İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerinde temel anlaşmazlık noktaları neler?

İsrail bombardımanı sonucu Gazze Şeridi'nden dumanlar yükseliyor. (AP)
İsrail bombardımanı sonucu Gazze Şeridi'nden dumanlar yükseliyor. (AP)
TT

İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerinde temel anlaşmazlık noktaları neler?

İsrail bombardımanı sonucu Gazze Şeridi'nden dumanlar yükseliyor. (AP)
İsrail bombardımanı sonucu Gazze Şeridi'nden dumanlar yükseliyor. (AP)

Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasına yönelik son öneri, ABD ve uluslararası toplumun çoğunluğu tarafından desteklenirken, bu hafta önerinin ana hatlarını kabul ettiğini ancak bazı değişiklikler talep ettiğini açıklayan Hamas tarafından tam olarak benimsenmedi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise önerinin bazı yönlerine açıkça itiraz etti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün (Çarşamba) Katar'da gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘müzakerelerin devam ettiğini’ bildirdi.

Blinken, ABD'nin Hamas tarafından salı günü sunulan önerileri gözden geçirdiğini belirterek, “Bazı değişiklikler uygulanabilir, bazıları ise uygulanamaz. Aradaki boşlukları kapatmaya kararlıyız. Bu boşlukların kapatılabileceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

İsrailli ve Hamaslı yetkililer tarafından yapılan son açıklamalar, iki tarafın arabulucuların aylardır üstesinden gelmeye çalıştığı pek çok konuda bölünmüş durumda olduğunu gösteriyor.

Şarku’l Avsat’ın Associated Press'ten (AP) aktardığı habere göre, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerindeki ana tıkanma noktaları şunlar:

Savaşın sona erdirilmesi

Hamas, kalıcı bir ateşkes sağlanmadığı ve İsrail güçleri Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmediği sürece kalan esirleri serbest bırakmayacağında ısrar ediyor. ABD Başkanı Joe Biden geçen ay son teklifi açıkladığında her ikisini de içerdiğini söylemişti.

Ancak Netanyahu İsrail'in halen Hamas'ın askeri kabiliyetlerini yok etmeye ve 7 Ekim tarzı bir saldırı gerçekleştirememesini sağlamaya kararlı olduğunu söylüyor.

scdvfbt
İsrail bombardımanının Gazze Şeridi'nde yol açtığı yıkımdan (AP)

Hamas ayrıca aralarında siyasi liderlerin ve İsrail'in ‘sivillere yönelik ölümcül saldırıları yönetmekten hüküm giymiş üst düzey militanlar’ olduğunu söylediği kişilerin de bulunduğu İsrail tarafından hapsedilmiş yüzlerce Filistinlinin serbest bırakılmasını istiyor.

Üst düzey bir Hamas lideri bugün (Perşembe) Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, hareketin ABD'nin ateşkes önerisinde talep ettiği değişikliklerin ‘önemli olmadığını’ ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesini içerdiğini söyledi.

Hamas lideri, hareketin İsrail hapishanelerinden salıverilmek üzere uzun hapis cezalarına çarptırılmış 100 Filistinliden oluşan bir listenin seçilmesini talep ettiğini de belirtti.

Planın ikinci aşamasına ulaşılması

Ateşkes planı, İsrail'in nüfusun yoğun olduğu bölgelerden çekilmesi karşılığında Hamas'ın kadınlar, yaşlılar ve yaralılar da dahil olmak üzere bazı esirleri serbest bırakacağı, bu süre zarfında Filistinlilerin evlerine dönebileceği ve Gazze Şeridi'ne insani yardımın artırılacağı altı haftalık bir ilk aşamayı öngörüyor.

İki taraf bu altı haftalık süreyi, Biden'ın söylediğine göre erkek askerler de dahil olmak üzere kalan tüm canlı esirlerin serbest bırakılmasını ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesini içeren ikinci aşama üzerinde bir anlaşmayı müzakere etmek için kullanacak. Geçici ateşkes kalıcı hale gelecek.

Ancak bu sadece iki tarafın tüm detaylar üzerinde anlaşması halinde gerçekleşecek.

Diğer yandan Hamas, İsrail'in en savunmasız esirleri (kadınlar, yaşlılar ve yaralılar) geri döndüğünde savaşı yeniden başlatacağından endişeli görünüyor. Bu gerçekleşmese bile, İsrail müzakerelerin bu aşamasında ilk anlaşmanın bir parçası olmayan ve Hamas için kabul edilemez olan taleplerde bulunabilir ve Hamas bunları reddettiğinde savaşı yeniden başlatabilir.

İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Gilad Erdan, bu müzakerelerde İsrail'in Hamas'ın iktidardan uzaklaştırılmasını talep edeceğini bildirdi.

Erdan pazartesi günü CNN'e verdiği demeçte, “Hamas'ın Gazze'yi kontrol etmeye devam etmesini kabul edemeyiz. Çünkü o zaman Gazze, İsrail için tehdit oluşturmaya devam edecektir” dedi.

İsrail ayrıca planda yer alan ve ikinci aşamaya ilişkin müzakereler devam ettiği sürece ilk ateşkesi uzatacak bir hükümden de endişe duyuyor. Erdan, bunun Hamas'ın ‘sonu gelmeyen, anlamsız müzakerelere devam etmesine’ olanak sağlayacağını söyledi.

Güvensizlik krizi ve aşırı sağın baskısı

İsrail ile Hamas arasında tam bir güven eksikliği söz konusu ve bu da anlaşmanın uygulanması yönünde adım atılmasını çok zorlaştırıyor.

Netanyahu, son aylarda binlerce vatandaşın ve esir ailelerinin, ‘Hamas ile orantısız bir anlaşmayı kabul etmek anlamına gelse bile’ hükümetin esirleri eve getirmesini talep etmek için gösteri yaptığı ülke içinde artan bir baskıyla karşı karşıya.

Ancak Netanyahu'nun aşırı sağcı koalisyon ortakları, ABD destekli planı reddederek, Netanyahu’nun Hamas'ı yok etmeden savaşı bitirmesi halinde hükümeti düşürmekle tehdit ettiler.

Bu aşırı sağcılar Gazze Şeridi'ni yeniden işgal etmek, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden ‘gönüllü göçünü’ teşvik etmek ve orada Yahudi yerleşimlerini yeniden inşa etmek istiyorlar.

Netanyahu'nun aşırı milliyetçi müttefikleri, merkezci bir siyasi muhalif olan Benny Gantz'ın pazar günü Savaş Kabinesi’nden istifa etmesinin ardından, savaşın başlangıcından bu yana hiç olmadığı kadar Netanyahu üzerinde etkili oldular.

İsrail'in ya da Hamas'ın görüşmeleri tamamen terk edeceğini öngörmek zor. İsrail için bu muhtemelen Gazze Şeridi'nde halen tutulmakta olan onlarca esirden vazgeçmek anlamına gelecektir. Hamas içinse bu, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin acılarını uzatacak ve İsrail'e Hamas unsurlarını ortadan kaldırmak için daha fazla zaman kazandıracaktır.

Ancak Blinken müzakerelerin sonsuza kadar devam etmeyeceğini ima etti.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.