Burhan ve Hamideti gerilimi artırırken, sivil muhalefet bunu eleştiriyor

Birleşmiş Milletler: Sudan halkı yeterince acı çekti.

Sudan Ordu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (solda) ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (arşiv)
Sudan Ordu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (solda) ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (arşiv)
TT

Burhan ve Hamideti gerilimi artırırken, sivil muhalefet bunu eleştiriyor

Sudan Ordu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (solda) ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (arşiv)
Sudan Ordu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (solda) ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (arşiv)

Sudan Ordu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) Ramazan Bayramı vesilesiyle tehditkâr birer konuşma yaptı. Siyasi güçler ise bu tür tehditkâr konuşmaların ‘beyhude’ olduğunu ve silah zoruyla çözülemeyecek olan savaşı uzatabileceğini ifade etti.

Ramazan Bayramı konuşmasında Burhan, HDK isyanı sona erene kadar savaşın devam edeceğini yinelerken, Hamideti de tek seçeneğin zafere ulaşmak olduğunu vurguladı. Hamideti ayrıca, güçlerinin El Cezire, Batı Sennar ve Faw başta olmak üzere tüm savaş sahalarındaki ‘büyük zaferlerini’ kutladı.

Burhan ve Hamideti'nin konuşmaları, ordunun binlerce askerini ve kendisini destekleyen silahlı hareketleri HDK'den geri almak için seferber ettiği El Cezire eyaletinde birden fazla eksende güçleri arasında şiddetli çatışmaların yaşandığı bir dönemde yapıldı.

Tekaddum eleştiriyor

Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu (Tekaddum) Sözcüsü Bekri el-Cak, “Burhan ve Hamideti'nin konuşmalarındaki trajedi, iki tarafın da Sudan halkının savaş nedeniyle ödediği bedel ve trajedilerin büyüklüğü konusunda olumlu bir vizyona ve takdire sahip olmadıklarını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

sdvfbr
Eski Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk, Berlin, 14 Şubat 2020 (Reuters)

El-Cak, “Korkutucu olan şu ki, bu savaşın kazanılma ihtimali yok. Kazanılsa bile bu milyonlarca insanın ölümü ve ülkenin tamamen çökmesi pahasına olacak” dedi. Şarku’l Avsat'a konuşan el-Cak, savaşın devam etmesinin toplumsal bölünmeyi, ırksal ve etnik ayrışmayı arttıracağını ve ülkeyi bölünmeye götüreceğini, bunun da Sudan halkına korkutucu bir mesaj olduğunu söyledi.

El-Cak, Tekaddum Koordinasyonu'nun savaşı durdurmak için her türlü çabayı göstereceğini ve istikrarı yeniden tesis etme konusunda uluslararası ve bölgesel ortaklarla birlikte çalışacağını vurguladı.

Federal Meclis Yürütme Ofisi Başkanı Babekir Faysal Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, gerilimin tırmanmasının müzakere pozisyonunu iyileştirmeye yönelik bir girişim olabileceğini söyledi. Faysal, “Geçen her gün milyonlarca Sudanlının çektiği acı daha da kötüleşiyor” ifadelerini kullandı.

Gerilimin artması umut kapılarını kapatıyor

Tekaddum'un bir bileşeni olan Sudan Kongre Partisi liderlerinden Halid Ömer Yusuf, Burhan ve Hamideti'nin ‘barışçıl çözümler için umut kapılarını kapattıkları’ değerlendirmesinde bulundu ve ‘savaşan tarafların iradesi olmadan savaşı sona erdirmenin mümkün olmadığını, şu anda bunun tamamen yok olduğunu’ belirtti. Yusuf, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda “Savaşan tarafların iradesi olmadan savaşı sona erdirmek mümkün değil, ki şu anda bu tamamen yok” dedi.

xcdvf
Sudan Kongre Partisi liderlerinden Halid Ömer Yusuf (SUNA)

Birleşmiş Milletler'in (BM) Sudan'daki araştırma misyonu dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, ordu ile HDK arasındaki savaş ikinci yılına girerken Sudan halkının yıkıcı çatışmalardan yorulduğunu belirtti. BM misyonu her iki tarafın da derhal ateşkes ilan etmesi, sivillere yönelik saldırılara son vermesi ve engelsiz insani yardım erişimini sağlaması gerektiğini vurguladı. Misyon Başkanı Muhammed Şandi Osman, “Bu yıkıcı savaşın sona ermesinin zamanı gelmiştir. Sudan halkı yeterince acı çekti. Savaşan taraflar barışa ve insan haklarına saygıya giden bir yol bulmalılar” ifadelerini kullandı.

Tanzanya Yüksek Mahkemesi'nin eski başyargıcı olan Osman, ‘Sudan ordusu ve HDK'nın sivilleri korumaya çok az ilgi gösterdiğini’ ve misyonun sivillere, okullara ve hastanelere yönelik tekrarlanan saldırı raporlarını araştırdığını söyledi. Misyon ayrıca yardım konvoylarına yönelik saldırı raporlarına da dikkat çekti.

Misyonun üç müfettişinden biri olan Mona Rişmavi ise şu ifadeleri kullandı: “İnsani yardım konvoylarına, insani yardım personeline ve insani yardım depolarına yönelik saldırılara ve yağmalamalara rağmen, yardım kuruluşları çalışmalarına devam ediyor. Ayrıca diğer tarafın kontrolündeki bölgelerde sivillere yönelik insani yardımın kasıtlı olarak engellenmesini de araştırıyoruz.”

Misyon ayrıca kötü hasat, yüksek tahıl fiyatları ve bir gıda felaketi riski konusundaki endişelerini dile getirerek her iki tarafı da kapsayıcı bir barış sürecine bağlı kalmaya çağırdı. Misyon, Eylül ve Ekim aylarındaki oturumlarında BM İnsan Hakları Konseyi'ne kapsamlı bir rapor sunacak.



Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
TT

Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)

Tunus’ta çoğunluğu gençlerden oluşan protestocular, sivil toplum örgütleri, aktivistler ve bağımsız siyasetçiler dün, ‘adaletsizliğe karşı’ ve özgürlük talepleriyle bir yürüyüşe katıldı. Yürüyüş, İnsan Hakları Meydanı’ndan başlayarak başkentin merkezindeki 5. Muhammed Caddesi’ni geçerek devam etti.

Protesto yürüyüşü, Tunus’un güneyindeki Gabes'te çevre kirliliğine karşı geniş kapsamlı protestoların, sektörel grevlerin ve ‘devlet güvenliğine karşı komplo kurmak’ suçlamasıyla hapiste tutulan politikacılar için uzaktan yapılan duruşmalara tepki olarak düzenlendi.

Bu durum, gazetecilerin yargılanması, sivil toplum kuruluşlarının ve basın kuruluşlarının faaliyetlerinin dondurulmasına ilişkin mahkeme kararları, vergi denetim kampanyası ve siyasi partilerin faaliyetlerinde önemli bir düşüşün yaşandığı bir dönemde ortaya çıktı.

Protesto yürüyüşü organizatörlerinden oluşan komisyonun sözcüsü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Amacımız safları birleştirmek. Bildiğiniz gibi, bugün iklim zorlu. Adaletsizliği durdurmayı ve ülkenin uçuruma sürüklenmesini önlemeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Protestolar sırasında göstericiler “Özgürlük, özgürlük, polis devleti bitti” ve “İş, özgürlük, ulusal onur” sloganları attılar. Göstericiler ayrıca üzerinde ‘Sadece adaletsizlik ve tehditleri bilen bir başkan! Halkın ve halkın isteklerinden uzaklaşan yolun nereye gidiyor?’ yazan büyük bir pankart açtılar.

Muhalefet kanadından Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Riyad Şuaybi, Alman Basın Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Ulusal sahnede yaşanan çok yönlü siyasi, sosyal ve çevresel gelişmeler çerçevesinde, bu yürüyüş, beş yıldan fazla bir süredir durmuş olan demokrasi ve kalkınma sürecinin yeniden başlatılması hedefine ilişkin gerçek bir ulusal konsensüsü ifade ediyor” dedi.

Bu hareket, sokakta yetkililer ile Tunus'un en büyük sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) da dahil olmak üzere çeşitli parti ve örgütlerden muhalefet kanadındaki gruplar arasındaki gerginliğin bir göstergesi olarak görülüyor.

Paris'te yaşayan Tunuslu muhalif siyasetçi ve Fransa'daki Tunuslular Demokratik Derneği Başkanı Tarık Tukabri, “Siyasi partilerin genel sekreterlerinin çoğu bugün hapiste. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, kamu özgürlüklerini savunmak ve onların serbest bırakılmasını talep etmek önemli” ifadelerini kullandı. Tukabri, “Siyasi ve demokratik hayata dönmemiz, partilerin ve sivil toplumun rolünü yeniden tesis etmemiz ve uzaktan yargılamalara son vermemiz gerekiyor” diye ekledi.

2019 yılında iktidara gelen Cumhurbaşkanı Kays Said, muhaliflerini devleti içeriden parçalamaya çalışmakla, yabancı güçlerle bağlantıları olmakla ve devlet kurumlarında yaygın şekilde yolsuzluğa neden olmakla suçluyor.

Öte yandan Adalet Bakanı Leyla Ceffal, ifade özgürlüğüne karşı davalar veya kovuşturmalar ya da hapishanelerde muhaliflere işkence uygulandığı iddialarını reddediyor. Ancak Tunus İnsan Hakları Birliği ve Tunus Gazeteciler Sendikası gibi insan hakları örgütleri, kamusal özgürlüklerde ciddi bir gerileme olduğuna işaret ederken hapishanelerde tutuklu bulunan politikacıların sağlık durumunun kötüleştiğini vurguluyor.

Yetkililer, özgürlük kısıtlamalarını kaldırmak, kamu hizmetlerini ve yaşam koşullarını iyileştirmek ve artan fiyatlarla mücadele etmek konusunda çifte baskı altında bulunuyor.

Tukabri, yaptığı açıklamada ayrıca “Bu boşluk bir an önce kapatılmalı ve vatandaşların sağlık, çevre kirliliği, barınma ve diğer alanlardaki gerçek sorunlarına çözüm bulmaya özen gösterilmeli” diye vurguladı.


Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
TT

Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Sudan’da Kordofan'ın kuzey bölgelerinde, özellikle stratejik öneme sahip Babnusa şehrinde şiddetli çatışmalar devam ederken çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne de sıçradı. Kuzey Eyaleti’nin yönetim şehri Dongola, Sudan ordusu ile ‘Evlad Kamari’ adıyla bilinen yerel milisler arasında patlak veren ilk çatışmaya tanık oldu. Bu olay, yerel halk arasında terör ve korku dalgasına yol açarken, çok sayıda milis öldürüldü ve liderleri ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı.

Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD Başkanı Donald Trump'ın Sudan'daki savaşı sona erdirme isteğini memnuniyetle karşıladı. Cumartesi günü, BAE Devlet Başkanı Diplomasi Danışmanı Enver Karkaş, ‘Sudan’daki kanlı iç savaşın acilen sona erdirilmesi ve acil ateşkes’ çağrısında bulundu.

Karkaş, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, Sudan'ın birliğine vurgu yaparken Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) etkisinin geri dönüşünün ciddi endişe kaynağı olduğunu söyledi. Karkaş, Sudan’da çatışan her iki tarafta da ihlallere karışanların hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.


Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi “başbakanın görevlerini” belirledi

KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi
KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi “başbakanın görevlerini” belirledi

KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi
KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi

Irak’ta Şii siyasi güçlerin ittifakı olan Koordinasyon Çerçevesi’nin başbakanlık için potansiyel adaylara ön koşullar getirmeyi kabul ettiği bildirildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Koordinasyon Çerçevesi, Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki’ye cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlığı (üç başkanlık) makamlarına atanacak isimlerle ilgili müzakereleri yürütmek üzere ‘tam yetki’ verdi.

Kaynaklara göre başbakanlık adayı Sünni ve Kürt güçler tarafından kabul edilebilir olacak ve ne Washington’ın ne de Tahran'ın hassasiyetlerini tetikleyecek. Bu da onu uzlaşı adayı haline getirecek.

Kaynaklar, adayın kimliğinin, yürütme kararlarının parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduran Şii güçlerde kalmasını sağlayan önceden belirlenmiş bir siyasi programı uyguladığı sürece Koordinasyon Çerçevesi için ‘artık bir önem teşkil etmediğini’ belirttiler.

Kaynaklar ayrıca Koordinasyon Çerçevesi komisyonunun, adaylardan Şii partilerle nüfuz mücadelesine girmemelerini ve mali kriz ile artan kamu borcunu çözmek için çalışmasını istediğini aktardı.