İsrailli yetkili: Gazze'de onlarca rehine hâlâ hayatta

Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli esirlerin fotoğraflarının önünde duran bir kadın, 17 Haziran 2024. (Reuters)
Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli esirlerin fotoğraflarının önünde duran bir kadın, 17 Haziran 2024. (Reuters)
TT

İsrailli yetkili: Gazze'de onlarca rehine hâlâ hayatta

Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli esirlerin fotoğraflarının önünde duran bir kadın, 17 Haziran 2024. (Reuters)
Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli esirlerin fotoğraflarının önünde duran bir kadın, 17 Haziran 2024. (Reuters)

Üst düzey bir İsrailli müzakereci dün AFP'ye yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde tutulan onlarca esirin ‘kesinlikle hayatta’ olduğunu ve İsrail'in bir anlaşmanın parçası olarak hepsi serbest bırakılmadan çatışmaların durmasını kabul edemeyeceğini söyledi.

Konuyla ilgili olarak kamuoyu önünde konuşma yetkisi olmadığı için isminin açıklanmamasını isteyen yetkili, “Esirlerin onlarcası kesinlikle hayatta. Onları orada uzun süre bırakamayız, ölecekler” ifadelerini kullandı.

Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine düzenlediği saldırıda toplam 251 kişi esir alınmıştı. İsrail, ordunun öldüğünü söylediği 41 kişi de dahil olmak üzere 116 kişinin hâlâ Gazze Şeridi'nde olduğuna inanıyor.

“Onları orada uzun süre orada bırakamayız, ölecekler” diyen yetkili, esirlerin büyük çoğunluğunun Hamas tarafından tutulduğuna dikkat çekti.

ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz ayın sonlarında, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için sunduğu üç aşamalı öneriyi açıkladı. Biden ilk aşamanın altı hafta sürecek ‘tam ve eksiksiz bir ateşkesi’ içereceğini ve İsrail güçlerinin ‘Gazze Şeridi'nin tüm nüfuslu bölgelerinden’ çekileceğini söyledi.

İsrailli yetkili, esirlerin serbest bırakılmasına yönelik bir anlaşma yapılmadan ülkesinin, Gazze Şeridi'nde Hamas'la olan savaşı sonlandıramayacağını vurguladı. Zira Hamas, taahhütlerini ihlal edebilir ve müzakereleri 10 yıl veya daha fazla uzatabilir.

Yetkili sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda (anlaşma imzalanmadan önce) savaşı sona erdirme taahhüdünde bulunamayız. Çünkü ilk aşamada, ikinci aşama için müzakereler yapılmasını gerektiren bir madde var. İkinci aşama esirlerin ve askerlerin serbest bırakılmasını öngörüyor.”

“Hamas'ın evet demesini bekliyoruz” diyen yetkili, İsrail hükümetinin Biden'ın planını onayladığını henüz açıklamadığını belirtti.

İsrailli yetkili, “Hamas ile bir anlaşmaya varamazsak, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nde şu anki çatışmalardan daha az yoğun olmayan bir şekilde savaşmaya devam edecek. Farklı bir şekilde ama yoğun bir şekilde” dedi.



İsrail, Süveyda'daki Dürzilere tıbbi yardım gönderdi

Yardım konvoyları Süveyda'ya doğru yola çıktı (AFP)
Yardım konvoyları Süveyda'ya doğru yola çıktı (AFP)
TT

İsrail, Süveyda'daki Dürzilere tıbbi yardım gönderdi

Yardım konvoyları Süveyda'ya doğru yola çıktı (AFP)
Yardım konvoyları Süveyda'ya doğru yola çıktı (AFP)

İsrail Kamu Yayın Kurumu’nda dün yer alan bir haberde, İsrail'in Suriye'nin Süveyda vilayetindeki Dürzi topluluğuna acil tıbbi yardım gönderdiğini ve bu adımın Washington ve Şam ile koordineli olarak atıldığını duyurdu.

İsrail Sağlık Bakanlığı dün, Süveyda'ya tıbbi malzeme ve ilaç göndermeye hazırlandığını açıklamıştı.

Suriye hükümetinin ateşkes ilanından saatler sonra, Süveyda kentinde sakinlik hakim oldu. Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre görgü tanıkları, Dürzi grupların kentin kontrolünü geri aldığını ve Suriye hükümet güçlerinin, yaklaşık 1000 kişinin öldüğü mezhepsel çatışmaların ardından bölgeye yeniden konuşlandırıldığını belirtti.

Fransız haber ajansı AFP'nin Süveyda’da bulunan iki muhabiri, şehre girmek için hazırlanan insani yardım konvoylarını gözlemledi. Herhangi bir silah sesi veya çatışma duyulmadığını ve Şam-Dera yolunun aşiret savaşçılarından temizlendiğini doğruladılar. Ayrıca, İçişleri Bakanlığı Genel Güvenlik güçlerinin Süveyda kırsalındaki köylere konuşlandırıldığını, ancak henüz şehre girmediklerini ifade ettiler.

Suriye Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Süveyda'daki “kanun dışı unsurların” insani yardım konvoyunun şehre girişini engellemesini kınadı ve güvenlik durumunun kötüleşmesinin “İsrail'in açık müdahalesi ve ardından Suriye güvenlik güçlerinin çekilmesinin doğrudan sonucu” olduğunu vurguladı.