Savaş sonrası Gazze’nin yönetimiyle ilgili ortaya atılan en son plan: Barışı koruma güçleri

Barışı koruma güçlerinin ABD donanması tarafından Gazze’ye inşası devam eden iskelenin güvenliğini sağlamak, kanunları uygulamak ve yenilenen Filistin Yönetimi'nin Gazze’ye girişini kolaylaştırmak olmak üzere üç görevi var

İsrail ordusunun Gazze sınırı yakınlarında konuşlu askeri araçları (Reuters)
İsrail ordusunun Gazze sınırı yakınlarında konuşlu askeri araçları (Reuters)
TT

Savaş sonrası Gazze’nin yönetimiyle ilgili ortaya atılan en son plan: Barışı koruma güçleri

İsrail ordusunun Gazze sınırı yakınlarında konuşlu askeri araçları (Reuters)
İsrail ordusunun Gazze sınırı yakınlarında konuşlu askeri araçları (Reuters)

İzzettin Ebu Ayşe

Gazze’de barışı koruma güçleri konuşlandırmayı kabul eden ABD, İsrail’in önerdiği planın uygulanabilir olduğunu düşünüyor.

Gazze’deki savaşın bir sonraki gününün yolunu açacak bir adım. İsrail, Gazze Şeridi'ne barış gücü konuşlandırma planını ABD ile görüştü ve bu öneri, Gazze'nin gelecekteki yönetimine ilişkin önerilen son fikir oldu.

ABD, Gazze’ye barışı koruma gücü konuşlandırma planını kabul etti

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, geçtiğimiz hafta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun onayıyla ABD'ye gittiğinde ABD’li mevkidaşı Lloyd Austin'e Gazze’ye barışı koruma gücü konuşlandırılması önerisini sundu. Böylece bu girişimin başlatıcısı İsrail oldu.

Gazze’ye barışı koruma gücü konuşlandırmayı kabul eden ABD, İsrail planının uygulanabilir olduğunu düşünüyor. Washington konuyla ilgili temaslara başlarken elde edilen bilgilere göre bu konuda ilerleme de kaydedildi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ortadoğu'ya gerçekleştirdiği son ziyaret turu sırasında Mısır'ın başkenti Kahire'de altı Arap ülkesinin dışişleri bakanlarıyla bir araya geldiği toplantıda çantasında getirdiği planı sunmuştu.

Barışı koruma gücü unsurları

Plana göre Gazze’de görev yapacak barışı koruma gücü, Filistinliler ile İsrail arasındaki ateşkes anlaşmalarının uygulanmasına yardımcı olmak amacıyla 1949 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Ateşkes Denetleme Örgütü'ne (UNTSO) bağlı olmayacak. UNTSO aynı zamanda NATO bünyesinde de yer almıyor.

İsrail, planında barışı koruma gücünün ya Filistinli güvenlik birimlerinden ya da henüz ismi belirlenmemiş üç farklı Arap ülkesinin güçlerinden oluşturulmasını önerdi.

Eğer barışı koruma gücü unsurları Filistinli güvenlik birimlerinden oluşturulursa üyeleri, Gazze Şeridi'ndeki Filistin Yönetimi'ne bağlı 20 bin askeri personel arasından seçilecekler. Ardından eğitilecek ve güvenliği sağlamak üzere Gazze’ye konuşlandırılacaklar.

Eğer söz konusu üç Arap ülkesinden geleceklerse ABD, amacı kanunları ve düzeni korumak olan bu barış gücünü eğitecek, finanse edecek ve yönetecek. Bu barış gücünün unsurları, Hamas'la hiçbir bağlantısı olmayan Gazzelilerle çalışacak.

Barışı koruma güçlerinin görevleri

Plana göre barışı koruma güçlerinin başlıca üç görevi olacak. Bu görevlerden ilki, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşı devam ederken başlayacak. Bu görev kapsamında yardım konvoylarının güvenliğini sağlayacak ve İsrail ordusunun ve Hamas'ın ya da GAzzeli ailelerden silahlı kişilerin yerine Gazze halkına gıda ve ilaç dağıtımını üstlenecek.

dvd
ABD, Gazze'ye barışı koruma gücü konuşlandırılmasını ve Gazze’ye inşa ettiği iskelenin bu barış gücü tarafından korumasını öngören planı kabul etti (AFP)

Özellikle ABD’nin Gazze kıyısına inşa ettiği ve yakında açılması beklenen iskelenin yağmalama olaylarına karşı koruyacak güvenlik güçlerine sahip olması gerekiyor. Açılış yaklaştığından bu güçlerin bir an önce göreve başlamaları gerekiyor. Burada polis olmadığından barış gücü gibi herhangi bir gücün konuşlandırılması bir zaruriyete dönüşmüş durumda.

Barışı koruma gücünün ikinci görevi ise kanunları korunmanın ve savaş sona erdikten sonra herhangi bir güvenlik boşluğu oluşmasını ya da kaos yaşanmasını engellemenin yanı sıra Filistin Yönetimi’nin Gazze’deki Hamas yönetimine alternatif olarak bir hükümet sistemi kurmasını sağlamak.

Barışı koruma güçlerinin üçüncü görevi de Filistin Yönetimi'nin yenilenmiş ve donanımlı hale gelmiş olarak Gazze Şeridi'ne girişini kolaylaştırmak, yeniden inşa sürecine yardımcı olmak ve güvenliğin sağlanması konusunda yardımcı olmanın yanında ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby aracılığıyla güvenlik dosyası hakkında tavsiyelerde bulunmak.

İsrail'in Gazze bataklığından kurtarılması

İsrail'in önerisinin uygulanması için çalışmalar başlarken barışı koruma gücünün geçici olarak konuşlandırılacağı anlaşılıyor. Ancak barışı koruma gücünün Gazze’de olduğu süre boyunca İsrail, Gazze Şeridi'nde yaşayanların güvenliklerini ve sivil işlerini yönetmek için değil, yalnızca Filistinli grupların bir kısmını ortadan kaldırmak amacıyla Gazze üzerinde tam askeri kontrolünü sürdürecek.

İsrail Savunma Bakanı Gallant, Netanyahu'yu Gazze'ye barışı koruma gücü konuşlandırılması konusunda ilerleme kaydettiğine dair bilgilendirdiğini söyledi. Gallant’a göre böyle bir adım, Gazze’de Hamas dışında bir yönetim sisteminin kurulmasının önün açarken İsrail'in ABD ile Gazze'deki insani duruma ilişkin büyüyen sorununu da çözecek.

En iyi çözüm

Öte yandan siyasi gözlemciler, Gazze Şeridi'ne barışı koruma güçlerinin konuşlandırılması planının uygulanabilir bir fikir olduğunu değerlendirdiler. Siyasi analist Rıfat ed-Diravi, yaptığı değerlendirmede, “Bu plan, İsrail hükümetinin Gazze'yi yeniden işgal etme düşüncesini bir kenara bırakması, bölgede güvenliğin sağlanması ve kaos yaşanmaması için bir cankurtaran simidi görevi görecek” ifadelerini kullandı.

Diravi, bu planın, Netanyahu'nun Gazze Şeridi'nin kontrol edilmesini, tampon bölgeler oluşturulmasını ve İsrail ordusunun bölgedeki varlığının güçlendirilmesini öngören planını boşa çıkaracağı yorumunda bulundu.

Gazze'deki savaşı sona erdirmeye yönelik öneride bulunan Arap ülkelerinin, savaştan siyasi sürece nasıl geçileceğinin belirlenmesi ve savaş sonrası uygun önlemlerin alınması açısından yapılması gerekenler konusundaki genel çizgiler üzerinde hemfikir olduklarını düşünen Diravi, İsrail'in Gazze’de barışı koruma güçlerinin konuşlandırılmasını öngören planının da bu çizgide olduğunu söyledi.

Filistinli taraflar plana karşı

Ancak Filistinliler, Gazze Şeridi'ne barışı koruma güçlerinin konuşlandırılması önerisini kabul etmediler.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Filistin Devleti, Batı Şeria'da olduğu gibi Gazze'de de üzerine düşen görevleri üstlenmeli.  Gazze Şeridi'ndeki insani acıların son bulması, İsrail savaşının durdurulması, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi ve Filistin Devleti’nin buradaki görevlerini üstlenmesi için uluslararası toplumun duruma müdahale etmesi gerekiyor.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Hamas Siyasi Büro Üyesi Muhammed Nazzal ise şu açıklamada bulundu:

Gazze Şeridi’nin yönetimi için dayatılan hiçbir siyasi projeyi kabul etmeyeceğiz. Filistin’in içini her yönüyle siyasi ve ulusal ortaklık temelinde düzenleyebiliriz. Gazze'nin geleceğiyle ilgili örülen, hazırlanan, Hamas Hareketi’ni siyaset sahnesinden uzaklaştırmayı amaçlayan komploların hiçbiri başarıya ulaşamayacak.

Nazzal, sözlerini şöyle sürdürdü:

Gazze’ye barışı koruma gücü konuşlandırılması kabul edilemez. Böyle bir güç, ‘işgalci güç’ olarak değerlendirilecektir. Gazze Şeridi'ne giren hiçbir güç kabul görmeyecek, bu bir işgal gücüdür. Böyle bir gücün Gazze’ye konuşlandırılması halinde ona bu tanımlama çerçevesinde muamele ederiz.



Sinvar'ın yakın dostu ve Gazze'de onun yerine aday olan Tevfik Ebu Naim hakkında neler biliyoruz?

İsmail Heniyye ve Tevfik Ebu Naim (Arşiv – AFP)
İsmail Heniyye ve Tevfik Ebu Naim (Arşiv – AFP)
TT

Sinvar'ın yakın dostu ve Gazze'de onun yerine aday olan Tevfik Ebu Naim hakkında neler biliyoruz?

İsmail Heniyye ve Tevfik Ebu Naim (Arşiv – AFP)
İsmail Heniyye ve Tevfik Ebu Naim (Arşiv – AFP)

Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona ermesinden sonra Hamas'ın geleceği hakkında konuşmalar sürerken, İbranice yayın yapan Israel Hayom gazetesi, Tevfik Ebu Naim'in önümüzdeki dönemde hareketin Gazze Şeridi'ndeki ayağını yönetmede önemli bir rol üstlenmesinin beklendiğini yazdı. Gazete, Naim'i ‘siyasi deneyime sahip güçlü bir adam, Yahya Sinvar'ın en yakın arkadaşlarından biri ve Hamas'ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin'in müridi’ olarak tanımladı.

Gazete, İbrahim Hamid, Hasan Selame, Abdullah Bergusi ve Abbas es-Seyyid adlı dört üst düzey Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasının sağlanamaması nedeniyle Hamas liderlerinin önemli bir fırsatı kaçırdıklarını düşündüklerini yazdı. Bu dört kişi, görünüşte Sinvar'ın yerini kolaylıkla alabilecek nitelikteydiler, ancak bunu yapabilecek nitelikteki tek kişi onlar değildi.

Tevfik Ebu Naim kimdir?

63 yaşındaki Tevfik Ebu Naim, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’ndan geliyor. Ailesi Gazze Şeridi'ne göç etmeden önce Beerşeba (Birüssebi) şehrinde ikamet ediyormuş.

Şarku’l Avsat’ın Israel Hayom gazetesinden aktardığına göre Ebu Naim, Gazze şehrindeki İslam Üniversitesi'nde okudu; burada İslam hukuku alanında yüksek lisans derecesi ve daha sonra da doktora derecesi aldı.

2015 yılında, Tümgeneral Selahaddin Ebu Şerh'in yerine Gazze İç Güvenlik Güçleri Genel Müdürü olarak atandı ve bu görev, Hamas'ın güvenlik yönetim yapısı içindeki varlığını güçlendirdi.

Serbest bırakılan mahkûm

Ebu Naim, 2011 yılında, İsrailli asker Gilad Şalit karşılığında binden fazla Filistinli mahkûmun serbest bırakıldığı Vefa el-Ahrar anlaşması kapsamında serbest bırakıldı. O zamandan beri Hamas'ın güvenlik ve idari yapısında üst düzey görevlerde bulunarak hızla karar alma pozisyonuna yükseldi.

Yahya Sinvar ile ilişkisi

Gazeteye göre Ebu Naim, hareketin merhum lideri Yahya Sinvar ile 1980'lerin başında Müslüman Kardeşler'in yerel hücresine katıldıkları ve Şeyh Ahmed Yasin'den ders aldıkları dönemden beri yakın bir ilişki içinde. İkili daha sonra, İsrail ile iş birliği yapanları takip etmekten sorumlu el-Mecd biriminin kurulmasına katıldı. Bu birim daha sonra hareketin güvenlik aygıtının çekirdeğini oluşturdu.

İsrail, Yahya Sinvar'ı 7 Ekim Aksa Tufanı saldırılarının mimarı olarak görüyor (AFP) İsrail, Yahya Sinvar'ı 7 Ekim Aksa Tufanı saldırılarının mimarı olarak görüyor (AFP)

Gazete, 1998 yılında Ebu Naim'in el-Mecd içindeki güvenlik faaliyetleri nedeniyle ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığını yazdı. Hapishanelerde önemli rol oynayan Ebu Naim, İbraniceyi akıcı bir şekilde öğrendi ve Sinvar ile birlikte hapishaneden kaçmaya teşebbüs etti.

Israel Hayom, bu deneyimin, hareketin tutuklu en önde gelen liderlerinden biri olarak konumunu güçlendirdiğini belirtti.

Hassas güvenlik görevleri

Ebu Naim Gazze Şeridi'ne döndükten sonra, Gazze'de içişleri bakan yardımcısı olarak atanmadan önce, tutuklular ve şehit aileleriyle ilgili güvenlik ve idari görevlerde bulundu.

Gazeteye göre, görevleri arasında polis gücünü güçlendirmek, istihbarat ihlallerini önlemek, siyasi protestoları bastırmak ve DEAŞ'ın etkisindeki grupları kontrol altına almak vardı.

Ebu Naim, 7 Ekim saldırısından önce bu saldırıyı ima etmişti

İbranice yayınlanan gazete, Ebu Naim'in 7 Ekim'den birkaç gün önce hareketin büyük çaplı bir saldırı düzenleme niyetine dolaylı olarak işaret ettiğini ve bu durumun Hamas liderliği içindeki stratejik planlamaya ne ölçüde dahil olduğu konusunda spekülasyonlara yol açtığını belirtti.

Gazete, bir dizi önde gelen liderin suikastıyla Ebu Naim'in Gazze'nin bir sonraki lideri olmak için ideal konumda olduğunu ve şu anda sahada ilk sınavını verdiğini yazdı.

Suikast girişiminden kurtuldu ve ortadan kayboldu

Ebu Naim Ekim 2017'de, ez-Zehra şehrinde Cuma namazından çıkarken arabasının yakınında patlayan bir bombadan kurtuldu ve hafif yaralandı.

7 Ekim 2023'te savaşın patlak vermesinden bu yana, Hamas'taki diğer birçok saha komutanı gibi medya spotlarından uzak durdu ve Israel Hayom’a göre hiçbir röportajda veya kamuoyuna dönük açıklamada görünmedi.

Liderlik krizi ve eski yüzlerin geri dönüşü

Gazete, üst düzey liderlere yönelik suikastlar ve önde gelen siyasi liderlerin yokluğunun, hareketin liderlik hiyerarşisinde önemli bir boşluğa yol açtığını belirtti. Mahmud ez-Zahar gibi sadece birkaç isim kaldığı için Ebu Naim gibi deneyimli kadroların göreve çağrılması acil bir ihtiyaç haline geldi.

Gazeteye göre Ebu Naim, özellikle Gazze Şeridi’nin işlerini yönetmek için teknokratların oluşturduğu bir komite kurulursa, önde gelen askeri liderlerin katılımıyla bir sonraki aşamayı perde arkasından yönetebilir.


FKÖ Yürütme Komitesi Üyesi: Gazze anlaşması tehdit altında... Kahire'de guruplar arasında yapılacak toplantıyı bekliyoruz

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat yakınlarındaki Netzarim Koridoru’ndan geçen yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat yakınlarındaki Netzarim Koridoru’ndan geçen yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
TT

FKÖ Yürütme Komitesi Üyesi: Gazze anlaşması tehdit altında... Kahire'de guruplar arasında yapılacak toplantıyı bekliyoruz

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat yakınlarındaki Netzarim Koridoru’ndan geçen yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat yakınlarındaki Netzarim Koridoru’ndan geçen yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi Üyesi Vasıl Ebu Yusuf, ulusal uzlaşmanın önündeki engelleri aşmak ve Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasını sürdürmek amacıyla Kahire'de guruplar arasında yapılacak olan toplantıyı beklentilerini dile getirdi. Ebu Yusuf, Gazze anlaşmasının her an çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulundu.

Ebu Yusuf, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, “Önümüzdeki dönemde Kahire'de Filistinliler arasında bir diyalog gerçekleştirilmesi planlanıyor ve bunun çok yakında gerçekleşmesini bekliyoruz. Anlaşmanın çökmesine yol açabilecek endişeler arasında, bu diyalogun başarıya ulaşmasını umut ediyoruz” ifadelerini kullandı. ‘Filistinlilerin Mısır'ın rolüne güvendiğini’ ifade eden Ebu Yusuf, ‘15 bağımsız, yetkin ve teknokratik kişiden oluşan bir komite kurulması konusunda anlaşmaya varıldığını ve komitenin, fraksiyonların toplantısında bir dizi konuda anlaşmaya varıldıktan sonra açıklanacağını’ belirtti.

“Komiteyle ilgili anlaşma, komitenin Filistin Yönetimi’nin denetimi altında olacağı ve komite üzerinde herhangi bir yabancı vesayetin reddedileceği yönündedir” diyen Ebu Yusuf, ‘Gazze Şeridi'ndeki güvenlik sorumluluğunun FKÖ'nün sorumluluğu altındaki meşru güvenlik güçleri tarafından üstlenilmesi gerektiğini’ vurguladı.

Ebu Yusuf sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze Şeridi'nde güvenliği devralmakla yükümlü olan Filistin hükümetidir ve bence bu mesele, hükümetin Gazze Şeridi'nin sorumluluğunu üstlenmesi yönünde yapılacak düzenlemelerle yakın aşamalarda gerçekleşecektir. Bu kapsamda, Refah Sınır Kapısı’nın durumu ve 2005 yılında yapılan Filistin-Avrupa anlaşmasının yeniden hayata geçirilmesi gündeme gelebilir. Ayrıca, Filistin halkının toparlanması, direncinin güçlendirilmesi, insani yardımların bölgeye ulaştırılması ve yeniden inşa süreci de bu çerçevede ele alınmalıdır.”

Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan evler (AFP)Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan evler (AFP)

Bu arada bilgi sahibi bir Filistinli kaynak Şarku'l Avsat'a şunları söyledi: “Kahire'de Hamas, İslami Cihat Hareketi, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) ve Muhammed Dahlan liderliğindeki Reform Akımı dahil olmak üzere bir dizi Filistinli grup bulunuyor. Kahire, birkaç gün içinde grupların genişletilmiş bir toplantısını talep edecek. Hazırlıklar ve düzenlemeler şu anda devam ediyor.”

Mısır Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan perşembe günü Facebook sayfasında yaptığı paylaşımda, “Mısır hükümetinin koordinasyonunda Kahire'de Filistin-Filistin diyalog oturumları yeniden başlayacak” dedi. Raşvan, Hamas ve Filistinli gruplara FKÖ'ye katılma ve bu oturumları ön duyuru yapmak için değerlendirme ve ayrıntılara daha sonra girme çağrısında bulundu.

10 Ekim'de Hamas, İslami Cihat Hareketi ve FHKC tarafından yayınlanan ortak açıklamada, ‘üç hareketin Mısır ile iş birliği içinde Filistin'in tutumunu birleştirmek ve Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin ardından bir sonraki adıma geçmek için kapsamlı bir ulusal toplantı düzenlemek üzere çalıştığı’ doğrulandı.

Bu toplantı, ABD Başkanı Donald Trump'ın planına dayanan Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının başlaması ışığında gerçekleştiriliyor. Planın ilk aşamasında rehinelerin ve cesetlerin teslim edilmesi ve Filistinli mahkûmların serbest bırakılması; ikinci aşamasında ise Hamas'ın silahsızlandırılması ve Gazze Şeridi yönetiminin kurulması yer alıyor.

Nuseyrat'tan Gazze şehrine giden Netzarim Koridoru'nda yürüyen Filistinliler (AFP)Nuseyrat'tan Gazze şehrine giden Netzarim Koridoru'nda yürüyen Filistinliler (AFP)

Gazze anlaşmasının sürdürülebilirliğiyle ilgili olarak ise Ebu Yusuf şunları vurguladı: “İşgalcilerin savaşı yeniden başlatma niyetinde olduğunu biliyoruz; özellikle yeniden yıkım yapma ve kontrol dayatma olasılığına işaret eden göstergeler var. Önümüzdeki aşamalarda engeller olduğunu biliyoruz; bu anlaşmaya yönelik her türlü tehdidi ortadan kaldırmak için uluslararası arenada ve fraksiyonlar toplantısında söz konusu engelleri aşmak istiyoruz.”

Filistin medyası bugün İsrail ordusunun Gazze şehrinin doğusunda ‘yoğun’ ateş açtığını bildirdi. Tıbbi kaynaklar ve görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre, dün akşam Gazze şehrinin doğusunda sivil bir aracı hedef alan İsrail saldırısında, yedisi çocuk olmak üzere aynı aileden 11 Filistinli hayatını kaybetti. Bu, ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana meydana gelen en ölümcül olay.

İsrail, Hamas'ın elinde bulunan tüm İsrailli cesetlerin iadesinde ısrar ederken, Hamas ise bunun zor olduğunu ve enkaz arasında cesetleri aramak için özel ekipman gerektiğini savunuyor. Rehineler ve Kayıp Aileleri Forumu perşembe günü, İsrail hükümetine, Hamas'ın kalan rehinelerin cesetlerini teslim etmemesi halinde, Hamas ile yapılan anlaşmanın sonraki aşamalarının uygulanmasını ertelemesi çağrısında bulundu.


Ateşkesin ardından en ölümcül saldırı... İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardımanında aynı aileden 11 Filistinli hayatını kaybetti

11 Ekim'de Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'den çekilen bir fotoğrafta, yıkıma uğrayan bölgenin üzerinde yükselen duman görülüyor. (Arşiv – AFP)
11 Ekim'de Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'den çekilen bir fotoğrafta, yıkıma uğrayan bölgenin üzerinde yükselen duman görülüyor. (Arşiv – AFP)
TT

Ateşkesin ardından en ölümcül saldırı... İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardımanında aynı aileden 11 Filistinli hayatını kaybetti

11 Ekim'de Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'den çekilen bir fotoğrafta, yıkıma uğrayan bölgenin üzerinde yükselen duman görülüyor. (Arşiv – AFP)
11 Ekim'de Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'den çekilen bir fotoğrafta, yıkıma uğrayan bölgenin üzerinde yükselen duman görülüyor. (Arşiv – AFP)

Filistin medyası bugün İsrail ordusunun Gazze şehrinin doğusunda ‘yoğun’ ateş açtığını bildirdi.

Tıbbi kaynaklar ve görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre, dün akşam Gazze şehrinin doğusunda sivil bir aracı hedef alan İsrail saldırısında, yedisi çocuk olmak üzere aynı aileden 11 Filistinli hayatını kaybetti. Bu, ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana meydana gelen en ölümcül olay.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal yaptığı açıklamada, bombalamanın şehrin doğusunda bulunan ez-Zeytun mahallesindeki evlerine dönen Ebu Şaban ailesinin üyelerinin bulunduğu bir aracı hedef aldığını ve araçtaki herkesin hayatını kaybettiğini söyledi.

Basal, hayatını kaybedenler arasında yedi çocuk, üç kadın ve bir erkeğin bulunduğunu belirterek, hedef alınan bölgedeki tehlikeli koşullar nedeniyle kurtarma ekiplerinin cesetleri çıkarmakta zorluk çektiğini kaydetti.

 Gazze Şeridi'nin Han Yunus kentinde yıkılmış ev ve binaların yanındaki çadır kampından geçen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 18 Ekim 2025 (AP)Gazze Şeridi'nin Han Yunus kentinde yıkılmış ev ve binaların yanındaki çadır kampından geçen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 18 Ekim 2025 (AP)

Görgü tanıkları, aracın sivillerin yaklaşmasının yasak olduğu ‘sarı hat’ bölgesini geçtikten sonra İsrail topçu ateşi altında kaldığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, Mısır, Katar ve Türkiye'nin desteğiyle geçen hafta cuma günü yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasından bu yana en ölümcül saldırılardan biri olan olayla ilgili İsrail ordusundan henüz bir açıklama yapılmadı. Gazze İnsan Hakları Merkezi'nin perşembe günü yaptığı açıklamaya göre, ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail ordusu tarafından 36 ihlal kaydedildi. Öte yandan Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, aynı dönemde 23 Filistinlinin öldürüldüğünü ve 122 kişinin yaralandığını duyurdu.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus bölgesinde bir tünelden çıkan ve sahada konuşlanmış ordu güçlerine yaklaşarak ‘doğrudan tehdit’ oluşturan bir grup militanın İsrail savaş uçağı tarafından hedef alındığını söyledi.

Adraee yaptığı açıklamada, kuvvetlerin daha önce Refah bölgesinde bir tünelden çıkan ve ordu güçlerine ateş açan başka bir grubu tespit ettiğini bildirdi. Sözcü, İsrail ordusu kuvvetlerinin ‘ateşkes anlaşmasına uygun olarak bölgede konuşlandırıldığını ve herhangi bir acil tehdidi ortadan kaldırmak için kararlı bir şekilde hareket etmeye devam edeceğini’ doğruladı.

Bir haftadan fazla bir süre önce ABD Başkanı Donald Trump, Hamas ve İsrail'in barış planının ilk aşamasını imzaladığını ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek, İsrail'in bölgeden çekilmesini sağlamak, yardımların girmesine izin vermek ve esirlerin takasını sağlamak için bir anlaşmaya varıldığını duyurmuştu.

Hamas, İsrail ile hareket arasındaki ateşkes şartları uyarınca, Gazze Şeridi'nde tuttuğu son hayatta kalan İsrailli rehineleri, yaklaşık 2 bin Filistinli mahkûm karşılığında serbest bıraktı. 13 Ekim'deki ilk serbest bırakma dalgasının ardından, Hamas, elinde tuttuğu bazı ölü rehinelerin cesetlerini teslim etti.