İsrail'in katliama dönüşen rehineleri kurtarma operasyonunda neler yaşandı?

Filistinliler öfke kusarken, rehine kurtarma operasyonunda Washington'ın rolüyle ilgili bazı bilgiler sızdırıldı. Savaş sırasındaki üçüncü esir kurtarma operasyonunda rehinelerin hepsinin apartmanlarda olduğu anlaşıldı. Gantz istifasını erteledi.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki rehineleri kurtarmak için düzenlediği operasyon sırasında yaralanan Filistinliler el-Avde Hastanesi’ne getirildi (EPA)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki rehineleri kurtarmak için düzenlediği operasyon sırasında yaralanan Filistinliler el-Avde Hastanesi’ne getirildi (EPA)
TT

İsrail'in katliama dönüşen rehineleri kurtarma operasyonunda neler yaşandı?

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki rehineleri kurtarmak için düzenlediği operasyon sırasında yaralanan Filistinliler el-Avde Hastanesi’ne getirildi (EPA)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki rehineleri kurtarmak için düzenlediği operasyon sırasında yaralanan Filistinliler el-Avde Hastanesi’ne getirildi (EPA)

İsrail ordusu düzenlediği özel bir operasyonla Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’nda tutulan İsrailli 4 rehineyi sağ olarak kurtardı. Operasyon sırasında karada, denizde ve havada her türlü silah kullanıldı. İsrail’in rehine kurtarma operasyonu sırasında gerçekleştirdiği katliamda en az 210 Filistinli öldürüldü, 400 Filistinli ise yaralandı. İsrail ordusunun Yamam özel biriminden bir asker öldürüldü. Operasyon sırasında İbranice kısaltmasıyla ‘Yamam’ ismiyle tanınan özel harekât ekibinin bir üyesi de öldü. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, tüm rehineler evlerine dönene kadar Gazze Şeridi'nde rehine kurtarma operasyonlarının tekrarlanacağını söylerken, İsrail Savaş Kabinesi Üyesi Benny Gantz hükümetten istifasını açıklayacağı basın toplantısının ertelendiğini duyurdu.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, düzenlenen operasyon sırasında 4 rehinenin yoğun ateş altında Hamas'ın esaretinden kurtarıldığını açıkladı.

İsrailli rehineleri kurtarmak için düzenlenen operasyon Nuseyrat Mülteci Kampı’nda geniş çaplı yıkıma yol açtı (AFP)İsrailli rehineleri kurtarmak için düzenlenen operasyon Nuseyrat Mülteci Kampı’nda geniş çaplı yıkıma yol açtı (AFP)

İsrailli askerlerin ‘en zorlu yerlerde, bir mülteci kampının merkezinde ve gün ortasında ağır ateş altında büyük bir cesaret gösterdiğini’ söyleyen Gallant, operasyonu son 47 yıldır gördüğü en etkileyici operasyonlardan biri olarak tanımladı. İsrailli bakan, “Bu kadar çok şeyi böyle güçlü ve iş birliği içinde, böyle başarılı bir şekilde yaptığımızı hatırlamıyorum” dedi.

Gallant, kaçırılanların kurtarılmasını sadece etkileyici bir operasyonel başarı değil, aynı zamanda savaşın hedeflerine ulaşılması için de bir fırsat olarak değerlendirdi.

Operasyon, özel kuvvetlerin Nusayrat Mülteci Kampı'nın merkezine sızmasıyla başladı. Ancak İsrail özel kuvvetlerinin kampa sızdığı fark edildi. Bunun üzerinde İsrail'in havadan, karadan ve denizden her türlü silahı kullandığı çatışmalar patlak verdi ve bölgede bir katliam yaşandı.

Şarku’l Avsat’a konuşan sahadaki kaynaklar, İsrail özel kuvvetlerinin yardım kamyonlarıyla sivil kıyafetler içinde Nuseyrat Mülteci Kampı’nın merkezine sızdığını, ancak fark edildiklerini ve şiddetli çatışmaların yaşandığını söylediler. Aynı kaynaklar, daha sonra İsrail özel kuvvetlerine diğer kuvvetlerden eşi ve benzeri görülmemiş bir destek sağlanmasıyla operasyonun tamamlandığını aktardılar.

İsrail'in Deyr el-Belah'a düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin cenaze namazını kılan Filistinliler (Reuters)İsrail'in Deyr el-Belah'a düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin cenaze namazını kılan Filistinliler (Reuters)

Kaynaklar, şöyle devam ettiler:

“Operasyona her şeyi ağır bombardımana tutarak başladılar. Operasyonu desteklemek ve kamufle etmek için daha önce benzerine rastlanmamış bombardımanlardı. Dört rehineyi kurtarmayı başardılar ama bu hiç kolay olmadı. Silahların, RPG'lerin ve uçak füzelerinin kullanıldığı çok şiddetli ve karmaşık bir çatışmaydı. Rehinelerin bir kısmı öldürüldü, bir kısmı da yaralandı. Hatta bindirildikleri araç bile isabet aldı.”

Gündüz operasyonu ve yoğun çatışmalar

İsrail ordusu, ‘gün ortasında’ gerçekleştirdiği cesur bir operasyonla Hamas’ın elindeki dört rehineyi sağ olarak kurtardığını açıkladı. Ordu tarafından yapılan açıklamaya göre 7 Ekim sabahı Kibbutz Re'im yakınlarındaki Supernova müzik festivalinden kaçırılan Noa Argamani (26), Almog Meir Jan (21), Andrey Kozlov (27) ve Shlomi Ziv (40) düzenlenen operasyonla kurtarıldı.

Noa Argamani babası Yaakov ile birlikte Ramat Gan'da bir araya geldi (İsrail ordusu - Reuters)Noa Argamani babası Yaakov ile birlikte Ramat Gan'da bir araya geldi (İsrail ordusu - Reuters)

Yapılan ortak açıklamaya göre İsrail polis özel harekât ekibi Yamam üyeleri ve iç güvenlik birimi Şin Bet ajanları tarafından eş zamanlı olarak Gazze'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nın merkezinde Hamas tarafından kullanılan iki binaya baskın düzenlendi. Binalardan birinden Argamani, diğerinden ise Meir Jan, Kozlov ve Ziv kurtarıldı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre operasyona yüzlerce asker katıldı.

İsrail Ordu Sözcüsü Tuğamiral Daniel Hagari, özel kuvvetlerin rehineleri ateş altındayken kurtardığını söyledi. Hagari açıklamasında, “Operasyon sırasında bölgedeki güçlerimize yönelik tehditleri hedef aldık. Bu tehditler karadan, havadan ve denizden vuruldu, böylece birliklerimizi ve kaçırılan insanları (İsrailli rehineleri) kurtarabildik” diye konuştu.

Nuseyrat Mülteci Kampı Gazze'de son birkaç aydır İsrail askerleri tarafından karadan girilmeyen az sayıdaki bölgeden biri.

Kurtarılan rehinelerden biri olan Andrey Kozlov getirildiği helikopterden askerlerle birlikte inerken (Reuters)Kurtarılan rehinelerden biri olan Andrey Kozlov getirildiği helikopterden askerlerle birlikte inerken (Reuters)

Rehine kurtarma operasyonunun ‘üst düzey istihbarat ve karmaşık operasyonel planlama ile birkaç haftadır’ planlandığını söyleyen Hagari, “Bu operasyon için istihbarat edinmek karmaşık bir süreçti” ifadesini kullandı.

Operasyonla ilgili İsrail basınında yer alan ayrıntılarına göre operasyon haftalar öncesinden planlanmış ve bu kapsamda İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin Bet, kaçıranların durumu ve yeri hakkında bilgi edinmişti. Operasyonu gerçekleştirmek için gerekli koşullar oluştuğunda, perşembe akşamı büyük gizlilik içinde yapılan bir görüşme çerçevesinde operasyonun üst düzey siyasi yetkililer tarafından onaylanmasının ardından, operasyona başlandı.

Kurtarılan rehinelerden biri olan Almog Meir Jan (Reuters)Kurtarılan rehinelerden biri olan Almog Meir Jan (Reuters)

Operasyonun başlatılması emri, saat 11.00 sularında Başbakan Netanyahu, Şin-Bet Başkanı Ronen Bar, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Savunma Bakanı Gallant ve diğer yetkililerin bulunduğu odadan verildi. Operasyon çeşitli oyalama ve aldatmacalarla başlatıldı. Ardından İsrail ordusunun 98. Tümeni, Nuseyrat Mülteci Kampı’nın doğusuna baskın düzenledi. Eş zamanlı olarak iki bölgeye baskın düzenlemek üzere özel istihbarat ve gizli gözetleme güçleri getirildi.

İsrailli kaynaklar, operasyonun olağandışı endişe anları içerdiğini doğruladı.

İsrail ordu radyosuna göre İsrailli dört rehinenin tutulduğu iki bina birbirine yakındı. Binalardan birinde olan Argamani kolayca kurtarılırken üç rehinenin tutulduğu diğer binada zorlu ve karmaşık bir çatışma yaşandı. Bu esnada Yamam özel birliğinden bir subay yaralandı. Yaralanan subayın daha sonra öldüğü açıklandı.

İsrail saldırısı sırasında Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampı’ndan kaçan Filistinliler (AFP)İsrail saldırısı sırasında Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampı’ndan kaçan Filistinliler (AFP)

Operasyon sırasında RGB roketleri kullanan silahlı kişiler, yakınlardaki ara sokaklardan ve evlerden İsrail güçlerine yoğun ateş açtı. Operasyonda kullanılan araçlar ateş altına alındı. Bu senaryo için önceden hazırlanan 98. Tümen'in birkaç taburu ateş altında olay yerine ulaşmadan önce araçlardan biri kullanılamaz hale getirildi. Olay yerine gelen kurtarma helikopterleri, karadan havaya füzelerle hedef alındı.

İsrail ve zafer atmosferi

Rehineler serbest bırakılırken İsrail zafer ve sevinç atmosferi yaratmak istiyordu. Argamani babasıyla birlikte kameralara poz verdikten sonra Netanyahu’yla konuştuğu sırada heyecanlı olduğunu ve sekiz aydır İbranice duymadığını söyledi. Argamani, viral olan bir videoda, motosikletle Gazze'ye kaçırıldığı sırada çığlık atarken görülüyordu. Gazze'den gelen ikinci videoda da yer alan Argamani, Gazze'den bir ses kaydında ise İsraillilere kendisini unutmamaları ve hükümete kurtarılmaları için baskı yapmaları çağrısında bulunmuştu.

Almog Meir Jan kurtarılmasının ardından annesi Orit ile birlikte (İsrail ordusu- Reuters)Almog Meir Jan kurtarılmasının ardından annesi Orit ile birlikte (İsrail ordusu- Reuters)

Bir başka videoda kurtarılan rehinelerden Andrei Kozlov ve Almog Meir Jan, Sheba Hastanesi'nde helikopterden inerlerken, İsraillilerin alkışları ve çevrelerini saran güvenlik güçleri arasında görülüyorlardı.

Bir diğer rehine Shlomi Ziv’in ise eşi Mirin ile ilk kez video görüşmesinde konuştu.

Dolaşımdaki başka videolarda İsrailli dört rehinenin kurtarıldığının hoparlörden anons edilmesi sonrası, İsraillilerin Tel Aviv sahilinde alkış tutup ıslık çaldıkları görüldü.

Böylece İsrail, 7 Ekim'den bu yana üçüncü başarılı rehine kurtarma operasyonunu da gerçekleştirmiş oldu. Bu operasyonlardan ilki ekim ayı sonlarında İsrail askeri Uri Megiddish'in kurtarıldığı operasyondu. Ardından İsrail ordusu aralık ayı başlarında başka bir rehineyi kurtarmaya çalışmış, ancak operasyon sırasında rehine öldürülmüştü. Şubat ayında ise Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinden Fernando Marman (61) ve Louis Har (70) adlı rehineler kurtarılmıştı.

İsrail ordusunun Gazze'den kurtardığı rehineler, tünellerde değil, binalarda tutuluyordu.

Müzakerelere yönelik mesaj

İsrail Başbakanı Netanyahu, rehine kurtarma operasyonu sonrası yaptığı açıklamada, “Bugünkü operasyon terörizme ve teröristlere boyun eğmediğimizi kanıtladı. Bunu gelecekte de tekrarlamaya ve kaçırılan tüm insanları (Gazze'deki İsrailli rehineleri) canlı ya da ölü evlerine geri getirmeye kararlıyız” ifadelerini kullandı.

Binyamin Netanyahu, Ramat Gan'daki Sheba Tel-HaShomer Hastanesi'nde basın toplantısı düzenledi (AP)Binyamin Netanyahu, Ramat Gan'daki Sheba Tel-HaShomer Hastanesi'nde basın toplantısı düzenledi (AP)

Netanyahu bu açıklamayı, Gazze’de ateşkes ve esir takası amacıyla yapılan müzakerelerin büyük zorluklarla karşılaştığı hassas bir süreçte yaptı.

Netanyahu, Hamas’a müzakerelerin alternatifinin bu olduğu yönünde bir tehdit gibi görünen açıklamasında, İsrail'in tüm rehineleri ‘bu şekilde ya da başka bir şekilde’ geri getireceğini söyledi.

İsrail Ordu Sözcüsü Tuğamiral Hagari ise açıklamasında “Kaçırılanları geri getirmeye kararlıyız. Bunun için her yola başvuracağız. Bizim müzakerelere mesajımız budur” dedi.

Ancak Hamas, İsrailli rehinelerin kurtarılmasının İsrail ordusunun stratejik başarısızlığını değiştirmeyeceğini savundu.

Hamas, işgalci İsrail ordusunu Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’nda masum sivillere yönelik korkunç bir katliam gerçekleştirmekle suçladı.

ABD’nin operasyondaki yardımı ve Filistinlilerin öfkesi

ABD’nin Nuseyrat'ta işgalci İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen operasyona katıldığına dair edinilen bilgileri yorumlayan Hamas, açıklamasında, “Bu, ABD’nin Gazze Şeridi'nde işlenen savaş suçlarında suç ortağı olduğunu ve sivillerin hayatlarını umursamadığını kanıtlıyor” denildi.

ABD olayla ilgili herhangi bir resmî açıklama yapmazken, ABD yönetiminden üst düzey bir yetkili, İsrail merkezli haber sitesi Walla’ya yaptığı açıklamada, İsrailli dört rehine için Nuseyrat Mülteci Kampı'na düzenlenen operasyonda bir Amerikan biriminin İsrail güçleri ile birlikte çalıştığını söyledi.

‘Nuseyrat katliamı’

Öte yandan Filistin Devlet Başkanlığı, ‘Nuseyrat katliamı’ olarak nitelendirdiği operasyondan tamamen ABD yönetimini sorumlu tuttu. ‘Her şeyi yerle bir edeceğini’ vurguladığı bu savaşı durdurma çağrısında bulunan Filistin Devlet Başkanlığı’nın açıklamasında, “Bu savaş, hiç kimse için güvenlik ya da barış sağlamayacak tehlikeli bir aşamaya doğru ilerliyor” denildi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Filistin’in Birleşmiş Milletler (BM) temsilcisine ‘işgalci İsrail ordusunun Nuseyrat Mülteci Kampı’nda gerçekleştirdiği kanlı katliamla ilgili BM Güvenlik Konseyi'nden (BMGK) acil toplantı talep etmesi’ talimatı verdi. BMGK'nın acil toplanması için Arap ülkeleri ve uluslararası taraflarla yoğun temaslarda bulunan Abbas, BMGK’yı, İsrail'in Filistin halkına yönelik devam eden saldırganlığını durdurmak ve işgalci İsrail’i derhal ateşkes çağrısında bulunan uluslararası meşru kararlara uymaya zorlamak için sorumluluğunu yerine getirmeye çağırdı.

Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs dahil olmak üzere Batı Şeria'da Filistin halkının yaşadığı dramın durması için uluslararası toplumun acilen müdahale etmesi gerektiğini vurgulayan Filistin Devlet Başkanı, İsrail'in, uluslararası toplumun sessizliğinden ve ABD'nin desteğinden yaralanarak uluslararası hukuku hiçe sayan suçlar işlemeye devam ettiğini belirtti.

Gazze'deki Hükümetin Medya Ofisi tarafından yayınlanan son rakamlara göre İsrail, Nuseyrat Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıda 210 Filistinliyi öldürdü ve 400 Filistinliyi yaraladı.

İsrail’in Nuseyrat Mülteci Kampı’na düzenlediği operasyonun ardından Hamas'ın elinde 120 İsrailli rehine bulunuyor. İçlerinden dördü 2014 yılında rehin alınmıştı ve hiçbirinin hayatta olmadığı düşünülüyor.

İsrail, Gazze'ye giren askerler tarafından elde edilen yeni veri ve sonuçlara dayanarak, Hamas'ın elinde 41 rehinenin cesedinin olduğunu açıkladı.

​​​​​​​Hükümetten istifasını açıklaması beklenen Benny Gantz, operasyondan sonra açıklamayı erteledi (DPA)Hükümetten istifasını açıklaması beklenen Benny Gantz, operasyondan sonra açıklamayı erteledi (DPA)

Operasyon Gantz'ın istifasını ertelemesine neden oldu

Diğer taraftan İsrail Savaş Kabinesi Üyesi Benny Gantz, cumartesi akşamı hükümetten istifasıyla ilgili yapmayı planladığı açıklamayı erteledi.

Ulusal Birlik Partisi’nin lideri Gantz, Netanyahu'ya 18 Mayıs'a kadar süre vererek, Gazze için savaş sonrası bir plan hazırlanmasını istemiş, aksi takdirde istifa edeceğini söylemişti.

ABD, Gantz'a hükümette kalması için büyük baskı yapıyor.

Gantz, İsrailli rehinelerin geri getirilmesine diğer hedeflerden daha fazla öncelik verilmesini istiyor.

Bu arada Gazze'de rehin alınanların ailelerini temsil eden İsrailli bir grup olan Kaçırılan ve Kayıp Aileleri Forumu, İsrail ordusunu öven bir açıklama yayınladı. Açıklamada, “İsrail'de büyük bir sevinç yaşanırken hükümet, Hamas tarafından kaçırılan 120 kişinin tamamını, yaşayanları tedavi edilmeleri, ölenleri ise toprağa verilmeleri için geri getireceğine dair verdiği sözü unutmamalı” denildi.



İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki “uzun vadeli” yapılanması

İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki “uzun vadeli” yapılanması

İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)

Salim er-Reyyis

Gazze Şeridi'nin kuzeyinden önce orta kesimlerine ardından batıda kıyı bölgelerine göç eden 60 yaşındaki Abdulazim Ferec, çadırının kapısında oturmuş güneş enerjisiyle çalışan bir radyodan haberleri dinliyordu. Son günlerde siyasi haber bültenlerinin İsrail Başbakanı Binamin Netanyahu'nun açıklamalarına ve İsrail ordusunun Gazze’deki savaşla ilgili kararlarına daha fazla yer ayırdığını belirten Ferec, ayrıca ABD, Mısır ve Katar ile elinde İsrailli rehinelerin olduğu Hamas ve binlerce mahkumu hapishanelerinde tutan İsrail arasında bir esir takası anlaşması için görüşmelere devam edildiğinin aktarıldığını söyledi.

Ferec, haberleri, 7 Ekim 2023 tarihinde savaşın başlamasından bu yana İsrail ordusu tarafından yerinden edilen kendi ailesi de dahil binlerce Gazzeli ailenin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine ve yerleşim bölgelerine dönmelerine izin verilmesine ilişkin herhangi bir bilgi ya da karar duymak için takip ettiğini belirterek “Yaz kış sokaklarda çadırlarda yaşamaktan, böceklerden ve mahremiyetin olmayışından bıktık. Evlerimize geri dönmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile güneyi arasındaki yolu keserek Gazze şehrinin güney bölgesinde Gazze Şeridi'nin en doğusundan en batısına ‘Netzarim’ adında 4 kilometrelik bir koridor açmıştı. Savaşın başlamasından bu yana 11 aydır Katar ve Mısır’da devam eden müzakerelerde Gazzelilerin evlerine geri dönüşü ve İsrail askerlerinin Netzarim Koridoru’ndan geri çekilmesi konuları görüşüldüyse de şimdiye kadar herhangi bir sonuca varılamadı.

Al-Majalla'ya konuşan Ferec, şunları söyledi:

“Tüm dünya rahat bir şekilde yaşarken biz dağılmış durumdayız, hayatımız boyunca zorla yerinden edilmeye maruz kalıyoruz. Müzakereler ve müzakereciler bile sanki dehşet içinde, hasta, hayal kırıklığına uğramış, öldürülmüş, ölmüş ve yerlerinden edilmiş insanlar varmış gibi değil de boş zamanlarında bir araya geliyorlarmış gibi davranıyorlar. Netanyahu da savaşı sürdürüyor. Şimdiyse Gazze Şeridi'nin 1967 savaşında olduğu gibi yeniden işgal edilmesinden korkuyorum.”

İsrail'in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşın başlanmasından bu yana 330 günden fazla zaman geçti. İsrail Başbakanı Netanyahu yaptığı açıklamalarda, savaşın ve devam etmesindeki ana hedefin Hamas Hareketi’nin askeri kanadı Kassam Tugayları üyelerinin doğu sınırına saldırarak İsrail’in Gazze Şeridi'ne komşu yerleşim birimlerine ulaştığı, onlarca yerleşimciyi ve askeri esir alarak Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine götürdüğü 7 Ekim olayının tekrarlanmasının önlenmesi gerekçesiyle Hamas’ı ve onun askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırmak ve Hamas’ın Gazze'de yeniden iktidara gelmesini engellemek olduğunun altını çizerken Gazze Şeridi'ni yeniden işgal etme niyetinde olmadıklarını ısrarla vurguladı.

İsrail ordusunun aldığı son kararlar, Netanyahu’nun açıklamaları ve İsrail ordusunun 19 yıl önce çekildikten sonra geçtiğimiz mayıs ayında kontrolünü yeniden ele geçirdiği Gazze Şeridi’nin Mısır'la olan güney sınırındaki Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’ndan çekilme niyetinin olmaması, İsrail’in daha uzun yıllar boyunca buranın kontrolünü elinde tutmaya ve burada kalmaya devam edeceğine işaret ediyor. İsrail, 15 Ağustos 2005 tarihinde dönemin eski Başbakan Ariel Şaron liderliğindeki Tel Aviv hükümetinin tek taraflı olarak aldığı Gazze Şeridi'nden çekilme kararıyla Gazze’deki 21 yerleşim biriminin yanı sıra Batı Şeria'daki 4 yerleşim birimini boşaltmış, İsrailli yerleşimcileri başka yerlere taşımış ve askeri üsleri lağvetmişti. Ancak İsrail, Gazze Şeridi'ne asker konuşlandırmadan kara, deniz ve hava kontrolünü sürdürdü.

Eylül ayı başlarında düzenlediği bir basın toplantısında Philadelphia Koridoru’ndan çekilmek gibi bir niyetinin olmadığını vurgulayan ve 2005 yılındaki çekilmeyi stratejik bir hata olarak nitelendiren Netanyahu, “Biz ayrıldığımızda, İran'ın himayesi altında silah, silah üretiminde kullanılan malzeme ve tünel kazma ekipmanlarının akışının önünde hiçbir engel kalmamıştı. Hiçbir engel olmadığı için Gazze, İsrail için büyük bir tehdit haline geldi” dedi.

Basın toplantısında İsrail'in Philadelphia Koridoru’nu kontrol etmesinin Hamas'ın askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırmak ve İsrailli rehineleri kurtarmak gibi savaş hedeflerine ulaşması için gerektiğini belirten Netanyahu, Hamas'ın silah ve militan kaçakçılığını engellemek için Philadelphia Koridoru’nun kontrolünü ele geçirdiklerini söyledi. Gazze Şeridi'nin yönetimini devralmak istemedikleri açıklamasını yineleyen İsrail Başbakanı, “Hamas'ın askeri kabiliyetlerini yok etmeye çok yakınız. Tünellerini yok ediyoruz. Gazze Şeridi'ni yönetmek istemiyorum, ama Hamas'ın yeniden Gazze Şeridi'nde iktidara gelmesini engellemeye çalışıyorum” şeklinde konuştu.

Al Majalla’ya konuşan Filistinli İsrail işleri uzmanı İsmet Mansur, İsrail’in savaşla ilgili açıkladığı hedeflerin ve Gazze'de yürüttüğü savaşın bahanesi olarak kullanıldığı Hamas yönetiminin zayıflatılması ve tehdit edilmesinin ötesinde İsrail'in hem siyasi hem de askeri hamlelerinin ve attığı son adımların çok daha geniş kapsamlı hedefleri olduğunu söyledi.

İsrail, Gazze Şeridi'nden öylece çekilip güvenlik meselesini Filistinli ya da uluslararası herhangi bir tarafın inisiyatifine bırakmaz.

Netzarim Koridoru’nun oluşturulmasının ve periyodik ve sürekli olarak genişletilip geliştirilmeye çalışılmasının sadece geçici bir ayrım koridoru olmadığını, aksine uzun vadeli bir kolonyal yapı olduğuna işaret ettiğini vurgulayan Mansur, “Gazze Şeridi'nin doğu ve kuzey sınırları boyunca uzanan tampon bölgenin ve İsrail'in iddia ettiği üzere kaçakçılığı önlemek ve Hamas’ı zayıflatmak için uygulanan güvenlik planının önemli bir parçası olan Philadelphia Koridoru’nda kalmaktaki ısrarı, Gazze’de yıllarca kalmak istediğini ve varlığının geçici olmadığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

vdfbgnr
İsrail’in Gazze şehrinin merkezindeki Rimal Mahallesi’nde yerinden edilen Filistinlilerin kaldığı bir okula düzenlediği saldırının ardından binayı inceleyen Filistinli kadınlar, 20 Ağustos (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi üzerinde işgalci kontrolünü dayatacağını düşünen Mansur, “En azından İsrail ordusu, Gazze Şeridi üzerinde uzun bir süre güvenlik kontrolüne sahip olacak” dedi. İsrail'in, güvenlik dosyasını ister Filistinli isterse uluslararası olsun hiçbir tarafın inisiyatifine bırakmayacağı için Gazze Şeridi'nden çekilmeyeceğini vurgulayan Mansur, “Bence İsrail, Filistin meselesini yeniden tasarladı. Gazze'ye yönelik ana proje bu” diye konuştu.

“İnsani yardım çalışmaları koorinatörü”

Netanyahu'nun Philadelphia Koridoru’ndan çekilme niyetinde olmadığına dair son açıklamalarından önce İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth geçtiğimiz ağustos ayı sonlarında yayınladığı bir haberde İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki ‘insani yardım çalışmaları koordinatörü’ olarak adlandırılan ve görevi Gazze Şeridi'ndeki insani çalışmaları yönetmek ve sivil meseleleri koordine etmek olan yeni bir pozisyon oluşturma kararını aktarmıştı. Siyaset uzmanları, bu pozisyonun oluşturulmasını, Gazze Şeridi'ndeki işgali uzun süre istikrara kavuşturmayı amaçlayabilecek bir hamle olarak değerlendirdi.

Bu yeni pozisyona Tuğgeneral Elad Goren'in getirileceğini aktaran gazetenin haberine göre insani yardım çalışmaları koordinatörü görevi, Filistinlileri yönetmek ve Filistin Yönetimi’ne bağlı bazı kurumlarla koordinasyon sağlamaktan sorumlu olan Batı Şeria'daki İsrail Sivil İdaresi başkanıyla aynı düzeyde. Gazete, Tuğgeneral Goren'in, yerlerinden edilen bir milyon Filistinlinin Gazze Şeridi'nin kuzeyine geri dönmeleri olasılığının takibinden, yeniden inşa projelerinden, insani yardım kuruluşlarıyla koordinasyondan ve yardımların halka ve yerlerinden edilenlere aktarılmasından sorumlu olacağını bildirdi.

Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin işlerini yürütmesi için bir Filistin yönetimi oluşturulabilir, ama İsrail'in güvenlik kontrolü olmadan tek taraflı olarak bir güvenlik kontrolüne sahip olmayacak.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne bir insani yardım koordinatörü ataması kararını, askeri operasyonun artık sadece askeri bir operasyon olmadığı, insani yönleri ve Gazze'deki halk ve toplumla ilişkisi olan uluslararası ve yerel kurumlarla ilişkilerin yönetilmesiyle ilgili yönleri de olduğu değerlendirmesinde bulunan Mansur, “Bu, askeri operasyonun daha fazla boyut kazandığının kanıtı. Bu hamlede hedefin Batı Şeria'da yıllardır olduğu gibi, yaşamın tüm yönleri üzerinde doğrudan kontrol uygulamak olacağına inanıyorum” dedi.

Mansur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Belki Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin işlerini yürütmesi için bir Filistin yönetimi oluşturulabilir, ama İsrail'in güvenlik kontrolü olmadan tek taraflı olarak bir güvenlik kontrolüne sahip olmayacak.”

Mansur, bu durumun ABD'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki projelerini, Gazze Şeridi’ne yayılmasını ve kontrolünü ne derece benimseyeceğine bağlı olduğunu ve bunun yakın gelecekte netleşeceğini sözlerine ekledi.

Uluslararası insani yardım kuruluşlarının sahadaki çalışmaları ile İsrail ordusunun çalışmalarını arasında koordinasyonu sağlamak üzere insani yardım koordinatörü olarak atanan Tuğgeneral Goren, örneğin Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde bulunan Deyr el-Belah'ta ilk çocuk felci vakasının görülmesinin ardından eylül ayı başlarından bu yana WHO ve UNICEF ekiplerinin Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde on yaşın altındaki çocukları çocuk felcine karşı aşılama çalışmalarının denetlenmesi ve koordine edilmesi gibi süreçleri yönetecek.

Yediot Aharonot gazetesi, Tuğgeneral Goren'i bu göreve, İsrail hükümetinin halen Gazze’deki savaşın ertesi günü için net bir stratejik vizyon geliştiremediği, ordunun ise İsrail'in Gazze'deki günlük yaşama dair sorumluluğunun önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini ve hatta artacağını, bunun da İsrail’in Gazze’yi yeniden işgal etmesini gerektireceğini anladığı bir dönemde atadığına dikkati çekti. Gazetenin aktardığına göre İsrailli bir güvenlik yetkilisi, insani yardım koordinatörlüğü pozisyonunun sınırlı bir projeyi yönetmek için değil, uzun bir süre için tasarlandığını söyledi. Yetkili, Goren için ‘Gazze’nin baş sorumlusu’ tanımını kullandı. Gazete, Goren’in iki milyon Filistinlinin işlerini yöneteceğini, bunun da İsrail'in planına göre Gazze'nin birkaç yıl boyunca işgal altında tutulmasını simgelediğini ve orduya kıtlık ya da insani kriz gibi insani boyutlardan etkilemeden Gazze'deki savaşı sürdürmesi için uluslararası meşruiyet kazandırmayı amaçladığını vurguladı.

Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.