Arap zamkı, nasıl Sudan iç savaşının fon kaynağına dönüştü?

Birleşmiş Milletler verilerine göre Sudan'da en az 18 milyon kişi akut açlıkla karşı karşıya (Reuters)
Birleşmiş Milletler verilerine göre Sudan'da en az 18 milyon kişi akut açlıkla karşı karşıya (Reuters)
TT

Arap zamkı, nasıl Sudan iç savaşının fon kaynağına dönüştü?

Birleşmiş Milletler verilerine göre Sudan'da en az 18 milyon kişi akut açlıkla karşı karşıya (Reuters)
Birleşmiş Milletler verilerine göre Sudan'da en az 18 milyon kişi akut açlıkla karşı karşıya (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), gıdadan kozmetiğe çeşitli ürünlerde kullanılan Arap zamkının, Sudan'daki iç savaşın fon kaynaklarından birine dönüştüğünü yazdı.

Haberde, Arap zamkından elde edilen gelirin hem Sudan ordusuna hem de onlara karşı savaşan paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri'ne (HDK) önemli gelir kaynağı sağladığı belirtildi. 

Kamyonuyla Arap zamkı taşıyan Muhammed Caber, El Ubeyd şehrinden geçerken kontrol noktalarındaki HDK savaşçılarına yaklaşık 330 dolar ödediğini söyledi. 

Caber, ayrıca kendisi gibi Arap zamkı taşıyan birçok şoförün, konvoylara eşlik eden HDK savaşçılarına 60 ila 100'er dolar ödediğini belirtti. 

Şoför, HDK'nin istenen miktarları ödemeyenlerin mal ve araçlarına el koyduğunu savundu. Paramiliter oluşum, haziranda El Ubeyd'in kontrolünü ele geçirmişti.

Dünyadaki Arap zamkının yaklaşık yüzde 80'i Sudan'daki akasya ağaçlarından elde ediliyor. 

Ülkenin başlıca gelir kaynaklarından biri konumundaki Arap zamkı birçok yiyecek, içecek, kozmetik ürün ve ilaçta stabilizatör, kıvam arttırıcı ya da emülgatör olarak kullanılıyor. 

Zamkın elde edildiği akasya ağaçları da Sudan'ın batıdaki Çad sınırından doğuda Etiyopya'yla sınırına kadar uzanan yaklaşık 520 bin kilometrekarelik çöl kuşağında yetişiyor. 

Sudan, 2022'de yaklaşık 183 milyar dolar değerinde Arap zamkı ihraç etmişti. Zamkın ticaretiyle uğraşanlar, ürünün fiyatının yaklaşık üçte iki oranında artarak ton başına 5 bin dolara kadar yükseldiğini söyledi.

Haberde, Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdülfettah Burhan komutasındaki yönetimin, Arap zamkı ihracatından aldığı vergiyle HDK gibi kendisine bir gelir kapısı oluşturduğu belirtildi. 

Sudanlı akademisyen Rabie Abdelaty, "Arap zamkı ihracatından elde edilen gelir doğrudan bu savaşı finanse ediyor" dedi.

WSJ, buna rağmen çok az şirketin Sudan'dan zamk tedarikini durdurmaya yönelik adım attığına dikkat çekti. 

İsviçre merkezli gıda devi Nestle, zamkların Sudan'dan değil Çad, Nijer ve Mali'den alındığını savundu. İtalyan çikolata şirketi Ferrero ise "tüm tedarik sürecinin sıkı denetimden geçirildiğini" bildirdi. 

Bitkisel ürün ve gıdaya odaklanan Fransız firması Nexira ise zamk tedarikinin geçen yıl üç aylığına durdurulduğunu fakat daha sonra devam edilmesi kararı alındığını belirtti.

Diğer yandan haberde, zamk alımının durdurulmasının geçimlerini buna bağlayan birçok Sudanlı çiftçiyi zor durumda bırakabileceğine de işaret edildi. 

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'ndan Rachid Amui, zamk alımıyla ilgili kararların küresel piyasalara doğrudan yansıyacağını belirterek, "Dünya pazarında büyük bir Arap zamkı kıtlığı yaşanırsa bu, çok ciddi etkileye yol açabilir" dedi. 

Sudan iç savaşı

Burhan yönetimiyle General Muhammed Hamdan Dagalo liderliğindeki HDK arasında yaşanan anlaşmazlıklar, geçen yıl nisanda sıcak çatışmaya dönüşmüştü.

Birleşmiş Milletler verilerine göre, 50 milyon nüfusa sahip Sudan'da iç savaş nedeniyle en az 8,5 milyon kişi yerinden edilirken, çatışmalarda yaklaşık 14 bin kişi yaşamını yitirdi. 

Independent Türkçe



Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
TT

Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)

Şam, bugün ‘kurtuluşunun’ birinci yıldönümünde Suriyelilerin ülkelerine dönüşünü, eski rejimin çöküşünü ve lideri Beşşar Esed'in ülkeden kaçışını kutluyor.

Adeta bir tatil havasının hakim olduğu başkentte, geri dönüş hakkının sevinci, hatıraların ağırlığıyla iç içe geçmiş durumda. Sokaklar ise ‘karanlık dönemin’ sembollerinin yerini alan yeni bir kimliği yansıtıyor. Silahlı grupların üyeleri yeni devletin güvenlik kurumlarına entegre edilirken Şamlılar gelecekleriyle ilgili endişelerinin bir kısmından kurtulmuş durumdalar.

Süslemelerin, kalabalıkların, dolu otellerin ve yıllarca süren sürgünün ardından geri dönenlerin ardında, hala kayıp olanların aileleri ve yıkılmış bölgelerin sakinleri arasında hiç bitmeyecek bir hüzün var. Yine de insanlar, sanki ‘duvarların artık kulakları yokmuş’ gibi, açıkça konuşma cesaretini yeniden kazandılar ve bireysel karar verme gücünü ve geri dönme hakkını yeniden kazandıklarına dair genel duygularını ifade ettiler.

Bu değişim, 8 Aralık 2024 tarihinde Beşşar Esed'in ülkenden kaçışının ardından yaşanan hareketli gecenin hatıralarını silebilmiş değil. O gece, güvenlik kurumları çöktü, silahlı gruplar kritik öneme sahip karargahları yağmalamak için acele etti ve eski rejimin üyeleri üniformalarını sokaklarda bıraktı. Şam kaosun eşiğine gelmişti.

Ancak Cisr el-Ebyad, Bab Tuma ve el-Kassa gibi mahalleler, doktorlar, öğrenciler ve tüccarlardan oluşan geçici mahalle komiteleri sayesinde kendilerini korumayı başardılar. Bu girişimler sayesinde 200'den fazla hırsız tutuklandı ve mezhep çatışmaları önlerken halkın durumun kontrolden çıkmasını engelleme yeteneğini ortaya koydu.

Öte yandan Tahran'da bugün, İran'ın Suriye'deki dayanak noktasını kaybetmesi, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ‘dış komplo’ hakkındaki konuşması, Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Suriye'yi ‘35. Eyalet’ olarak görmesi, diplomasinin savunulması ve milletvekillerinin on milyarlarca doların israf edildiği yönündeki suçlamaları arasında ‘direniş çadırının ana direğinin’ çöküşüyle ilgili çelişkili haberler basında yer alıyor.


Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
TT

Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) lideri Samir Caca, Hizbullah'ın askeri kanadının Lübnan'ın en büyük sorunu olduğunu söylerken Hizbullah’ın askeri yapısının tasfiyesini geciktirmek için hiçbir neden olmadığını savunuyor.

Caca, LK’nin ilk genel konferansında, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam'a açık bir mesaj göndererek şunları söyledi:

“Hizbullah'ın askeri kanadının, yaşadığımız büyük sorunun merkezinde olduğu artık açıkça ortada. Herkes, bu sorunun çözülmesinin mali durumu hafifletmek için bir ön koşul olduğu konusunda hemfikir.”

Caca ayrıca, önümüzdeki bahar için planlanan parlamento seçim yasası ile ilgili olarak Meclis Başkanı Nabih Berri'ye bir mesaj gönderdi. Ona, iç düzenlemelerin uygulanmak için oluşturulduğunu, partizan amaçlara ulaşmak, parlamentonun işleyişini bozmak ve parlamento seçimlerini sekteye uğratmaya çalışmak için kullanılmak üzere oluşturulmadığını söyledi.


Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
TT

Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)

Hamas'tan üst düzey bir yetkili dün yaptığı açıklamada, hareketin İsrail ile varılan ateşkes anlaşması kapsamında silah cephaneliğinin "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazır olduğunu belirtti. Yetkili, böylece ABD arabuluculuğundaki anlaşmanın en karmaşık konularından birini çözmek için olası bir formül önerdiğini söyledi.

Hareketin siyasi büro (karar alma organı) üyesi Basem Naim'in açıklamaları, tarafların anlaşmanın ikinci ve daha karmaşık aşamasına geçmeye hazırlandığı bir zamanda geldi.

Naim, hareket liderlerinin çoğunun bulunduğu Katar'ın Doha kentinde Associated Press'e (AP) verdiği demeçte, "Daha fazla gerilimi veya daha fazla çatışma veya patlamayı önlemek için kapsamlı bir yaklaşım benimsemeye açığız" ifadelerini kullandı.

Naim, Hamas'ın "direnme hakkını" koruduğunu, ancak hareketin Filistin devleti kurma sürecinin bir parçası olarak silah bırakmaya hazır olduğunu ifade etti. Naim, bunun nasıl uygulanacağı konusunda ayrıntı vermese de müzakerelere olanak sağlamak için beş ila on yıllık uzun vadeli bir ateşkes önerdi.

Naim, "bu sürenin ciddi ve kapsamlı bir şekilde kullanılması gerektiğini" vurgulayarak, Hamas'ın silahlarıyla ilgili mevcut seçeneklere "çok açık" olduğunu belirtti. Naim, "Filistin'in ateşkes veya müzakere süresince silahların hiçbir şekilde kullanılmayacağına dair garanti vermesiyle, silahların dondurulması, depolanması veya imha edilmesi hakkında konuşabiliriz" ifadesini kullandı.

Ateşkes, ABD Başkanı Donald Trump'ın ekim ayında sunduğu ve "garantör devletler" olarak hareket eden uluslararası tarafların da katılımıyla hazırlanan 20 maddelik bir plana dayanıyor. Naim, "planın çok fazla açıklığa kavuşturulması gerektiğini" belirtti.

Uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılması şu anda en acil endişeler arasında.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre en önemli konulardan biri, bu gücün Hamas'ı silahsızlandırmaktan sorumlu olup olmayacağı.

Naim, bunun Hamas için kabul edilemez olduğunu ve hareketin, söz konusu gücün anlaşmanın uygulanmasını izlemesini beklediğini vurguladı. Naim, "Ateşkes anlaşmasını izlemek, ihlalleri bildirmek ve olası bir gerilimi önlemek için sınıra yakın bir BM gücünün bulunmasını memnuniyetle karşılıyoruz" dedi. "Ancak, bu güçlere Filistin topraklarında silahsızlanma veya bu tür eylemlerde bulunma yetkisi verilmesini kabul etmiyoruz" diye ekledi.

Naim, ilerlemenin bir işareti olarak, Hamas ve rakibi Filistin Yönetimi'nin, Gazze'deki günlük işleri yönetecek yeni teknokrat komiteyi kurma konusunda ilerleme kaydettiğini açıkladı.

Yönetim ve Hamas'ın, Batı Şeria'da ikamet eden ancak aslen Gazzeli olan Filistin hükümetinden bir bakanın komiteye başkanlık etmesi konusunda anlaştıklarını söyledi.