Sudan: Rusya, silah ve mühimmat karşılığında Kızıldeniz'de yakıt ikmal istasyonu istiyor

Sudan Ordu Komutanı Yardımcısı Korgeneral Yasir el-Ata (SUNA)
Sudan Ordu Komutanı Yardımcısı Korgeneral Yasir el-Ata (SUNA)
TT

Sudan: Rusya, silah ve mühimmat karşılığında Kızıldeniz'de yakıt ikmal istasyonu istiyor

Sudan Ordu Komutanı Yardımcısı Korgeneral Yasir el-Ata (SUNA)
Sudan Ordu Komutanı Yardımcısı Korgeneral Yasir el-Ata (SUNA)

Sudan ordusunun üst düzey komutanlarından Yasir el-Ata dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Rusya'nın silah ve mühimmat sağlama karşılığında Kızıldeniz'de bir yakıt ikmal istasyonu kurmak istediğini ve bu konudaki anlaşmaların yakında imzalanacağını bildirdi.

Sudan Egemenlik Konseyi üyesi ve Ordu Komutanı Yardımcısı olan el-Ata, Al Hadath TV'ye yaptığı açıklamada, “Rusya bize silah ve mühimmat sağlama karşılığında Kızıldeniz'de bir yakıt ikmal noktası talep etti” ifadesini kullandı.

El-Ata ayrıca, Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın ‘yakında Rusya ile anlaşmalar imzalayacağını’ da sözlerine ekledi.

İki ülke eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir döneminde bir deniz üssü kurulması için anlaşma imzalamış, ancak ordu komutanları daha sonra planın gözden geçirildiğini ve hiçbir zaman uygulanmadığını söylemişti.

Batılı diplomatlara göre Rusya, bir yıldır Sudan ordusuyla savaş halinde olan ve Rus özel askeri grubu Wagner ile de bağları bulunan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile de daha önce ilişkiler geliştirdi.



İsrail ordusunun “canlı kalkan” olarak kullandığı Mücahid el-Abadi ayrıntıları anlattı

Fotoğraf: Reuters/AP
Fotoğraf: Reuters/AP
TT

İsrail ordusunun “canlı kalkan” olarak kullandığı Mücahid el-Abadi ayrıntıları anlattı

Fotoğraf: Reuters/AP
Fotoğraf: Reuters/AP

Mücahid el-Abadi, İsrail güçlerinin amcasının mahallesine girip girmediğine bakmak için dışarı çıktığında, koluna ve ayağına bir kurşun isabet etti. Bu, yaşadığı çilenin sadece başlangıcıydı. Saatler sonra kendisini dövülmüş, kanlar içinde ve yolda ilerleyen bir İsrail askeri cipinin kaputuna bağlanmış halde buldu.

Ordu başlangıçta el-Abadi'nin şüpheli olduğunu açıkladı; ancak daha sonra el-Abadi'nin İsrail güçleri için bir tehdit oluşturmadığını ve çapraz ateş altında kaldığını kabul etti.

frvrbftr
Mücahid el-Abadi, İsrail ordusu tarafından vurulup kötü muameleye maruz kaldıktan sonra Batı Şeria'daki İbn Sina Hastanesi'nde tedavi görüyor (AP)

24 yaşındaki gencin bir cipin üzerine bağlandığını gösteren video sosyal medyada viral oldu ve ABD de dahil olmak üzere geniş çaplı kınamalara yol açtı.

Pek çok kişi bunun İsrail askerlerinin onu canlı kalkan olarak kullandığını gösterdiğini söyledi ki bu, İsrail'in Gazze'deki savaş sırasında Hamas'a defalarca yönelttiği bir suçlama idi.

fvbrg

İsrail ordusu olayı soruşturduğunu açıklarken, Filistinliler bunu İsrail'in 7 Ekim'den bu yana şiddetin tırmandığı ve Gazze'deki savaşın patlak vermesine neden olan işgal altındaki Batı Şeria'ya yönelik savaşında bir başka acımasız eylem olarak değerlendirdi. AFP’ye dün (Salı) hastane yatağından konuşan el-Abadi, cumartesi günü bir ses duyduktan sonra Batı Şeria'nın Cenin kentindeki amcasının evinden ayrıldığını söyledi.

Abadi, "Neler olduğunu görmek için dışarı çıktım ve komşuların evlerine doğru baktım; orduyu gördüm. Eve geri dönmeye çalıştığımda ise aniden bana doğru yoğun ve gelişigüzel ateş açıldı. Yanımda bulunan bir kişi de yaralandı" şeklinde konuştu.

Kolundan vurulduktan sonra bir arabasının arkasına saklanmış. Daha sonra ayağından tekrar vurulmuş. Hareket edemeyince babasını arayıp, ölmek üzere olduğunu söylemiş.

Oğlunun hasta yatağının yanında duran babası Raid el-Abadi, "Ona bilincini kaybetmemeye çalışmasını, benimle konuşmaya devam etmesini istedim, sonra aniden bağlantı kesildi" dedi.

Raid daha sonra sosyal medyada, baskında bir Filistinlinin öldürüldüğüne dair yanlış haberler görmüş, "Yıkıldım çünkü oğlum olduğundan yüzde 90 emindim," dedi.

El-Abadi ölmemişti; ancak, onun acısı daha yeni başlamıştı.

fdvrgbtny
Mücahid el-Abadi Batı Şeria'daki İbn Sina Hastanesi'nde otururken kolundan nasıl vurulduğunu ve kanlar içinde kaldığını anlatıyor (AP)

Birkaç saat sonra İsrail askerleri onu bulmuş. Başına, yüzüne ve çeşitli yerlerine vurduklarını söylüyor. Daha sonra onu bacaklarından tutup sürüklediler, ellerinden ve ayaklarından tutup kaldırarak askeri bir cipin kaputunun üzerine attılar.

Mücahid el Abadi şöyle diyor: "Araba çok sıcak olduğu için çığlık attım, sonra askerlerden biri bana küfretmeye başladı ve susmamı söyledi."

Ordu, güçlerinin El-Abbadi'yi sağlık görevlilerine ulaştırmak için cipin kaputuna bağladığını açıkladı.

Ancak Filistin Kızılayı Sözcüsü Nebal Farsakh, ordunun bölgeyi kuşattığını ve sağlık görevlilerinin yaralılarla ilgilenmesini en az bir saat boyunca engellediğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre araç içi kamera görüntülerinde el-Abadi'nin kelepçelendiği cip, en az iki ambulansın önünden geçiyor. El-Abadi, askerler kendisini serbest bırakıp sağlık görevlilerine teslim etmeden önce cipte yaklaşık yarım saat boyunca kırbaçlandığını söyledi.

Washington'da Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller videonun "şok edici" olduğunu söyledi.

Miller, "Siviller asla canlı kalkan olarak kullanılmamalıdır. " İsrail ordusu hızla olup bitenleri araştırmalı ve sorumlulardan hesap sormalıdır” dedi.

İsrail, uzun süredir militanların Gazze'de yoğun yerleşim bölgelerinde faaliyet göstermesi nedeni ile Hamas'ı sivilleri canlı kalkan olarak kullanmakla suçluyor. Yerel sağlık yetkilileri savaşın başlamasından bu yana 37,000'den fazla Filistinlinin öldüğünü söylüyor, ancak sivillerin sayısını belirtmiyor.

İsrail güçleri, Batı Şeria'da çoğu zaman militanlarla silahlı çatışmalara yol açan baskınlar düzenledi ve 550'den fazla Filistinli öldürüldü.

İnsan hakları grupları, İsrail'in 1967 savaşında işgal ettiği ve Filistinlilerin gelecekteki devletleri için istedikleri iki bölgede, askeri operasyonlar sırasında Filistinlileri canlı kalkan olarak kullanma konusunda uzun bir geçmişe sahip olduğunu söylüyor.

İsrail Yüksek Mahkemesi 2005 yılında, ordunun Filistinlileri canlı kalkan olarak kullanmasını yasakladı, ancak insan hakları grupları yıllar boyunca “canlı kalkan” örneklerini belgelemeye devam etti.