Suriye'deki yeni ‘Ulusal Diyalog’ ölü mü doğdu?

Ulusal Diyalog Komitesi, ilk toplantısını Kurban Bayramı'ndan sonra yapmak üzere mekanizmalarını ve görev tanımını belirledi.

Ulusal Diyalog Komitesi Suriye'de iktidardaki Baas Partisi tarafından kuruldu (Ajanslar)
Ulusal Diyalog Komitesi Suriye'de iktidardaki Baas Partisi tarafından kuruldu (Ajanslar)
TT

Suriye'deki yeni ‘Ulusal Diyalog’ ölü mü doğdu?

Ulusal Diyalog Komitesi Suriye'de iktidardaki Baas Partisi tarafından kuruldu (Ajanslar)
Ulusal Diyalog Komitesi Suriye'de iktidardaki Baas Partisi tarafından kuruldu (Ajanslar)

Baha el-Avam

Suriye’nin eski Devlet Başkanı Yardımcısı Faruk eş-Şara’nın öncülüğünde Şam’da gerçekleştirilen Ulusal Diyalog toplantısının üzerinden 13 yıl geçti. Bu ilk deneme başarısızlıkla sonuçlandı. Ardından ülke bir milyon Suriyelinin ölümü, yüz binlerce kişinin tutuklanması ve kaybolmasının yanı sıra milyonlarca kişinin göç etmesine ya da yerinden edilmesine yol açan bir savaşa tanık oldu. Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre ülkede kalanların büyük bölümü şu an yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, bundan birkaç gün önce yeni bir ‘ulusal diyalog’ başlatma kararı aldı. Bu ifadeyi duyar duymaz Suriyelilerin akıllarına ‘Neden şimdi?  Neden Suriye krizi uluslararası kaygılar listesinden düşmüşken? Muhaliflere göre iktidardakiler halkı temeli anlaşılmaz tanımlara göre ‘hainler’ ve ‘vatanseverler’ olarak sınıflandırırken ulusal diyaloga kimler davet edilecek?’ gibi sorular geliyor. 

Aynı şekilde diyalogun amacı da sorulabilecek sorular arasında yer alıyor. Geçmişte uluslararası, bölgesel, yerel taraflarca ve Arap ülkelerince devletin siyasi geleceğinin tartışıldığı diyaloglar başlatılmış, ancak başarısız olmuşlardı. Bu yüzden yeni ulusal diyalog girişimi de ya Suriye’deki siyasi gerçekliğe yaklaşmayacak ya da iktidardakilerin zihinlerindeki bir amaç için sahnelenen bir gösteriden ibaret olacak.

Sabiteler ve parametreler

Suriye hükümetinin danışmanlarından ve Ulusal Diyalog Komitesi üyesi Dr. Abdulkadir Azzuz, Ulusal Diyalog Komitesi’nin görev tanımını ve çalışma mekanizmalarını belirlemek için iç toplantılar yapıldığını ve ulusal diyalogun ilk oturumunun Kurban Bayramı’ndan sonra gerçekleştirilmesinin planlandığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre Dr. Azzuz, ‘ulusal güçler’ tanımını yaptığı terörizmi, işgali ya da ülkenin bölünmesini desteklemeyen herkesin diyaloğa davetli olduğunu belirtti. Diyalog toplantılarının sonuçlarının her oturumdan hemen sonra açıklanacağını ifade eden Dr. Azzuz, ardından tüm sürecin çıktısının uygulanması için bir mekanizma oluşturulacağını kaydetti. Ulusal diyaloğun başlıca dayanağının, Suriye Arap Cumhuriyeti topraklarının birliği ve bağımsızlığının tüm sabitelerini içeren anayasanın olduğunu vurgulayan Dr. Azzuz, diyaloğa katılmaya hak kazananlarla yapılacak toplantılarda herhangi bir ‘bağımsızlık önerisinin’ ya da ‘ayrılıkçı önerinin’ ele alınmayacağını, bölünmeye yönelik önerilerin desteklemediğini vurguladı. Ancak Dr. Azzuz, adem-i merkeziyetçi yönetimin desteklendiğini ve ‘bölgelerde ekonomik denge’ sağlamaya yönelik planlar yapılmasında bir sakınca görülmediğini de ifade etti.

Ulusal Diyalog Komitesi’nin iktidardaki Arap Sosyalist Baas Partisi’ne bağlı olduğunu belirten Dr. Azzuz, komitenin, mevcut anayasanın temellerini etkilemediği sürece, yapılması planlanan ulusal diyalog toplantıları için kırmızı çizgiler çizilmeden, ülkenin ekonomik ve siyasi olarak toparlanmasını isteyen Suriyelilerle iletişimde Devlet Başkanı Esed’in direktifleri doğrultusunda hareket ettiğini kaydetti.

Diyalog için diyalog

Gazeteci yazar Samira el-Mesalime, Independent Arabia'ya yaptığı değerlendirmede, ilan edilen diyalog girişiminin parametrelerini, rejimin muhataplarına yönelik sabitelerini ve terörizmi ya da işgali desteklemekten ne kastettiğini şöyle açıklıyor:

“Bu sayede herhangi bir girişimi tartışmadan reddetmek, ondan faydalanmaya çalışmak ve onun üzerine inşa etmek suretiyle geçmişte yapılan hataları tekrarlamamış olacağız. Bana göre Suriye dramının çözümü her zaman yerel bir mesele, yani bir Suriye’nin iç meselesidir. Bunun yanında sadece diyalog için diyalog yararlı değil. Rejimin diyalog kurmak istediği kişilere yönelik önerilerine ve koşullarına eklediği formüle göre kendisiyle bile diyalog için diyalog kurulması doğru değil.”

Mesalime’ye göre rejim, muhalefeti ya da muhalefetin çoğunluğunu teröristler ya da terör destekçileri olarak görüp Türkiye, ABD ya da Arap ülkeleri tarafından desteklendiklerini düşünürken muhalefet de rejimin yanında yer alan İran ve Rusya gibi ülkeleri işgalci olarak görüyor.

Mesalime 2008-2011 yılları arasında Tishreen gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yaptıktan sonra 2013-2017 yılları arasında Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) üyesi oldu ve başkan yardımcılığını yaptı. Ancak herhangi bir diyalog için Suriye'deki siyasi krizin ve siyasi değişimin ihtiyaçlarının tanımlanmasının gerektiğini düşünen Mesalime, “Ama Esed bunu istemiyor. Çünkü Suriye'yi tekelinde ve kendisine kalan bir miras olarak görüyor. Sonuç olarak Suriyeliler, 13 yıldır kendi görüşünü dayatmak ve başkalarına teslim olmak için pazarlık yapan bir rejim ile destekçilerinin çıkarlarıyla kısıtlanan bir muhalefet arasında sıkışıp kalmış durumda” ifadelerini kullandı.

“Diyalog rejim için bir seçenek değil”

Astana'dan Soçi'ye ve ardından Cenevre'ye kadar çeşitli forumlarda Suriye rejimiyle diyalog deneyimi hiç kolay değildi. Rejimin temsilcilerinin masaya yatırdığı ‘sabiteler’ de dahil olmak üzere çeşitli engellerle karşılaşan Arap ülkelerinin ve yerel tarafların girişimleri dahi işe yaramadı. Toplantılar durdu ve kriz bir kısır döngüye girdi. Bu kısır döngü en az 2015 yılından bu yana her yıl tekrarlanıyor.

SMDK’nın eski danışmanlarından ve Cenevre'de diyalog için kurulan Anayasa Komitesi'nin eski üyesi olan Dr. Yahya el-Aridi, Suriye rejimiyle diyalog başlatmanın bir anlamı olmadığını düşünüyor. Çünkü Dr. Aridi’ye göre eğer diyalog rejim için bir seçenek olsaydı, milyonlarca kişinin yerinden edilmesine, bir milyon kişinin öldürülmesine, yüz binlerce kişinin tutuklanmasına, şehirlerin yıkılmasına ve kalan nüfusun açlıktan ölmesine izin vermezdi. Bu diyaloğun başlatılmasının nedenlerine gelince Dr. Aridi, öncelikle Esed'in kendisine normalleşme elini uzatan, ancak karşılığında umduğunu bulamayan Arap ülkelerini tatmin etmeye çalıştığına inanıyor. Dr. Aridi’ye göre ikincisi nedense Fırat'ın doğusundaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin ve ülkenin güneyindeki Suveyda'daki muhalif hareketin kapısını çalarak bir çeşit uzlaşı arayışı olabilir.

dcfvergty
Şam, 2011 yılında Faruk eş-Şara başkanlığında Suriye ulusal diyalog toplantısına ev sahipliği yapmıştı (Sosyal medya siteleri)

Suriye Devlet Başkanı Esed'in Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini güç kullanarak geri alamayacağını ve Suveyda'yı varil bombalarıyla bombalayamayacağını belirten Dr. Aridi, “Bu yüzden (Esed’in) her iki tarafla da barışçıl bir şekilde anlaşmaktan başka çaresi yok. Ona göre bu, uluslararası ve bölgesel atmosfer izin verdiği sürece kendisinden istenenleri geçiştirmeye çalışmak anlamına geliyor” yorumunda bulundu. Suriye rejiminin ‘değişmeye ya da değiştirilmeye müsait olmadığını’ belirten Dr. Aridi, “(Esed) 2011 yılındaki ulusal diyalogda teklif etmediğini, tüm bu olanlardan sonra masaya koymayacaktır” diye konuştu.

Suveyda’dan Independent Arabia’nın sorularını yanıtlayan Dr. Aridi, ulusal diyalog çağrısının son 10 aydır rejim karşıtı protesto hareketine sahne olan Suveyda’da olumlu yankı bulmayacağını öngörüyor. Suveyda’daki protesto hareketi, geçim sıkıntısından kaynaklanan ekonomik taleplerle başlayıp daha sonra iktidarı etkileyen başlıklara dönüşmüştü. Buna rağmen Suveyda, hala tüm kurumlarıyla Şam'a bağlı ve Fırat'ın doğusundaki bölgelerde olduğu gibi özerk bir yönetim haline gelmiş değil. 

Adem-i merkeziyetçilik formülü

Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) siyasi kolu olan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, rejimin başlatmayı planladığı ulusal diyaloğunun ana hedeflerinden biri olabilir. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin en büyük partisi olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Halkla İlişkiler Ofisi Direktörü Sihanouk Dibo, bugün Suriyelilerin çoğunun, ‘ciddi olmayan ya da sadece medya için’ yapılan girişimler ve açıklamalarla değil, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararını temel alan bir yolla krizlerine çözüm getiren tutumlar görmeyi istediğini söyledi.

Tercihlerinin her zaman Suriye coğrafyasındaki çıkmazı ve çatışmaları sona erdirecek gerçekçi bir iç diyalogdan yana olduğunu belirten Dibo, uluslararası müdahalenin ve onun farklı gündemlerinin krizin çözümünü bir çıkmaza dönüştürdüğünü ve geciktirdiğini vurguladı. Independent Arabia'ya açıklamalarda bulunan Dibo, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Suriye'de ulusal diyaloğa inandığını, bu inancının da merkeziyetçi bir sistemin yeniden üretilemeyeceği, aksine tüm koşulların çoğulcu ve demokratik bir ademi merkeziyetçilik formülünün önünü açan diyaloglara elverişli olduğu inancına dayandığını belirtti.

Bazı çevreler Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ayrılıkçı bir Kürt projesi olarak görürken, bazı çevreler de Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) üyeleri başta olmak üzere birçok ülkede terör örgütü olarak listelenen PKK’nin desteklediğini söylüyor. Ancak Dibo, SDG’nin DEAŞ’la mücadelede 35 binden fazla ölü, yaralı ve esir verdiğini, bir milyon Suriyelinin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kontrolü altındaki bölgelerde yaşadığını ve ‘Suriye'nin egemenliği, birliği ve parçalanmasının önlenmesi için ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon, Rusya ve Arap ülkeleriyle temas halinde’ olduğunu vurguladı.



Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.


Hamas, yurtdışındaki liderlerine yönelik Arap olmayan bir ülkede suikast girişimi bekliyor

İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
TT

Hamas, yurtdışındaki liderlerine yönelik Arap olmayan bir ülkede suikast girişimi bekliyor

İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)

Hamas içinde, İsrail'in Filistin toprakları dışında bazı Hamas liderlerini hedef alan yeni bir suikast operasyonu düzenleyeceği beklentisi var.

Hareket içindeki üst düzey kaynaklar Şarku'l Avsat'a, özellikle önde gelen Hizbullah yetkilisi Heysem Tabatabai'nin suikastının ardından, liderliğe yönelik olası saldırılar konusunda endişelerin arttığını söyledi.

Bir kaynak, "hareketin liderliğinin Arap olmayan bir ülkede hedef alınacağına dair değerlendirmeler var" dedi, ancak hangi ülkede hedef alınacağını belirtmedi.

Şarku'l Avsat, yurt dışındaki Hamas liderlerine olası suikastları önlemek veya en azından zararlarını en aza indirmek için kişisel güvenlik ve ihtiyati tedbirlerle ilgili bir iç talimat belgesi dağıtıldığını öğrendi.

Belgede, "Belirli bir yerde yapılan toplantıların iptal edilmesi, farklı yerlerde yapılan periyodik olmayan toplantıların benimsenmesi gerektiği" belirtildi.

Talimatta liderlerden, "cep telefonlarını toplantı yerinden en az 70 metre uzakta tamamen izole etmeleri ve saat de dahil olmak üzere tıbbi veya diğer elektronik cihazların toplantı yerlerine girmesini engellemeleri" isteniyor.

Bu arada Gazze'deki kaynaklar, Hamas karşıtı silahlı milis grubunun lideri Yaser Ebu Şebab'ın dün öldürülmesinin, Tarabin aşiretinden iki kişinin arasında çıkan aşiret çatışması sırasında gerçekleştiğini bildirdi.

Şarku'l Avsat'a bilgi veren kaynaklar, Ebu Şebab'ın öldürülmesine katılan iki kişinin el-Dabari ve Ebu Sunayme ailelerine mensup olduğunu, her iki ailenin de Ebu Şebab ile birlikte Tarabin kabilesine mensup olduğunu belirtti.


Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn: İsrail’le görüşmeler olumlu hedef ikinci bir savaşı önlemek

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
TT

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn: İsrail’le görüşmeler olumlu hedef ikinci bir savaşı önlemek

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, bugün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Lübnan ile İsrail arasında yürütülen ateşkes izleme mekanizmasına ilişkin görüşmelerin olumlu geçtiğini ve temel hedefin ikinci bir savaşın önüne geçmek olduğunu söyledi. Avn, mekanizmanın 19 Aralık’ta yeniden toplanacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Avn, Baabda Sarayı’nda düzenlenen kabine toplantısında, ABD’de eski Beyrut Büyükelçisi olan Simon Karam’ın, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Selam ile yapılan istişareler sonucu sivil bir üyenin katılımı amacıyla heyet başkanlığına getirildiğini belirtti.

İlk doğrudan temas: UNIFIL’de tarihi toplantı

İsrail’in büyük çaplı bir tırmanış başlatabileceğine dair endişeler sürerken, Lübnanlı ve İsrailli iki sivil temsilci Çarşamba günü UNIFIL karargâhında ateşkes mekanizması komitesinin toplantısına katıldı. Bu adım, iki ülke arasında on yıllardır görülmeyen ilk doğrudan görüşme olarak kaydedildi.

dfrgt
İki Lübnan askeri, 28 Kasım 2025'te Güney Lübnan'daki Alma el-Şaab köyündeki bir Lübnan askeri noktasından, İsrail askeri karakolu Hanita'ya (solda) ve geçen yıldan bu yana İsrail güçlerinin işgal ettiği beş tepeden biri olan Labouneh'e (sağda) bakıyor (AP)

Hükümet toplantısı sonrası konuşan Enformasyon Bakanı Paul Morkos, Avn’ın “İlk oturumun çok üretken olması beklenemezdi ancak 19 Aralık’ta başlayacak sürecin yolunu açtı” sözlerini aktardı. Avn, görüşmelerin amacının hiçbir toplumsal grubu hedef almak değil bütün Lübnan’ı korumak olduğunu vurguladı.

fgthy
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)

Avn, “Şu ana kadar tepkiler olumlu. Bunu ikinci bir savaşın gölgesini Lübnan’dan uzaklaştırmak için kullanmalıyız” dedi. Müzakerenin tek yol olduğuna işaret eden Avn, “Lübnan’ın egemenliğinden taviz yok” diye konuştu.

Görüşmelerin çerçevesi: Sadece güvenlik

Cumhurbaşkanı Avn, Simon Karam’a verilen talimatların “tamamen güvenlik başlıklarına” odaklandığını belirterek bunları şöyle sıraladı:

İsrail saldırılarının durdurulması

İşgal altındaki noktalardan çekilme

Sınırların belirlenmesi

Esirlerin serbest bırakılması

Avn, yarın Beyrut’a gelecek BM Güvenlik Konseyi temsilcilerine, “müzakerelerin başarısı için İsrail’in olumlu ve ciddi tutum takınması yönünde baskı yapılması” çağrısında bulunacağını söyledi.

vfg5th
4 Aralık 2025'te Güney Lübnan'ın Cbaa kentinde İsrail bombardımanında hasar gören bir bölgedeki enkazın yanında bir sivil savunma kamyonu duruyor (Reuters)

Cumhurbaşkanı, heyetin ayrıca yıl sonuna kadar Hizbullah’a ait askeri tesislerin sökülmesi planının ilk aşamasını tamamlaması beklenen Lübnan ordusunun çalışmalarını yerinde incelemek üzere güneye gideceğini belirtti.

Toplantıya Simon Karam ile İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi’nin dış politika direktörü Yury Resnick katılırken, ABD’li arabulucu Morgan Ortagus da hazır bulundu. ABD ve Fransa gelişmeyi memnuniyetle karşıladı.

Ekonomik iş birliği yok

Enformasyon Bakanı Morkos, görüşmelerin ekonomik iş birliği veya barış anlaşması gibi başlıkları kapsamadığını belirterek şunları söyledi: “Naqura görüşmeleri yalnızca güvenlik odaklıdır.”