Gazze savaşı Yahudileri daha sağ eğilime yöneltti

Yahudilerin yüzde 79’u yakın gelecekte bir barış anlaşmasına varma şansı görmüyor ve yerleşim birimlerine destek verenler artıyor

Yerleşimciler Perşembe günü bir yerleşim karakolu kurmak için Gazze Şeridi’ne geçmeye çalışıyor (DPA)
Yerleşimciler Perşembe günü bir yerleşim karakolu kurmak için Gazze Şeridi’ne geçmeye çalışıyor (DPA)
TT

Gazze savaşı Yahudileri daha sağ eğilime yöneltti

Yerleşimciler Perşembe günü bir yerleşim karakolu kurmak için Gazze Şeridi’ne geçmeye çalışıyor (DPA)
Yerleşimciler Perşembe günü bir yerleşim karakolu kurmak için Gazze Şeridi’ne geçmeye çalışıyor (DPA)

Yahudi Halk Politikası Enstitüsü (JPPI) tarafından gerçekleştirilen yeni bir kamuoyu yoklaması, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısı ve İsrail’in buna altı aydır devam eden geniş kapsamlı bir savaşla karşılık vermesinin, Yahudi kamuoyundaki sağ eğilimin ve savaşa verilen desteğin arttığını ve barış sürecine verilen desteğin ise azaldığını gösterdi.

Şarku’l Avsat’ın İsrail medyasından aktardığı habere göre JPPI, Kasım ayında yapılan benzer anket ile Mart ayında yapılan son anketin sonuçlarını karşılaştırdı.

Bunun sonucunda, ankette sorulan tüm sorularda aşırılığın arttığı görüldü.

Son ankete göre, İsrail’deki Yahudilerin yüzde 57’si (sağcı parti seçmenlerinin yüzde 92’si) yerleşim birimlerin caydırıcılık yarattığına ve tüm İsrail vatandaşlarının güvenliğine katkıda bulunduğuna inanıyor.

Yahudilerin yüzde 43’ü ise, yerleşim birimlerinin İsrail ordusu için bir yük olduğuna ve tüm İsraillilerin güvenliğine zarar verdiğini düşünüyor.

Muhalefet partisi seçmenlerinin yüzde 72’si ise bunun bir yük olduğuna inanıyor.

Ankete katılan Yahudilerin yüzde 79’u yakın gelecekte Filistinlilerle bir barış anlaşmasına varma şansının olmadığına inanırken, yüzde 65’lik bir kesim bu fikre ‘kesinlikle katıldığını’ ifade etti.

İsrail’deki Arap vatandaşlar arasındaki yüzde 24’lük kesim bu ifadeye ‘kesinlikle’ katıldığını, yüzde 15 oranındaki katılımcılar ise ‘kısmen’ katıldığını belirtti.

İşçiler işgal altındaki Batı Şeria’daki İsrail yerleşim yeri Maale Adumim’deki bir inşaat sahasında çalışıyor (AFP)
İşçiler işgal altındaki Batı Şeria’daki İsrail yerleşim yeri Maale Adumim’deki bir inşaat sahasında çalışıyor (AFP)

JPPI Başkan Yardımcısı Shuki Friedman’a göre anketin sonuçları, İsrail toplumunda yerleşimler meselesi ve bunların İsrail’in güvenliğine katkısı konusunda var olan derin tartışmayı ortaya koyuyor.

Halkın çoğu yerleşim yerlerini bir hazine olarak görürken, bunun tersini düşünen bir azınlık da var.

Friedman, “İsrail’de halkın çoğunluğu yerleşimleri bir güç kaynağı olarak görse de, Batı Şeria’daki yerleşimler bir felaketle karşı karşıya. ABD hükümetinin bazı yerleşimcilere uyguladığı yaptırımlar ve seçilmiş yetkililerin sorumsuz açıklamaları yerleşim birimleri ve yerleşimcileri tehlikeye atabilir” dedi.

Moraller düşüyor

Anket, İsrail vatandaşlarının moralinin hızla düştüğünü de gösterdi.

Kasım ayında yapılan ankette yüzde 74’lük bir kesim iyimser olduğunu söylerken, son ankette iyimserlerin oranı yüzde 56’ya düştü.

Öte yandan kötümserlerin oranı yüzde 23’ten yüzde 42’ye çıktı.

İsrail’in Lübnan’ın güneyine yönelik saldırısında yıkılan bir evi inceleyen vatandaşlar (AFP)
İsrail’in Lübnan’ın güneyine yönelik saldırısında yıkılan bir evi inceleyen vatandaşlar (AFP)

Yahudilerin yüzde 23’ü “Eğer yurt dışına göç etme imkanım olsaydı bunu yapardım” derken, dindar Yahudilerin yüzde 3’ü aynı yanıtı verdi.

İsrailli Arapların ise yüzde 27’si de imkanı olsa yurt dışına göç edeceğini söyledi.

Anket, diğer anketlerde görülen, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya olan güvenin bir miktar arttığını gösteren verileri doğruladı.

Ancak bu oran rahatsız edici derecede düşük kaldı. Netanyahu’ya olan güven Kasım ayındaki ankette yüzde 17 iken, bu ay yapılan son ankette yüzde 19’a yükseldi.

Buna karşılık, hükümete olan güven ise daha da azaldı, Yüzde 7 olan bu oran, yüzde 6’ya geriledi.

Öte yandan orduya güven yüzde 75’ten yüzde 85’e çıktı.

Ankete katılanların yüzde 61’i, İsrail ordusunun savaşta Hamas’a karşı zafer kazanacağına inandığını söyledi.

Yüzde 63’ü savaşın genişletilmesini ve Lübnan’da Hizbullah’a saldırılmasını desteklediğini söyledi. Bu oran Kasım ayında yüzde 55’ti.



Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
TT

Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)

26 yıldır tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan, Ankara’yı, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam arasında bir anlaşma sağlanmasına aracılık etmeye çağırdı. Bu çağrı bugün, Kürt yanlısı Türkiye’deki Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından iletildi.

Öcalan, 30 Aralık tarihli yazılı mesajında, “Türkiye’nin bu süreçte kolaylaştırıcı ve yapıcı bir rol oynaması, süreci diyalog odaklı yürütmesi çok önemlidir. Bu, bölgesel barış ve kendi iç barışını güçlendirmek için hayati bir gerekliliktir” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Ankara ve Şam, SDG’yi 10 Mart’ta imzalanan Suriye ordusuna entegrasyon anlaşmasını uygulamakta gecikmekle suçladı ve Suriye’nin birliği ile istikrarına yönelik herhangi bir girişimi reddettiklerini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye medyasından aktardığına göre SDG, ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Halep’in kuzeyinde iç güvenlik noktalarına saldırdı.

Dün gelen haberlere göre, Halep’te eş-Şeyhan kavşağındaki İç Güvenlik Kuvvetleri (Asayiş) ve SDG’ye bağlı güvenlik güçlerinin ortak kontrol noktasına Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı birimler tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda iki Asayiş mensubu yaralanırken, güvenlik birimleri saldırıya karşılık verdi ve bölge çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı.


Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
TT

Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)

Suriye haber ajansı SANA'nın haberine göre, Lazkiye vilayetindeki iç güvenlik güçleri bugün şehirde saat 17:00'den yarın sabah 06:00'ya kadar gece sokağa çıkma yasağı ilan etti.

İç Güvenlik Komutanlığı yaptığı açıklamada, sokağa çıkma yasağının acil durumları, sağlık personelini, ambulans ve itfaiye ekiplerini kapsamadığını belirtti.


İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
TT

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)

İsrail'in Somaliland'ı ‘bağımsız devlet’ olarak tanıma kararı, Filistinlilerin bu ayrılıkçı bölgeye yerleştirileceğine ve İsrail'in Kızıldeniz kıyılarını gören bölgede askeri üsler kuracağına dair endişeleri artırdı.

Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Somaliland'daki planının Afrika Boynuzu'nda gerilimi artıracağı’ uyarısında bulundu. Barre, bu hamlenin ‘Sudan, Somali ve diğer ülkeler dahil olmak üzere bölge için ciddi sonuçlar doğuracağını’ söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, cuma günü, Somaliland'ı ‘bağımsız egemen bir devlet’ olarak tanıdığını duyurdu. Böylece Somali içindeki ‘ayrılıkçı bölge’ ilk kez tanındı. Somaliland Cumhurbaşkanı Abdurrahman Muhammed Abdullahi Arawa, bu hamleyi ‘tarihi bir an’ olarak nitelendirdi.

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı, Arap, İslam ve Afrika ülkeleri tarafından kınandı. Arap ve İslam ülkeleri, Arap Birliği (AL), Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Afrika Birliği Komisyonu, İsrail'in bu adımını tamamen reddettiklerini belirten açıklamalar yayınladı. Somali Başbakanı Barre, İsrail’in tanıma kararını Gazze Şeridi'nden Filistinlilerin yerinden edilmesiyle ilişkilendirdi. Barre, pazar günü Al-Qahera News'e verdiği röportajda “Tüm işaretler Netanyahu'nun Gazzelileri Somaliland'a yerleştirmeyi planladığını teyit ediyor” dedi. Somalili yetkili, ‘ülkesinin bunu kabul etmeyeceğini’ vurgularken, Filistin halkının kendi topraklarında yaşama ve kendi bağımsız devletine sahip olma hakkı olduğunu belirtti.

İsrail'in Somaliland’ı tanımasının Netanyahu’nun ‘Büyük İsrail’ adlı planının bir parçası olduğuna inanan Barre, İsrail'in, Somali'nin kuzeyindeki varlığının Kızıldeniz ve Babu’l-Mendeb Boğazı'nı kontrol etmesine ve bölgede askeri üsler kurmasına olanak sağlayacağını düşünerek, mevcut siyasi ve bölgesel koşulları istismar etmeye çalıştığını belirtti.

Somali hükümeti tarafından cuma günü yapılan açıklamada ‘Filistin’in işgalinin ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini kategorik olarak reddedildiği’ belirtilerek, ‘Somali’nin Filistin halkının vatansız bırakılmasını asla kabul etmeyeceği’ vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, Somali'yi vekalet savaşlarına sürükleyecek veya bölgesel ve uluslararası düşmanlıkları ülkeye taşıyacak herhangi bir yabancı askeri üs veya düzenlemenin kurulmasına izin verilmeyeceğinin altı çizildi.

İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)

Somaliland bölgesinden araştırmacı ve siyasi analist Numan Hasan, ‘Somaliland hükümetinin Filistinlilerin kendi topraklarına yerleştirilmesini kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Somalilandlı yetkililer, bölgenin, bağımsız devlet olarak tanınması için herhangi bir siyasi çözümü engelleyeceğini düşünen Hasan, Filistinlilerin yerinden edilmeyi reddettiklerini açıkça ifade ettiklerini ve halkın da aynı fikirde olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hasan, Somaliland hükümetinin, komşu ülkelere zarar vermemeleri koşuluyla, bölgede İsrail askeri üslerinin kurulmasına itiraz etmeyeceğini düşündüğünü, özellikle Arap ve İslam dünyasının İsrail'in tanınmasını reddetmesi gibi son gelişmeler çerçevesinde bölgenin herhangi bir dış müdahaleye hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Numan Hasan'a göre bağımsızlığın tanınması Somaliland hükümetinin birincil hedefi olmaya devam ediyor. Hasan, bu adımın başka hiçbir ülkenin çıkarlarına zarar vermeyeceğini düşündüğünü belirtti.

Öte yandan Somalili siyasi analist Hasan Muhammed Hac, İsrail'in tanınmasının, kalkınma veya güvenlik bölgeleri ve egemen tesislerin kurulması bahanesiyle yerel halkın veya Filistinlilerin bölgeye yerleştirilmesine kapı açarak, bölgenin demografik yapısı üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırdığını değerlendiriyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hac, bu tanıma kararının Kızıldeniz kıyısında ve Babu’l-Mendeb bölgesinde İsrail’in askeri üsleri veya istihbarat tesislerinin kurulmasına kapı açacağına dair endişelerin arttığını belirtti.

Bunun, bölgeyi uluslararası çatışmaların merkezine yerleştireceğini ve Somali'nin iç meselesinden bölgesel ve uluslararası rekabetin sahnesine dönüştüreceğini söyleyen Hac, bu senaryoların (yerinden edilme ve militarizasyon) risklerinin daha geniş bölgeye ve Afrika'ya yayılacağını, kabile gerilimlerini körükleyeceğini ve kapsamlı siyasi çözümlerin şansını zayıflatacağını kaydetti.

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve Yüksek ve Stratejik Araştırmalar Askeri Akademisi danışmanı Tümgeneral Adil el-Umde, Somali'de yaşananların, ayrılmayı teşvik eden hareketler arasında olumsuz algıları güçlendirerek Afrika devletleri arasındaki parçalanma ve bölünmeyi daha da şiddetlendirdiğini düşünüyor. Somali'nin bölünmesinin bölgesel ve uluslararası istikrarı etkileyeceğini, çünkü bu bölgenin dünyadaki çoğu ülkenin stratejik çıkarlarıyla bağlantılı olduğunu söyledi.

Umde, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “İsrail'in Somaliland'ı tanıyarak bölgedeki çatışmada yeni bir cephe açmak ve uluslararası toplumun dikkatini Gazze Şeridi'nden başka yöne çekmek istediğini” düşündüğünü belirtti. Ayrıca, “Somali'nin birliğini ve egemenliğini korumak, Kızıldeniz bölgesinde Arap ve Mısır'ın ulusal güvenliğini korumak anlamına gelir” ifadesini kullandı.

Somali Başbakanı Barre'ye göre ülkesi, İsrail'in hamlelerine karşı egemenliği için bölgesel ve küresel destek bekliyor. Barre, yaptığı açıklamalarda, ülkesinin Netanyahu'nun kararına karşı diplomatik kanalları bir seçenek olarak kullandığını, ayrıca ülkesinin birliğini savunmak için yasal önlemler aldığını açıkladı. Barre, "anayasanın (Somaliland'ın) bunu yapmasına izin vermediğini" kaydetti.

Somaliland, 1991 yılından bu yana Somali Federal Cumhuriyeti'nden tek taraflı olarak ayrıldığını ilan etti, ancak şimdiye kadar uluslararası taraflarca tanınmadı.