Gazze’de Ramazan’ın ilk gecesinde bombardıman sesleri ezan sesini bastırdı

Ramazan’ın ilk günü şafak vaktinde Refah’ta yerinden edilmişlerin bulunduğu çadırlar (AWP)
Ramazan’ın ilk günü şafak vaktinde Refah’ta yerinden edilmişlerin bulunduğu çadırlar (AWP)
TT

Gazze’de Ramazan’ın ilk gecesinde bombardıman sesleri ezan sesini bastırdı

Ramazan’ın ilk günü şafak vaktinde Refah’ta yerinden edilmişlerin bulunduğu çadırlar (AWP)
Ramazan’ın ilk günü şafak vaktinde Refah’ta yerinden edilmişlerin bulunduğu çadırlar (AWP)

Filistinli Aber Abu Şama, Ramazan’ın ilk sahur yemeği için üzerinde bir somun ekmek ve bir parça peynir bulunan masaya dört yaşındaki kızıyla birlikte oturdu.

Aber’in eşi, iki oğlu ve en büyük kızı, İsrail’in beş hafta önce düzenlediği bir saldırıda hayatlarını kaybetti.

Şarku’l Avsat’ın Alemu’l Arabi haber ajansından (AWP) aktardığına göre Gazze Şeridi’nin kuzeyinden güneyine doğru kaçmak zorunda kalan Aber (34), bu yıl ilk kez ailesi olmadan Ramazan’a girdiğini söyledi.

Eşi, iki oğlu ve en büyük kızı, Gazze Şeridi’nin en güvenli yeri olduğunu düşündükleri Refah’ın batısına vardıklarında, sığındıkları kampı hedef alan saldırıda kaçınılmaz kaderleriyle karşılaştılar.

Filistinli kadın, AWP’ye şafak vakti ezandan kısa bir süre önce telefon aracılığıyla yaptığı açıklamada yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı;

“Artık her şey gittikten sonra günlerin bana neler getireceğini bilmiyorum. Vallahi bu yıl Ramazan üzücü. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Pek çok savaş yaşadık, buna benzer pek çok şey gördük. Ama hayatımın geri kalanını eşim ve çocuklarım olmadan geçireceğimi hiç aklıma getirmezdim.”

Aber’in merhum eşi ve çocukları, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana sürdürdüğü saldırılarda ölen 31 bin kişi arasında yer alıyor.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında ayrıca 70 binden fazla kişi de yaralandı.

Bugün, altıncı ayına giren savaş devam ederken, Gazze halkı, gıda ve su kıtlığı nedeniyle Ramazan ayı boyunca daha fazla açlık çekmekten korkuyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini Şubat ayından yaptığı bir açıklamada, yardımın ulaştırılması konusunda gerçek bir siyasi iradenin olması durumunda, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki kıtlık riskini önlemenin mümkün olduğunu, ancak bu konudaki çağrı ve uyarılara yanıt verilmediğini bildirdi.

BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths ise Cuma günü sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, Gazze’de yarım milyondan fazla insanın kıtlığın eşiğinde olduğunu belirterek, açlık nedeniyle ölümlerin yaşandığını belirtti.

Gazze Sağlık Bakanlığı, kuzeydeki Kemal Advan ve Şifa hastanelerinde çoğu çocuk olmak üzere yaklaşık 20 kişinin yetersiz beslenme ve su kaybından öldüğünü duyurdu.

Bombardıman sesleri ezan sesini bastırıyor

İsrail güçlerinin dün Gazze’ye yönelik bombardımanının sesi, ezan sesini bastırdı.

Filistin TV, Ramazan’ın ilk günü şafak vakti ezan okunmadan hemen önce, İsrail’e ait savaş uçaklarının, Gazze Şeridi’nin güneyinde Refah’ın doğusundaki bir eve hava saldırısı düzenlediğini bildirdi.

Kanal, söz konusu saldırı sonucu ölü ve yaralılar olduğunu belirtti.

Aksa TV kanalı ise, savaş uçaklarının ayrıca Gazze Şeridi’nin merkezindeki Nuseyrat kampını vurduğunu bildirdi.

FOTO: Filistinliler Refah’ta önce sahur yemeğini yemek için yiyecek satın alıyor (AP)
Filistinliler Refah’ta önce sahur yemeğini yemek için yiyecek satın alıyor (AP)

Filistin Enformasyon Merkezi, Han Yunus’taki sesin bombardıman olmadığını, Bani Suheyla’da Filistinli militanlarla İsrail güçleri arasında şiddetli çatışmaların çıktığını belirtti.

Merkez, söz konusu çatışmaların Şarkiye karakolunun batısında gerçekleştiğini de ifade etti.

Filistin Şehab Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre, şafaktan kısa bir süre sonra, Han Yunus’un güneyinde bilinmeyen sebeplerden kaynaklı patlama sesleri duyuldu.

Ancak bölge halkı korku hissetmeden, Ramazan’ın ilk gecesinde teravih namazı kılmak için Refah’taki saldırılarda enkaz haline gelen camilerine gitti.

Filistinliler, teravih namazlarını meydanlarda, ev ve cami yıkıntıları arasında kılmaya kararlı olduklarını söylüyor.

Refah’taki Şabura Kampı’nda bulunan El Faruk Camisi imamı Ömer Fethi El Hamayda, “Allah’a hamdolsun. İşgalcilerin Şabura Mahallesi’ndeki Faruk Camisi’ni vurması nedeniyle mübarek Ramazan ayının ilk gecesinde sokakta namaz kılıyoruz” dedi.

FOTO: Refah’ta yerinden edilenlerin çadırlarında yapılan Ramazan süslemeleri (AWP)
Refah’ta yerinden edilenlerin çadırlarında yapılan Ramazan süslemeleri (AWP)

Yerinden edilenlerin bulunduğu kamplardaki bazı kişiler, çocuklara biraz olsun neşe getirme umuduyla, çadırları Ramazan süslemeleriyle süsledi.

Biden’ın İsrail’e vaat tehditleri

ABD Başkanı Joe Biden, müttefiki İsrail’in beş aydır sürdürdüğü savaşta acı çeken Filistinlileri teselli etmeye özen gösterirken, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, kara operasyonuna başlamadan önce, Refah sakinlerinin Gazze Şeridi’ndeki diğer bölgelere nakledileceğini söyledi.

Katz, İsrail’in sivillere zarar verme niyetinde olmadığını da öne sürdü.

Öte yandan, CNN’e konuşan iki ABD’li yetkili, Ramazan ayının başlamasıyla birlikte, Biden yönetiminin, İsrail güçlerinin askeri operasyonlarını Refah’a kadar genişletmesini beklemediğini söyledi.

Söz konusu haberde, “Geçen hafta Washington’u ziyaret eden İsrail savaş kabinesi üyesi Benny Gantz, Ramazan ayına kadar geçici bir ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması yönünde anlaşma sağlanmadığı takdirde, İsrail ordusunun Hamas’a karşı savaşının bir sonraki aşamasını Gazze’nin güneyindeki Refah’ta başlatacağı konusunda uyardı” denildi.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre Biden, ülkesinin Gazze Şeridi’nde aylardır kuşatma nedeniyle acı çeken iki milyondan fazla insana daha fazla insani yardım ulaştırılmasına yönelik uluslararası çabalara öncülük etmeye devam edeceğini söyledi.

Biden, ABD’nin Gazze Şeridi’ne kara yoluyla yapılan yardım operasyonlarını genişletmek için İsrail ile çalışmaya devam edeceğini de belirtti.

ABD’nin, en az 6 hafta süreyle acil ve sürdürülebilir bir ateşkese ulaşmak için ‘durmaksızın’ çalışmaya devam edeceğini vurgulayan Biden, “Kalıcı barışın tek yolu olan iki devletli çözümü de içeren istikrar, güvenlik ve barış dolu bir gelecek için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Ancak Mısır-Katar arabuluculuk turlarına rağmen, Hamas ile İsrail arasında şu ana kadar ateşkes konusunda herhangi bir anlaşmaya varılamadı.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, dün televizyonda yaptığı konuşmada, “Gazze’deki savaşı sona erdirmeyen bir anlaşma istemiyoruz” diyerek, İsrail’in ateşkes ve saldırıları durdurma konusunda garanti vermeyi reddettiğini vurguladı.

Heniyye, hareketin müzakerelerin sürdürülmesine veya Gazze’deki savaşı sona erdirecek herhangi bir formüle açık olduğunu, net bir yanıt alırlarsa esneklik göstermeye hazır olduklarını da sözlerine ekledi.



ABD'nin silahların kontrolüne ilişkin belgesine karşı Hizbullah'tan farklı bir Lübnan pozisyonuna doğru eğilim

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)
TT

ABD'nin silahların kontrolüne ilişkin belgesine karşı Hizbullah'tan farklı bir Lübnan pozisyonuna doğru eğilim

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)

Hizbullah, Lübnan’da silahların yalnızca resmi güvenlik kurumlarının elinde bulunmasına yönelik yerel ve uluslararası taleplere karşı ‘varoluşsal tehdit’ kartını öne sürdü. Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım dün akşam yaptığı konuşmada, ‘ulusal güvenlik stratejisinin’ tartışılmasına başlanmadan önce bu tehdidin ortadan kaldırılması şartını koştu. Bu durum, Lübnan devleti ile Hizbullah arasında bir ‘farklılaşmaya’ işaret ediyor. Zira devlet, ABD’li arabulucu Tom Barrack’ın önerisini ‘olumlu şekilde ele alacakken’ Hizbullah farklı bir tutum sergiliyor.

Kasım’ın son açıklaması, silahlarını teslim etme mekanizmalarının tartışılmasına karşılık daha önce öne sürdüğü şartlara eklenen yeni bir koşul olarak görülüyor. Bu şartların başında ise, İsrail’in ateşkes anlaşmasındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi koşuluyla Hizbullah’ın silah konusunu görüşmeye hazır olacağı yönündeki talep geliyor. Her ne kadar Lübnan’daki resmi çevreler, Hizbullah’ın bu dosyada ‘esnek davrandığını’ ve ‘ağır silahlarını (nokta atışlı füzeler ve insansız hava araçları) teslim etmeye hazır olduğunu’ ifade etse de, konuya yakın kaynaklara göre Hizbullah, İsrail’in önceden bazı adımlar atmasını şart koşuyor.

Hizbullah, ABD'nin İsrail'e son savaştan bu yana Lübnan içinde işgal ettiği beş noktadan çekilmesi, elindeki 16 kişiyi serbest bırakması, Lübnan topraklarına yönelik ihlal ve saldırıları durdurması ve son savaşta yıkılan yerleri yeniden inşa etme görevine başlaması için baskı yapmasını talep ediyor.

ABD elçisi yeniden geliyor

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın, Lübnanlı yetkililer tarafından geçtiğimiz pazartesi günü Beyrut'taki ABD Büyükelçiliği'nden teslim alınan ve Lübnan'dan önümüzdeki aralık ayında sona erecek bir süre içerisinde silahların geri çekilmesi için ‘net’ bir takvim taahhüt etmesini talep eden ABD belgesine resmi bir yanıt almak üzere üçüncü bir ziyaret için yakında Beyrut'a gelmesi bekleniyor. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Selam'ın temsilcilerinden oluşan komite, Lübnan'ın iki hafta önce Beyrut'ta ABD elçisine verdiği bir belgeye ilişkin gözlemleri içeren belgeyi inceliyor. Başbakan Selam'ın bu hafta Meclis Başkanı Berri ile bir araya gelerek Lübnan'ın vereceği yanıtın ayrıntılarını görüşmesi bekleniyor.

Hükümetin esnekliği

Lübnan makamları, Amerikan taleplerini içeren belgeye karşı esnek bir tutum sergiliyor. Bununla beraber Amerikan heyetiyle yürütülen temaslara aşina kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığına göre Lübnan makamları, Washington’un talep ettiği şekilde Karz-ı Hasen Vakfı ile ilgili tedbirleri artırmak, mali ve idari reformları uygulamak gibi kendisine düşen görevleri de yerine getiriyor. Hizbullah ise silah meselesinde daha katı bir tutum sergiliyor.

Kaynaklar, ABD'nin yanıtını incelemekle görevlendirilen komitenin görevinde önemli ilerleme kaydettiğini belirterek, Lübnan devletinin Amerikan anlaşmasına olumlu yaklaşacağını ve hükümetin silahlanmada tekelleşmeyi aşamalı olarak uygulama sözü vereceğini ifade etti. Kaynaklara göre Lübnan'ın resmi yanıtı Hizbullah'ın taleplerindeki sert tutumundan farklı olacak. Kaynaklar, Hizbullah'ın garantiler talep ettiğini ve Kasım'ın açıklamalarının da gösterdiği gibi son zamanlarda tutumunu sertleştirdiğini belirtti.

Varoluşsal tehdit

Kasım dün akşam yaptığı konuşmada, “Hizbullah, Emel Hareketi, direniş ve Lübnan'ın bağımsızlığını isteyen ve Lübnan'ın Lübnanlılar için nihai bir vatan olduğuna inanan egemen bir hat olarak bizler, direnişe, çevresine ve bir bütün olarak Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz” ifadesini kullandı.

Görsel kaldırıldı.Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım dün akşam yaptığı konuşmada (Hizbullah medyası)

Kasım, “Lübnan'ın karşı karşıya olduğu üç gerçek tehlike var: güney sınırında İsrail, doğu sınırında DEAŞ ve Lübnan'ı kontrol etmeye, üzerinde vesayet kurmaya çalışan ve Lübnan'ın hareket ve yaşama kabiliyetini yok etmek isteyen Amerikan zorbalığı” dedi.

Kasım, Lübnanlılara hitaben şunları söyledi: “Sözümüz bir olsun ve öncelik için çalışalım. Tehlikeyi ortadan kaldırdıktan sonra savunma stratejisini ve ulusal güvenlik stratejisini tartışmaya hazırız. Sizi İsrail'e iyilik yapmamaya çağırıyorum. Çatışma halinde ABD hedeflerine ulaşamaz.”

Hizbullah silahlarına sarılıyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi kaynaklarının Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Kasım'ın son tutumu ‘silahlarına sarılma meydanından henüz ayrılmadığı, yani halen aynı noktada olduğu’ şeklinde değerlendiriliyor. “Bu tutum görünüşte çevresine yönelik ve üstü kapalı tavizler mi içeriyor?” diye soran kaynak, başkanlar (Avn, Berri ve Selam) tarafından dile getirilen bazı hususların işlerin kolay olduğuna işaret ettiğini hatırlattı.

Görsel kaldırıldı.Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile yaptığı görüşme sırasında (Reuters)

Kaynaklar, “Şu ana kadar görünen o ki, Hizbullah silah bırakmamakta ısrar ediyor. Hizbullah'ın maksimum yapabileceği şey Litani Nehri’nin güneyinden çekilmek. Savunma stratejisi diye bir şey yok. Ondan istenen, silahlarını teslim etmesi” ifadelerini kullandı. Kaynaklar, ‘Hizbullah'ın şimdiye kadar, varoluşsal tehditler konusunda aynı söylemleri sürdürdüğünü, hâlbuki bu silahlar ve destek savaşı aracılığıyla Lübnan’a varoluşsal bir tehdit teşkil edenin bizzat kendisi olduğunu ve silahları yüzünden savaşları ülkeye çektiğini’ ifade etti.

Kaynaklar, Hizbullah’ın yetkilileri aracılığıyla yaptığı açıklamalarda ‘ABD’ye İsrail sınırını korumaya hazır olduklarını, bunu da Litani’nin güneyinden tamamen çekilerek ve silah meselesini Litani’nin kuzeyinde hükümetle müzakere ederek yapabileceklerini anlatmak istediklerine’ dikkat çekti. Kaynaklar, ‘bu durumun ABD tarafından reddedildiğini, Washington’ın hamle karşılığında hamle ilkesine bağlı kaldığını, yani İsrail’in aşamalı olarak çekilmesi, esirlerin serbest bırakılması ve hedef almayı durdurması karşılığında devletin de Hizbullah’ın askerî yapısını dağıtarak egemenliğini tesis etmesini istediğini’ vurguladı.

Lübnan Kuvvetleri Partisi’ne yakın kaynaklar, ‘Hizbullah’ın artık bu yönde bir adım atmazsa hem kendisini hem de tüm Lübnan halkını yeni bir savaşa sürükleyeceğinin farkında olduğunu, eylül ayında önceki ABD temsilcisi Amos Hochstein’ın sunduğu fırsatı değerlendirmediğinde savaşla karşılaştığını ve şimdi Tom Barrack’ın sunduğu fırsatı değerlendirmemesi halinde Lübnan’ı tehlikeye atacağını bildiğini’ ifade etti. Kaynaklar, Lübnan’ın yeni şiddet sahnelerine sürüklenmemesi konusunda uyardı.