Bahreyn’deki zirveden “iki devletli çözüm” için BM güçleri konuşlandırılması çağrısı

Ebu Gayt Refah’a kara saldırısı düzenlenmesinin ‘aptallık’ olacağı uyarısında bulundu

Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Selman bin Hamed Al Halife, Arap Birliği Zirvesi hazırlık toplantı sına katılan Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarını kabul etti (SPA)
Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Selman bin Hamed Al Halife, Arap Birliği Zirvesi hazırlık toplantı sına katılan Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarını kabul etti (SPA)
TT

Bahreyn’deki zirveden “iki devletli çözüm” için BM güçleri konuşlandırılması çağrısı

Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Selman bin Hamed Al Halife, Arap Birliği Zirvesi hazırlık toplantı sına katılan Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarını kabul etti (SPA)
Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Selman bin Hamed Al Halife, Arap Birliği Zirvesi hazırlık toplantı sına katılan Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarını kabul etti (SPA)

Bahreyn'in başkenti Manama’da bugün gerçekleşecek Arap Birliği Zirvesi’nin nihai bildirisinin resmi olmayan bir taslağı yayınlandı. Söz konusu bildiri taslağında iki devletli çözüm hayata geçirilene kadar işgal altındaki Filistin topraklarında Birleşmiş Milletler (BM) barış gücü ve barışı koruma güçlerinin konuşlandırılması çağrısı yapıldı.

Şarku’l Avsat’ın bir kopyasına ulaştığı bildiri taslağında ‘siyasi süreç ve müzakereler için bir zaman sınırı koyulması’ gerektiği de vurgulandı. İki devletli çözümün uygulanması için net adımlar atılması vurgulanan taslak bildiride iki devletli çözümün hayata geçirilmesini, BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) BM Şartı'nın VII. Bölüm’ü kapsamında alacağı kararlarla 4 Haziran 1967 öncesi sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan, yaşayabilir ve toprakları bütün bir Filistin devleti kurulması, Filistin topraklarındaki her türlü işgalin sona ermesi ve İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki şehirlerin ve sivil altyapının yıkımından sorumlu tutulması şeklindeki adımların takip etmesi gerektiğinin altı çizildi.

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Bahreyn’deki Arap Birliği Zirvesi’nin ana gündem maddesinin İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısı olduğunu söyledi. Ancak bu durumun zirvenin Sudan, Yemen ve Libya'daki krizler, su güvenliği ve Arap ülkelerinin ortak hareket edebileceği diğer konular başta olmak üzere bölgesel meseleleri görüşmesini ‘engellemeyeceğini’ belirten Ebu Gayt, geçtiğimiz dönemde bu dosya üzerinde sarf edilen çabaların uluslararası kamuoyunun pusulasını değiştirmeyi başardığını hatırlattı. İsrail işgal rejiminin bir apartheid rejimi olduğunu vurgulayan Ebu Gayt “Böyle bir rejimin bu devirde yeri yoktur” dedi. İsrail’in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ı işgal etmesi ya da Filistinliler, Araplar ve uluslararası toplum tarafından reddedilen yerinden etme planını uygulaması halinde bunun ‘aptallık’ olacağını söyleyen Arap Birliği Genel Sekreteri, buna karşı uyararak “Böyle bir eylem, bölgesel istikrar ve Mısır'la barış anlaşmasına dayanan ilişkiler açısından büyük sonuçlar doğuracaktır” dedi.



Bedeviler ve Dürziler... Tarih ve Coğrafyanın "Haksızlıkları"

Bedevi savaşçıları dün Süveyda şehrinin eteklerindeki el-Mezra köyünde yakılmış bir dükkanın önünde toplandılar (AP)
Bedevi savaşçıları dün Süveyda şehrinin eteklerindeki el-Mezra köyünde yakılmış bir dükkanın önünde toplandılar (AP)
TT

Bedeviler ve Dürziler... Tarih ve Coğrafyanın "Haksızlıkları"

Bedevi savaşçıları dün Süveyda şehrinin eteklerindeki el-Mezra köyünde yakılmış bir dükkanın önünde toplandılar (AP)
Bedevi savaşçıları dün Süveyda şehrinin eteklerindeki el-Mezra köyünde yakılmış bir dükkanın önünde toplandılar (AP)

Suriye'nin Süveyda vilayetindeki kanlı olaylar, Bedevi aşiretleri ile Dürzi toplumu arasındaki eski gergin ilişkilerin iç içe geçtiği yönündeki tartışmaları yeniden canlandırdı. Bu tartışmalar, kötüleşen ekonomik durum ve temel hizmetlerin yetersizliği gibi günümüz zorluklarıyla daha da derinleşti.

Yerel gruplar ve güvenlik güçleri arasında son dönemde yaşanan çatışmalar, bu topluluklar arasındaki derin ayrışmayı ve güven eksikliğini yansıtan çelişkili anlatıları ve "şikayetleri" ortaya çıkardı.

Uzmanlar ve Suriye sahnesindeki aktörler “Bedevi kabilelerin kendilerini tarihsel ve süregelen ötekileştirmeden muzdarip bir bileşen olarak sunduklarını”, Dürzi toplumunun ise her azınlık gibi “sürekli bir tehlike ve tehdit hissiyle yaşadığını, bunun da onları kümelenmeye ve izole olmaya ittiği” değerlendirmesinde bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre hükümetin olaylara yaklaşımı “devletin egemenliği, silah sahibi olma hakkı ve güvenliği sağlama görevi” üzerine kurulu olsa da Suriye'nin farklı kesimlerinden analistler “bölünmenin kökenine inen sosyo-politik bir çözüm” çağrısında bulunuyor.