Filistin BM'ye nasıl tam üye olabilir?

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (AFP)
TT

Filistin BM'ye nasıl tam üye olabilir?

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (AFP)

Filistin Yönetimi dün (salı) Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nden BM'ye tam üye olmak için 2011 yılında yaptığı başvuruyu yeniden değerlendirmesini resmen talep etti.

Filistin'in BM Daimî Temsilcisi Riyad Mansur pazartesi günü Reuters'e yaptığı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi’nin 18 Nisan'da Ortadoğu ile ilgili bakanlar toplantısında bir karar vermesinin hedeflendiğini, ancak oylama için henüz bir tarih belirlenmediğini söyledi.

İşte BM üyeliğine ilişkin ayrıntılar:

Filistin’in BM'deki mevcut statüsü nedir?

Filistin, Vatikan ile aynı statüye sahip olan gözlemci statüsüyle BM'ye üye olmayan bir devlettir.

Kasım 2012'de 193 ülkeden oluşan BM Genel Kurulu, Filistin'in uluslararası örgütteki gözlemci statüsünü ‘üye olmayan devlete’ yükselterek egemen Filistin devletinin fiilen tanınmasını onayladı. Oylamada 138 lehte, 9 aleyhte ve 41 çekimser oy kullanıldı.

BM yeni üye devletleri nasıl kabul ediyor?

BM'ye katılmak isteyen ülkeler genellikle Genel Sekreter'e başvuruda bulunur. Genel Sekreter de başvuruyu değerlendirilmek ve oylanmak üzere 15 üyeli Güvenlik Konseyi'ne gönderir.

Mansur dün (salı) Genel Sekreter Antonio Guterres'e bir mektup göndererek Filistin'in 2011 yılında yaptığı tam üyelik başvurusunun Güvenlik Konseyi tarafından yeniden değerlendirilmesini talep etti. BM Sözcüsü Stephane Dujarric, Guterres'in mektubu Güvenlik Konseyi'ne ilettiğini söyledi.

sacvwe
New York'taki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısı (AP)

BM Güvenlik Konseyi'ne bağlı bir komite önce başvuruyu değerlendirerek Filistin’in BM üyeliği için gerekli şartları karşılayıp karşılamadığına bakacak. Başvuru daha sonra ertelenebilir ya da Güvenlik Konseyi'nde resmi bir oylamaya sunulabilir. Onay için en az dokuz lehte oy ve ABD, Rusya, Çin, Fransa ya da İngiltere'nin veto etmemesi gerekiyor.

BM Güvenlik Konseyi üyelik başvurusunu onaylarsa, başvuru onay için BM Genel Kurulu'na gider. Üyelik başvurusunun Genel Kurul tarafından onaylanması için üçte iki çoğunluk gerekir. Bir ülke BM'ye ancak Güvenlik Konseyi ve Genel Kurul'un onayı ile katılabilir.

Filistin'in 2011'deki başvurusuna ne oldu?

Bir BM Güvenlik Konseyi komitesi Filistin'in başvurusunu BM üyeliği için gerekli şartları karşılayıp karşılamadığını görmek için birkaç hafta boyunca değerlendirdi. Ancak komite oybirliğine varamadı ve Güvenlik Konseyi Filistin'in üyeliğine ilişkin bir kararı resmi olarak oylamadı.

Diplomatlar Filistinlilerin kararın kabul edilmesi için gereken en az dokuz oya sahip olmadığını söyledi. Yeterli desteği alsalar bile ABD kararı veto edeceğini açıkladı.



Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
TT

Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani'nin açıklamaları, yardımcısı Muhsin el-Mendelavi ile yaşadığı tartışmanın ardından siyasi krize yol açarak dün yapılması planlanan oturumun ertelenmesine neden oldu.

El-Meşhedani, ‘Irak'ın kimliği’ olarak tanımladığı şeyin anayasa metninde belirtildiği gibi ‘Arap Birliği'nin kurucu üyesi’ olmakla ilişkilendirilmesini kınamış ve açıklamasında ‘bu kimliğin binlerce yıl öncesine dayandığını’ belirtmişti.

Söz konusu kimliğin bu bağlantıyla nitelendirilmesine ilişkin bir soruya cevaben el-Meşhedani, bu bağlantıyı tamamen uygunsuz bularak ‘saçma’ kelimesini kullandı ve siyasi bir krize yol açtı.

Oturumun ertelenmesine, yapılmaması konusunda ısrar etmesine ve açıklamalarını geri çekmemesine rağmen el-Meşhedani bugün X platformunda “Gerçek bir sınav anında Sünni bloklar başkan etrafında kenetleniyor” diye yazdı ve meclis başkanına destek vermek için parlamento merkezinde toplanan Sünni milletvekillerine atıfta bulundu.

Irak'ın siyasi geleneğine göre meclis başkanlığı Sünni güçlerin elindeyken, Kürtler cumhurbaşkanlığı, Şiiler ise başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu, yardımcısıyla patlak veren krizi kontrol altına almak amacıyla Sünni kampı dışından el-Meşhedani'ye desteğini açıklayan ilk siyasi bloklardan biri oldu.

İnşa ve Kalkınma Bloğu Sözcüsü Firas el-Meslemavi yaptığı basın açıklamasında, “Cabbar el-Kenani, Muhammed es-Sayhud, Kazım et-Tuki ve Murtaza es-Saadi'nin de aralarında bulunduğu 5 milletvekilinden oluşan blok liderliği, oturumu etkileyen sözlü tartışmalarla ilgili olarak parlamento içinde yaşananların koşullarını belirlemek üzere Temsilciler Meclisi Başkanlığı ile kapalı bir toplantı gerçekleştirdi” dedi.

El-Meslemavi, “Yaşananlar, meclis başkanlığının toplu olarak sorumlu olduğu bir emsal teşkil ediyor. Çünkü en yüksek yasama otoritesi olan yasama kurumunun başkanlığını ve üyelerini düzenleyen usul kuralları ve Temsilciler Meclisi yasası vardır. Bu nedenle bir blok olarak çözümlerle birlikteyiz ve oturumları düzenlemek ve önemli yasaları geçirmek için uygun yolları destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sudani liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu’nun el-Meşhedani ve yardımcılarıyla görüşmesi, parlamentodaki Sünni blokların el-Meşhedani'yi destekleyici bir tutum sergilemek üzere bir araya gelmesinin ardından gerçekleşti.

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)

Yanlış anlama

Sünni bir siyasetçiye göre, ‘el-Meşhedani'nin açıklamaları herhangi bir belirsizlik içermiyor, ancak Şii güçlerin yardımcısını bu yöne iten kasıtlı bir iradesi olduğu anlaşılıyor’.

Adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan Sünni siyasetçi, “El-Meşhedani ile pek çok konuda aynı fikirde olmasam da, Irak'ın kimliği ve anayasal olarak Arap Birliği üyeliğiyle ilişkilendirilmesi konusunda söyledikleri doğru. Hatalı olan Irak anayasasını hazırlayan taraftır” dedi.

Söz konusu tartışma, Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin el-Meşhedani'yi telefonla arayarak “Irak'a hakaret ettin” demesiyle başladı.

Telefon görüşmesiyle yetinmeyen el-Mendelavi tartışmayı sürdürmek üzere el-Meşhedani'nin ofisine gitti ve ‘Irak'ın kimliği’ hakkındaki açıklamalarına itiraz etti. El-Meşhedani ise “Irak, Arap Birliği kurumundan daha büyüktür, 7 bin yıllıktır ve kimliğini onlarca yıllık bir kurumdan alması makul değildir” şeklinde yanıt verdi.

El-Meşhedani'nin Arap Birliği'ne ilişkin açıklamaları, meclis başkanlığı ile ilişkilerde bardağı taşıran son damla gibi görünse de el-Meşhedani televizyonda yaptığı açıklamalarda, Irak'ta önümüzdeki ay gösteriler düzenleneceğini ve bir güvenlik sorunu yaşanması halinde ‘acil durum hükümetine’ gidilebileceğini söylemek gibi başka önemli konuları da gündeme getirdi. ABD'nin Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile ilgili olarak tüm siyasi liderlere mesaj gönderdiğini de doğrulayan el-Meşhedani, ABD'nin yaklaşımının Halk Seferberlik Güçleri’ni yapılandırmak değil, güvenlik güçlerine entegre etmek olduğunu belirtti.

‘Boşluğu doldurmak’

Araştırmacı Yahya el-Kubeysi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Devlet içindeki Sünni temsiliyeti sadece bir boşluğu dolduruyor, çünkü bu boşluğu Şii siyasi aktörler yönlendiriyor.”

El-Kubeysi'ye göre bu durum, Federal Yüksek Mahkeme'nin Irak Temsilciler Meclisi eski Başkanı Muhammed el-Halbusi'yi görevinden alma ve parlamentodan ihraç etme kararına kadar uzanıyor.

El-Kubeysi, “Bu karar anayasal ya da yasal bir argümana dayanmıyordu; daha ziyade siyasi bir karardı. Federal Yüksek Mahkeme de bu kararı almak için bir araçtı” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Seyf es-Saadi'ye göre ‘Temsilciler Meclisi'nin krizi 61. madde ve fıkralarında öngörülen yasama sürecinden sapması ve siyasi bloklar ile liderlerinin meclisin genel gidişatını kontrol etmesidir. Tüm sorumluluk meclis başkanlığına atfedilemez; aksine Temsilciler Meclisi Başkanı’nın sorumluluğu milletvekillerinin sorumluluğunu tamamlayıcı niteliktedir. Milletvekillerinin çoğu kendi bloklarının direktiflerini takip etmekte ve başkanlarının kararlarına uymamakta, bu da parlamento içinde tıkanıklığa yol açmaktadır.’

Es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘beşinci parlamento döneminin sona erdiğini ve halen yürütme makamının performansını denetleyecek anayasal bir dayanaktan yoksun olduğunu’ ifade etti.