Sudanlı 600 çocuk açlıktan öldü

Yetersiz beslenme sorunu yaşayan Sudanlı bir çocuğun muayenesi (Dünya Gıda Programı)
Yetersiz beslenme sorunu yaşayan Sudanlı bir çocuğun muayenesi (Dünya Gıda Programı)
TT

Sudanlı 600 çocuk açlıktan öldü

Yetersiz beslenme sorunu yaşayan Sudanlı bir çocuğun muayenesi (Dünya Gıda Programı)
Yetersiz beslenme sorunu yaşayan Sudanlı bir çocuğun muayenesi (Dünya Gıda Programı)

Sudan'daki Ulusal Çocuk Bakım Konseyi'ne göre son aylarda 600 çocuk açlıktan öldü. Bu çocukların yüzlercesi Darfur bölgesinde (Batı Sudan) ve Cezire eyaletinde (Orta Sudan) ölmüş, 10.000'den fazla çocuk ise bombaların ve patlayıcıların isabet etmesi sonucu hayati organlarını kaybedecek şekilde yaralandı.

Ulusal Çocuk Bakımı Konseyi Genel Sekreteri Abdulkadir Abdullah, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Savaş bölgelerinde su, gıda, eğitim ve sağlığa erişim eksikliği de dahil olmak üzere ihlallere maruz kalan iki milyon çocuktan 300'den fazlasının kayıp ya da kaçırılmış olduğuna dair kayıtlı rapor var” dedi.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) Sudan'daki sözcüsü Osman Şeyba, Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda, temel hizmetlere erişim eksikliği, hastalık salgınları ve kötüleşen gıda güvenliğinin beş yaşın altındaki milyonlarca çocuğun yaşamı için büyük tehdit oluşturduğunu belirtti.

Sudan hükümet yetkilisi “ordu tarafından esir alınan 350 çocuğun sadece Cezire eyaletinde Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile birlikte savaştığını, psikolojik tedavi gördükten sonra ailelerine geri dönmelerini sağlamak için UNICEF ve diğer taraflarla koordinasyonun devam ettiğini” söyledi.

Ordu ve HDK, Nisan 2023'te savaşın başlamasından bu yana, insan hakları sözleşmelerini ve 18 yaşından küçüklerin askere alınmasını suç sayan Cenevre Çocukluk Sözleşmesini ihlal ederek birbirlerini çocukları savaşçı olarak almakla suçluyor.  Bu durum, Birleşmiş Milletler ile çocuk koruma örgütleri ülkedeki savaşan taraflara çocukları askere almamaları ve savaşa dahil etmemeleri baskı yapmasına yol açtı.

Hükümet yetkilisi HDK'yı “Zelingei, El Cuneyna, El Ubeyd'in güney doğusu, Mahfura ve Omdurman bölgelerinde çocukları silah altına almak için kamplar kurmakla suçladı ve eylemlerini “çocukların askere alınmasını yasaklayan uluslararası ve ulusal yasaların ihlali” olarak nitelendirdi.

Sudan'ın 2010 tarihli Çocuk Yasası, çocukların askeri eylemlerde yer almasını veya kullanılmasını yasaklamaktadır. Yasanın 43. Maddesinin 1. bendinde “çocukların silahlı kuvvetlerde veya silahlı gruplarda askere alınması, görevlendirilmesi veya kullanılması yasaktır” denmektedir.

Abdullah, “Yetkililer savaşın patlak verdiği bölgelerde tecavüze uğrayan çok sayıda kız çocuğu vakası kaydetti, ancak istatistikler henüz tamamlanmadı” dedi.

Afrika Boynuzu Kadınlar İçin Stratejik Girişimi'nin (SİHA) bölge direktörü Hala Al-Karib, kız çocuklarının "HDK" üniforması giyen, bazıları sivil kıyafetli kişilerden cinsel şiddete maruz kaldığını doğruladı. "Kadına Yönelik Şiddet Birimi" müdürü Salimi Ishak, "Çok sayıda kız çocuğuna tecavüz" iddialarını bildirdi.

Kültürel ve etnik gelenekler, erken yaşta savaşmak üzere eğitilen ve ergenliğe ulaştıklarında erkek olarak kabul edilen çocukların silah altına alınmasına katkıda bulunarak, çatışmanın her iki tarafınca savaşta kullanmasına imkan tanıyor.



Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
TT

Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)

İsrail, bugün Beyrut ve Tel Aviv saatiyle (TSİ 02:00) 04:00'te yürürlüğe giren Hizbullah ile arasındaki ateşkes anlaşmasının ilanını bir “ateş seli” ile karşıladı ve başta başkent Beyrut olmak üzere Lübnan'ın birçok bölgesine ve Suriye içlerine yönelik en ağır saldırılarını yaptı. Hizbullah ise İsrail'in kuzey ve orta kesimlerine doğru düzinelerce roketle karşılık verdi.

ABD Başkanı Joe Biden dün İsrail ve Lübnan'ın anlaşma şartlarını kabul ettiğini ve ülkesinin “Fransa ile iş birliği içinde Lübnan'da ateşkesin uygulanmasını sağlamak için destek vereceğini” açıkladı. Şarku'l Avsat Lübnan, İsrail ve UNIFIL'in yanı sıra Fransa'nın da dahil olduğu ABD liderliğindeki beş üyeli komitenin, Hizbullah'ın güney bölgelerinden tahliyesinin “ilki batı sektöründen başlamak üzere her biri 20 günden oluşan 3 aşamada” uygulanmasını denetleyeceğini ve anlaşmanın seçilmiş Başkan Donald Trump'ın onayını aldığını öğrendi. Biden anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Beyrut ve Tel Aviv saatiyle sabah 4:00'ü belirledi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Biden'dan bir telefon aldı, mevcut durum ve ateşkes kararı hakkında istişarede bulundu.

Ateşkes anlaşmasının dün akşam kabinesine sunulmasından saatler önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğini” duyurdu. Netanyahu televizyonda yayınlanan konuşmasında, “Anlaşmayı uygulayacağız ve herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Zafere kadar birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine şöyle sürdürdü: “Ateşkes arayışının üç nedeni var: İran'a odaklanmak, tükenen silah stoklarını yenilemek, orduya bir mola vermek ve son olarak Hamas'ı izole etmek.” Lübnanlılar dün, gerilimin başladığı 23 Eylül'den bu yana en şiddetli günü terör ve korku içinde yaşadı.

İsrail'in ateş topu Suriye'ye de sıçradı ve Hizbullah'ın yoğun olarak faaliyet gösterdiğine inanılan Humus vilayetinin el Kuseyr bölgesindeki köprü ve yolların bombalandığı bildirildi.