ABD'nin Katar'ı Hamas ikileminde bıraktığı ortaya çıktıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4926281-abdnin-katar%C4%B1-hamas-ikileminde-b%C4%B1rakt%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ortaya-%C3%A7%C4%B1kt%C4%B1
ABD'nin Katar'ı Hamas ikileminde bıraktığı ortaya çıktı
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'a göre "Gazze'de ateşkes yakın"
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'yle 7 Ocak'ta Gazze'de yardım ve ateşkes konularını görüşmek için Doha'da bir araya gelmişti (AA)
ABD'nin Katar'ı Hamas ikileminde bıraktığı ortaya çıktı
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'yle 7 Ocak'ta Gazze'de yardım ve ateşkes konularını görüşmek için Doha'da bir araya gelmişti (AA)
Gazze savaşında rehine görüşmeleri sekteye uğrayınca ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın, Katar'dan Hamas liderlerini Doha'dan kovmakla tehdit etmesini istediği bildirildi.
Kimliklerinin paylaşılmasını istemeyen iki ABD'li yetkili, ülkenin önde gelen medya kuruluşlarından CNN'e Blinken'ın bu talebi Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'yle 5 Mart'ta yaptığı görüşmede ilettiğini söyledi.
Yetkililer, Washington'da gerçekleşen görüşmede Blinken'ın, Hamas'ın savaşı durduracak bir rehine takası ve ateşkes anlaşmasıyla masaya gelmesi talebini yinelediğini belirtti. Kaynaklar, bunun gerçekleşmemesi halinde Katar'ın başkenti Doha'da yaşayan Hamas yetkililerinin ülkeden atılmasını istediğini ifade etti.
Haberde, Katar'ın mesajı Doha'daki siyasi bürosunu 2012'de açan Hamas liderlerine iletip iletmediğinin bilinmediği aktarıldı.
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonundan bir hafta sonra Blinken ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Doha'da görüşmüştü.
Yetkililer, bu toplantıda Katar Emiri'nin ABD'nin istemesi halinde Hamas liderlerini ülkeden atabileceklerini söylediğini savundu. Kaynaklar, Al Sani'nin "Hamas rehinelerden bazılarını bırakmayı planlıyor" mesajı vermesini iyi bir fırsat gibi gören Blinken'ın bunun üzerine müzakereleri sürdürme kararı aldığını belirtti.
Bunun ardından başlatılan süreçte 24 Kasım'da ateşkes anlaşmasına varılmıştı. Bir hafta süren anlaşma kapsamında 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakılmıştı.
Blinken, yeni bir ateşkes anlaşması için çıktığı Ortadoğu turunda dün Mısır'ı ziyaret etmişti. Kahire'deki toplantıda Katar, Suudi Arabistan, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) bakanlar, Gazze'de iki devletli çözüme dair taleplerini Blinken'a iletmişti.
Blinken ayrıca İsrail'in Gazze'nin güneyindeki Refah bölgesine kara harekatı düzenlemesine karşı çıktıklarını yinelemişti.
Mısır'dan önce BAE'ye giden Blinken, buradaki açıklamasında "Gazze'de ateşkes anlaşmasının yakın olduğunu" savunmuştu. Bakan, rehinelerin serbest bırakılmasıyla ateşkes sağlanmasını öngören karar taslağının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne sunulduğunu da söylemişti. Taslakta, sivillerin korunması için acilen ve kalıcı bir ateşkes isteniyor.
Libya, siyasi ve askeri bölünmüşlüğü sona erdirmek için ‘barışçıl bir çözümden’ bahseden Trump'ın kronik siyasi krizi çözecek ‘planını’ bekliyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5164214-libya-siyasi-ve-askeri-b%C3%B6l%C3%BCnm%C3%BC%C5%9Fl%C3%BC%C4%9F%C3%BC-sona-erdirmek-i%C3%A7in-%E2%80%98bar%C4%B1%C5%9F%C3%A7%C4%B1l-bir-%C3%A7%C3%B6z%C3%BCmden%E2%80%99
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)
Libya, siyasi ve askeri bölünmüşlüğü sona erdirmek için ‘barışçıl bir çözümden’ bahseden Trump'ın kronik siyasi krizi çözecek ‘planını’ bekliyor
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)
Libya siyaset sahnesine, on yılı aşkın bir süredir kronik siyasi ve askeri bölünmüşlükten mustarip olan ülkede ‘barışçıl çözüme’ yol açacak bir ABD planının yaklaşmakta olduğuna dair bir beklenti atmosferi hâkim.
ABD Başkanı Donald Trump'ın detaylarına değinmeden bu planı açıklaması, özellikle de Afrika işlerinden sorumlu danışmanı Massad Boulos'un kısa süre önce ‘herkes için adil, eşitlikçi, şeffaf ve tatmin edici başkanlık seçimleri yapılması’ gerektiğinden bahsetmesinin ardından, Libyalı siyasetçi ve analistlerin beklentilerine geniş bir kapı açtı.
Radikal değişim
Bazı Libyalı siyasetçilerin gözünde ABD'nin krize çözüm yolu ‘radikal değişim’ seçeneğinden geçebilir. Bu bağlamda Libya-ABD Koalisyonu Başkanı Faysal el-Fituri, Trump yönetiminin ‘Libya'ya geniş yetkilere sahip özel bir başkanlık temsilcisi atayarak siyasi sahneyi tamamen yeniden şekillendirmek için Birleşmiş Milletler (BM) sürecine paralel çalışacağını’ öne sürdü.
El-Fituri bu senaryoya ilişkin vizyonunu açıklarken ‘çözümün önünde engel teşkil eden mevcut organların feshedilmesi ya da dondurulması ve daha önce herhangi bir yönetim organında yer almayan tüm Libyalı bileşenleri temsil eden bağımsız bir ulusal komite oluşturulması’ temeline dayandığını söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap dünyası ve Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos geçtiğimiz nisan ayında Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) Başkanı ile bir görüşme gerçekleştirdi. (UBH)
Libya’da iktidardaki siyasi organlar, Temsilciler Meclisi (TM), Devlet Yüksek Konseyi (DYK), batı ve doğu Libya hükümetleridir.
Daha önce Libyalı uzmanlar BM gözetiminde bir siyasi çözüm planı ortaya koymuş ve bu plan seçim yasaları, yürütme yetkisi ve kalıcı anayasa konularında çözüme ulaşmak üzere bir siyasi diyalog komitesinin oluşturulmasıyla sonuçlanmıştı.
Libya-ABD Koalisyonu Başkanı Faysal el-Fituri Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘Lübnan iç savaşını yatıştıran 1989 tarihli Taif Konferansı benzeri bir uluslararası konferans düzenlenmesi’ olasılığını değerlendirdi.
Ancak istikrarı engelleyenlerin yargılanması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) ve geçtiğimiz ekim ayında ABD Senatosu tarafından kabul edilen İstikrar Yasası'nın harekete geçirilmesini öneren el-Fituri'ye göre bu yol ‘havuç ve sopa’ yaklaşımından bağımsız olmayacaktır. El-Fituri, bunun karşılığında da ‘sıkı uluslararası şeffaflık koşulları altında yeni hükümeti desteklemek üzere dondurulmuş Libya fonlarının kademeli olarak serbest bırakılmasını’ önerdi.
ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff daha önce Libya'da diplomatik başarı elde edileceğine dair güvenini ve iyimserliğini dile getirmiş, mayıs ayında The Atlantic'e verdiği röportajda Washington'un ‘Libya'da başarı elde edeceğini ve bunun yakında duyulacağını’ söylemişti.
Libyalı siyasi analist Eyyub el-Evceli, Amerikan çözümünün ‘tüm siyasi tarafların diyalog masasına oturması’ yoluyla geleceği ihtimalini zayıf görüyor. Şarku’l Avsat'a konuşan el-Evceli, ‘Trump yönetiminin Libya'daki krizin taraflarından birini ortadan kaldırırken, bir tarafı güçlendireceği ve en fazla bir yıl içinde başkanlık veya parlamento seçimlerine gitmek için çözümün anahtarlarını ona vereceği’ beklentisindeydi.
“Washington, Libya'yı güvenlik ve istikrarı bozacak ya da çatışmanın tarafları arasında bir savaşı ateşleyecek her türlü girişimden uzak tutmak istiyor” diyen el-Evceli, ABD'nin ‘krizin tarafları arasındaki farklılıkların derin olduğuna’ inandığına dikkat çekti.
Mevcut organların devrilmesini dışlamak
Buna karşılık TM Milletvekili Rebia Buras mevcut siyasi organların devrilmesi senaryosuna sıcak bakmıyor. “Trump yönetimi siyasi sürecin ayrıntılarından çok dengeleri yönetmeye ve ABD'nin Libya'daki çıkarlarını sağlamaya büyük önem verecektir” diyen Buras, Beyaz Saray'ın planının ‘pragmatik olacağını, demokrasi ve insan hakları konularından çok ekonomik anlaşmalara odaklanacağını’ düşünüyor.
Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Buras, herhangi bir planın başarısı ve sürdürülebilirliği için temel bir koşula işaret etti: ‘Libya halkının, dışarıdan dayatılan ve Libyalıların hak ve çıkarlarını dikkate almayan her türlü dikte ya da çözümden uzak, birleşik ve egemen bir devlet kurma arzusunu yansıtması.’
Bu arada gözlemciler, Libya'nın uluslararası nüfuz ve çıkar mücadelesinin bir parçası olması nedeniyle ABD'nin olası bir çözümünün Libya dosyasındaki bölgesel ve uluslararası aktörlerden soyutlanamayacağına inanıyor.
Libya Temsilciler Meclisi'nin (TM) Bingazi'deki bir oturumundan (TM resmi sayfası)
Trablus Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Dr. Ahmed el-Atraş, ‘ABD'nin çözüm yolunun başarı şansının, uluslararası ve bölgesel güçlerin Libya'daki çıkarlarını ve nüfuzlarını paylaşmalarına yönelik düzenlemelerle birlikte bölge için yeni bir siyasi haritanın yeniden çizilmesi konusunda uzlaşmaya bağlı olduğuna’ inanıyor.
El-Atraş, ‘uluslararası sistemde aktif olan ve BM Güvenlik Konseyi'nin daimî üyesi olan ülkeler arasında ABD dış politikasına taktiksel olarak karşı çıkan bir akımdan’ söz etti.
El-Atraş, ‘bazı ülkelerin Libya'nın içişlerine müdahalesinin derinliğini, bölgedeki yabancı çıkarlar üzerinde ciddi yansımaları olabilecek güvenlik durumunun kırılganlığını ve fiili otoritelerin yabancı baskılara boyun eğme ve iktidara tutunma tehdidini’ örnek gösterdi.
Libyalıların görüşlerinin aksine, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi eski üyesi Ben Fishman Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ABD'nin Libya politikasında bir değişiklik olduğuna dair hiçbir kanıt görmediğini söyledi.
Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan Fishman, Massad Boulos'un 20 Haziran'da Berlin'de düzenlenen Libya konulu uluslararası toplantıya katılmamasına dayanarak Trump'ın Libya siyasi çözüm planıyla ilgili açıklamasının ‘geçici’ olduğunu düşünüyor.
Geçtiğimiz hafta Trump, Libya'nın da aralarında bulunduğu birçok ülkeye yüzde 30 gümrük vergisi getirmiş ve bunun Libyalılar üzerinde olumsuz yansımaları olmayacağını savunmuştu.
Libyalı ekonomist Ömer Zermuh, “Libya'nın ABD'ye ham petrol ve küçük bir oranda petrol türevleri dışında hiçbir emtia ihracatı yok. Trump'ın açıklamalarına göre petrol bu kapsamda değil” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat'a konuşan Zermuh, “Petrole gümrük vergisi getirilse bile Libya'nın yüksek kaliteli ham petrolü için alternatif pazarlar bulması zor değil” dedi.
Öte yandan Fishman'a göre bu karar, Libyalıların ABD'ye giriş vizelerini kısıtlayan önceki karar da göz önünde bulundurulduğunda, Boulos'un Libya'da ekonomik fırsatlar arama çabalarının önüne engeller koyuyor.