Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanımaları Filistin’in devletleşme sürecini canlandırdı

Arap ülkeleri, Filistin’i tanıma açıklamalarını memnuniyetle karşılarken Suudi Arabistan’ın rolüne övgüde bulundular. ABD, tek taraflı olarak tanımayı reddederken İsrail, gelişmeler karşısında öfkeli.

Başbakan Sanchez, İspanya Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada ülkesinin Filistin devletini tanıdığını açıkladı (DPA)
Başbakan Sanchez, İspanya Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada ülkesinin Filistin devletini tanıdığını açıkladı (DPA)
TT

Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanımaları Filistin’in devletleşme sürecini canlandırdı

Başbakan Sanchez, İspanya Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada ülkesinin Filistin devletini tanıdığını açıkladı (DPA)
Başbakan Sanchez, İspanya Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada ülkesinin Filistin devletini tanıdığını açıkladı (DPA)

Avrupa ülkeleri; İrlanda, İspanya ve Norveç, 28 Mayıs'tan itibaren geçerli olacak bir kararla Filistin devletini tanıdıklarını açıklayarak Filistinlilerin bağımsız devlet kurma çabalarına açık bir şekilde destek verdiler. Ancak üç Avrupa ülkesinin Filistin devletini tanıma kararı İsrail'i kızdırdı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu kararları ‘terörizm için bir ödül’ olarak nitelendirirken ABD Başkanı Joe Biden'ın Sözcüsü, ABD'nin Filistin devletinin ‘tek taraflı olarak tanınmasına’ karşı olduğunu açıkladı.

İrlanda, İspanya ve Norveç eşzamanlı olarak yaptıkları açıklamalarda, aldıkları kararla Gazze'de ateşkese ulaşma çabalarını hızlandırmayı amaçladığını belirttiler. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, İspanya Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, “Umarız bizim (Filistin devletini) tanınmamız ve gerekçelerimiz diğer Batılı ülkelerin de aynı şeyi yapmasına katkıda bulunur. Çünkü ne kadar çok olursak, ateşkesi uygulamak, Hamas'ın elindeki rehineleri kurtarmak ve bir barış anlaşmasına ulaşılmasını sağlayacak siyasi bir süreci yeniden başlatmak için o kadar çok güce sahip oluruz” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Norveç Başbakanı Jonas Gahr Stoere, hem İsrailliler hem de Filistinliler için siyasi çözüm sağlayan tek alternatifin iki devletin barış ve güvenlik içinde yan yana yaşaması olduğunu belirtti. İrlanda Başbakanı Simon Harris ise ülkesinin ‘İsrail'in komşularıyla barış içinde var olma hakkını tam olarak tanıma konusunda kararlı olduğunu’ söyledi.

Diğer taraftan Filistin Devlet Başkanlığı, Avrupa ülkelerinden üçünün Filistin devletini tanımalarının Filistin halkının kendi toprakları üzerinde kendi kaderini tayin etme hakkının güvence altına alınmasına katkıda bulunduğunu açıkladı. Filistin Devlet Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, geçtiğimiz kasım ayında Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde alınan kararla kurulan Bakanlar Komitesi'ne teşekkür edilirken komitenin bu yöndeki çabalarını, temaslarını ve ziyaretlerini sürdürdüğü belirtildi. Filistin Devlet Başkanlığı, Riyad’daki zirvede görevlendirilen Bakanlar Komitesi’nin çabalarına övgüde bulunurken Suudi Arabistan, üç Avrupa ülkesinin Filistin devletini tanıma kararı almasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Suudi Arabistan, diğer ülkeleri de bir an önce aynı kararı almaya çağırdı. Arap dünyasından başka ülkeler de üç Avrupa ülkesinin kararına övgüler yağdırdı.

Buna karşın İsrail, İrlanda, İspanya ve Norveç'teki büyükelçilerini acil istişareler için geri çağırdı.



Trump'ın elçisi: Amerika, İsrail'i hiçbir şeye zorlayamaz

ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrak, Beyrut'ta düzenlenen basın toplantısında (AFP)
ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrak, Beyrut'ta düzenlenen basın toplantısında (AFP)
TT

Trump'ın elçisi: Amerika, İsrail'i hiçbir şeye zorlayamaz

ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrak, Beyrut'ta düzenlenen basın toplantısında (AFP)
ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrak, Beyrut'ta düzenlenen basın toplantısında (AFP)

ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrack bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin Lübnan ve İsrail arasındaki çatışma konusunda İsrail'i hiçbir şeye "zorlayamayacağını" söyledi. Beyrut'ta düzenlediği basın toplantısında, "ABD'nin İsrail'i herhangi bir şeye zorlama hakkı yoktur. Amerika sadece etkileyebilir" ifadelerini kullandı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre, "Düşmanca koşullar altında hiçbir yere daha fazla kara kuvveti konuşlandırmayacağız" dedi.

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın ABD elçisi Thomas Barrack'ı kabul ettiğini ve kendisine, 27 Kasım 2024 tarihli bildiriden, Lübnan hükümetinin bakanlar kurulu açıklamasına ve özellikle Cumhurbaşkanı'nın göreve başlama konuşmasına kadar Lübnan'ın taahhütlerini uygulamaya yönelik kapsamlı bir muhtıra taslağı verdiğini bildirdi.

“Hizbullah” Genel Sekreteri Naim Kasım, ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrak'ın gelişinden önce, “kendi tarzında” müzakere ederek siyasi tavrını “yükselteceğini” açıkladı. Bunu anlaşmayı engellemek için değil, yeniden şekillendirilen yapı içinde partinin siyasi geleceği konusunda halkın güvenini kazanmak için gerekli garantileri almak amacıyla yaptığını söyledi.

Kaynaklar, Kasım'ın ilk anlaşmayı uygulamakta ısrarcı olmasının ve yeni bir anlaşma için müzakerelere girmeyi reddetmesinin, İsrail'in silahlarını bırakmasını haklı gösterecek garantileri ABD'den almaya ihtiyaç duymasından kaynaklandığını belirtiyor.

Suriye konusunda ise ABD özel temsilcisi, “Amerika, Suriye'nin Süveyda kentindeki gelişmeleri inanılmaz bir endişe, acı, empati ve yardımlaşma duygusuyla takip ediyor” dedi.

Süveyda'da yerel silahlı gruplar ile Bedevi aşiretleri arasında birkaç gün süren kanlı çatışmalarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.