Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) yakın internet siteleri, Sudan ordusu mensuplarının çok sayıda sivili ‘toplu infaz ettiğini’ gösterdiği ileri sürülen bir video yayınladı. Ancak Sudan ordusu olaylara herhangi bir şekilde dahli olmadığını açıklayarak HDK'yı ‘kurgu yapmakla’ suçladı. Şarku’l Avsat videoların gerçekliğini bağımsız olarak teyit edemedi.
Söz konusu videolar, ülkenin orta kesimlerinde yer alan el-Cezire eyaletinin küçük bir köyünde 50'den fazla sivilin öldürülmesinden birkaç gün ortaya çıkarken HDK, orduyu ve ordu saflarında savaşan ‘aşırılık yanlısı İslamcı milisleri’ cinayetleri işlemekle suçladı.
HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu’nun (Hamideti) siyasi danışmanlarından el-Başa Tabik’in de aralarında bulunduğu HDK’nın önde gelen isimleri, Sudan ordusunun ve ‘terörist’ dedikleri el-Bera Tugayları'nın, aralarında ordunun kendi mensuplarının da bulunduğu vatandaşları etnik köken ve aidiyetlerine göre ‘kurşuna dizdiği’ iddia edilen bir video yayınladılar.
Tabik'a göre son birkaç gün içinde HDK ile hiçbir bağlantısı olmayan kişiler infaz edildi.
Buna karşın Sudan ordusu tarafından yapılan basın açıklamasında videonun ‘Dagalu’nun terörist milislerinin medya hücreleri ve onların işbirlikçileri tarafından kurgulandığı’ öne sürüldü.
Sudan ordusu sözcüsü Nebil Abdullah, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Bu tür uygulamalar uluslararası insancıl hukuka bağlı ordu mensupları tarafından gerçekleştirilemez. Ordunun eylemleri, Dagalu’nun terörist milislerinin sistematik ve barbarca ihlallerle savaş tarihinde eşi ve benzeri görülmemiş eylemleriyle tam bir tezat oluşturuyor.
X platformundaki HDK'ya yanlısı hesaplar, Omdurman şehrinde savaşın ilk aylarından kalma, ordu personelinin gözleri bağlı insanları kaçırıp kurşuna dizerek infaz ettiğini ve büyük bir çukura gömdüğünü gösteren bir videoyu yeniden paylaşmaya başladılar.
‘Hamideti’ lakabıyla bilinen Muhammed Hamdan Dagalu liderliğindeki HDK’ya geçtiğimiz hafta sonu Batı Kordofan eyaletinin yönetim şehri Fula’yı ele geçirdikten sonra ordu mensubu onlarca esiri öldürdüğü gerekçesiyle benzer suçlamalar yapılmıştı.
Sudan İnsan Hakları Gözlemevi, X platformundan yaptığı açıklamada ‘iğrenç bir suç’ olarak nitelediği olayı en sert ifadelerle kınadı. Gözlemevi açıklamasında “Bu iğrenç suç, savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil etmektedir” ifadelerine yer verdi.
Sudan ordusunun komuta kademesini derhal failleri tutuklamaya, soruşturma başlatmaya ve adalete teslim etmeye çağıran Gözlemevi, olaya karışanların komutanları tarafından verilen emirleri yerine getirdikleri kanıtlanırsa, ilgili kuruluşlar ve kurbanların ailelerinin söz konusu komutanlar hakkında dava açmaları gerektiğinin altını çizdi.
HDK dün, Cibril İbrahim liderliğindeki Adalet ve Eşitlik Hareketi'nden (JEM) ve diğer gruplardan binlerce unsurun Üçüncü Cephe’den ayrıldığını duyurdu.
JEM, Kuzey Darfur eyaletinin yönetim şehri el-Faşir’de orduyla birlikte savaşan silahlı hareketlerin oluşturduğu ortak gücün içinde yer alıyor.
Kuzey Darfur Vali Vekili el-Hafız Buheyt Muhammed, ‘tam bir felaket durumu’ yaşandığını söyledi. Muhammed, bölge sakinlerinin çoğunun sistematik olarak gerçekleştirilen topçu bombardımanları nedeniyle açıkta, evsiz ve yiyeceksiz halde olduklarını açıkladı.
Vali Vekili, el-Faşir'in üç aydır dört bir yandan kuşatılmış olduğunu, temel malları ulaştıracak bir yol bulunamadığını, bunun da mal ve genel olarak gıda maddelerinin fiyatlarında önemli bir artışa yol açtığını belirtti.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’a Vali Vekili Muhammed, Kuzey Darfur’daki ‘HDK milislerinin’ şu an son derece zayıf halde olduklarına işaret ederek el-Faşir'e doğrudan müdahale etmesi, Mellit şehrinden geçen ana yolları açması ve ticari mal ve insani yardım taşıyan konvoyların el-Faşir'e ulaşmasını sağlaması çağrısında bulundu.
Şarku’l Avsat’a konuşan yerel kaynaklar, el-Faşir’in dün ağır topçu bombardımanlara maruz kaldığını, 6. Piyade Tümeni karargahının yakınlarındaki yerleşim bölgelerinin ve şehir merkezindeki ana pazarın hedef alındığını söylediler.
HDK'nın cumartesi günü ayrım gözetmeksizin rastgele gerçekleştirdiği topçu bombardımanı, Güney Hastanesi'nin devre dışı kalmasının ardından el-Faşhir’de faaliyet gösteren tek sağlık tesisi haline gelen ‘Suudi Hastanesi’nin eczane bölümünün tamamen hasar görmesine neden oldu.