Fransa: Aralarında Ali Memluk'un da bulunduğu üç Suriyeli yetkiliye ömür boyu hapis cezası

Üç güvenlik görevlisinin Fransız mahkemesindeki davasıyla bağlantılı olarak Paris'te bir araya gelen Suriyeli aktivistler (Arşiv - EPA)
Üç güvenlik görevlisinin Fransız mahkemesindeki davasıyla bağlantılı olarak Paris'te bir araya gelen Suriyeli aktivistler (Arşiv - EPA)
TT

Fransa: Aralarında Ali Memluk'un da bulunduğu üç Suriyeli yetkiliye ömür boyu hapis cezası

Üç güvenlik görevlisinin Fransız mahkemesindeki davasıyla bağlantılı olarak Paris'te bir araya gelen Suriyeli aktivistler (Arşiv - EPA)
Üç güvenlik görevlisinin Fransız mahkemesindeki davasıyla bağlantılı olarak Paris'te bir araya gelen Suriyeli aktivistler (Arşiv - EPA)

Suriye rejiminin üç yetkilisi dün Fransa'da insanlığa karşı işlenen suçlara iştirakten gıyaben yargılandıktan sonra, müebbet hapis cezası talep edildi.

Paris Ceza Mahkemesi ayrıca Ulusal Güvenlik Dairesi eski müdürü Ali Memluk, Hava Kuvvetleri İstihbarat eski müdürü Cemil Hassan ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Soruşturma Şubesi eski müdürü Abdel Salam Mahmud hakkındaki uluslararası tutuklama emirlerinin yürürlükte kalmasına karar verdi.

Hiyerarşik konumları nedeniyle Memluk, Hasan ve Hammud'un, her ikisi de Fransız vatandaşı olan Mazen Al-Dabbagh ve oğlu Patrick Dabbagh’ın zorla ortadan kaybolmasında ve ölümünde rol oynadığından şüpheleniliyor.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre baba ve oğul, 2013 yılında Şam'da tutuklanmış Hava Kuvvetleri İstihbarat birimine bağlı Mezzeh Havaalanı gözaltı merkezine nakledilmiş ve 2018 yılında ölümleri açıklanana kadar izleri bulunamamıştı.

Ancak, Paris Mahkemesi İnsanlığa Karşı Suçlar Birimi tarafından yürütülen soruşturmalar, işkence gördüklerinin ve bunun sonucunda öldüklerinin "yeterince kanıtlanmış" olarak kabul edilmesini sağladı.

Bu dava sayesinde, Suriye rejimi tarafından Suriyeli sivillere karşı işlenen yaygın ve sistematik ihlaller, Fransız yargı tarihinde benzeri görülmemiş bir şekilde bu dava çerçevesinde tartışmalara yol açmıştır.

Savcı, Mazen Al-Dabbagh ve Patrick al-Dabbagh’ın mağdur olduğu olayların "onlarca hatta binlerce Suriyelinin kendilerini içinde görebileceği bir çerçevede yer aldığını" vurguladı.



“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
TT

“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)

Lübnan’daki Hizbullah Hareketi, üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını hedef alan ‘en büyük güvenlik ihlali’ ile karşı karşıya kaldı. Bu güvenlik ihlali, Hizbullah’ın Lübnan’daki ve Suriye'deki kaleleri olarak kabul edilen bazı bölgelerde yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralanmasına ve 9 kişinin ölümüne neden olurken yaralıların sayısı hastanelerin kapasitesini aştı.

Suriye basını Suriye'de bulunan çok sayıda Hizbullah üyesinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam’ın kentsel ve kırsal kesimlerinde Hizbullah üyelerinin bazılarının taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Suriye’nin başkenti Şam'daki Kefer Susa Mahallesi yakınlarında seyir halindeki bir araçta bir çağrı cihazı patladı. İsrail’in Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah üyeleri tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını hedef alan eş zamanlı siber saldırısı sonucunda Lübnan'da birkaç cihaz daha patladı.

Güvenlik ihlali saat 15.30 sularında Beyrut'un güney banliyölerinde bir kişinin elindeki cep telefonunun patlamasıyla başladı. Ardından Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen ‘patlamalar’ birbirini takip etti.

Lübnan’ın güney banliyölerinde, Nebatiye’de ve Bekaa'da yollarda kanlar içinde yatan onlarca insanın görüldüğü görüntüler düşmeye başladı. Ardından Hizbullah, çağrı cihazı taşıyan herkesten bu cihazları atmalarını isteyen bir açıklama yapıldı. İç Güvenlik Güçleri de vatandaşlardan yaralılara yardım edilmesini ve hastanelere kaldırılmalarını kolaylaştırmak için yolları açmalarını istedi. Genelkurmay Başkanlığı, vatandaşlardan, sağlık ekiplerinin olay yerlerine ulaşmalarını kolaylaştırmak amacıyla patlamaların yaşandığı bölgelerde toplanmamalarını istedi.

xy6muu7
Beyrut'un güney banliyösünde yaralıların tedavisine yardımcı olmak için kurulan çadırda kan vermek için bekleyen bağışçılar (AFP)

Reuters, Hizbullah yetkililerinin birinin çağrı cihazlarının patlatılması olayının şimdiye kadarki en büyük güvenlik ihlali olduğunu söylediğini aktardı. Reuters’ın emniyet kaynaklarından aktardığına göre Hizbullah, patlayan çağrı cihazları üyelerine daha yeni dağıtmıştı. Fransız Haber Ajansı (AFP) da Hizbullah'a yakın kaynakların ‘yeni çağrı cihazlarının lityum pillere sahip olduklarını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüklerini’ söylediklerini aktardı.

ABD merkezli gazete New York Times’ın (NYT) konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere dayandırdığı haberine göre cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca bip sesi çıkardı. Saldırıda Hizbullah üyelerine ait yüzlerce çağrı cihazı hedef alındı. Sosyal medyada dolaşan videolarda cihazların yollarda, dükkanlarda ve evlerde insanların ellerinde patladığı ve maddi hasara yol açtığı anlar görülüyor.

Hizbullah: Geniş kapsamlı inceleme başlatıldı

‘Güvenlik ihlalinden’ yaklaşık üç saat sonra Hizbullah tarafından yapılan ilk açıklamada dün öğleden sonra saat 15.30 sularında Hizbullah'ın çeşitli birimlerinde ve kurumlarında çalışanların iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının patladığı duyuruldu. Açıklamada “Sebebi açıklanamayan patlamalar şimdiye kadar bir çocuğun ve iki kardeşin ölümüne ve birkaç kişinin de yaralanmasına neden oldu” denildi.

Açıklamada Hizbullah'ın uzman kurumlarının şu an eş zamanlı patlamaların nedenlerini belirlemek için geniş kapsamlı bir güvenlik soruşturması başlattığı belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan ikinci açıklamada ise “Mevcut tüm gerçekleri ve verileri inceledikten sonra, bu canice saldırıdan tamamen düşmanımız İsrail'i sorumlu tutuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

xc
Başbakan Mikati'nin Milletvekili Ali Ammar'ın oğlu için taziye ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Öte yandan Bakanlar Kurulu, Lübnan'ın egemenliğinin ağır bir ihlali olan ve suç teşkil eden İsrail'in bu saldırganlığını kınadı. Hükümetin ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekli tüm temasları derhal başlatarak bu suçla ilgili sorumluluklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Bakanlar Kurulu, gelişmelerin takip edilebilmesi için toplantılarını kamuoyuna açık olarak yapma kararı aldı.

Bu arada Başbakan Necip Mikati, Milletvekili Ali Ammar'ı ziyaret ederek oğlu için başsağlığı diledi.