Berri: İsrail bizi savaşa sürüklüyor ve biz buna izin vermeyeceğiz

Şarku'l Avsat'a konuşan Berri, Nasrallah'ın Netanyahu'nun Lübnan'a yönelik tehditlerine yanıt verdiğini söyledi.

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (DPA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (DPA)
TT
20

Berri: İsrail bizi savaşa sürüklüyor ve biz buna izin vermeyeceğiz

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (DPA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (DPA)

İsrail'in Lübnan'a karşı zaman zaman güneyden Kuzey Bekaa bölgesini de içine alan eşi benzeri görülmemiş askeri gerilimi, Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri'nin Şarku’l Avsat'a söylediği gibi, “Lübnan’ı savaşın içine çekme” bağlamında geliyor. Şarku’l Avsat’a özel açıklamalarda bulunan Berri, “İsrail bizi savaşa sürüklüyor ve biz buna izin vermeyeceğiz. İtidalli davranmaya devam edeceğiz ve Litani'nin güneyindeki kasaba ve köylerin çoğunu ıssız yanmış topraklara dönüştürerek son iki günde zirveye ulaşan İsrail saldırganlığını absorbe etmek için çalışacağız. Yurt içinde ve yurt dışında herkes çok iyi biliyor ki, ne insanı ne de taşı toprağı esirgemeyen saldırganlıklarında ne kadar ileri giderlerse gitsinler onlara bahane sağlamayacağız” ifadelerini kullandı.

Berri, ‘İsrail'in, ister işgal altındaki Filistin sınırı boyunca isterse de güneyin derinliklerinde olsun, onlarca kasaba ve köyü sistematik bir şekilde yok ederek mümkün olanın ötesine geçen saldırılarının, savaşı genişletme kararı alması için Lübnan’ı kışkırtmayacağını’ vurguladı.

Uluslararası toplumun, Gazze Şeridi'nde devam eden savaşı Güney Lübnan'ı da kapsayacak şekilde genişletme tehdidinde bulunanın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu olduğunu çok iyi biliyor. Bu nedenle Beyrut ve Tel Aviv arasında gidip gelen elçilerin Netanyahu'ya savaşı genişletmemesi için baskı yaptığını belirten Berri, “Biz kendi payımıza, sivillere karşı işlediği ve işlemeye devam ettiği katliamlara rağmen ona bahane sunmayacağız” dedi.

Berri, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın Kudüs Günü münasebetiyle yaptığı konuşmada “Lübnan'daki direnişin savaştan korkmadığını ve her türlü savaşa hazır olduğunu, eğer isterlerse onlara (düşmana) ‘Merhaba ve hoş geldiniz’ diyeceğini” hatırlattı. Berri, Nasrallah’ın İsrail'in savaşı genişletme tehdidine yanıt verdiğini ve bunun bazılarının inanmak istediği gibi savaşı başlatacağı anlamına gelmediğini söyledi.

Berri, İsrail'e Gazze'ye yönelik saldırganlığını durdurması için baskı yapılması çağrısında bulundu. Zira ateşkes Güney Lübnan'ı da kapsayacak ve İsrail'in Temmuz 2006'daki savaşta saldırganlığına son veren ve yayınlanmasından bu yana uymadığı 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının uygulanmasına kapı açacaktır.

Berri, Hizbullah'ın desteğiyle Hochstein ile görüşüyor

Bu bağlamda Şii İkili’ye yakın bir kaynak Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, 1701 sayılı BM kararının uygulanması için gerekli siyasi atmosferi sağlama çabasında olan ABD'li arabulucu Amos Hochstein ile Berri’nin olumlu ve esnek bir şekilde görüştüklerini doğruladı. Ayrıca Berri'nin Lübnan ile İsrail arasındaki kara sınırını belirlemeye yönelik ilk belgeyi sunduğunu açıkladı.

Aynı kaynak, Berri'nin, müttefiki Hizbullah'ın koşulsuz desteği ve Başbakan Necib Mikati'nin eşliğinde ABD'li arabulucu ile müzakere ettiğini bildirdi. Hochstein, 1701 sayılı BM kararının uygulanması için kademeli bir çözüm çağrısında bulunurken, Berri geri dönüşünü İsrail'in kararı uygulayacak mekanizmayı onaylamasına bağladı ki bu şu ana kadar gerçekleşmedi.

Aynı kaynak bir soru üzerine 1701 sayılı BM kararının değiştirilemeyeceğini söyledi. Netanyahu'nun savaşı Güney Lübnan'ı da kapsayacak şekilde genişletmesini engellemeye yönelik uluslararası baskıların arkasında, Hamas'ın Gazze Şeridi çevresindeki İsrail yerleşimlerini işgal ederek yaptıklarını tekrarlamasını önlemek için Hizbullah'ın askeri yapısının vurulması gerektiği bahanesinin yatmakta olduğunu açıkladı.

Şii İkili’nin İsrail'e savaşı genişletmesini haklı çıkaracak bahaneler sunmakla ilgilenmediğini vurgulayan kaynak, Nasrallah'ın açıkladığı pozisyonda yeni olanın, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna yönelik saldırısına İran'ın yanıtının kaçınılmaz olarak geleceği iddiasında yattığını belirtti. Nasrallah'ın izleyicilerine ve destekçilerine öykünmek istediğini, muhaliflerine tansiyonu yükselten ve uçurumun derinleşmesine yol açan sözlerle saldırmak yerine, onlarla farklılık konumundan diyalog yolunu açan sakin bir şekilde hitap etmeye dikkat etmediğini söyledi.

Kaygının giderilmesi

Nasrallah'ın neden siyasi çevresine hitap etmeyi ve İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğunu hedef almasına cevabının geleceğini söyleyerek, İran adına konuşmayı seçtiği ve dinleyicilerine moral verecek ve endişelerini gidermek için onları harekete geçirecek bir şekilde hitap etmek zorunda olup olmadığı konusunda ise aynı kaynak; Nasrallah'ın, Tahran'ı istemediği ya da öngörmediği bir pozisyona bağlamak için değil, cevap vermekten başka seçeneği olmadığını vurgulayan ilk kişi olduğu için İran'ın cevabını çağrıştırmak zorunda kaldığını söyledi. Ayrıca İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ve Kudüs Gücü'nün birçok üst düzey komutanını hedef alan operasyonlar boyunca yaptığı gibi sessiz kalmayacağına dair güvence verdi.

Nasrallah bu kez dinleyicilerine Tahran'ın Şam'daki konsolosluğuna yapılan saldırıdan önce bugünkünden farklı olduğunu ve direniş ekseninin zorbalığa uğrama ve İsrail'e ve onun arkasındaki ABD'ye, DMO ve Kudüs Gücü'nün üst düzey komutanlarının peşine düşme konusunda elini serbest bırakma endişelerini gidermek için yanıt vermesi gerektiğini anlatmak istedi.

Nasrallah ayrıca, İsrail'in tehditlerine karşılık olarak Hizbullah’ın savaşa hazır olmasıyla, Netanyahu ve Savaş Kabinesi’nin dönüşümlü olarak başlattığı yıldırma kampanyalarına boyun eğmeyerek destekçilerinin ve halkın moralini yükseltmek istedi. Tel Aviv'in uyguladığı psikolojik savaş, Hizbullah bunu reddetse de kaynağa göre İsrail, en azından öngörülebilir gelecekte savaşı genişletme yoluna gitti ve bu, bu sayıda sınır kasabası ve köyünü neden sistematik olarak yok etmeye devam ettiğini açıklıyor.



Hamas kaynakları: Trump'ın yerinden edilme konusundaki söylemleri Washington'dan bize söylenenlerle uyuşmuyor

ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü Washington'daki Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü Washington'daki Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. (Reuters)
TT
20

Hamas kaynakları: Trump'ın yerinden edilme konusundaki söylemleri Washington'dan bize söylenenlerle uyuşmuyor

ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü Washington'daki Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü Washington'daki Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın pazartesi akşamı Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi sırasında yaptığı açıklamalar, Gazze Şeridi'nde ‘yakında’ yeni bir ateşkes anlaşmasına varılabileceğine dair umutları arttırdı, ancak aynı zamanda birçok soruyu da beraberinde getirdi.

Görüşme sırasında Trump savaşın ‘yakın gelecekte duracağını’ vurguladı. “Gazze'deki savaşın durmasını istiyorum” diyen Trump'ı bu ‘yakın zamanda durma’ iddiasına iten nedenler ve Hamas'ın yeni önerileri olup olmadığı soruları gündeme geldi.

Trump, başkanlığının ilk günlerinde Gazze Şeridi'nin nüfusundan arındırılmasını ve ABD tarafından devralınmasını önerdiği planını hatırlattı. Pazartesi günkü toplantıda Trump, “ABD gibi bir gücün orada olması, Gazze Şeridi'ni kontrol etmesi ve sahiplenmesi iyi bir şey olur” dedi.

Diğer yandan Hamas resmi bir açıklama yapmadı. Ancak hareketten kaynaklar Şarku’l Avsat'a bu tür açıklamaların ‘hareketin liderliğine ya da arabuluculara iletilenlerle hiçbir ilgisi olmadığını’ söyleyerek, ABD yönetiminin son dönemdeki tutum değişikliğini vurguladı.

Kaynaklar, yerinden edilmeden bahsetmenin perde arkasında olup bitenlerle tutarsız olduğunu, bu planın artık mevcut olmadığını ve konunun İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki durumu ve yurtdışında acil tedaviye ihtiyaç duyan yaralı ve hastaların durumunu istismar etme girişimlerinden başka bir şey olmadığını belirtti.

Kaynaklar ayrıca, Gazze Şeridi sakinlerinin yerlerinden edilmesini reddeden ‘gerçek bir Arap pozisyonu’ olduğunu ve bunun ABD'nin resmi pozisyonlarında pazartesi akşamı ya da daha önceki dönemlerde medyada yer alan konuşmalardan farklı bir geri adıma yol açtığını vurguladı.

‘Yeni Amerikan niyetleri’

Netanyahu ile görüşmesi sırasında Trump, İsrailli esirlerin iadesi ve krizin sona erdirilmesi gerektiğinden bahsederken, İsrail Başbakanı sadece esirlerin kurtarılması, Hamas'ın ortadan kaldırılması ve ABD Başkanı’nın Gazze Şeridi sakinlerinin sürülmesi planına uyulması gerektiğini vurguladı.

sdcfvgthy
Pazartesi günü Washington'daki Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve her iki taraftan yetkililer arasında bir toplantı yapıldı. (AP)

Ülkesinin esirlerin serbest bırakılmasına ilişkin bir anlaşma üzerinde çalıştığını ifade eden Netanyahu, “Şu anda başarılı olacağını umduğumuz başka bir anlaşma üzerinde çalışıyoruz ve tüm esirleri serbest bırakmaya kararlıyız” dedi.

“Esirlerin serbest bırakılması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Başka bir ateşkese bakıyoruz ve ne olacağını göreceğiz” diyen Trump, tüm esirlerin serbest bırakılmasını sağlamanın ‘uzun bir süreç’ olduğunu vurguladı.

Açıklamalar, İsrail'in Mısır'ın önceki önerisi ile İsrail'in karşı önerisi arasında bir uzlaşma olan yeni bir öneri aldığını teyit etmesiyle aynı zamana denk geldi.

Hamas kaynakları da hareketin Mısır'dan yeni bir öneri aldığını doğrulayarak, önerinin İsrail tarafına, ABD'ye ve arabuluculuğa dahil olan taraflara iletildiğini kaydetti.

Kaynaklar, ABD'nin de katılımıyla arabulucular tarafından son günlerde gerçekleşen büyük hareketlilik ışığında Trump'ın açıklamalarının beklendiğini söyledi. Kaynaklar, birçok fikir ortaya atan arabulucuların temaslarını yoğunlaştırdığına ve yoğun istişarelerin ardından açıklanan yeni teklifin sunulduğuna işaret ettiler.

Kaynaklar, ABD Başkanı’nın açıklamalarını son günlerde gerçekleşen tartışmalar sırasındaki olumlu pozisyonlara dayandırdığını ve ABD'nin yakın zamanda bir anlaşmaya varmaya çalışmak amacıyla bu dosyadaki faaliyetlerini ve rolünü yeniden yoğunlaştırdığını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz'ten aktardığına göre ABD yönetimi, Gazze Şeridi'nde savaşın yeniden başlamasını desteklemekle birlikte bunun uzun sürmesini istemiyor. Bu nedenle, esirlerin serbest bırakılması amacıyla Hamas'a müzakereler çerçevesinde taviz vermesi için baskı yapmak üzere belirli bir zaman sınırı belirledi.

Birkaç gün önce, Macaristan'ı ziyaret etmekte olan Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinden birkaç saat sonra kendisini Washington'a davet eden Trump, Gazze Şeridi'nde çok fazla insanın öldüğünü ve bu sorunun çözülmesi gerektiğini söyledi.

Haaretz'in haberiyle birlikte tüm bu açıklamalar, ABD'nin mevcut ateşkes çabalarını ilerletmeye yönelik yeni niyetlerine işaret ediyor olabilir.

‘Yerinden edilme’ meselesi

Trump, daha önce dile getirdiği, Gazze Şeridi sakinlerinin bölge dışındaki yerlere yerleştirilmesi fikriyle ilgili olarak, “Gazze Şeridi mükemmel bir konumda bulunan önemli ve istisnai bir toprak parçası, ancak kimse orada yaşamak istemiyor” ifadesini kullandı. Trump ayrıca, ABD'nin Gazze Şeridi’nde bulunmasının ‘iyi bir şey’ olacağını söyledi.

xscdfrg
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü Washington'daki Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşme sırasında el sıkıştı. (EPA)

Ancak Hamas kaynakları bu açıklamaların son zamanlarda hareketin liderliğine ve arabulucularına iletilenlerle çeliştiğini vurguladı.

Bazıları Trump'ın, aralarında İsrailli medya kuruluşlarından gazetecilerin de bulunduğu gazetecilerin, kendisine daha önce açıkladığı Gazze Şeridi sakinlerini yerlerinden etme planıyla ilgili sorularına yanıt verdiği yorumunu yaptı.

Trump'ın, ABD ve İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin çeşitli ülkeler tarafından kabul edilmesi için atmaya çalıştığı pek çok adımın başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından bu plandan geri adım attığı anlaşılıyor.

Son dönemde Gazze Şeridi sakinlerinin yerlerinden edilmesine ilişkin herhangi bir açıklama yapmayan Trump, pazartesi akşamı Beyaz Saray'da Netanyahu ile yaptığı görüşmede bu konuyu yeniden gündeme getirdi.

Bazı Arap ülkelerinin dışişleri bakanları geçtiğimiz günlerde Doha'da ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile bir araya gelerek, kendisine Arap Birliği Zirvesi'nde kabul edilen Gazze Şeridi'nin geleceği, yönetimi ve nüfusun yerinden edilmeden yeniden inşasına ilişkin Mısır girişimini sundu. Witkoff da bu planı olumlu karşılayarak, Gazze Şeridi'nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak üzere geliştirilmesi çağrısında bulundu.