Suriye Demokratik Konseyi, “Ulusal Eylem Topluluğu” ve “Üç Bölge Belgesi” girişimlerini memnuniyetle karşıladı ama imzalamadı

Belge Suveyda, Dera ve Halep'ten muhalifler tarafından başlatıldı, Golan Tepeleri ve İdlib sakinleri tarafından imzalandı

Suriye Demokratik Konseyi’nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki el-Haseke kentinde bulunan merkezi
Suriye Demokratik Konseyi’nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki el-Haseke kentinde bulunan merkezi
TT

Suriye Demokratik Konseyi, “Ulusal Eylem Topluluğu” ve “Üç Bölge Belgesi” girişimlerini memnuniyetle karşıladı ama imzalamadı

Suriye Demokratik Konseyi’nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki el-Haseke kentinde bulunan merkezi
Suriye Demokratik Konseyi’nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki el-Haseke kentinde bulunan merkezi

Suriye Demokratik Konseyi (SDK), Suveyda, Dera ve Halep illerinden muhalifler ile aktivistler tarafından 8 Mart'ta yayınlanan, Suriye’nın kıyı bölgeleri, İdlib şehri ve işgal altındaki Golan Tepeleri'nden isimler tarafından imzalanan ‘Ulusal Eylem Topluluğu’ ve ‘Üç Bölge Belgesi’ girişimlerini memnuniyetle karşıladı. Şarku’l Avsat’a telefon aracılığıyla açıklamada bulunan SDK Başkanı Dr. Mahmud el-Meslat, Suriye krizine yönelik ulusal çözümlerin ‘Suriyeliler arasındaki mutabakata bağlı olduğunu’ söyledi.

SDK, resmi internet sitesinde yayınladığı açıklamada, Ulusal Eylem Topluluğu’na katılma ve Üç Bölge Belgesi’ni imzalama konusundaki nihai tutumunu belirtmezken bu tür girişimlere açık olduğunu ifade etti. Açıklamada, “Suriye coğrafyasında ortak eylem birliğine duyulan ihtiyaç, ulusal diyaloğa bağlılık ve Suriye’nin egemen kararının bağımsızlığı, ülkedeki zalim rejimin sona ermesine, onurlu bir yaşam ve özgürlüğün sağlanmasına, hakların korunmasına ve eşit vatandaşlık haklarının teyit edilmesine yol açacaktır” denildi. SDK, bu tür girişimlerin siyasi çabaları birleştireceğini, arzu edilen siyasi çözüme ulaşılacağını ve ülkede demokratik bir geçiş sağlanacağını vurguladı.

ABD liderliğindeki DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) siyasi kanadı olan SDK, söz konusu girişimleri, ‘ötekini kabul etme, karşılıklı tanıma ve bölünmüşlük halini sona erdirmek için herkes arasında diyalog kurma’ temel ilkeleriyle örtüşen olumlu bir adım olarak görüp memnuniyetle karşılasa da kendisi bu girişimlere dahil olmadı. SDK açıklamasında ‘güven inşa etmek ve birlikte çalışmak için köprüler kurma ve kimseyi dışlamadan herkesi kabul etme’ çağrısında bulundu.

Suriye içinde ve dışında Suveyda, Dera ve Halep kırsalından aralarında akademisyenlerin, aktivistlerin ve aydınların bulunduğu Suriyeli muhalifler, 7 Mart'ta ‘Üç Bölge Belgesi’ni açıkladı. Üç Bölge Belgesi, Suriye rejimine karşı halk ayaklanmalarının başlamasının üzerinden geçen 14 yılın ardından geçtiğimiz 7 Mart'ta ‘Vatana selam’ sloganıyla duyuruldu.

Beş ana hat

Muhalefet kanadının ortak bir söylemde buluşturulmasının yanı sıra, ayrılıkçılığa ve fanatizme sürüklenmemesi çağrısı yapılan belgeler, beş ana hat üzerine inşa edildi. Bunlardan ilki, siyasetin millileştirilmesi ve Suriye'nin egemen kararının hiçbir yabancı tarafa teslim edilmemesi, ikincisi, yaşam, özgürlük, haysiyet ve tüm Suriyelilerin haklarının korunması, üçüncüsü, Suriye'nin ve Suriyelilerin birliğinin ve Suriye'nin bir mezhep ya da etnik grubun devleti olmadığının vurgulanması, dördüncüsü, koordinasyon, diyalog ve ortak eylem çağrısı ve beşincisi, güven inşa etme ve Suriyelilerin birliğini çoğunluk ile ilişkilendirme.

SDK Başkanı Dr. Mahmud el-Meslat, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, son dönemdeki bu girişimleri memnuniyetle karşıladıklarını, bu tür siyasi hareketleri ve girişimleri kabul eden bölgelerin sakinleri tarafından ortaya koyulan ortak belgeleri ilgiyle takip ettiklerini söyledi. Suriye krizine sadece Suriyelilerin uzlaşı yoluyla siyasi çözümler üretebileceğini vurgulayan Dr. Meslat, “Suriyeliler olarak bizler, vatan sevgimizle birleşmiş, mükemmel ve ülkesini başkalarından kıskanan vatanseverleriz. Tarafgirliklerin ötesine geçerek, ulusal sabiteler üzerinde anlaşmalıyız” ifadelerini kullandı.

SDK'nın Suriyeliler için bir kurtuluş yolu olarak siyasi çözüme inanan tüm muhalif grupları, demokratik ulusal güçleri ve şahsiyetleri barındıran kapsayıcı bir ulusal proje geliştirilmesinden yana olduğunu belirten Dr. Meslat, “Ülkedeki bölünmüşlük halini sona erdirilmeli ve Suriye ulusal kimliğinin kapsayıcılığı temelinde geleceğin çoğulcu, demokratik Suriye'si inşa edilmeli” şeklinde konuştu.

Suriye'nin kıyı bölgesi şehirlerinden bağımsız Suriyeli isimler, Ulusal Eylem Topluluğu'nun kurulduğunu ve Suveyda, Dera, Halep kırsalı, kıyı bölgeleri, İdlib şehri ve işgal altındaki Golan Tepeleri’nden önde gelen şahsiyetlerin yanı sıra, ülkenin kuzeydoğu bölgelerinde faaliyet gösteren en önemli siyasi oluşum olan SDK tarafından memnuniyetle karşılanan Üç Bölge Belgesi'ne katıldıklarını açıkladılar.

Dr. Meslat, SDK'nın geçtiğimiz yıllarda konferanslar düzenleyerek ve muhalif taraflar ve şahsiyetlerle doğrudan görüşmeler yaparak, ilgili uluslararası kararlar çerçevesinde siyasi bir çözüme ulaşmak için doğrudan diyalog yoluyla ülkedeki tüm bileşenler ve siyasi güçler arasındaki güveni güçlendirmeye çalıştığını vurguladı. Dr. Meslat, “Söz konusu girişimlerde SDK'da aradığımız ilkelerden biri olan Suriye'nin tüm bölgeleriyle koordinasyon ve diyalog arzusu, ötekini kabul etme, karşılıklı tanıma ve hepimizin sıkıntısını çektiği bölünmüşlük halini sona erdirmek için herkesle diyalog ilkesini bulduk” dedi.

Suriye'nin kuzeyindeki Rakka şehrinde düzenlenen dördüncü SDK konferansından

SDK, 2015 yılında Suriye kuzeydoğu bölgesinde kurulan Demokratik Birlik Partisi (PYD) liderliğindeki özerk yönetimde yer alan siyasi partilerden oluşan geniş bir siyasi ittifak olarak dikkati çekiyor. Geçtiğimiz yıl haziran ayında muhalif Demokratik Değişim İçin Ulusal Koordinasyon Kurulu (UKK) ile birlik sağlayan SDK, 2020 yılının ağustos ayında Halkın İradesi Partisi ile de bir mutabakat zaptı imzaladı. Ancak Suriye muhalefetinin müzakere organında temsilcisi bulunmayan SDK, Cenevre'deki Birleşmiş Milletler (BM) destekli, şu an dondurulmuş haldeki görüşmelere katılmadı. 



Filistin Başbakanı Refah Sınır Kapısı’nda konuştu: İsrail, Filistin halkını aç bırakarak onları yerinden etmek ve devlet kurmalarını engellemek istiyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Refah Sınır Kapısı'nın Mısır tarafında düzenledikleri basın toplantısından (AFP)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Refah Sınır Kapısı'nın Mısır tarafında düzenledikleri basın toplantısından (AFP)
TT

Filistin Başbakanı Refah Sınır Kapısı’nda konuştu: İsrail, Filistin halkını aç bırakarak onları yerinden etmek ve devlet kurmalarını engellemek istiyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Refah Sınır Kapısı'nın Mısır tarafında düzenledikleri basın toplantısından (AFP)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Refah Sınır Kapısı'nın Mısır tarafında düzenledikleri basın toplantısından (AFP)

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa bugün, Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafına gelerek, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve bir dizi Mısırlı yetkiliyle birlikte, Mısır'ın Gazze Şeridi'ne insani yardım malzemeleri ulaştırma çabalarını inceledi.

Mustafa, İsrail'in saldırılarının devam etmesinin hiçbir yerel veya uluslararası tarafa Gazze Şeridi'ne üstünlük kurma hakkı vermeyeceğini söyledi. Gazze Şeridi'nin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) Filistin halkının tek ve meşru temsilcisi olduğunu ve hükümetin Gazze Şeridi'ndeki işleri yönetmeye yetkili tek yürütme organı olduğunu yineledi.

Mustafa, Filistin hükümetinin, tüm zorluklara rağmen, tüm kardeşler ve dostlarla iş birliği içinde, özel sektör, sivil toplum ve istekli uluslararası kuruluşlarla ortaklık içinde, Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkına karşı sorumluluklarını üstlenmeye hazır ve muktedir olduğunu vurguladı.

frgty6
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, el-Ariş Havaalanı’nda (AFP)

Filistin Başbakanı Mustafa, “Yakında Gazze Şeridi'nin işlerini yönetmek üzere bir komite kurulacağını duyuracağız. Bu komite geçici bir komite olup, Filistin hükümetine bağlı çalışacak. Söz konusu komitenin amacı, Filistin devleti ve hükümetinin Gazze Şeridi'ndeki kurumlarının anayasaya ve uluslararası kuruluşların kararlarına uygun olarak yeniden faaliyete geçirilmesidir” ifadelerini kullandı.

Mustafa sözlerini şöyle sürdürdü: “Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistin ulusal kurumlarının birliği ve tüm Filistin topraklarında bağımsız bir Filistin devletinin kurulması konusundaki ulusal iradeyi ve Arap ve uluslararası uzlaşıyı engellemeye yönelik her türlü girişimi boşa çıkaracağız.”

sdfr
Mısır tarafındaki Refah Sınır Kapısı’nda Gazze Şeridi'ne yardım malzemesi taşıyan bir kamyonun yanında bekleyen şoförler (AFP)

Mustafa, Filistin Devlet Başkan Mahmud Abbas'ın kardeş ve dost ülkelerin ve uluslararası kuruluşların desteğiyle saldırıları durdurmak, yerinden edilmeyi önlemek, devlet kurumları ve FKÖ çatısı altında vatanın iki parçasını birleştirmek için siyasi ve diplomatik girişimlerde bulunduğunu vurguladı.

Mustafa, “Filistin Yönetimi'nin kurulmasından bu yana Gazze Şeridi'ndeki halkımıza eğitim, sağlık, su, elektrik ve diğer hizmetleri sunma konusundaki taahhüdümüzü ve sorumluluklarımızı, bu bölgedeki on binlerce çalışanımızın katılımıyla sürdüreceğiz. Mısır'daki kardeşlerimizle birlikte, mümkün olan en kısa sürede Kahire'de yeniden inşa konferansı düzenlemek için çalışmaya devam edeceğiz. Arap ve uluslararası düzeyde kabul edilen Gazze'nin iyileştirilmesi ve yeniden inşası planına dayanarak, kardeşlerimiz ve dostlarımızla iş birliği içinde Gazze Şeridi'ni yeniden inşa edeceğiz” dedi.

rgty67
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafında düzenlenen basın toplantısında konuşuyor. (AFP)

Mustafa, “Refah Sınır Kapısı, İsrail'in halkımızı abluka altına alması için bir araç değil, yaşamın kapısı olmalıdır. İsrail'in geçidi kapatmaya devam etmesi ve binlerce yardım kamyonunun Gazze Şeridi'ne girmesini engellemesi, İsrail'in Filistin halkını aç bırakarak onları göç ettirmek ve bağımsız bir devlet kurmalarını engellemek istediğinin en büyük kanıtıdır” şeklinde konuştu. Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise Refah Sınır Kapısı önünde yaptığı açıklamada, “İsrail'in yardımların girişine engel olan kısıtlamaları kaldırması koşuluyla Gazze Şeridi'ne yardım yağdırmaya hazırız” dedi.

Abdulati, İsrail makamlarının Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafında bulunan 5 binden fazla kamyonun girişini engellediğini söyledi.

Abdulati, Mısır'ın ‘Filistin halkının direnişini ve kararlılığını desteklediğini ve Gazze Şeridi'nde ateşkes müzakereleri için çabalarını sürdürdüğünü’ söyledi. Abdulati, “Filistinlilerin topraklarından sürülmesine yönelik her türlü girişimi kesin bir şekilde reddediyoruz” ifadesini kullandı.

sdefrt5
Mısır'ın Kuzey Sina Valisi Halid Mucavir (solda), Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Filistin Başbakanı Muhammad Mustafa'yı, Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki Rafah Sınır Kapısı’nı ziyaret etmeden önce el-Ariş Havaalanı’na vardıklarında karşıladı. Karşılama törenine Sosyal Dayanışma Bakanı Maya Morsy de katıldı. (Reuters)

Filistin meselesinin kritik bir aşamadan geçtiğini belirten Abdulati, Mısır'ın İsrail'in ‘Büyük İsrail’ ile ilgili açıklamalarını reddettiğini, ayrıca ‘herhangi bir isim altında Gazze Şeridi'nde kalma veya Batı Şeria'yı ilhak etme niyetine’ de karşı çıktığını bildirdi.

sdfrgty
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Rafah Sınır Kapısı önünde düzenlenen basın toplantısında Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın yanında konuşuyor. (AFP)

Mısır'ın ilkeli ve kararlı tutumunu takdir eden Mustafa, sözlerine şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin temsil ettiği Mısır'ın, kendisine yönelik muazzam baskılara rağmen, sürgün planlarına karşı sağlam bir set oluşturduğu kararlı tutumunu takdir ediyorum. Ayrıca, Filistinlilerin haklarının yanında tarihi bir şekilde yer almasını, adil davamıza yönelik sağlam siyasi ve milliyetçi vizyonunu, savaşı sona erdirmek, ablukayı kaldırmak, sürgünü önlemek, yeniden inşa etmek ve Filistin'in ve ulusal kurumlarının FKÖ'nün liderliğinde meşruiyet altında birleşmesini sağlamak için sürdürdüğü çabaları takdir ediyorum.”

Mustafa, İsrail'in yardımları derhal yeniden başlatması ve açlığı sivillere karşı bir silah olarak kullanmayı bırakması için daha etkili uluslararası eylem çağrısında bulundu.