Filistin Yönetimi’nin Gazze’nin kontrolüne yönelik istihbarat planının detayları

Gazze'de Hamas'ın elinde tuttuğu İçişleri Bakanlığı, Gazze Şeridi'nin kuzeyine giren bir grubu yakalayarak ilk planı boşa çıkardı

Gazze Şeridi’nin kuzeyinki yıkıma genel bir bakış (AFP)
Gazze Şeridi’nin kuzeyinki yıkıma genel bir bakış (AFP)
TT

Filistin Yönetimi’nin Gazze’nin kontrolüne yönelik istihbarat planının detayları

Gazze Şeridi’nin kuzeyinki yıkıma genel bir bakış (AFP)
Gazze Şeridi’nin kuzeyinki yıkıma genel bir bakış (AFP)

İzzettin Ebu Ayşe

Özet: Batı Şeria’daki Genel İstihbarat Teşkilatı'na bağlı kişiler, Filistin Yönetimi'nin İstihbarat Şefi Macid Ferec’in doğrudan emriyle Mossad'la anlaşarak ve yardım dağıtmak için İsrail ordusu tarafından güvenlikleri sağlanarak Gazze’nin güneyine girdiler.

Gazze'de Hamas'ın elinde tuttuğu İçişleri Bakanlığı, insani yardım amacıyla Gazze Şeridi'nin kuzeyine girmesi üzerine Filistin Yönetimi'ne bağlı güvenlik güçlerinden birkaç kişilik ekibin yakalandığını duyurdu. Bakanlık, bu kişileri ‘güneye gitmeyi reddeden kuzey sakinlerinin kafasını karıştırmak ve kaos ortamı yaratmak amacıyla bölgeye sızmakla’ suçladı.

Bakanlığa göre Tümgeneral Macid Ferec’in yönettiği Batı Şeria’daki Genel İstihbarat Teşkilatı personelinden olan bu kişiler, Ferec’in doğrudan talimatıyla, Mossad’la anlaşarak ve İsrail ordusu tarafından güvenlikleri sağlanarak Gazze'nin kuzeyine girdiler.

Genel İstihbarat Teşkilatı’nın Gazze'de faaliyet göstermesi yasaklandı

Filistin'in Fetih Hareketi (El Fetih) ile Hamas arasında bölünmesinin arka planında, Hamas, kendisiyle koordinasyon kurulmadıkça Filistin Yönetimi'nin Gazze’deki idari işleri üstlenmesine izin vermeyeceğini açıklarken Filistin Yönetimi ve ona bağlı güvenlik birimlerinin Gazze Şeridi'nde çalışma hakkının olmadığını vurguladı. Hamas’a göre Filistin Yönetimi’nin ve güvenlik birimlerinin Gazze Şeridi’ndeki her türlü faaliyeti hukuka aykırı olmanın yanı sıra şüpheli hedefleri var ve güç kullanılmasını engellemeyi amaçlıyor.

İnsani yardımların akışının garanti altına alınması amacıyla

Filistin Yönetimi Genel İstihbarat Teşkilatı personelinin Gazze’nin kuzeyine girmesi olayının arkasında uzun bir hikaye var. Bu hikaye, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas'ı tamamen ortadan kaldırdığını açıklaması ve ardından İsrail ordusunun burada açlıkla mücadele eden insanlara insani yardımların ulaştırılmasına izin vermesiyle başlıyor. Ancak yardım konvoyları, bıçaklı kişiler ya da gruplar tarafından yağmalandı ve soyuldu.

İsrail, bunun üzerine insani yardımların rastgele değil, organize bir şekilde kuzeye akışını güvence altına alacak ve emniyetini sağlayacak bir güvenlik organı aramaya başladı. İsrail, bir diğer amacı da savaş bittikten sonra Gazze Şeridi’ni yönetme planlarını test etmekti. İsrail’in önce Gazze’nin kuzeyindeki ailelerin ve aşiretlerin ileri gelenleriyle iletişim kurmayı denedi. Bunu yaptı, fakat bu kişiler Gazze'deki güvenlik yetkilileriyle tam koordinasyon kurulması dışında iş birliği yapmayı reddettiler. Böylece bu ilk deneme başarısızlıkla sonuçlandı.

İsrail daha sonra Gazze'nin kuzeyinde, Gazzeli ailelerin fertlerinden ve güvenlik mensuplarından oluşan ve Gazze Şeridi'ndeki Hamas hükümetiyle tam koordinasyon içinde çalışan halkı koruma komiteleri oluşturmayı denedi. Yardımların yağmalanmadan organize bir şekilde akışı ve yardımların yerine ulaşması sağlanınca plan tüm detaylarıyla başarıya ulaştı.

İsrail ordusu, halk koruma komitelerinin Hamas Hareketi’nin genişletilmiş bir biçimi olabileceğini düşünerek Gazze’deki Hamas hükümetine bağlı güvenlik birimleriyle koordinasyon fikrini karşı çıktı. Ardından bu komitelere karşı askeri operasyonlar düzenledi ve insani yardım çalışmalarını engelledi.

Macid Ferec planı

İsrailli güvenlik yetkilileri, o sıra Gazze'nin kontrolünün geçici olarak, ancak kaos yaşanmadan ele geçirilmesi ve sahanın yakından takip edilmesi için Filistin Yönetimi'nin İstihbarat Şefi Macid Ferec ile birlikte çalışma önerisinde bulundular.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’dan aktardığı habere göre İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun onayıyla Macid Ferej ile görüşerek Gazze'nin kontrolünün geçici olarak ele geçirilmesine yönelik ayrıntılı bir plan üzerinde görüştü.

Söz konusu plan üç temel saç ayağı üzerine kurulu. Bunlardan birincisi, Gazze Şeridi’nde, özellikle güneyden yaşayan Fetih Hareketi’ne bağlı kişilerden istihbarat ve askeri olarak faaliyet göstermek üzere bir güvenlik gücünün oluşturulması. Yaklaşık 80 üyeli bu gücün öncelikli görevlerinin başında önce Gazze Şeridi'nin kuzeyine, sonra da güneyine insani yardımların akışının sağlanması geliyor.

İsrail Kanal 14 televizyonunun aktardığına göre Macid Ferec, bu gücü Hamas’ı desteklemeyen ailelerin fertleri ile El Fetih üyelerinden oluşturmayı başardı. Hızlandırılmış bir eğitimden geçen güç, 30 Mart 2024 Cumartesi günü göreve başladı.

İkincisi İsrail'in tek tek onayından geçen Fetih Hareketi’nden 7 bin güvenlik personelinin eğitilip savaş sona erdikten sonra ya da savaşın son aşamalarında Gazze'ye gönderilmesi. Üçüncü saç ayağı ise Gazze'den yetkililerin seçilip Batı Şeria’ya gönderilmeleri ve eğitmeleri, ardından yönetimi devralmak üzere Gazze Şeridi'ne geri göndermeleri.

Gallant’tan plana destek

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’a göre Netanyahu, plana tümüyle karşı çıkarken Savunma Bakanı Yoav Gallant planı onayladı. Macid Ferej ise ABD müdahalesinden sonra planı kabul etti. Gallant daha önce yardım dağıtımından sorumlu olması gereken tarafın İsveç değil, El Fetih olması gerektiğini, bunun sorumlusunun Muhammed Dahlan ya da Macid Ferec olmasında bir sakınca olmadığını söylemişti. Gallant, savaş bittikten sonra Gazze Şeridi'nin yönetimini geçici olarak devralmaya hazır olunmasını önerdi.

Güvenlik güçleri olayının ayrıntıları

Ancak planın ilk maddesinde bahsedilen gücün aynısı olan güvenlik gücünün üyelerinin Hamas'ın elinde tuttuğu İçişleri Bakanlığı tarafından tutuklanması nereden bakılırsa bakılsın tehlikeli bir güvenlik ve istihbarat olayıydı.

Olayın detaylarına gelince Filistin Yönetimi Genel İstihbarat Teşkilatı’na bağlı silahlı gücün Gazze'nin kuzeyine gidecek olan gıda yardım konvoyunun güvenliğinin sağlanmasında yer alarak bölgeye ilk kez 30 Mart'ta giriş yaptı. Ertesi gün yine giriş yapacakken birden bire Hamas üyeleri tarafından üzerlerine ateş açıldı. Olayda bahsi geçen gücün iki üyesi öldü, 10 üyesi tutuklandı.

Karşılıklı suçlamalar

Gazze İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İyad el-Bazm, tutuklanan kişilerle İçişleri Bakanlığı’na bağlı güvenlik güçlerinin ilgilendiğini ve ‘bu kişilerin hizmet ettiği bölge sakinleri arasında kafa karışıklığı ve kaos ortamı yaratma planının boşa çıkarıldığını’ söyledi. Bazm, yaptığı açıklamada, ‘yalnızca İsrail'e hizmet eden bir alanda görev almaya cesaret eden herkese kelepçe vurulacağını da’ sözlerine ekledi.

Fetih Hareketi Devrim Konseyi Üyesi Abdullah Abdullah, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Gazze’deki Hamas hükümeti halkımızın acıları ve kanı üzerinden ticaret yapıyor. Dar partizan projelere göre hareket ediyor. Olayı derinlemesine ve ulusal bir şekilde ele almıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Hamas’ın İçişleri Bakanlığı’nın bu tutumu özellikle birkaç bağlamda öne çıkıyor. Öncelikle bu olay, Başbakan Muhammed Mustafa liderliğinde kurulan ve misyonu Gazze Şeridi’ni ve Batı Şeria'yı tek bir coğrafi yapı olarak yönetmek olan teknokrat hükümetinin görevine başlamasının hemen öncesinde meydana geldi.

Siyaset uzmanı Ali Ebu Rızk, bahsi geçen gücün kurulmasındaki bir diğer amacın, Gazze Şeridi'ndeki güvenlik ortamını ve Hamas'ın kontrolünün devam edip etmeyeceğinin test edilmesi olduğunu değerlendirdi. Ebu Rızk’a göre anlaşılması gereken bir başka yön daha var. O da Hamas Hareketi’nin Filistin Yönetimi'ne bağlı güvenlik güçleriyle olan ilişkilerinde halen ayrılıkçı bir tutum sergilemekte ısrarcı davranması.



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian