Dibeybe, Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi'ni ‘Libya seçimlerini bozmakla’ suçluyor

Khoury bir kez daha ‘kapsayıcı bir siyasi süreç’ başlatma sözü verdi.

Dibeybe, Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi'ni ‘Libya seçimlerini bozmakla’ suçluyor
TT

Dibeybe, Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi'ni ‘Libya seçimlerini bozmakla’ suçluyor

Dibeybe, Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi'ni ‘Libya seçimlerini bozmakla’ suçluyor

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Temsilciler Meclisi (TM) ve Devlet Yüksek Konseyi'ne (DYK) yönelik sert eleştirilerini yineleyerek, onları cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini ‘engellemekle’ suçladı. Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Siyasi İşlerden Sorumlu Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury ise Libyalıların siyasi çıkmazı sona erdirmek ve sürdürülebilir barış ve istikrarı sağlamak için ‘kapsayıcı bir süreç’ başlatmalarına yardımcı olma sözü verdi.

fergthy
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe Trablus'taki kabine toplantısında (UBH)

Dibeybe dün (Pazartesi) başkent Trablus'ta başkanlık ettiği kabine toplantısında, TM ve DYK üyelerinin batıdaki Misrata kentinde yaptıkları son toplantıyı bir kez daha sert bir dille eleştirerek, hükümetinin “ülkeyi seçimlere götürmek için yerel ve uluslararası alanda baskı yapmaya devam etmesi gerektiğini” söyledi.

Dibeybe, ‘iki meclisin (TM ve DYK) her konuda anlaşmazlığa düştüklerini ve tek bir madde üzerinde anlaştıklarını, onun da kendi nüfuzlarını nasıl genişletecekleri ve seçimleri nasıl bozacakları olduğunu’ belirtti. Dibeybe ayrıca, ‘TM ve DYK'den bilinen yüzlerin yeni geçiş aşamaları icat ederek halkın seçimlere ulaşma iradesini nasıl bozacakları konusunda anlaşmak için manevra yapmaları’ olarak tanımladığı şeye işaret etti.

Misrata toplantısının amacının, “kendi nüfuzlarını genişletmek, yeni geçiş aşamaları yaratmak ve pozisyonları kendi çıkarlarına göre dağıtmak” olduğunu söyleyen Dibeybe, ‘gücü, serveti ve silahları paylaşan birkaç kişinin Libya halkının iradesine el koymak istediğini’ belirtti.

Dibeybe, “Onlara tavsiyem, önce dokunulmazlığınızı, kendinizi ve akıbeti meçhul meslektaşlarınızı korumanız, ardından tek ve gerekli göreviniz olan adil seçim yasalarını geçirmeniz ve amacı ülkeye ya da vatandaşa hizmet etmek olmayan sefil toplantılarınız yerine Libyalıları özgürleştirmenizdir” ifadesini kullandı.

“Ülke istikrarlı ve petrol ihracatı artıyor” diyen Dibeybe, hükümetin taahhütlerini yerine getirmeye ve vatandaşların üzerindeki ekonomik yükleri hafifletmeye devam edeceğini belirtti. “Hedefimiz önümüzdeki yılın sonuna kadar petrol üretimini iki milyon varile çıkarmak” diyen Dibeybe, hükümetin taahhütlerini yerine getirmeye ve vatandaşların üzerindeki ekonomik yükleri hafifletmeye devam edeceğini belirtti.

Dibeybe, pazar akşamı Trablus'ta Denetim Bürosu Başkanı Halid Şakşak ile yaptığı görüşmede, hükümetin tüm harcama ve giderleri vatandaşlara açıklama politikasını ve ilgili denetim organlarıyla iş birliği içinde şeffaflığı geliştirme ve arttırma çalışmalarını sürdüreceğini yineledi.

İçinde bulunduğumuz yılın kalkınma planını takip eden Dibeybe ayrıca, belediyelerin kalkınma açısından desteklenmesi ve devam eden projelerin onaylanan zaman çizelgelerine göre tamamlanmasına odaklanılması gerektiğine işaret ederek sözleşme prosedürlerinin düzenleyici makamlar tarafından onaylanması gerektiğini vurguladı.

dfvbgnth
Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Siyasi İşlerden Sorumlu Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury’nin Libya Amazigh Yüksek Konseyi ile yaptığı toplantıdan

Bu arada Khoury, pazar akşamı Libya Amazigh Yüksek Konseyi üyeleriyle Tunus ile Ras Cedir Sınır Kapısı’ndaki durumu görüştüğünü bildirdi. Mevcut gerginliğe barışçıl bir çözüm bulma ihtiyacını vurgulayan Khoury, adil temsil ve siyasi sürece ve karar alma çevrelerine anlamlı katılımın yanı sıra halkın acil kalkınma ihtiyaçlarının karşılanması konusundaki endişeleri dinlediğini söyledi.

UNSMIL, 60 belediyede yaklaşan belediye meclisi seçimleri için seçmen kayıtlarının başlatılmasını memnuniyetle karşıladı ve kadınlar ve gençler de dahil olmak üzere tüm seçmenleri, belediyelerinin gelecekteki liderlerini seçme haklarını kullanmak için kayıt yaptırmaya teşvik ettiğini bildirdi.

UNSMIL tarafından pazar akşamı X platformu üzerinden yapılan açıklamada, belediye meclisi üyelerinin seçiminin sadece vatandaşların günlük yaşamları için değil, aynı zamanda ülkenin genel gelişimi ve istikrarı için de çok önemli olduğu belirtildi. Ayrıca ilgili tüm kurumlara belediye meclisi seçimlerinin yapılması sürecini kolaylaştırma çağrısında bulunuldu.

frbgtynum
Libya Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Musa el-Koni batıdaki sınır muhafızlarını ziyaret etti. (Libya Başkanlık Konseyi)

Diğer taraftan Libya Başkanlık Konseyi, Başkan Yardımcısı Musa el-Koni'nin askeri tugayların çalışmalarını takip etmek üzere saha turlarına devam ettiğini açıkladı. Dün sınır muhafızlarını ziyaret eden el-Koni, burada Tümgeneral Muhammed el-Lakri ve ona bağlı askeri birliklerin komutanları tarafından kabul edildi.

El-Koni, Libya devletinin egemenliğini korumak için komşu ülkelerle olan sınır şeridinin güvenliğini sağlamada sınır muhafızlarının önemini vurguladı.

El-Lakri, el-Koni ile sınır muhafızlarının sınır şeridinin güvenliğini sağlamak için nasıl çalıştığını gözden geçirdi ve sınır muhafızlarının görevlerini yerine getirebilmesi için lojistik imkânlarla desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

UBH’nin 444. Muharebe Tugayı, kaçakçıların konvoyunu hedef alarak kaçakçılık amaçlı yakıt yüklü dört kamyona el koyarken, Kufra Ambulans ve Acil Servisi pazar akşamı şehrin güneyinde mahsur kalan ve susuzluktan ölen Sudanlı bir adamın cesedine ulaşıldığını duyurdu.

Diğer yandan Libya İstikrar Hükümeti’nin (LİH) lideri Usame Hammad, Yasadışı Göçle Mücadele Teşkilatı Güney Bölgesi Şube Başkanı Albay Abdurrahman el-Ensari'yi çabalarından dolayı tuğgeneral rütbesine terfi ettirdi.

Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu Genel Müdürü Belkasım Hafter ile gerçekleştirdiği genişletilmiş toplantı sonrasında konuşan Hammad, güneydeki şehir ve bölgelerin yeniden inşası ve gelişimine katkıda bulunabilecek tüm ulusal şirketleri memnuniyetle karşılayarak hükümetin ve fonun onları desteklemeye hazır olduğunu vurguladı.



Suriye'nin Humus kentindeki bir camide patlama: 8 ölü, saldırıyı Saraya Ensar el-Sünne üstlendi

Patlama sonucu Suriye’nin orta kesimindeki Humus kentinde bulunan bir caminin içinde meydana gelen yıkım (SANA)
Patlama sonucu Suriye’nin orta kesimindeki Humus kentinde bulunan bir caminin içinde meydana gelen yıkım (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki bir camide patlama: 8 ölü, saldırıyı Saraya Ensar el-Sünne üstlendi

Patlama sonucu Suriye’nin orta kesimindeki Humus kentinde bulunan bir caminin içinde meydana gelen yıkım (SANA)
Patlama sonucu Suriye’nin orta kesimindeki Humus kentinde bulunan bir caminin içinde meydana gelen yıkım (SANA)

Suriye’nin orta kesimindeki Humus’ta, Alevi çoğunluğun yaşadığı bir mahallede bulunan camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlamada en az sekiz kişi hayatını kaybetti. Saldırıyı Saraya Ensar el-Sünne üstlenirken, yetkililer faillerin hesap vereceğini bildirdi.

Bu saldırı, geçiş yönetiminin yaklaşık bir yıl önce iktidara gelmesinden bu yana bir ibadethaneyi hedef alan ikinci saldırı oldu. Haziran ayında Şam’da bir kilisede düzenlenen intihar saldırısında 25 kişi yaşamını yitirmiş, o saldırıyı da yine aşırıcı Saraya Ensar el-Sünne üstlenmişti.

Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, Humus’taki patlamanın arkasındaki tarafın “kim olursa olsun” adalet önüne çıkarılacağını belirterek, saldırının Suriye’de güvenlik ve istikrarı sarsmayı hedeflediğini söyledi. İbadethanelerin hedef alınmasını “alçakça ve korkakça bir eylem” olarak niteledi.

Şarku’l Avsat’ın Resmi Suriye Haber Ajansı SANA’dan aktardığı habere göre ülkenin üçüncü büyük kenti Humus’ta Vadi ez-Zeheb Mahallesi’ndeki İmam Ali bin Ebu Talib Camii’nde meydana gelen patlamada sekiz kişi hayatını kaybederken 18 kişi yaralandı.

Patlamada başı ve sırtı şarapnel parçalarıyla yaralanan ve Humus’taki Karam el-Luz Hastanesi’nde tedavi gören 47 yaşındaki Usame İbrahim, AFP’ye, “Cuma namazındaydım; yalnızca güçlü bir patlama ve yoğun bir basınç duydum” dedi. Başındaki bandajları işaret eden İbrahim, “Her yer gözümde kıpkırmızı oldu… Yere düştüm, başımdan kan aktığını gördüm… O an ne olduğunu anlayamadım” diye konuştu. Kan izleri arasında caminin kapısına doğru ilerlediğini, cemaatten yükselen çığlıklar ve inlemeler eşliğinde gençler tarafından hastaneye götürüldüğünü anlattı.

İçişleri Bakanlığı, “terör saldırısının” namaz sırasında gerçekleştiğini belirterek, “ilgili birimlerin failleri yakalamak üzere soruşturma ve delil toplama çalışmalarına başladığını” açıkladı.

Saraya Ensar el-Sünne, Telegram’da yayımladığı mesajda, “Sarayâ Ensar el-Sünne mücahitleri, başka bir gruptan mücahitlerle birlikte, Nusayrilere ait Ali bin Ebu Talib içinde bir dizi patlayıcıyı infilak ettirdi” ifadelerini kullandı. Beşar Esad yönetiminin 2024 sonunda devrilmesinin ardından kurulduğunu belirten grup, “Saldırılarımız artarak sürecek ve tüm kâfirler ile mürtedleri hedef alacak” dedi.

SANA’nın bir güvenlik kaynağına dayandırdığı habere göre, ilk bulgular patlamanın cami içine yerleştirilen patlayıcı düzeneklerden kaynaklandığını gösteriyor. Olay yerinden yayımlanan görüntülerde, caminin bir köşesindeki duvarın alt kısmında bir gedik, duvarın bir bölümünü kaplayan siyah duman izleri, etrafa saçılmış halı parçaları ve kitaplar ile kırılmış pencere camları görüldü. Güvenlik güçleri caminin çevresini kordon altına aldı; içerideki ekipler, patlamanın olduğu alanı kırmızı şeritle çevreledi.

“Etrafımda şarapnel parçaları”

Ayağından yaralanan ve hastanede tedavi gören seyyar kitap satıcısı 38 yaşındaki Gadi Maruf da AFP’ye, patlamanın imamın hutbe için minbere çıkmasıyla meydana geldiğini söyledi. Maruf, “Çok büyük bir patlamaydı; etrafımda şarapnel parçalarının uçuştuğunu gördüm” dedi.

Suriye Dışişleri Bakanlığı, yayımladığı açıklamada “korkakça suç eylemini” kınayarak, bunun “güvenliği ve istikrarı bozma, Suriye halkı arasında kaos yayma girişimlerinin bir parçası” olduğunu vurguladı. Açıklamada, “terörle her tür ve biçimde mücadele” konusundaki kararlılık yinelenirken, “bu tür suçların devletin güvenliği tesis etme, vatandaşları koruma ve failleri hesap verme çabalarını durduramayacağı” ifade edildi.

Riyad, Beyrut ve Amman başta olmak üzere birçok başkent saldırıyı kınadı. Saldırı, son aylarda yaşanan şiddet olaylarının ardından Suriye’deki azınlıkların endişelerini artırdı.

sx scx
Patlama sonucu Humus’un Vadi ez-Zeheb Mahallesi’ndeki İmam Ali bin Ebu Talib Camii’nin içinde meydana gelen yıkım görülüyor (SANA)

Sünni çoğunluğa sahip Humus’ta Alevi çoğunluklu mahalleler de bulunuyor. 2011’de başlayan Suriye iç savaşının ilk yıllarında şiddetli çatışmalara sahne olan kentte, geçen ay kırsaldaki bir köyde bir çiftin öldürülmesinin ardından mezhepsel gerginlik ve çatışmalar yaşanmış; çiftin aşireti suçu Alevilere atfetmişti. Ancak İçişleri Bakanlığı daha sonra olayın adli saiklerle işlendiğini açıklamıştı.

Bu cinayetin ardından Lazkiye kıyı kentinde ve Alevi çoğunluklu diğer bölgelerde binlerce Alevi, Humus ve başka yerlerde azınlıklara yönelik saldırıları protesto etmişti. Esad yönetiminin devrilmesinden bu yana, Esad’ın mensubu olduğu Alevi topluluğuna yönelik saldırıların arttığı belirtiliyor.

Mart ayında Suriye kıyı kesiminde mezhepsel arka planlı şiddet olaylarında, Suriye medyasına göre çoğu Alevi olmak üzere yaklaşık 1700 kişi hayatını kaybetti. Yetkililerce görevlendirilen bir soruşturma komisyonu, Temmuz ayında, şiddet olaylarına karıştığı şüphesi bulunan 298 kişinin kimliğinin belirlendiğini; isimleriyle birlikte 1426 Alevinin yanı sıra 238 güvenlik ve ordu mensubunun öldürüldüğünü açıkladı.

Gözaltındakilerin serbest bırakılması

Şiddet olaylarından önce ve sonra, eski yönetimle bağlantı iddiasıyla Alevi çoğunluklu bölgelerde geniş çaplı gözaltılar yapılmıştı. Resmî Suriye televizyonu, cuma günü Lazkiye’de “savaş suçlarına karışmadıkları tespit edilen” 70 kişilik ilk grubun serbest bırakıldığını, devamının geleceğini duyurdu.

Temmuz ayında, güneydeki Süveyda vilayetinde Dürzi azınlığa yönelik mezhepsel şiddet olaylarında, Suriye medyasına göre 789’u Dürzi sivil olmak üzere iki binden fazla kişi hayatını kaybetti. Haziran ayında ise Şam’ın Duveyla semtindeki Mar İlyas Kilisesi’nde namaz sırasında düzenlenen intihar saldırısında 25 kişi ölmüştü. Yetkililer, ülkede birlikte yaşamı ve tüm bileşenlerin korunmasını vurgulamayı sürdürüyor.

Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Esad’ın devrilmesinin birinci yıl dönümünde yaptığı konuşmada, “güçlü bir Suriye” inşa etmek için Suriyelilerin çabalarını birleştirmesinin önemine dikkat çekti ve halkın fedakârlıklarına “yakışır” bir gelecek çağrısı yaptı. İktidardaki ilk yılını geride bırakan Şara, yönetimini pekiştirmek için çeşitli adımlar atsa da, ülkenin birliğini koruma ve güvenliği tüm topraklarda tesis etme konusunda ciddi bir sınavla karşı karşıya bulunuyor.


İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)

İsrail yetkilileri bugün, kuzey İsrail'de bir Filistinli tarafından gerçekleştirilen bıçaklı ve araçla saldırıda iki kişinin öldüğünü açıkladı.

 İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)

İsrail acil servisleri, yaklaşık 68 yaşında bir adamın araç çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail kamu yayın kuruluşu Kan ise yaklaşık 20 yaşında bir kadının bıçaklanarak öldürüldüğünü duyurdu.

 Ayrıca, iki kişinin de hafif yaralandığı belirtildi.

İsrail polisi, şüpheli saldırganın işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan bir Filistinli olduğunu açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya saldırganın memleketi olan Batı Şeria'daki Kabatiye kasabasında operasyon başlatma emri verdi.

Ofisinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Savunma Bakanı Yisrael Katz, cani teröristin geldiği Kabatiye’ye karşı İsrail ordusuna güçlü ve derhal harekete geçme talimatı verdi. Amaç, tüm teröristleri tespit edip etkisiz hale getirmek ve kasabadaki terörist altyapıyı çökertmektir."


Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan görüşmelerin henüz somut sonuç vermediğini belirterek, ülkenin kuzeydoğusundaki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesi konusundaki söylemlerin, icraat adımları atılmadan teorik ifadelerden ibaret kaldığını kaydetti.

Suriye Haber Ajansı'na (SANA) konuşan kaynak, Suriye'nin birliğine yapılan tekrarlanan vurgunun, ülkenin kuzeydoğusundaki gerçeklikle çeliştiğini, burada devlet çerçevesinin dışında ayrı ayrı yönetilen idari, güvenlik ve askeri kurumların bulunduğunu ve bunun da sorunu çözmek yerine "bölünmeyi sürdürdüğünü" söyledi.

 SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)

Sözlerine şöyle devam etti: "SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun devam edeceğine dair sürekli işaretlerine rağmen, bu görüşmeler somut sonuçlar vermedi. Bu söylemin, gerçek bir durgunluk ve uygulamaya geçme konusunda gerçek bir irade eksikliği ışığında, medya amaçlı ve siyasi baskıları absorbe etmek için kullanıldığı görülüyor."

Sözlerine şöyle sürdürdü: “Kuzeydoğu Suriye'deki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesiyle ilgili konuşmalar, somut adımlar veya net zaman çizelgelerinden yoksun, teorik ifadeler alanında kalmıştır. Bu durum, SDG ile imzalanan 10 Mart anlaşmasına olan bağlılığın ciddiyeti konusunda şüpheler uyandırıyor.”

Petrol dosyasına gelince, Dışişleri Bakanlığı'ndaki resmi kaynak, SDG liderliğinin petrolün tüm Suriyelilere ait olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarının, “devlet kurumları içinde yönetilmediği ve gelirleri genel bütçeye dahil edilmediği sürece” güvenilirliğini kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre kaynak, görüşlerin yakınlaşmasından bahsetmenin, “zaman sınırlı uygulama mekanizmalarına sahip net, resmi anlaşmalara dönüştürülmedikçe anlamsız kaldığını” vurguladı.

Ayrıca, askeri dosyadaki anlaşmalardan bahsetmenin, "Suriye ordusu çerçevesinin dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesiyle bağdaşmadığını, bunun egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini" ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağı, aynı durumun "sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerli olduğunu, bunun da ulusal egemenlik ilkelerine aykırı olduğunu" belirtti.