Savaş bölgelerindeki kadınlar Dünya Kadınlar Günü’nü nasıl geçiriyor?

Dünya Kadınlar Günü bazı Arap ülkelerinde başarılara ve diğerlerinde ise zorlu mücadelelere sahne oluyor. Şarku’l Avsat’a konuşan kadınlar yaşadıkları zorlu şartları anlattı

İlk Suudi kadın astronot Rayyana Barnawi
İlk Suudi kadın astronot Rayyana Barnawi
TT

Savaş bölgelerindeki kadınlar Dünya Kadınlar Günü’nü nasıl geçiriyor?

İlk Suudi kadın astronot Rayyana Barnawi
İlk Suudi kadın astronot Rayyana Barnawi

Bugün dünya, kadınların hayattaki yolculuğu ve başarılarını hatırlayarak, bir mücadele ve meydan okumaya dayanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor.

Bu yıl, Suudi Arabistan ve Mısır öncülüğündeki farklı Arap ülkelerindeki kadınlar birçok başarı elde etti.

Suudi Arabistan’da pek çok kadın, siyaset, bilim, spor, sanat ve yapay zeka alanlarında engelleri aşarak başarılı oldu.

Ancak Dünya Kadınlar Günü’nde, Filistin’den Sudan’a ve Suriye’ye kadar Arap kadınları hala birçok zorlukla karşı karşıya.

Şarku’l Avsat’a konuşan, Gazze’den Nur Sverki, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta yerinden edilmiş insanlara yönelik kampta geçirdiği günleri şöyle anlattı;

Bir yardım kuruluşunun yerinden edilmiş insanlara dağıttığı bez çantayı yanıma aldım ve kızımla birlikte bazı temel ihtiyaçlarımızı çok yüksek fiyatlara satın aldık. Büyük bir hayal kırıklığı ve her şeyden vazgeçme hissi yaşıyorum. Ama benim böyle bir lüksüm yok, bu yüzden pes etmemeye çalışıyorum. Sorumluluklarıma devam etmeliyim.

Sverki, “Ben bir gazeteciyim, bir anneyim, bir eşim ve yerinden edilmiş bir insanım. Tüm bunlar, bu savaşa maruz kaldığımız son beş ayda tecrübe ettiğim roller” diye ekledi.

Sudan’ın başkenti Hartum’da yaşanan çatışmaların yaşadığı yere ulaşmasının ardından bir sivil kuruluşta çalışan Umm Muhammed ise şu ifadeleri kullandı;

Savaş nedeniyle evlerimizi, hayatlarımızı, anılarımızı ve sahip olduğumuz tüm parayı geride bırakmak zorunda kaldık. Başkentten zorunlu göç sırasında cehennemi yaşadık. Şehrimizin nasıl yıkıldığını, pazarların nasıl yandığını gördük. Yollarda yatan cesetleri görmenin acısını hiçbir zaman unutmayacağız. Bulunduğumuz yerden çıkma süreci hiç de kolay olmadı. Gerçek bir terörle karşı karşıyaydık. Askeri kontrol noktasından geçtiğimizde, üzerimize açılan ateşle sürücüler durmaya zorlandı.

Suriye’de İdlib’in kuzey kırsalından Suheyla Hac Yahya da (51), son beş yıldır yaklaşık 20 aileden oluşan bir kampın yönetiminde yer aldığını dile getirdi.

İnsanların işine verdiği tepkileri ‘şaşkınlık ve şok’ olarak tanımlayan Hac Yahya, çoğunlukla kendisini muhatap olarak kabul etmediklerini ve bir erkek yönetici istediklerini söyleyerek, şunları ekledi;

“Bana, ‘Yöneticisi neden sensin? Erkekler nerede?’ diye soruyorlar. Ben de onlara ‘Benimle muhatap olmak istemeyen gidebilir’ diyorum.”



Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım bugün yaptığı açıklamada, silahlarını teslim etmesi için ABD'nin sürekli baskısı altında olduğu bir dönemde İsrail'in tehditlerinin Hizbullah’ı ‘teslim olmaya’ ya da silah bırakmaya itmeyeceğini vurgularken, İsrail'in varlığını sürdürmesini ‘gerçek bir kriz’ olarak değerlendirdi.

Aşure günü münasebetiyle televizyonda yaptığı konuşmada Kasım şunları söyledi: “Bu tehdit bize teslim olmayı kabul ettirmiyor. Bize pozisyonlarınızı yumuşatın denmiyor ama saldırganlığa son verin deniyor... Bize silahlarımızı bırakmamız söylenmiyor.”

Kasım, ‘Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacaklarını’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre Kasım, “Koşullar zor ve karmaşık olsa da direniş ateşini yakmaya devam etme inancına sahibiz. Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacağız. Bir taviz ve aşağılama olan normalleşmeyi kabul etmeyeceğiz. Biz emanetin bekçileriyiz, devam edeceğiz ve yüzleşeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi tehdit etmek için çalışıyorlar ve bizden onlara yeni adımlar atılmazsa teslim olmamız gerektiğini söylüyorlar... Bu tehdit bizi teslim olmaya zorlamayacak. İsrail-ABD saldırganlığı, cinayetleri ve suçları durmalı. Sorun İsrail, direniş değil. Direniş çözümlerden biridir ve İsrail'in hayatta kalması gerçek bir krizdir.”

asdfrgt
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Reuters)

Kasım, “Önümüzde anlaşma ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanması olmak üzere iki aşama var. Bizim tutumumuz ilk aşamanın tamamlanması ve anlaşmanın uygulanmasının ardından kararı uygulamaya hazır olacağımız yönünde. Anlaşmaya varmak için esnekliğe sahibiz” dedi.

Kasım sözlerine şöyle devam etti: “ABD ve İsrail'in öldürmekle ya da teslim olmakla tehdit eden denklemiyle ilgilenmiyoruz. Biz haklarımıza bağlıyız. Şehit olmamız ya da galip gelmemiz gerekiyorsa biz varız. Bizim kabiliyetimizi, duygularımızı ve pozisyonlarımızı tartışmayın, biz sahanın adamıyız. Hizbullah adına her iki seçeneğe de hazır olduğumuzu beyan ediyorum. Barışa, ülkeyi inşa etmeye, ilerleme ve istikrar için iş birliğine hazırız. Çatışmaya ve savunmaya da hazırız; biz boyun eğmeyen, haklarımızdan ve onurumuzdan vazgeçmeyen bir halkız. Lübnan'da büyük bir hapishanede yaşamayı kabul etmiyoruz.”