Kerime Naci
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter'in 2019 yılında Libya’nın başkenti Trablus’un kontrolünü ele geçirememesinin üzerinden dört yıl geçtikten sonra Paris'in ışıkları Libya arenasını aydınlatmak üzere geri döndü. Fransa'nın 2024 yılının başlarından bu yana Libya'ya olan ilgisi, Fransa Cumhurbaşkanı'nın Libya Özel Temsilcisi Paul Soler’in Libya’yı ziyaretiyle somutlaştı. Soler'in ziyareti Cumhurbaşkanı Macron'dan bir mesaj taşıyordu. Mesaj, Fransa'nın Libya dosyasına ve özellikle Mali, Nijer ve Burkina Faso'daki nüfuzunu kaybettikten sonra Sahel bölgesi ve Sahra Altı Afrika ülkelerine doğru genişlemek için kilit bir oyun alanı olarak gördüğü Libya’nın güney bölgelerinde seçim hakkına ulaşmak ve yeniden yapılanma çabalarını desteklemek amacıyla istikrarın sağlanmasına olan ilgisinin devam ettiğini vurguluyordu.
Fransa’nın Libya'ya olan ilgisi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile LUO Komutanı Mareşal Halife Hafter arasında şubat ayı sonlarında gerçekleşen görüşmeye de yansıdı. Elysee Sarayı’ndaki görüşmede LUO’nun ‘ülkenin istikrarının korunmasında oynadığı rolün önemini’ vurgulayan Macron, Hafter'in iç güvenliği güçlendirmenin yanında Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu'nun (UNSMIL) siyasi bölünmüşlüğü ve güvenlik güçleri arasındaki bölünmeyi sona erdirme çabalarını destekleme çabalarını övdü.
Afrika için savaş
Afrika işleri uzmanı ve araştırmacı Mohamed Torshin, Fransa'nın Libya'dan bahsederken hedefinin, Afrika'daki tarihi nüfuzunun bir arenası olarak gördüğü ve Çin ile Rusya arasında bir çatışma konusu haline gelen Libya’nın güneyi olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Fransa'nın Libya sahnesindeki yokluğunu yeniden gözden geçirmesine sebep olan birtakım nedenler olduğunu ifade eden Torshin, bunların başında da Putin'in Rusya Deniz Kuvvetleri tarafından kullanılan Tartus Deniz Üssü’nün bulunduğu Suriye'deki nüfuzunu kaybetmesinin ardından Libya'nın doğusunda Rus nüfuzunun gözle görülür şekilde artmasının geldiğini belirtti. Bu yüzden Rusların, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin ulusal güvenliklerine doğrudan bir tehdit olarak gördükleri Libya'da Akdeniz kıyılarında daha fazla mevzi elde etmeye çalıştığına dikkati çeken Torshin, Rusya'nın bu yeni konumlanmasının, Avrupa'nın Rusya tarafından her yönden kuşatıldığı anlamına geldiğini vurguladı.
Fransa’nın Libya’daki varlığının müttefiki Hafter aracılığıyla aktif hale geldiğinin altını çizen Torshin’e göre Macron, bu ilişkileri yeniden canlandırmak istiyor. Bu da onu Libya'nın derinliklerinde bir askeri üs edinmeye itiyor. Ancak mesele karmaşık ve Libya tarafı da bunun farkında. Fransa, 2019 yılında Trablus'un kontrolünü ele geçirememesinin ardından Hafter’i terk etmiş, ancak Rusya Hafter'e sadık kalmaya devam etmişti. Bu yüzden Fransa'nın şu anda Libya sahnesinde belirmesi, Rusya ile Fransa arasında, Libya'nın ve geriye kalan diğer Afrika ülkelerinin güvenlik ve istikrarı üzerinde olumsuz yansımaları olacak, yenilenecek ve stratejik açıdan önemli bir ülkeye odaklanacak bir görüş ayrılığı olduğunu gösteriyor.
Fransa'nın yeniden Libya’ya yönelmesini Sahel bölgesi ve Sahra Altı Afrika ülkelerinde devam eden ve hızlanan gerileyişine bağlayan Torshin, bu yüzden Fransa’nın Sahel bölgesi ve Sahra Altı Afrika ülkelerinde birtakım değişimler yaratmak için çalıştığından ve Libya’daki varlığı, özellikle buradaki artan güvenlik tehditleri çerçevesinde Sahel bölgesi ülkelerine geri dönmesini sağlayacağından, bölgedeki nüfuzunu ve varlığını sürdürmek için Libya gibi önemli ülkelerdeki varlığını etkili ve doğrudan bir şekilde yeniden tesis etmeye çalıştığı yorumunda bulundu.
Fransa'nın Afrika'daki nüfuzu darbelerin tehdidi altında. Mali, Nijer, Burkina Faso ve Orta Afrika'daki nüfuzunu rakibi Rusya’ya kaptıran Fransa, başta Çad ve Senegal olmak üzere Sahra Altı Afrika ülkelerindeki nüfuzunu korumak için stratejik bir koruma noktası olarak Libya'nın güneyindeki varlığını gerekli görüyor. Öte yandan bahsi geçen ülkelerde diğer komşu ülkelerle aynı yolu izleyebilecekleri kaos ortamları hakim. Bu yüzden Torshin, Fransa'nın Libya'ya olan ilgisinin, Rusya'nın nüfuzu karşısında bölgede azalmaya başlayan nüfuzunu güvence altına alma çerçevesinde arttığının altını çizdi.
Al Wigh Askeri Üssü
Libyalı askeri uzman Albay Adil Abdulkafi, Fransa’nın 2019 yılında Trablus'u ele geçiremeyeceğini anlamasının ardından Hafter'i terk etmesine rağmen, Recme’deki projeye verdiği askeri desteği geri çektiğini, ancak Rusya ve Ukrayna arasında üç yıldır devam eden savaşın yansımaları, Fransa'nın Moskova'ya karşı Kiev'i desteklemesi ve Rusya'nın Mali, Nijer ve Çad'daki Fransız askerlerinin çıkarılmasıyla sonuçlanan Sahel bölgesi ve Sahra Altı Afrika ülkelerine nüfuz etmesi nedeniyle Paris’in çektiği sıkıntılar çerçevesinde Recme Askeri Üssü ile bağlantısını koparmadığını söyledi. Abdulkafi, Rusya'nın nüfuzuna karşı büyük bir düşmanlık beslediğini söylediği Fransa’nın, Halife Hafter'in Cumhurbaşkanı Macron tarafından Fransa'ya çağrılmasının ve Libya topraklarında askeri temsil konusunu görüşmelerinin ardından ister Libya topraklarında ister Kuzey Afrika'da olsun, Rusya'nın nüfuzunun Afrika’da yayılmasına karşı Libya topraklarında bir yer edinmek için Recme Askeri Üssü aracılığıyla Libya üzerinden Afrika'daki konumunu yeniden kazanmaya çalıştığını vurguladı.
Libya’nın öneminin Akdeniz’e ya da sıcak sular olarak adlandırılan bölgeye bakan ve NATO’ya yakın bir ülke olmasından dolayı kaynaklandığını belirten Abdulkafi, Rusya'nın Libya'nın orta kesimlerindeki Cufra Hava Üssü, ülkenin güneyindeki Sebha kenti yakınlarındaki Brak eş-Şatii Hava Üssü, Libya'nın doğusundaki Bingazi şehrindeki Hadim Üssü gibi stratejik öneme sahip askeri üsleri işgal ederek elde ettiği ve şimdi de Maaten es-Sarra Hava Üssü'ne erişimini güneye doğru genişlettiği stratejik konuma işaret etti.
Libyalı askeri uzman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yüzden Fransa, başta Libya'nın güney merkezinde yer alan Al Wigh Askeri Üssü olmak üzere askeri üslerden birine yerleşerek askeri olarak temsil hakkı elde etmeye çalışıyor. Böylece Rusya’nın nüfuzuna karşı koymak ve Fransa'nın Libya topraklarındaki çıkarlarını güvence altına almayı amaçlıyor. Tüm bunlara ABD'nin Ukrayna'ya desteğini çekmeye başlamasının ardından Fransa'nın Rusya'ya karşı Avrupa’da oluşturulacak askeri güce liderlik etmesinin yanı sıra NATO için güney Akdeniz'de üsler edinme çabaları eşlik ediyor.”
Fransa'nın Libya'da askeri üslerden birinde düzenli bir güç şeklinde askeri bir temsile sahip olmak için çalıştığını belirten Abdulkafi, “Fransa gözünü Afrika ülkelerinin geri kalanına geçiş köprüsü olarak kullanmak için Recme Askeri Üssü’nün etki alanında bulunan Al Wigh Askeri Üssü’ne dikmiş durumda. Hafter aracılığıyla bu üsse yerleşecek olan Fransa, böylece Rusya'nın Kuzey Afrika'daki nüfuzuna karşı koyabilecek ve Sahel bölgesi ve Sahra Altı Afrika ülkelerine nüfuz ederek bazı Afrika ülkelerini Fransa'nın elinden alan Rusya'ya bir darbe indirebilecek” değerlendirmesinde bulundu.
Fransız usulü intikam
Fransa'nın Rusya'dan intikam almak istediğini ve bu yüzden Libya üzerinden Afrika'daki konumunu yeniden kazanmaya çalıştığını ifade eden Libyalı askeri uzman, bunun da Rusya'nın nüfuzunun Afrika’da yayılması karşısında ülkelerinin rejimlerine karşı çıkan Afrikalı isimleri desteklemesinin önünü açacağını belirtti. Abdulkafi, kısa süre önce Libya'nın güneyindeki Katrun kentinde tutuklanan ve Fransa'nın baskısıyla serbest bırakılan Nijerli muhalif lider Mahmud Salah ile olan ilişkisini de buna bağlıyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Salah'ın Rusya’nın Afrika’daki nüfuzuna karşı olduğunu, dolayısıyla Nijer’de gücü azaldıktan sonra kaçak olarak Libya'ya sığındığını söyleyen Abdulkafi, Salah’ın Fransa’nın istihbarat konusunda güvendiği bir adam olduğunu vurguladı. Abdulkafi, Mahmud Salah’ın ülkesi Nijer başta olmak üzere Rusya’nın Sahel bölgesi ve Sahra Altı Afrika ülkelerindeki nüfuzuna karşı operasyonlar yürütmek üzere Fransa tarafından silah ya da bilgi ile destekleneceğini ve bir sonraki aşamada bu alanda rol üstleneceğini düşünüyor.
Libya, silah tedariki ve Rus paralı askerlerinin hareketliliği için güvenli bir koridor olması nedeniyle gerek Fransa ve gerek Rusya için Sahel bölgesi ve Sahra Altı Afrika ülkelerine yönelik askeri operasyonlarını başlatmalarına uygun bir platform olarak görülüyor. Dolayısıyla Fransa, ilki Rusya’nın Afrika’daki gücünü budamak olan çıkarlarına ulaşmak için bu stratejinin en uygun strateji olduğunu düşünüyor. Çünkü mevcut gelişmeler, NATO ülkeleri ile Rusya arasında Doğu Avrupa’da ya da Afrika'da çatışmalara işaret ediyor. ABD'nin barışı tesis etme çabalarına rağmen Gergin bir atmosfer hakim. Rusya’nın Kuzey Kore ve İran'dan, Ukrayna’nın ise Avrupa ülkelerinden silah sevkiyatı ve askeri takviyeleri devam ediyor. Verilere göre bu ülkeler arasında yakında askeri çatışmalar patlak verebilir. Doğu Avrupa’nın bir noktada bu çatışmanın yaşanabileceği aday arenalardan biri olarak görülürken ister Libya ister Sahel bölgesi ve Sahra Altı Afrika ülkeleri olsun, Kuzey Afrika da bu çatışma için açık bir arena haline gelebilir.
Abdulkafi, yukarıda anlatılanlara dayanarak Fransa'nın Libya'nın doğusunu, güneyini ve orta kesimlerinin kontrol edildiği Recme Askeri Üssü konusunda anlaşarak Libya'nın içinde konumlanmaya çalıştığını ve böylece Rusya’nın hem Libya’da hem de Sahel bölgesi ve Sahra Altı Afrika ülkelerinde nüfuzunun kapsamını genişletmesine karşı tek kurtarıcı ve ana geçiş köprüsü haline geldiğini söyledi. Fransa'nın amacının Rusya'nın daha fazla nüfuz etmesine izin vermemek olduğunu belirten Libyalı askeri uzman, bunun da Sahel bölgesi ve Sahra Altı Afrika ülkelerinde, özellikle Nijer’de Mahmud Salah gibi Afrikalı muhalif liderler ve onların grupları aracılığıyla bazı askeri faaliyetlere destek vererek ya da Mali'de Azavad Ulusal Kurtuluş Hareketi’ni ya da Rusya’nın varlığına karşı çıkan başka bir Afrikalı gücü destekleyerek gerçekleşeceğini vurguladı.
Abdulkafi’ye göre Fransa, Rusya’nın Sahel bölgesi, Sahra Altı Afrika, Orta ve Batı Afrika ve Afrika Boynuzu ülkelerindeki varlığına karşı bir role sahip olmak amacıyla bu ülkelerde yerel silahlı gruplar oluşturarak daha sonraki bir aşamada onlara silahlı destek sağlama yoluna gidecek.