Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Ebu Rudeyne: Washington onlarca yıldır bizi kandırıyor

Nebil Ebu Rudeyne, ABD'nin ‘utanç verici’ dediği tutumuna yanıtın, Riyad'da yapılacak Kudüs konulu Altılı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi’nin toplantısı aracılığıyla verileceğini vurguladı

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne (WAFA)
Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne (WAFA)
TT

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Ebu Rudeyne: Washington onlarca yıldır bizi kandırıyor

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne (WAFA)
Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne (WAFA)

Halil Musa

Filistin Enformasyon Bakanı ve Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Washington'ın İsrail'e Gazze Şeridi’ndeki savaşını durdurması için baskı yapmak yerine, onu askeri olarak desteklemek için milyarlarca dolar ayırdığını ve Filistin'in Birleşmiş Milletler'e (BM) tam üye olmasını engellemek için veto hakkını kullandığını söyledi.

ABD yönetimi, geçtiğimiz hafta BM'de Filistin'in tam üyeliğini öngören BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararını veto oyu kullanarak engelledi. Bunun üzerine Filistin Devlet Başkanlığı, ABD yönetiminin bağımsız bir Filistin devleti kurulması konusunda ‘yanıltıcı ve aldatıcı’ olarak nitelediği vaadinden duyduğu öfkeyi dile getirdi.

Ancak Filistin Yönetimi, ABD'nin tutumuna olan öfkesini, ilişkilerin yeniden değerlendirileceğini ve buna 27 Nisan'da Riyad'da yapılması planlanan Kudüs konulu Altılı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi’nin toplantısında yanıt verileceğini açıklamak dışında herhangi bir tedbire dönüştürmedi.

Independent Arabia, Filistinlilerin ‘Mukataa’ olarak adlandırdığı Ramallah'taki Filistin Yönetimi merkezinde, merhum Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat döneminden ve 1994 yılında Filistin Yönetimi'nin kurulmasından bu yana görevini sürdüren Filistin Enformasyon Bakanı ve Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne ile bir araya geldi.

Ramallah'taki Mukataa Kompleksi, Filistin Yönetimi kurulup devlet başkanlığı konutu olarak kullanılmaya başlamadan önce, 1948 yılına kadar Filistin Mandası döneminde bir İngiliz hapishanesi, daha sonra Ürdün yönetimi sırasında bir hükümet merkezi ve 1967 yılında İsrail’in Batı Şeria’yı işgalinden sonra buraya atanan İsrailli askeri valinin makam binası olarak kullanıldı.

Filistin Enformasyon Bakanı ve Devlet Başkanlığı Sözcüsü Ebu Rudeyne, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin, bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına ilişkin açıklamalar yaparak Filistinlileri umutlandırdıktan sonra onları ‘kandırdığını’ ve ardından da BMGK’da Filistin’in BM’ye tam üyeliğini öngören karar taslağını veto ederek, geçmesini engellediğini söyledi.

 Sözler veriliyor ama eyleme geçilmiyor

Ebu Rudeyne’ye göre Başkan Biden, göreve başlamasından bu yana Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a bir önceki Başkan Donald Trump'tan farklı bir yaklaşımı olduğunu, iki devletli çözümü desteklediğini, yasadışı yerleşim birimleri inşasını reddettiğini ve Kudüs'teki tarihi statünün korunmasından yana olduğunu ifade ediyor.

Ancak bu söylemlerin eyleme dönüşmediğini belirten Ebu Rudeyne, Washington'ın ‘Tel Aviv'e istediğini dayatamayacağı’ görüşüne karşı çıktı. Filistinli yetkili, bunun kanıtı olarak da geçtiğimiz aylarda bölgeye gelen ABD uçak gemileri olmasaydı, Ortadoğu'daki denklemin daha farklı olabileceğini söyledi.

ABD'nin ‘utanç verici’ olarak nitelediği tutumunu değerlendirmek ve uygun kararı almak için Filistin ve Arap ülkeleri arasında toplantılar yapılacağını açıklayan Ebu Rudeyne, kararda BM Genel Kurulu'na gidilmesinin yanı sıra, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) Filistin için harekete geçirilmesi gibi birtakım önemlerin yer alabileceğini kaydetti.

Filistinli yetkilinin açıkladığına göre söz konusu toplantılar arasında Filistin, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) yer aldığı Altılı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi’nin 27 Nisan’da Riyad'da yapılması planlanan Kudüs konulu toplantısı ve ertesi gün ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yapacağı bir başka toplantı bulunuyor.

Altılı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi, geçtiğimiz aylarda, İsrail’in Gazze Şeridi'ndeki savaşına ve sonrasına ilişkin Filistin ve Arap ülkeleri arasında ortak bir tutum belirlemek ve bu tutumu Washington'a sunmak üzere toplantılar gerçekleştirdi.

Arap ülkelerinin ortak tutumu, uluslararası hukuka, adres olarak Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ), savaşın durdurulmasına ve Arap Barış Girişimi'ne dayanıyor.

Ancak Ebu Rudeyne, ABD yönetiminin ne İsrail’in Gazze'de yürüttüğü soykırım savaşını durdurmak ne de İsrail’i Filistin’e ait fonları Filistin Yönetimi’ne teslim etmeye zorlamak için somut bir adım attığını vurguladı.

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü, Washington'ın, ‘İsrail'in Filistin fonlarına el koyması ve mali ithalatının sadece üçte birinin devam etmesi’ nedeniyle, çalışanlarının maaşlarını ödeyemeyen Filistin Yönetimi'ni güçlendirmekten bahsetmesi karşısında şaşkınlık duyduğunu ifade etti.

ABD yönetiminin Filistinlilerden teknokratlardan oluşan bir hükümet kurmalarını istediğini, onların da bunu yaptığını söyleyen Ebu Rudeyne, “Ancak şimdiye kadar ne ABD’nin ne de İsrail'in tutumunda bir değişiklik oldu. Hem Filistin fonları alıkonulma hem de yerleşimcilerin saldırıları devam etti” ifadelerini kullandı.

ABD yönetiminin, Filistin Yönetimi'nden kurumlarında reformlar yapmasını talep etmesiyle ilgili olarak ise Ebu Rudeyne, “Bu talebin amacı kandırmak, yanıltmak ve oyalamak. Bu reformların takibi 20 yıl sürebilir” diye konuştu.

Ebu Rudeyne, ABD yönetiminin onlarca yıldır olumlu sözler vermesine karşı bu sözleri uygulamaya geçirmeyen tutumundan duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Filistinli yetkili, ‘Washington’ın İsrail'e savaşını durdurması için baskı yapmak yerine, onu askeri olarak desteklemek için milyarlarca dolar ayırdığını ve Filistin'in BM'ye tam üye olmasını engellemek için veto hakkını kullandığı’ vurguladı.

ABD Temsilciler Meclisi'nin Tel Aviv'e milyarlarca dolarlık yardım paketini onaylamasını İsrail'e savaşı sürdürmesi ve Irak, Suriye ve Yemen'e düzenlediği saldırılar da dahil olmak üzere bölgede istediğini yapması için yakılan ‘yeşil ışık’ olarak nitelendirdi.

Bunu Washington için ‘stratejik bir hata’ olarak gören Ebu Rudeyne, “Washington, istikrarsızlığın devam etmesini istiyor ve tüm Araplara düşmanca yaklaşıyor” yorumunda bulundu.

“Biraz umut verin!” çağrısı

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü, Filistin Devletini henüz tanımamış olan ülkelere ‘Filistinlilere biraz umut vermek için’ Filistin Devleti’ni tanımaları çağrısında bulundu.

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşı için belirttiği hedefler hakkında ise İsrail’in sadece sivilleri öldürülmeyi, evleri ve altyapıyı yıkmayı başardığını söyleyen Ebu Rudeyne, “Bu gülünç bir başarıdır” dedi.

Başbakan Muhammed Mustafa başkanlığındaki Filistin hükümetinin Gazze Şeridi'nde faaliyet gösterebilmesi için Hamas Hareketi ile bir anlaşmaya varılması gerektiğini ifade eden Ebu Rudeyne, Gazze Şeridi'nin şu an ne Hamas ne İsrail ne de Filistin Yönetimi tarafından kontrol edildiğine dikkati çekti.

yjy6
Ramallah'taki Filistin Devlet Başkanlığı (Independent Arabia)

Ebu Rudeyne, FKÖ'nün bir kolu olduğunu söylediği Filistin Yönetimi’nin, Filistinlilerin tek meşru temsilcisi, Batı Şeria’nın ve Gazze Şeridi’nin işlerini tek bir coğrafi ve siyasi birim olarak yönetmekle sorumlu olduğunun altını çizdi.

Filistinli yetkili, tüm dünyanın ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze’yi Batı Şeria’dan ayırma stratejisini destekleyerek yanlış bir yolda ilerlediğini anladıktan sonra’ Gazze’deki görevlerini yerine getirmesi için Filistin Yönetimi’ni desteklediğini vurguladı.

Ebu Rudeyne’ye göre Filistin Yönetimi'nin Gazze'de yönetimi yeniden ele almasını engellemekle ve Gazze'yi Batı Şeria'dan ayrı tutmakla, Filistin davasının parçalanmış halde kalması amaçlanıyor.

Washington'ın İsrail'in bu stratejiyi uygulamasına izin verdiğini ve birçok tarafı da bunu uygulamaya zorladığını söyleyen Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü, Filistin Yönetimi'nin, savaşın durması ve İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamından çekilmesi şartıyla, Gazze Şeridi'nde yönetimin sorumluluğunu yeniden almaya hazır olduğunu vurguladı. Rudeyne, “İsrail’le Gazze Şeridi’nin belli bir kısmı üzerinde anlaşma yapmayacağız” şeklinde konuştu.

Filistin Devlet Başkanlığı Hamas Hareketi’ne FKÖ'ye katılmadan önce uluslararası hukuku, barışçıl direnişi ve 1967 sınırlarında, bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını tanıyan FKÖ politikalarını benimsemesi çağrısında bulundu.

Hamas'ın Filistinli bir grup olduğunu, ancak Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) bir uzantısı olduğu için kararlarının bağımsız olmadığını, FKÖ’nün ise ‘gelecekteki ulusal karar için kurulduğunu’ belirten Ebu Rudeyne, “Kim bizimle bu temelde anlaşma yapmak isterse biz buna açığız. Bunu reddeden her kim olursa olsun Filistin, Arap ülkeleri ve uluslararası meşruiyetin dışındadır” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah’a kara saldırısı başlatmasına karşı uyaran Ebu Rudeyne, böyle bir adımın insanları Mısır’ın Sina Yarımadası’na iteceğini, bunun ise Filistinliler için başka bir felaketi doğuracağını ve dengelerin tüm tarafların aleyhine tersine döneceğini belirtti.

 



Avn: İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik saldırıları tam anlamıyla bir suç

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
TT

Avn: İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik saldırıları tam anlamıyla bir suç

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, İsrail'in dün Güney Lübnan'a düzenlediği saldırıların "tam bir suç" teşkil ettiğini söyledi.

Avn, yaptığı açıklamada, İsrail saldırılarının aynı zamanda "iğrenç bir siyasi suç" teşkil ettiğini belirterek, İsrail'in "bir yıl önce imzalanan ateşkes anlaşmasından bu yana, iki ülke arasında müzakere edilmiş herhangi bir çözümü reddettiğini göstermek için elinden gelen her şeyi yaptığını" belirtti.

srail, Hizbullah grubuna ait askeri altyapıyı hedef aldığını iddia ederek, sakinlere dört bölgeyi boşaltmaları yönünde uyarıda bulunduktan sonra Güney Lübnan'a hava saldırıları düzenledi.

Lübnan Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamada, İsrail'in Güney Lübnan'ın Sur ilçesine bağlı Tura kasabasını hedef alan hava saldırılarında bir kişinin öldüğünü, sekiz kişinin de yaralandığını duyurdu.

Bu İsrail saldırıları, bir yıldan uzun süren karşılıklı bombardımanın ardından geçen kasım ayında ABD'nin arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasına rağmen gerçekleşti. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan'daki mevzileri kontrol etmeye ve ülkenin doğu ve güneyinde saldırılar düzenlemeye devam ediyor.

Lübnan Cumhurbaşkanı, "Lübnan, İsrail ile çözülmemiş sorunları çözmek için barışçıl bir müzakere yaklaşımına açık olduğunu her dile getirdiğinde, İsrail Lübnan egemenliğine yönelik saldırganlığını artırıyor. BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı Kararını hiçe sayıyor ve düşmanlıkların durdurulması anlaşmasını ihlal etmekte ısrar ediyor" dedi.

Avn, “mesajınız alındı" diye ekledi.


Sudan: Hızlı Destek Kuvvetleri 'Dörtlü' ateşkesi kabul etti

Sudan'ın doğusundaki el-Kadirif kentinde dün kadınların düzenlediği gösteride, ülkenin batısındaki el-Faşir'in kurtarılması çağrısı yapıldı (AFP)
Sudan'ın doğusundaki el-Kadirif kentinde dün kadınların düzenlediği gösteride, ülkenin batısındaki el-Faşir'in kurtarılması çağrısı yapıldı (AFP)
TT

Sudan: Hızlı Destek Kuvvetleri 'Dörtlü' ateşkesi kabul etti

Sudan'ın doğusundaki el-Kadirif kentinde dün kadınların düzenlediği gösteride, ülkenin batısındaki el-Faşir'in kurtarılması çağrısı yapıldı (AFP)
Sudan'ın doğusundaki el-Kadirif kentinde dün kadınların düzenlediği gösteride, ülkenin batısındaki el-Faşir'in kurtarılması çağrısı yapıldı (AFP)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Amerika Birleşik Devletleri'nden oluşan Dörtlü tarafından Sudan'da önerilen insani ateşkesi kabul ettiğini dün duyurdu.

HDK sözcüsü yaptığı açıklamada, "Sudan halkının beklentileri doğrultusunda, Hızlı Destek Kuvvetleri, Dörtlü tarafından önerilen insani ateşkesi kabul ettiğini teyit eder" ifadelerini kullandı.

Sözcü, HDK'nin "düşmanlıkların sona erdirilmesine yönelik düzenlemeler hakkında derhal görüşmelere başlamayı" dört gözle beklediğini de ifade etti.

HDK duyurusundan sadece birkaç saat önce konuşan Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el-Burhan ise ordunun "Sudan'a yönelik saldırıyı yakında durduracağını... ve halkın galip geleceğini" söyledi. Nisan 2023'ten beri orduyla savaşan HDK’ye atıfta bulunan Burhan, "Bu düşmanı yenmeye ve devleti sonuna kadar güvence altına almaya kararlıyız" dedi.

El-Burhan, mobil komuta ile yaptığı görüşmede, "Ordunun yenilmeyeceğinden veya parçalanmayacağından kesinlikle eminiz. El Faşir'de ve isyancıların saldırdığı her bölgede öldürülen ve kötü muameleye maruz kalan herkesin intikamını alacağız" ifadesini kullandı.


İsrail'in Güney Lübnan'daki gerginliği tırmandırması

İsrail'in dün Güney Lübnan'daki Sur kasabasına düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseldi (EPA)
İsrail'in dün Güney Lübnan'daki Sur kasabasına düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseldi (EPA)
TT

İsrail'in Güney Lübnan'daki gerginliği tırmandırması

İsrail'in dün Güney Lübnan'daki Sur kasabasına düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseldi (EPA)
İsrail'in dün Güney Lübnan'daki Sur kasabasına düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseldi (EPA)

Güney Lübnan, geçen kasım ayındaki ateşkesten bu yana en yoğun günlerinden birini dün yaşadı. İsrail ordusu bir dizi eş zamanlı hava saldırısı düzenledi.

Bu, Hizbullah'ın "müzakere tuzakları" olarak adlandırdığı şeyi reddetmesinin ve "direniş" taahhüdünü yinelemesinin ardından geldi. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, müzakere seçeneğinin "kapsamlı bir Lübnan ulusal tercihi" olduğunu açıkladı. Parlamento Başkanı Nebih Berri de ateşkes komitesinin İsrail ile dolaylı müzakereler için uzmanları da içerecek şekilde genişletilmesine itiraz etmeyeceğini açıkladı.

İsrail hava saldırıları Tayr Dibba, Taybeh, Ayta el-Cebel, Zawtar el-Şarkiye ve Kfardunin kasabalarını hedef aldı. Bunlar, İsrail askeri sözcüsü Avichay Adraee'nin daha önce resmi platformlarında yayınladığı ve bölge sakinlerini "ekteki haritalarda kırmızıyla işaretli binaları boşaltmaya" çağırdığı açıklamalarda hedef alınacağını duyurduğu bölgelerle aynı.

İsrail medyası, üst düzey yetkililerin "Lübnan'daki operasyonları genişletme veya gerilimi tırmandırma yönünde bir karar olmadığını" söylediklerini aktardı ve yaşananların "Hizbullah'ın kapasitesini yeniden inşa etmesini engelleme politikasının bir devamı" olduğunu belirtti.