Hamas İsrailli rehineleri bazı üyelerinin ailelerinin yanında saklıyordu, İsrail özel kuvvetleri yerlerinden edilmiş kadın kılığında rehinelerin tutulduğu evlere girdi

Şarku’l Avsat, Nuseyrat Mülteci Kampı’na düzenlenen operasyonunun bazı ayrıntılarına ulaştı

İsrailli 4 rehinenin kurtarılması sırasında Nuseyrat Mülteci Kampı’nda yaşanan kanlı olaylardan geriye kalan enkazın ortasında iki çocuk (AFP)
İsrailli 4 rehinenin kurtarılması sırasında Nuseyrat Mülteci Kampı’nda yaşanan kanlı olaylardan geriye kalan enkazın ortasında iki çocuk (AFP)
TT

Hamas İsrailli rehineleri bazı üyelerinin ailelerinin yanında saklıyordu, İsrail özel kuvvetleri yerlerinden edilmiş kadın kılığında rehinelerin tutulduğu evlere girdi

İsrailli 4 rehinenin kurtarılması sırasında Nuseyrat Mülteci Kampı’nda yaşanan kanlı olaylardan geriye kalan enkazın ortasında iki çocuk (AFP)
İsrailli 4 rehinenin kurtarılması sırasında Nuseyrat Mülteci Kampı’nda yaşanan kanlı olaylardan geriye kalan enkazın ortasında iki çocuk (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nın merkezinde gerçekleştirdiği rehine kurtarma operasyonu ortalığı kan gölüne çevirdi. Hamas’ı şaşırtmak amacıyla gün ortasında düzenlenen operasyon hem İsrail'in hem de Hamas Hareketi’nin içinde bulunduğu beyin savaşını yansıtıyor. İsrailli rehinlerin çoğunu sekiz ayı aşkın bir süre boyunca saklamayı başaran Hamas'ın taktiklerine karşı İsrail'in rehinelere ulaşmak ve onları kurtarmak için benimsediği yeni taktikleri ortaya koyuyor.

Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki yeni bir katliamda 274 Filistinlinin öldürülerek 4 İsrailli rehinenin kurtarıldığı ani baskın bir ilk değildi. Nuserat’ta geçtiğimiz aralık ayında da İsrail rehine kurtarma operasyonu girişiminde bulunmuş, ancak başarısız olmuştu. Bu durum, İsrailli rehineleri saklamanın yanı sıra onları kurtarmaya çalışmanın da ne denli karmaşık bir iş olduğunu ortaya koyuyor. Peki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda ne oldu?

Her şey İsrail askerlerinin Nuseyrat’a sızmasıyla başladı

Nuseyrat Mülteci Kampı’nda cumartesi sabahı saat 11.00 sularında hiçbir uyarı olmaksızın silah seslerinin duyulmaya başlamasıyla bir anda her şey değişti. İnsanlar neler olup bittiğini anlamaya çalışırken kendilerini karadan, denizden ve havadan yoğun bombardıman altında, durmak bilmeyen patlamalar arasında, hareket eden her canlıyı öldüren insansız hava araçları (İHA) tarafından hedef alınırken ve hiçbir uyarı olmaksızın aniden başlayan bir operasyonun ortasında ölürken buldular.

Operasyondan önce kendilerini Filistinli kimliğine bürüyerek gizleyen çok sayıda İsrail askerinden oluşan özel bir ekip Nuseyrat’a sızmıştı. Filistinli kadınların ve erkeklerin kıyafetleri giymişlerdi. Bazıları yüzlerine peçe takıyordu. Hızlı ve seri bir operasyon gerçekleştirmek amacıyla kampa sızsalar da fark edildiler ve her şey o an değişti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndan kaynaklar, İsrail özel kuvvetlerinin operasyon mahalline iki ekibe ayrılarak ulaştıklarını, ekiplerden birincisinin Gazze'de faaliyet gösteren Filistinli yerel şirketlerin amblemlerini taşıyan iki ticari kamyonla, diğerinin ise uluslararası bir yardım kuruluşunun adını taşıyan ve sanki yerinden edilen insanları bir yerden başka bir yere taşıyor gibi görünen sivil araçlarla geldiklerini belirttiler. Kaynaklara göre özel kuvvet mensuplarını taşıyan araçlar Nuseyrat’ın iç kesimlerine doğru ilerledi. Filistinli kadınların ve erkeklerin kıyafetlerini giyen ve yerlerinden edilen kişiler oldukları izlenimi vermek için ellerinde bavul ve çanta taşıyan İsrail askerleri, rehinelerin tutulduğu saptanan binaların bulunduğu yere doğru yöneldiler. Üçüncü bir kamyon, kampa insani yardım faaliyetinin bir parçasıymış gibi yakınlara park edilirken dördüncü bir araç ise İsrailli rehinelerin kurtarılmalarından sonra geri götürülmek üzere bindirilmeleri amacıyla başka bir yere park edilmişti.

juık8
İsrail özel kuvvetlerinin Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki operasyonundan bir gün sonra evlerinin enkazında eşyalarını arayan çocuklar (AFP)

Gazze'deki İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan soruşturmalar, İsrail özel kuvvetlerinin sızdığı sivil araçların Netzarim Koridoru’ndan iki güzergah üzerinden geldiğini ortaya koydu. Bu güzergahlardan birincisi el-Miğraka bölgesi tarafından, ikincisi ise sahil yolundan gelerek el-Avde Hastanesi civarına, oradan da Nuseyrat Mülteci Kampı’nın merkezine doğru ilerliyordu.

Evlerde çatışmalar yaşandı

Araçların Nuseyrat’a ulaşmasından sonra dedektör köpeklerle desteklenen özel kuvvetler, İslam Üniversitesi'nden Dr. Muhammed el-Cemal'e ait iki katlı bir binaya ani bir baskın düzenledi. Diğer güçler ise 300 metre ötedeki Vişah ailesine ait başka bir binaya baskın düzenledi. Kaynaklar baskınların eş zamanlı olduğunu ve merdiven ve halatlarla tırmanma da dahil olmak üzere birden fazla yöntemle gerçekleştirildiğini doğruladı. İsrailli rehinelerden üçü Cemal ailesinin binasındaydı. Tek kadın rehine ise Vişah ailesinin binasındaydı ve rehineler Hamas üyelerinin ailelerinin gözetiminde saklanıyordu.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, rehinelerin Hamas üyelerinin ailelerinin yanında tutulmasının Hamas'ın taktiklerinden biri olduğunu söylediler. Kaynaklara göre Hamas Hareketi’nin silahlı kanadı İzettin el-Kassam Tugayları'nın rehineleri İsrail'in sandığı gibi tünellerde değil, askeri üniformaları ve silahları olmayan üyelerinin ailelerinin yanında sakladığını aktardılar.

Kaynaklar şöyle devam etti:

Bu güvenilir ailelerin görevi rehinelere göz kulak olmak, yiyecek ve her türlü ihtiyacı sağlamak ve dikkat çekmemek için rehineleri sivillerin arasında tutmaktı. İsrail’in operasyon yaptığı anlaşılınca Kassam Tugayları alarma geçirildi, ancak çok geçti. Cemal ailesinin binasında küçük çaplı çatışmalar yaşandı. Ardından İsrail özel kuvvetleri iki çocuk ve annelerinden oluşan ailenin üyelerinin yanında silahlı adamları infaz etti.

Evin içinden gelen çatışma sesleri ve bölge üzerindeki yoğun uçuşlarla birlikte, binanın yakınlarında yaşayan bazı silahlı kişiler bir operasyon yapıldığını anladılar ve binaların içinde ve dışında İsrail güçleriyle şiddetli çatışmalara girdiler. Bir Apaçi helikopterini düşürmek için hafif silahlar, RGB’ler, zırh deliciler ve bir füze kullanıldı. Bunun üzerine savaş uçakları, helikopterler ve tanklar özel kuvvetlerin çıkışını güvence altına almak için müdahalede bulundu. Kaynaklara göre operasyon Vişah ailesinin evinde nispeten daha kolay sonuçlanmıştı. Burada rehineyi saklayan aileden silahlı bir kişi öldürüldü.

sxcdfvg
İsrail’in operasyonu sırasında kampı bombalaması sonucu çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler (AFP)

İsrail tankları Nuseyrat Mülteci Kampı’na giden tüm yolları kesmek için Selahaddin Caddesi’ne bir saldırı başlatırken, kamp dört bir yandan düzenlenen bombardımanlarla kısa sürede kan gölüne döndü. İsrail tankları, operasyondan sadece birkaç gün önce ana operasyonu gizlemek ve dikkat dağıtmak amacıyla el-Bureyc Mülteci Kampı’nın doğusundaki bölgeye ve Deyr el- Belah’ın doğusundaki bölgeye birkaç kez girmişti. Netzarim Koridoru’nu kullanan İsrail özel kuvvetlerinin geri çekilmeleri sırasında rehinelerin bindirildiği, ancak bozulan aracı da kurtarmayı başardıkları ortaya çıktı.

Kanlı geri çekilme ve kafa karışıklığı yaşanan anlar

İsrail'in tonlarca patlayıcı atarak çok sayıda ev ve binayı yerle bir ettiği çekilme anı operasyonun en kanlı kısmı oldu. İsrail, bölgede hareket eden her arabayı ve insanı hedef aldı. Rehinelerin bindirildiği aracın geçtiği tüm sokaklar bombalandı. Böylece silahlı kişilerin aracı takip etmesini engellemek için sokaklarda büyük kraterler oluşturuldu. Ancak rehineleri taşıyan araç arızalandı. Tanklarla ilerleyen 98. Tümen'e bağlı taburlar rehineleri sıkıştıkları araçtan başka bir araca, oradan da helikoptere nakletmeyi başardı.

İsrail, rehineleri güvenli bir şekilde çıkardıktan sonra bozulan araç da dahil olmak üzere operasyonda kullanılan tüm kamyonları ve araçları hedef alarak imha etti. Ardından rehinelerin tutulduğu iki binayı bombalayarak içerideki herkesi öldürdü. İsrail'in dört rehineyi kurtarmak için düzenlediği operasyon başarıyla sonuçlanmıştı. Böylece İsrail, savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana gerçekleştirilen en büyük esir kurtarma operasyonu gerçekleştirirken şimdiye kadar yapılan rehine kurtarma operasyonları arasında başarıyla sonuçlanan üçüncü operasyon oldu.

İsrail, 7 Ekim sonrası rehineleri kurtarmak için ilk operasyonunu aynı ayın sonlarında kadın asker Magidish’i kurtarmak için düzenledi. İsrail ordusu, aralık ayı başlarında başka bir rehine için kurtarma operasyonu düzenledi, ancak rehine operasyon sırasında öldü. Şubat ayında Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinde tutulan İsrailli rehinler Fernando Marman (61) ve Louis Har (70) için bir kurtarma operasyonu düzenlendi. İsrail ordusu tarafından Gazze'den kurtarılan rehinelerin tamamı sanılanın aksine tünellerden değil binalardan kurtarıldı.

sxdcfvbrgty
Nuseyrat’ta katliam nedeniyle büyük yıkım meydana geldi, 8 Haziran 2024 Cumartesi (AFP)

İsrail ordusu, üçüncü rehine kurtarma operasyonunda başarılı oldu, çünkü tünellerden ziyade binalara odaklanmaya ve rehinelerin tutulduğu bölgelere sızma yöntemlerini değiştirmeye başladı.

Operasyon İsrail’de kutlamalarla karşılandı. İsrail basını operasyonu gerçekleştiren ekibin ağır bir direnişle karşılaştığını, çıkan çatışmalarda İsrailli bir subayın öldüğünü bildirdi. İsrail Ordu Radyosu, 98. Tümen'e bağlı güçlerin, özellikle rehineleri taşıyan aracın bozulması üzerine operasyonu gerçekleştiren güçleri desteklemeye çalıştığını, operasyona 10 savaş uçağıyla yoğun hava desteği verildiğini aktardı.

İsrail anlatıları

Ordu Radyosu’nun İsrailli üst rütbeli bir subaydan aktardığına göre özellikle rehinelerin içinde bulunduğu aracın yoğun ateş altında kalması nedeniyle bozulduğu anda büyük bir gerilime sahne olan operasyonda güvenli ve benzersiz teknolojik araçlar kullanıldı. İbranice yayın yapan Yedioth Ahronoth gazetesi operasyona katılan subayların açıklamalarının da yer aldığı bir haber yayınladı. Subaylar, askerlerin sıfır saatine kadar katılacakları görevle ilgili açıkça bilgilendirilmediklerini söylediler.

Operasyonun destek bölümünü yöneten bir subay, “Birçok yere keskin nişancılar yerleştirdik. Birçok binaya girdik. Her silahlı adamı ve operasyon güçlerimize yönelik her tehdidi etkisiz hale getiriyorduk” ifadelerini kullandı. O anları ‘karmaşık ve zorlu’ hatta rehinelerin bindirildiği aracın bozulmasından sonra ‘daha da çılgınca’ olarak tanımlayan subay, “Sahneler Hollywood filmlerinden fırlamış gibiydi” dedi. Rehinelerin bozulan araçtan kurtarılmasında görev alan bir diğer subay, “Büyük bir ateş çemberi oluşturduk ve büyük bir ateş gücüyle karşı karşıya kalmamıza rağmen silahlı kişileri yanıltmayı başardık. Zor koşullarda çalıştık, ama aracı hedef almaya çalışan çok sayıda militanı etkisiz hale getirmeyi başardık” diye konuştu.

İbranice yayın yapan Kanal 13 tarafından aktarıldığına göre İsrailli rehine Noa Argamani'nin ailesi, Argamani'nin daha önce İsrail’in bombardımanında ölen diğer iki rehineyle birlikte olduğunu açıkladı. Ailesine göre Argamani, kaldığı yerin yakınlarında gerçekleşen olayı, “Füzenin eve girdiğini gördüm, öleceğimden emindim. Buraya kadar olduğunu düşündüm, ama hayatta kaldım” diyerek anlattı.

Argamani, esarette kaldığı süre boyunca çeşitli evler arasında yer değiştirdiğini, tünellerde tutulmadığını ve zaman zaman Arap bir kadın kılığında hava almak için dışarıya çıkarıldığını anlattı. Kurtarılan rehinelerden Andrey Kozlov, esir tutulduğu yerde bir deftere yaşadıklarını not ederken, diğer bir rehine Almog Meir ailesine Hamas'ın doğum gününde kendisini filme aldığını ve bu videoyu görüp görmediklerini sordu, ancak ailesi Hamas’ın hiçbir şey yayınlamadığını söyledi.

Öte yandan İsrail'in Haaretz gazetesi, operasyonun başarılı olmasının, diğer tüm rehinelerin aynı şekilde kurtarılacağı anlamına gelmediğini ve geriye kalan rehinelerin kurtarılması için Hamas Hareketi ile derhal esir takası anlaşması yapılması gerektiğinin altını çizdi.



Miss Universe güzellik yarışmasına katılan ilk Filistinli: Bizim de hayallerimiz var

 Nadin Ayoub, Miss Universe güzellik yarışmasına katılan ilk Filistinli oldu, (AFP)
Nadin Ayoub, Miss Universe güzellik yarışmasına katılan ilk Filistinli oldu, (AFP)
TT

Miss Universe güzellik yarışmasına katılan ilk Filistinli: Bizim de hayallerimiz var

 Nadin Ayoub, Miss Universe güzellik yarışmasına katılan ilk Filistinli oldu, (AFP)
Nadin Ayoub, Miss Universe güzellik yarışmasına katılan ilk Filistinli oldu, (AFP)

Miss Universe güzellik yarışmasına katılan ilk Filistinli olan Nadin Ayoub, Filistinlilerin sadece acı çeken bir halk olmadığını, hayalleri, özlemleri ve sıkı sıkıya bağlı oldukları bir kimlikleri olduğunu dünyaya anlatmak istediğini söyledi.

İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi'nde 23 aydan fazla süredir devam eden savaşın ortasında, 27 yaşındaki Ayoub, önümüzdeki kasım ayında Tayland'da düzenlenecek olan yarışmada, yarışma tarihinde ilk kez Miss Palestine kuşağını takmaya hazırlanıyor.

Ayoub, Dubai'de AFP'ye verdiği röportajda, “Biz sadece mücadelelerimiz ve acılarımızdan ibaret değiliz. Filistinliler aynı zamanda yaşamak isteyen çocuklar, hayalleri ve hedefleri olan kadınlar” dedi.

Ayoub yarışmaya katılarak ülkesinin güzelliğini, zengin mirasını ve her şeyden önce halkının insanlığını vurgulamak istediğini ifade etti.

Açık tenli ve uzun kahverengi saçlı genç kadın, güzellik yarışmaları dünyasında büyümedi.

İşgal altındaki Batı Şeria, ABD ve Kanada'da büyüdü ve şu anda Ramallah, Amman ve Dubai'de yaşıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE), sürdürülebilirlik ve yapay zekâ ile ilgili alanlarda içerik üreticileri için bir eğitim kurumu kurdu.

Ayoub, “Ebeveynlerim akademisyen olduğundan beni derslerime odaklanmam için teşvik ettiler” dedi.

Ayoub, İngiliz edebiyatı ve psikoloji bölümünden mezun oldu. Filistin topraklarında öğretmenlik yapıyordu ve insani yardım kuruluşlarında çalışıyordu ki, İtalya'da bir defileye katılma fırsatı sunuldu. Bu da onu üne kavuşturdu.

Nadin Ayoub, yarışma tarihinde ilk kez Miss Palestine kuşağını takmaya hazırlanıyor. (AFP)Nadin Ayoub, yarışma tarihinde ilk kez Miss Palestine kuşağını takmaya hazırlanıyor. (AFP)

Profesyoneller daha sonra onu uluslararası yarışmalara katılmaya teşvik ettiler ve ilk olarak Miss Palestine adlı ulusal güzellik yarışmasının düzenlenmesiyle işe başladılar.

Ayoub, “Organizasyon kurmak gibi basit bir şey bile bizim için zor... Diğer ülkeler için bu çok kolay. Bizim için ise bunun gerçekleşmesi onlarca yıl sürdü” ifadelerini kullandı.

Filistinlilerin yarısının dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış, diğer yarısının ise Gazze Şeridi, işgal altındaki Batı Şeria ve İsrail'de yaşadığı göz önüne alındığında, Miss Palestine güzellik yarışmasının 2022'de geniş bir temsil gücü olması için çevrimiçi olarak düzenlendiğini açıkladı.

“Bir sese ihtiyacımız var”

Nadin Ayoub ilk unvanını kazandıktan sonra hayırseverlik faaliyetlerine katıldı. 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nde patlak veren savaş nedeniyle Miss Universe güzellik yarışmasına katılmaktan vazgeçti.

Yıkıcı savaş devam ederken Miss Palestine organizatörleri, Ayoub’un ‘Filistin hakkında konuşmak ve Filistin'i uluslararası sahnede öne çıkarmak’ için bu yılki yarışmaya katılma fırsatını değerlendirmesi gerektiğine inanıyordu.

Ayoub, “Halkımızın bir sese ihtiyacı var. Kimliğimizin silinmesini istemiyoruz” dedi.

Ayoub, Birleşmiş Milletler'in (BM) 193 üye ülkesinden 145'i tarafından tanınan ‘bağımsız bir ülkeyi temsil ettiğini’ vurguladı.

BM Genel Kurulu dün New York'ta, Filistin-İsrail çatışmasında iki devletli çözüme yeni bir ivme kazandırmayı ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını amaçlayan New York Deklarasyonu’nu kabul etti. Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre 142 ülke karar lehinde oy kullanırken, 10 ülke karşı oy kullandı.

Nadin Ayoub, yarışma sonrasında unvanını yeni bir Filistin Güzeli'ne devredeceğini ve ‘kadınları, çocukları ve tüm Filistin halkını desteklemek’ için çalışmalarına devam edeceğini söyledi.


Lübnan'daki Filistin Ulusal Güvenlik Güçleri Komutanı: Bekaa Vadisi'ndeki kamplar ağır silahlardan arındırıldı

 Lübnan'ın doğusundaki Bekaa Vadisi'nde bulunan Baalbek şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından yükselen dumanlar, 25 Kasım 2024 (Arşiv – AFP)
Lübnan'ın doğusundaki Bekaa Vadisi'nde bulunan Baalbek şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından yükselen dumanlar, 25 Kasım 2024 (Arşiv – AFP)
TT

Lübnan'daki Filistin Ulusal Güvenlik Güçleri Komutanı: Bekaa Vadisi'ndeki kamplar ağır silahlardan arındırıldı

 Lübnan'ın doğusundaki Bekaa Vadisi'nde bulunan Baalbek şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından yükselen dumanlar, 25 Kasım 2024 (Arşiv – AFP)
Lübnan'ın doğusundaki Bekaa Vadisi'nde bulunan Baalbek şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından yükselen dumanlar, 25 Kasım 2024 (Arşiv – AFP)

Lübnan televizyon kanalı el-Cedid, Lübnan'daki Filistin Ulusal Güvenlik Güçleri Komutanı Subhi Ebu Arab'ın Bekaa Vadisi'ndeki Filistin kamplarında ağır silah bulunmadığını açıkladığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın el-Cedid televizyonundan aktardığına göre, Lübnan ordusu bugün el-Beddavi Mülteci Kampı’ndan mayınlar, uçaksavarlar, orta menzilli silahlar ve çeşitli mühimmat içeren silah sevkiyatı aldı.

Diğer yandan Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA), Lübnan'daki Filistin Ulusal Güvenlik Güçleri'nin Halkla İlişkiler ve Medya Müdürü Abdulhadi el-Esedi'nin “Ulusal Güvenlik Güçleri bugün Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) fraksiyonlarına ait yeni Filistin silahlarının teslimatını tamamladı. Ayn el-Hilve Mülteci Kampı’ndan beş kamyon ve el-Beddavi Mülteci Kampı’ndan üç kamyon Lübnan ordusuna teslim edildi” ifadelerini aktardı.

El-Esedi yaptığı açıklamada, ‘bu adımın, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn tarafından yayınlanan ortak bildirinin ve bunun sonucunda Lübnan-Filistin Ortak Komitesi'nin kamplardaki durumu izlemek ve yaşam koşullarını iyileştirmek için yaptığı çalışmaların bir parçası olduğunu’ doğruladı.


İsrail, Gazze şehrinde kalan sakinlere insani yardım alanlarına gitmelerini ‘tavsiye ediyor’

Gazze şehrindeki bir binaya gece saatlerinde düzenlenen İsrail hava saldırısında hasar gören yerinden edilmiş kişilerin barındığı çadır kampını inceleyen Filistinliler (Reuters)
Gazze şehrindeki bir binaya gece saatlerinde düzenlenen İsrail hava saldırısında hasar gören yerinden edilmiş kişilerin barındığı çadır kampını inceleyen Filistinliler (Reuters)
TT

İsrail, Gazze şehrinde kalan sakinlere insani yardım alanlarına gitmelerini ‘tavsiye ediyor’

Gazze şehrindeki bir binaya gece saatlerinde düzenlenen İsrail hava saldırısında hasar gören yerinden edilmiş kişilerin barındığı çadır kampını inceleyen Filistinliler (Reuters)
Gazze şehrindeki bir binaya gece saatlerinde düzenlenen İsrail hava saldırısında hasar gören yerinden edilmiş kişilerin barındığı çadır kampını inceleyen Filistinliler (Reuters)

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, ordunun tahminlerine göre Gazze şehrinde yaşayan 250 binden fazla kişinin kendi güvenlikleri için şehirden ayrıldığını açıkladı.

Adraee, X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Dün duyurduğumuz gibi, kendi güvenliğiniz için er-Reşid Caddesi'ni kullanarak, el-Mevasi'deki insani yardım bölgesine ve kamplardaki boş alanlara derhal taşınmanızı tavsiye ediyorum. Orada sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere çok daha iyi insani yardım alacaksınız.”

Paylaşımın devamında, “İsrail ordusu, Gazze şehrinde Hamas'ı yenilgiye uğratmaya kararlı ve bu nedenle saldırılarının şiddetini artırıyor. Hamas'ın yalanlar yayarak sizi şehirden ayrılmaktan alıkoyma girişimleri, kendi bekası için sizin hayatlarınızı tehlikeye atmaya hazır olduğunu kanıtlıyor. Kendi güvenliğiniz için, belirlediğimiz bölgelere tahliye olun ve Hamas mensupları tarafından kurulan tüm barikatları bildirin” denildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi günü Gazze sakinlerinden, İsrail'in şehre düzenleyeceği saldırı öncesinde bölgeden ‘ayrılmalarını’ istedi. Netanyahu, bu saldırıların Gazze'de büyük çaplı bir kara harekatının sadece başlangıcı olduğunu bildirdi.

İsrail'in saldırıları, yardım kuruluşlarının, şiddetli gıda kıtlığı nedeniyle sivil halkın karşı karşıya olduğu felaket durumunun daha da kötüleşeceği yönündeki uyarılarına rağmen gerçekleşiyor. Şimdiye kadar gıda kıtlığı nedeniyle 142'si çocuk olmak üzere 411 kişi hayatını kaybetti.