4 soruda İran'ın İsrail saldırısı

Kudüs'teki bu manzaranın ardından İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, İran'ı vurma tehdidinin geçerliliğini koruduğunu belirtti (Reuters)
Kudüs'teki bu manzaranın ardından İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, İran'ı vurma tehdidinin geçerliliğini koruduğunu belirtti (Reuters)
TT

4 soruda İran'ın İsrail saldırısı

Kudüs'teki bu manzaranın ardından İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, İran'ı vurma tehdidinin geçerliliğini koruduğunu belirtti (Reuters)
Kudüs'teki bu manzaranın ardından İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, İran'ı vurma tehdidinin geçerliliğini koruduğunu belirtti (Reuters)

Beklenen oldu ve Suriye'deki diplomatik temsilciliğine düzenlenen saldırıya yanıt vermek isteyen İran, İsrail'e füze ve kamikaze insansız hava aracı gönderdi. Böylece İran ilk kez kendi topraklarından İsrail'e saldırı düzenlemiş oldu. 

Saldırıların devamının gelip gelmeyeceği, Gazze Savaşı'yla büyüyen gerginliğin tüm bölgeyi sarsacak bir savaşa dönüşüp dönüşmeyeceği tüm dünyada merak ediliyor.

Gerekçe neydi? 

Peki tüm bu saldırılar neden yaşandı? 1 Nisan'da İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına hava saldırısı düzenlenmişti.

İsrail'in resmen üstlenmediği olayda, İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan ikisi general rütbesinde toplam 7 kişi ölmüştü.

Tahran, konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve İsrail'e misillemede bulunacaklarını duyurmuştu.

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, 2 Nisan'daki açıklamasında İsrail'e karşı misillemenin meşru müdafaa haline geldiğini savunarak "Gerekli karşılığı vereceğiz. Onları cezalandıracağız" demişti. 

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, cuma günkü toplantısında tüm olasılıklara karşı tedbir aldıklarını belirterek "Savunmanın yanı sıra saldırıya geçmeye de hazırız" ifadelerini kullanmıştı. 

İsrail'in aldığı hasar ne oldu?

İsrail ordusu, topraklarına fırlatılan nesne sayısının 300'ü aştığını bildirirken bunların 170'inin insansız hava aracı ve en az 120'sinin de balistik füze olduğunu duyurdu. 

Saldırıda kullanılanların yüzde 99'unun İsrail ve ortaklarının hava savunma sistemleriyle etkisiz hale getirildiği ve altyapının hafif hasarlar aldığı belirtildi. Yalnızca 7 yaşındaki bir kız çocuğunun İsrail'in attığı önleme füzesi kaynaklı şarapnelden ağır yaralandığı bildirildi. 

CNN'e konuşan ABD'li yetkililer, İran'dan fırlatılan en az üç balistik füze ve 70 kamikaze drone'u kendi gemileri ve uçaklarının etkisiz hale getirdiğini söyledi. ABD donanması, iki muhribini İsrail'e konuşlandırmıştı. Gemilerden birinde Amerikalı teknoloji devi Lockheed Martin'in ürettiği Aegis füze savunma sistemi de yer alıyor.

AA'nın yerel kaynaklardan aldığı bilgiye göre, ABD güçlerinin konuşlandığı, Suriye'nin Humus ilindeki Tenef üssüyle Ürdün topraklarındaki Kule-22 üssünden gece yarısından sonra yüzlerce hava savunma füzesi ateşlendi. Kaynaklara göre, ABD üslerinden fırlatılan füzeler, onlarca kamikaze İHA'ya isabet etti.

Kim, nasıl tepki gösterdi?

İran'ın İsrail'e yönelik düzenlediği hava saldırılarının ardından birçok ülke ve uluslararası kuruluştan tepkiler geldi.

ABD Başkanı Joe Biden, İran'ın İsrail'e yönelik saldırılarını en güçlü şekilde kınadığını belirtti. Ortak diplomatik tepki için G-7 liderlerini toplayacağını bildirdi. Yaptığı yazılı açıklamada, "İran'la onun Yemen, Suriye ve Irak'taki bağlantılı örgütleri, bugün İsrail'deki askeri tesislere yönelik benzeri görülmemiş bir hava saldırısı düzenledi. Bu saldırıları en güçlü şekilde kınıyorum" ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu Başkanı Dennis Francis, tüm taraflara itidal çağrısı yaptı ve olayların bölgesel bir savaşa dönüşmemesi uyarısında bulundu.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de İran'ın İsrail'e yönelik hava saldırılarını kınarken tüm taraflara bölgede saldırganlığın derhal son bulması yönünde çağrı yaptı.

Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada İran'ın İsrail'e düzenlediği hava saldırılarının ardından bölgede gerilimin yükselmesinden duyulan endişe dile getirildi ve taraflara itidal çağrısı yapıldı. Gerilimin Gazze'deki çatışmanın yayılma etkisi olduğu kaydedilerek, savaşa derhal son verilmesi gerektiği belirtildi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı da itidal çağrısında bulundu ve bölge devletlerinin mevcut sorunları siyasi ve diplomatik yollarla çözmesini umduklarını bildirdi.

İran'ın bu saldırıları Birleşmiş Milletler Tüzüğü'nün 51. maddesi uyarınca meşru müdafaa hakkı çerçevesinde ve Şam'daki Büyükelçiliğine yönelik saldırılara cevap olarak gerçekleştirdiğini duyurduğu hatırlatılan açıklamada, 1 Nisan'da İsrail'in Şam'daki bu saldırısını Rusya'nın şiddetle kınadığı ifade edildi.

Açıklamada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Batılı üyelerinin tutumu nedeniyle bu saldırıya uygun yanıt verilemediğine dikkat çekildi.

Bölgede bir başka tehlikeli gerilimin tırmanmasından Rusya'nın büyük endişe duyduğu vurgulanan açıklamada, Ortadoğu'da özellikle de Filistin-İsrail çatışması alanında "sorumsuz eylemlerle körüklenen krizlerin gerilimi artıracağı" belirtildi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell sosyal medya platformu X'ten yaptığı paylaşımda, "AB, İran'ın İsrail'e kabul edilemez saldırısını şiddetle kınıyor. Bu benzeri görülmemiş bir gerilim, bölgesel güvenliğe yönelik ciddi bir tehdittir" dedi.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de "İran'ın İsrail'e yönelik bariz ve haksız saldırısını şiddetle kınıyorum. İran ve vekillerine de bu saldırılara derhal son vermesi çağrısında bulunuyorum. Artık tüm aktörlerin gerilimi daha da artırmaktan kaçınması ve bölgede istikrarın yeniden sağlanması için çalışması gerekiyor" mesajını paylaştı.

Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Roberta Metsola da mesajında, saldırıların Orta Doğu'da daha fazla kaosu tetikleme riski taşıdığına dikkati çekerek, "AB, saldırıyı mümkün olan en güçlü şekilde kınıyor ve gerilimi azaltmak, durumun daha fazla kan dökülmesine dönüşmesini durdurmak için çalışmaya devam edecek" ifadesine yer verdi.

Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, İtalya, Yunanistan, Polonya, Belçika ve Hollanda'dan gelen mesajlarda da İran kınandı ve ortamın daha fazla gerilmemesi istendi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, "İran'ın işgalci Siyoniste karşı yürüttüğü askeri operasyonu doğal bir tepkidir. Şam'daki İran konsolosluğunun hedef alınması ve burada bazı Devrim Muhafızları liderlerinin öldürülmesi suçuna karşı hak edilmiş bir yanıt olarak görüyoruz" ifadelerine yer verildi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, bölgedeki askeri gerilimin tırmanması ve tehlikeli yansımalarından "büyük endişe duyulduğu" belirtilerek, tüm taraflara azami itidal göstermeleri, bölgeyi ve halklarını savaşın tehlikelerinden uzak tutmaları çağrısında bulunuldu.

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd de "Mısır, İran'ın İsrail'e insansız hava araçlarıyla saldırı başlatmasından ve son dönemde iki ülke arasındaki tehlikeli tırmanıştan derin endişe duymaktadır" ifadesini kullandı.

Katar Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, bölgedeki durumla ilgili derin endişe duyulduğu belirtilerek, tüm taraflardan gerilimi durdurmaları ve azami itidal göstermeleri talep edildi.

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), İran'ın İsrail'e yönelik hava saldırısının ardından taraflara itidal çağrısında bulundu. KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, yaptığı yazılı açıklamada, Ortadoğu'da son dönemde yaşanan gelişmeler çerçevesinde bölgesel ve küresel güvenlikle istikrarın korunmasının önemini vurguladı.

Hindistan, İran'la İsrail arasındaki gerilimin azaltılması ve diplomatik yöntemlere dönülmesi için çağrı yaptı.

Brezilya Dışişleri Bakanlığı, bölgede artan gerilimin düşürülmesi için uluslararası toplumdan çaba göstermesini istedi. Brezilya'nın, Gazze Şeridi'nde çatışmaların başlamasından bu yana, husumetin Batı Şeria, Lübnan, Suriye ve şimdi de İran gibi ülkelere yıkıcı şekilde yayılabileceği konusunda uyarıda bulunduğu da hatırlatıldı.

Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, çatışmalara BM'nin işlevsiz kalmasının, Filistin'de yaşanan soykırımın ve İsrail rejiminin mantıksızlığının yol açtığı kaydedildi.

Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei'nin sosyal medya hesabından paylaştığı Başkanlık Bildirisi'nde, ülkenin İsrail'le dayanışması ve "sarsılmaz bağlılığı" vurgulandı.

Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, "Tahmin ediliyordu, şu anda insanlık hızlı şekilde iklimi karbondan arındırma hedefine doğru gitmesi gerekirken, III. Dünya Savaşı'nın eşiğindeyiz. ABD'nin pratik olarak soykırıma destek vermesi dünyayı ateşledi" ifadelerini kullandı.

Bundan sonra ne olması bekleniyor?

İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, İsrail'e düzenledikleri askeri operasyonun başarıyla sonuçlandığını öne sürerek devamını amaçlamadıklarını söyledi.

İran'ın BM Daimi Temsilciliği, X hesabından yaptığı açıklamada BM Anlaşması'nın 51. maddesi uyarınca meşru müdafaa hakkını uyguladıklarını savunurken "Bu iş şu an sonuçlandı sayılır. Eğer İsrail bir hata daha yaparsa İran'ın karşılığı daha ağır olacaktır. ABD bundan uzak durmalı" ifadelerini kullandı.

CNN'in isim vermeden Beyaz Saray'daki üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı habere göre ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yla gece yaptığı telefon görüşmesinde bir yandan "ABD'nin İsrail'e desteği tamdır" mesajı verirken diğer yandan da İsrail'in İran'a yönelik herhangi bir karşı saldırısına destek olmayacaklarını belirtti.

Haberde Biden'ın, İran'ın İsrail'e kayda değer bir zarar veremediğini ve İsrail'in kazandığını söylediği aktarıldı.

Bu tabloda iki tarafın da çatışmayı büyütmemesi muhtemel görünüyor. Diğer yandan aşırı sağcı görüşleriyle bilinen İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in "Şimdi ezici bir saldırıya ihtiyacımız var" çağrısını da göz ardı etmemek gerekiyor.

Independent Türkçe, CNN, Haaretz, AA



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.