AB ​​yetkilisi: İsrail, Filistinliler için bir vatan kurmanın gerekliliğinin farkında olmalı

Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Yardımcısı Enrique Mora (Arşiv - AFP)
Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Yardımcısı Enrique Mora (Arşiv - AFP)
TT

AB ​​yetkilisi: İsrail, Filistinliler için bir vatan kurmanın gerekliliğinin farkında olmalı

Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Yardımcısı Enrique Mora (Arşiv - AFP)
Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Yardımcısı Enrique Mora (Arşiv - AFP)

Avrupa Birliği (AB) Dış Politika Sorumlusu Yardımcısı Enrique Mora bugün (pazar) yaptığı açıklamada İsrail'in bir Filistin anavatanına olan ihtiyacı tanıması gerektiğini, aksi takdirde nihai bir felaket yaşanacağını söyledi ve bunun on yıllar boyunca herkesi etkileyeceğini vurguladı.

Mora, X platformunda şunları yazdı: “İsrailli yetkililerin bunun bir dönüm noktası olacağının ve ardından eski stratejinin sona ereceğinin farkında olup olmadıklarından emin değilim.”

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı'ndan (AWP) aktardığı habere göre Mora, “Ya Filistinliler için bir vatan, bir devlet olacak ya da ebedi bir felaket bizi bekliyor. Bu seçim hepimizi etkileyecek ve yankıları yıllar boyu sürecek” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Filistin devletinin kurulmasını ‘onlarca yıldır’ engellemiş olmaktan açıkça gurur duyuyor. Öyle ki geçtiğimiz ay Knesset'te bir Filistin devleti kurulmasını amaçlayan her türlü uluslararası dikteyi reddeden bir yasa tasarısı sundu.

Netanyahu, İsrail'in “İsrail devletinin varlığını tehlikeye atacak tek taraflı bir Filistin devletini dayatmayı amaçlayan yeni bir baskı türüyle karşı karşıya olduğunu” söyledi.

Netanyahu sözlerini şöyle sürdürdü: “On yıllardır varlığımızı tehlikeye atacak bir Filistin devletinin kurulmasını engelleyen kişi olduğumu herkes biliyor. 7 Ekim katliamı (Hamas saldırısı) beni daha da kararlı kılıyor. Her ne olursa olsun İsrail, Gazze ve Batı Şeria da dahil olmak üzere Ürdün Nehri'nin batısındaki tüm topraklar üzerinde tam güvenlik kontrolünü elinde tutacaktır.”



Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
TT

Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)

Irak Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın BM Güvenlik Konseyi (BMGK), BM Genel Sekreteri, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) İsrail'in “tehditlerine” ilişkin mektuplar gönderdiğini bildirdi.

Irak Haber Ajansı tarafından aktarılan açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “bölgede devam eden şiddeti durdurmasını ve tehditlerine son vermesini” talep ettiği belirtildi.

İsrail'in “çatışmayı genişletmek amacıyla bölgede iddialar ve bahaneler yarattığı” belirtilen açıklamada, Irak'ın Güvenlik Konseyi'ne başvurmasının “Konsey'in uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki rolünü yerine getirme isteğinden kaynaklandığı” ifade edildi.

Açıklamada ayrıca Irak'ın “hava sahasının komşu bir ülkeyi hedef almak üzere kullanılması konusunda itidalli davranmaya istekli olduğu” vurgulandı.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin dün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “açık bir tehdit” aldığını duyurdu. Resmi haber ajansına göre Hüseyin, Kürdistan Bölgesi'nin Duhok kentinde düzenlenen “Amerikan Üniversitesi Forumu” sırasında yaptığı konuşmada, “silahlı kuvvetlerin Irak topraklarından yapılacak herhangi bir saldırıyı önlemek için Başbakan'dan emir aldığını” ve ülkesinin “savaş istemediğini, tehlikeyi ortadan kaldırmaya çalıştığını” vurguladı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar daha önce BMGK başkanına bir mektup göndererek, İran yanlısı silahlı grupların Irak'taki faaliyetlerinin ele alınması için derhal harekete geçilmesi çağrısında bulunmuş ve Irak hükümetinin kendi topraklarında ya da topraklarından yapılan her türlü eylemden sorumlu olduğunu söylemişti.