir adım. Ayrıca söz konusu ittifak, Fas'ın elde ettiği başarılara, özellikle de denize kıyısı olmayan Sahel ve Sahra ülkelerini entegre ederek Burkina Faso'dan Fas'taki Dakhla Limanı’na kadar uzanan deniz yolu ortaklığıyla bir limana sahip olmalarını sağlamaya yönelik Atlantik Girişimi başarılarına bir cevap niteliğinde” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı haber göre el-Kasımi, “Bu girişim Afrika'ya yeni bir yüz kazandıracak yeni bir kalkınma formülü bulmayı amaçlıyor. Cezayir, Tunus ve Libya'nın harekete geçmesinin nedeni bu. Bu, özellikle Cezayir ile Bamako arasındaki ilişkilerin gerginliği göz önünde bulundurulduğunda çok geç kalınmış bir hareket” dedi.

El-Kasımi sözlerini şöyle sürdürdü: “Cezayir-Tunus-Libya anlaşması Atlantik Girişimi’ne verilen bir yanıt. İnanıyorum ki bu anlaşma bölgede yeni bir manzara çizilmesinin önünü açacak. Söz konusu Atlantik Girişimi’yle ilk etapta Nijerya'dan başlayıp Fas'ın Dakhla kentine kadar uzanacak ve 13 Afrika ülkesinin faydalanacağı iddialı bir doğalgaz boru hattı projesi yapılacak.”

FOTO: Cezayir ile Fas arasındaki ciddi kriz hâlâ sürüyor. (AFP)
Cezayir ile Fas arasındaki ciddi kriz hâlâ sürüyor. (AFP)

Cezayir destekli Polisario Cephesi'nin Fas'tan ayrılma çağrısı yaptığı, Rabat'ın ise özerklik ve egemenliği altında kalmasını önerdiği Sahra konusundaki anlaşmazlık nedeniyle Rabat ve Cezayir uzun süreli krizler yaşıyor. İki ülke arasında komşu ülkeleri kendine çekmek için güçlü bir bölgesel rekabet de mevcut.

Çeşitli okumalar

Tarihsel olarak, Mağrip ülkelerini bölgesel bir blok çerçevesinde birleştirme girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı ve şiddetli Libya krizi gibi bölgeyi çökertme tehdidi oluşturan krizlere rağmen gerilimler bölgesel sahnede ön plana çıktı.

Eski Libyalı diplomat Osman el-Bedri konu hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Bu deklarasyondan pek çok amacı okuyabiliyoruz. Aslında bu öncelikle Cezayir ve Tunus'un Libya sorununu çözmeye yönelik bir girişiminin olduğunu gösteriyor. İkinci okuma ise bu deklarasyonun Fas'ı Mağrip çevresinden izole etme amacı taşıyabileceği yönünde.”

El-Bedri sözlerine şöyle devam etti: “Dolayısıyla bu duyurunun Mağrip bölgesinin çıkarına olmadığına inanıyorum. Bölgemiz bu tür tartışmalı açıklamalara ve ülkelerin dışlanmasına tahammül edemez. Bu nedenle mevcut sorunların çözülmesi ve Arap Mağrip Birliği’nin periyodik toplantılarda toplanması için aktif diplomasi yapılması gerekiyor.”

Cezayir'in zaferi

Üç taraftan hiçbiri yaklaşan zirvelerin hedefleri hakkında resmi olarak yorumda bulunmadı. Ancak Cezayir'in karmaşık krizler yaşayan Tunus ve krizi çözme yolunda ilerleyen Libya için iş birliği ve destek sağlayacağı yönünde spekülasyonlar dolaşıyor gibi görünüyor.

Cezayirli siyaset araştırmacısı Cilali Karayis, “Deklarasyon öncelikle bir bağlama oturtulmalı. 7'nci Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu Zirvesi Cezayir için diplomatik bir zaferdi. Moritanya ve Tunus gaz üreticisi olmadıkları halde bu zirveye gözlemci üye olarak davet edildi. Ancak Cezayir'den çok fazla destek bekliyorlar” ifadelerini kullandı.

FOTO: Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Cezayir'e yaptığı son ziyarette Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi'yi karşıladı. (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Cezayir'e yaptığı son ziyarette Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi'yi karşıladı. (AFP)

Karayis sözlerini şöyle sürdürdü: “Öte yandan bu duyuru, Mağrip bölgesinde özellikle Cezayir ile Fas arasındaki ilişkilerde yaşanan gerilimin ışığında geldi. Fas aynı zamanda Afrika'nın derinliklerinde de çalışmaya başladı ve Nijerya ile ortaklık kurarak Cezayir'e olan gaz seviyesindeki bağımlılığından kurtulmak istiyor. Yani Rabat ile Cezayir arasında bir tür rekabet var ve bu göz ardı edilemez. Bu sebeple diğer Mağrip ülkeleri hangi taraftan yana olacaklarını belirlemek zorunda kalıyor. Finansman konusunun da bu bağlamda spesifik olacağına inanıyorum.”

Aylardır diplomatik ziyaretler ve toplantılar devam ederken, Tunus'un Cezayir ile güçlü bir ittifaka girdiği görülüyordu. Bu arada, Polisario Cephesi lideri İbrahim Gali'nin Tunus'ta düzenlenen Japonya-Afrika zirvesine katılması nedeniyle Fas'la ilişkiler bozuldu.

Bu yeni üçlü ittifakın hedeflerinin netlik kazanmaması göz önüne alındığında, özellikle Fransa gibi bölgedeki etkili uluslararası güçlerin gerilemesi ışığında Afrika'nın derinliklerinde nüfuzlarını pekiştirmek isteyen Fas ile Cezayir arasındaki rekabetin daha da yoğunlaşması muhtemel.

*Bu makale Şarku’ Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Sudan'da iki hükümet... Çözüm mü, bölünme mi?

Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
TT

Sudan'da iki hükümet... Çözüm mü, bölünme mi?

Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)

Sudan'da iki hükümetin varlığı, iç ve dış çevrelerde akıllardan uzak bir ihtimal değildi. Bu senaryo, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden yaklaşık bir yıl sonra, barışçıl bir çözüm için herhangi bir vizyon veya işaretin ufukta görünmemesi nedeniyle, olası birkaç senaryodan biri olarak ortaya atıldı.

ABD Barış Enstitüsü (USIP) Nisan 2024'te, Kenya'nın başkenti Nairobi'de, savaşa karşı olan geniş bir yelpazedeki siyasi ve sivil güçlerin katılımıyla bir çalıştay düzenledi. Çalıştayda savaşın gidişatı ve nereye varacağı değerlendirildi ve olası senaryolar incelendi.

Çalıştayda 3 senaryo ortaya kondu; İlki, savaşın, çatışmanın iki tarafından biri olan Sudan ordusu veya HDK’nin askeri zaferiyle sona ermesi idi. Ancak bu seçenek, savaşın niteliği ve dış müdahalelerin açıkça ortaya çıkması nedeniyle dışlandı.

frgty6u7
Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Hartum'da yaşanan çatışmalarda ağır hasar gören bina (AFP)

İkinci senaryo, müzakere ve savaştı. Bu senaryoda, sahadaki güç dengesinde radikal bir değişiklik ya da ‘zayıf denge’ meydana gelir ve müzakere masasında savaşın durdurulması yönünde bir adım atılır. Her iki taraf da çatışmalardan yorgun düşmüş olsa da, ordu ve İslamcı müttefiklerinin, düşmanlıkları durdurmayı ve sivilleri koruyarak insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Cidde Platformu’na defalarca ret cevabı vermeleri nedeniyle, bu seçenek o dönemde mümkün olmadı.

Çalıştayda yapılan uzun tartışmaların ardından odaklanılan üçüncü senaryo, Sudan'da iki hükümetin varlığıdır. Bu senaryo en olası olanıdır ve ülkedeki çatışmaların şiddetini azaltabilir ve taraflar arasında müzakere masasına oturmak için yollar açabilir.

Geçtiğimiz hafta, Sudan Kurucu İttifakı, HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) başkanlığında, ülkenin batısındaki Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala'yı merkez alan paralel bir hükümet kurduğunu duyurdu. Ancak, ülkeyi bölünmeye maruz bırakma korkusuyla, resmi devlet kurumları dışında herhangi bir otorite kurulmasına bölgede önceden karşı çıkılmıştı.

Siyasi analist Mahir Ebu’l Cuh, Port Sudan ve Nyala'da meşruiyet için çekişen iki hükümetin varlığının artık bir gerçek olduğunu ve her ikisinin de meşru olmadığını, bu nedenle herhangi bir yasal tanıma olmaksızın ele alınacağını söyledi.

dfrgty6
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, askerleriyle birlikte daha önceki bir Hartum ziyareti sırasında (Arşiv – Sudan ordusu sayfası)

Ebu’l Cuh, “Arap ve Afrika ülkeleri Sudan'ın bölünmesini istemiyor ve bölünmeye izin vermeyecek. Böylece bölgede parçalanmanın önü açılmayacak” ifadelerini kullandı.

Ebu’l Cuh, “Port Sudan'da ordunun liderliğindeki fiili hükümetin para birimi ve kimlik belgelerinin değiştirilmesi ve kontrol ettiği bölgelerde lise sınavlarının yapılmasıyla ilgili olarak attığı adımlar, HDK’yi bir ittifak kurmak ve paralel bir otorite oluşturmak için gerekçeler ve mazeretler bulmaya itti” dedi.

Siyasi analist Ebu’l Cuh, uluslararası toplumun ‘Sudan'da iki hükümetin varlığının çatışmanın sonucu olduğunu; nedeni olmadığını, çözümün her iki tarafın da varlığında yattığını ve bunun bölgesel ve uluslararası tarafların çıkarlarına uygun olduğunu anladığını, bu nedenle her iki hükümetle de muhatap olunmasının muhtemel olduğunu’ belirtti.

Ebu’l Cuh, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'dan oluşan dörtlünün ertelenen toplantısının amacının ‘bölge ülkelerinin endişelerini ve çıkarlarını uzlaşma formülüyle ele almak, bunları krizin çözümüne katkıları çerçevesinde değerlendirmek ve ateşkesle başlayıp Sudan'da demokratik federal sivil yönetimin yeniden tesis edilmesiyle devam etmek’ olduğunu bildirdi.

Ebu’l Cuh, HDK’nin ‘taktiksel’ bir çerçeve içinde ‘iki hükümetin varlığı’ senaryosunu hedeflediğini ve bunun amacının ‘müzakerelerin (eğer gerçekleşirse) fiili durum olarak iki otorite arasında veya her iki tarafın askeri liderleri arasında yapılması’ olduğunu söyledi.

Siyasi ve askeri analist Hüsameddin Bedevi ise Sudan'da iki hükümetin varlığının, uluslararası toplumun barışçıl çözüm şansını artıracağını düşündüğü bir senaryo olduğunu, ancak aynı zamanda düşmanlığın ileri aşamalarına ve çatışmanın uzamasına yol açabilecek olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.

Bedevi, “Silahlı çatışmanın devam etmesi ve uluslararası aktörlerin çekişmeleri, tarafları kontrol haritasını genişletmeye ve kendi sosyal çevrelerini temsil eden bölgelerde askeri varlık göstermeye itti” dedi.

Bedevi, “Her iki taraf da uluslararası meşruiyet arıyor ve kontrolündeki bölgelerde sivilleri koruduğu mesajını dünyaya iletmeye çalışıyor” diye konuştu.

Diğer yandan Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi, HDK tarafından ilan edilen paralel hükümetin bir veya iki yıl devam etmesi halinde fiili bir hükümet haline geleceğini ve uluslararası alanda tanınacağını, insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak için ateşkesin dayatılacağını söylemişti.