Gazze Savaşı protestoları: Irak'taki ABD markalarını özel harekat koruyor

Washington Post, Türkiye'de de Amerikan markalarını taşıyan dükkanlara saldırıldığını hatırlattı

Güvenlik güçlerinin restoranları koruduğu Bağdat'ta bu görüntülere alışıldı (AP)
Güvenlik güçlerinin restoranları koruduğu Bağdat'ta bu görüntülere alışıldı (AP)
TT

Gazze Savaşı protestoları: Irak'taki ABD markalarını özel harekat koruyor

Güvenlik güçlerinin restoranları koruduğu Bağdat'ta bu görüntülere alışıldı (AP)
Güvenlik güçlerinin restoranları koruduğu Bağdat'ta bu görüntülere alışıldı (AP)

2003'te ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun işgaline uğrayan Irak'ta Gazze Savaşı'nın yankıları sürüyor. İsrail'e karşı ekonomik boykot çağrılarıyla başlayan süreç, son haftalarda Amerikan markalarının dükkanlarına saldırılmasına vardı.

IŞİD'e karşı Amerikan askerleriyle birlikte savaşan terörle mücadele birlikleri, artık Bağdat sokaklarında turlayarak bu dükkanları korumaya çalışıyor. 

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post, İran'ın desteklediği Şii milislerin çağrısıyla maskeli kişilerin KFC ve Lee's Famous Recipe Chicken gibi markaların dükkanlarına saldırdığını bugünkü haberinde bildirdi. 

Milislerin açıklamasında, ABD'nin en yakın müttefikinin İsrail olduğunu söyleyerek yatırım projeleri için Irak topraklarının kullanılmasına karşı çıktığı zira kârın İsrail'e aktarıldığını savunduğu aktarıldı. 

Bağdat'ta restoranların haricinde, İsrail'e zırhlı buldozer sağlayan Amerikan inşaat ekipmanı üreticisi Caterpillar'la birlikte bir dil kursuna da ses bombası atıldı, PepsiCo ve Procter & Gamble ofislerinin önünde protesto gösterileri düzenlendi.

Geçen ay bir hafta içi gününde Filistin Caddesi'nde yeni açılan bir KFC şubesinde ailesiyle yemek yiyen Selam Abdülkerim bu saldırılardan birini anlattı. Sopalarla içeri giren maskeli kişilerin bir anda camları kırdığını, sandalyeleri fırlattığını ve mutfak gereçlerini parçaladığını belirtti. 

43 yaşındaki mühendis, onlarca saldırganın içeri girişini ilk olarak, yüzü kapıya dönük oturan 8 yaşındaki kızının gördüğünü söyledi:

Onları görünce korktu ve arkama bakmamı söyledi. Birkaç saniyeliğine ne yapacağımı bilemedim. Sonra eşime mekanı terk etmemiz gerektiğini hızlıca söylüyordum ki restoran ekipmanlarını parçalamaya başladılar.

Bağdat'ta ABD restoranlarının yoğun olduğu bir bölgede görevlendirilen güvenlik güçlerinden biri olan 23 yaşındaki Ali, soyadını gizleyerek şöyle konuştu:

Bir restoranı korumak üzere görevlendirilmek tuhaf geliyor. Biz özel harekat birliğiyiz, koruma değil.

İran destekli Ketaib Hizbullah'ın üyelerinden biri de şu ifadeleri kullandı:

Biz Amerikan çıkarlarını protesto eden bir milletin fertlerinden oluşan bir grubuz. Tüm Amerikan çıkarları bitirilene kadar boykotu sürdüreceğiz.

Washington Post, İsrail'deki askerlere bedava McDonald's kampanyası üzerine Mısır, Lübnan ve Türkiye'deki dükkanlara saldırıldığını hatırlattı. ABD'nin dış politikasının daha önce de benzer eylemlere yol açtığı işaret edildi. 

ABD'nin Irak'ta 2 bin 500 civarında askeri ve sivil personeli var. Bunlar yerel güvenlik güçlerine danışmanlık ve eğitim sağlıyor. 

Şii milisler, Irak'ta kayda değer ölçüde askeri ve siyasal güce sahip. Haşdi Şabi çatısı altında yönetimde etkili oluyorlar. 

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, 6 Haziran'da düzenlediği basın toplantısında "Haşdi Şabi içindeki kişilerin Irak başkomutanına karşı duyarlı olmamalarından, Irak ve Suriye'de şiddet içeren ve istikrarı bozucu faaliyetlere girişmelerinden endişe duymaya devam ediyoruz" diyerek bu konuya değinmişti. 

Irak Dışişleri Bakanlığı'ysa "Bazı restoranlara yapılan saldırılar kanun dışı gruplar tarafından gerçekleştirildi ve hiçbir şekilde Haşdi Şabi'yi temsil etmiyor" yanıtını vermişti.

Diğer yandan Iraklı akademisyen Akil Abbas, hükümetin olaylarla ilgili olarak düşük rütbeli milisleri yakaladığını ve "şebekenin üst düzey kısımlarını hedef almadığını" Washington Post'a söyledi:

Bu denklemde en büyük kaybeden, başbakan çünkü yatırım çekmek için verdiği mesajların tam tersi yönde eylemler var.

Independent Türkçe, Washington Post, Rudaw



Gazze savaşının geleceğine dair 4 senaryo

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda toplamda en az 37 bin 658 kişi öldürülürken, 86 bin 237 kişi de yaralandı (AFP)
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda toplamda en az 37 bin 658 kişi öldürülürken, 86 bin 237 kişi de yaralandı (AFP)
TT

Gazze savaşının geleceğine dair 4 senaryo

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda toplamda en az 37 bin 658 kişi öldürülürken, 86 bin 237 kişi de yaralandı (AFP)
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda toplamda en az 37 bin 658 kişi öldürülürken, 86 bin 237 kişi de yaralandı (AFP)

Amerikan gazetesi New York Times (NYT), Gazze savaşının geleceğine dair 4 senaryoyu inceledi.

İsrail ordusunun Refah'taki kara harekatı sürerken, ABD bir yandan da Hizbullah'la topyekun savaş ihtimalinden endişeleniyor. 

Ateşkes ve rehine takası sürecinde de henüz somut bir ilerleme sağlanmadı. NYT, Gazze savaşındaki bazı belirsizliklere de dikkat çekerek, bölgenin geleceğine dair 4 senaryoyu masaya yatırdı. 

1 - Gazze'de küçük çaplı baskınlar sürebilir

Analizde, İsrail'in Refah'taki kara harekatını tamamlaması durumunda, bunun ardından bölgede küçük çaplı rehine kurtarma operasyonları düzenleyebileceği belirtildi. 

Haberde, İsrail'in 8 Haziran'da düzenlediği kanlı rehine operasyonu da hatırlatıldı. Gazze Şeridi'ndeki Nusayrat mülteci kampında iki noktaya düzenlenen operasyonda, 4 rehine kurtarılmıştı. 

Ancak operasyonda yüzlerce Filistinlinin kanı dökülmüştü. Gazze Sağlık Bakanlığı, en az 274 Filistinlinin öldürüldüğünü, 698 kişinin de yaralandığını bildirmişti.

NYT, kısa çaplı operasyonların buna benzer rehine kurtarma harekatlarını içerebileceğine işaret etti. 

Ayrıca İsrail ordusunun, Hamas'ın belirli bölgelerde tekrar güç kazanmasını önlemek için Gazze'deki mahallelere kısa süreli baskınlar düzenlemeye devam edebileceği belirtildi. 

2 - Gazze'de iktidar boşluğu oluşabilir

İkinci senaryoda, İsrail'in Gazze'nin büyük bir bölümünden askerlerini çekerek, Hamas'ın hakimiyetini sürdürmesine izin verebileceği ifade edildi. 

İsrail ordusunun baskınlarla Hamas'ın eski gücüne kavuşmasını engelleyebileceği belirtilirken, bunun başka çetelerin ve grupların örgütle rekabete girişmesine ve Gazze'de bir iktidar boşluğu oluşmasına yol açabileceğine dikkat çekildi. 

Bu durumun Gazze'nin yeniden inşasını, insani yardım tedarikini ve sivillerin evlerine dönmesini zorlaştırabileceği değerlendirmesi yapıldı. 

Bu senaryoda İsrail'in silah kaçakçılığını engellemek için Gazze'nin Mısır sınırını kontrol altında tutması da öngörülüyor. Ayrıca İsrail'in, Gazze'nin kuzeyiyle güneyini birbirinden ayıran bir hat kurarak burada asker konuşlandırmayı sürdürebileceği belirtildi. 

3 - Hizbullah'la savaşa girilebilir veya gerginlik azaltılabilir

İsrail ordusunun, kuzeydeki Lübnan sınırına daha fazla asker sevk ederek Hizbullah'la geniş çaplı bir savaşa girebileceği yorumu yapıldı. 

Bölgeye asker yığılması, Hizbullah'ın saldırılarını artırmasıyla sonuçlanabilir, bu da topyekun bir savaşa dönüşebilir. 

Öte yandan Gazze'de çatışmaların azaltılmasının, Hizbullah'la gerginliği hafifletebileceğine dikkat çekildi.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, şubattaki açıklamasında Gazze'deki savaş durduğunda saldırıları sonlandıracaklarını belirtmişti. 

4 - Biden yönetimiyle gerginlik sürebilir

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dünkü açıklamasında Gazze'deki birliklerin çoğunu Hizbullah'la savaş ihtimali nedeniyle Lübnan sınırına sevk edeceklerini duyurmuştu.

Netanyahu, "Gazze'de yoğun çatışma aşaması sona ermek üzere ve Hamas'ı yok etmeden savaşı durdurmaya hazır değilim" demişti.

NYT, Netanyahu'nun bu açıklamasıyla ABD Başkanı Joe Biden'la yaşadığı sürtüşmeyi bir nebze azaltabileceğini yazdı. 

Ancak analizde, Netanyahu'nun Gazze'nin savaş sonrası yönetimine ilişkin net bir plan ortaya koymaması ve Hizbullah'la gerginliği azaltmaması nedeniyle, Tel Aviv-Washington hattında anlaşmazlığın sürebileceği ifade edildi.

Washington'ın aylardır Gazze'de somut bir alternatif oluşturması için Tel Aviv yönetimine baskı yaptığı hatırlatılırken, son dönemde Hizbullah'la çatışmaların sonlandırılması çağrısında bulunulduğu da belirtildi.  

Radikal sağcı koalisyon ortaklarından da baskı gören Netanyahu'nun bu yönde yapıcı bir tavır sergileyemediği değerlendirmesi paylaşıldı.

Independent Türkçe