Irak: İranlı muhalifler artık İran sınırı yakınlarında varlık gösteremiyor

Iraklı güvenlik yetkilisi, Türkiye sınırının güvenliğini sağlama planını açıkladı.

İranlı Kürt muhalefet partisi Komale'ye bağlı peşmerge güçleri, Kuzey Irak'ta bir eğitim kampında. (X)
İranlı Kürt muhalefet partisi Komale'ye bağlı peşmerge güçleri, Kuzey Irak'ta bir eğitim kampında. (X)
TT

Irak: İranlı muhalifler artık İran sınırı yakınlarında varlık gösteremiyor

İranlı Kürt muhalefet partisi Komale'ye bağlı peşmerge güçleri, Kuzey Irak'ta bir eğitim kampında. (X)
İranlı Kürt muhalefet partisi Komale'ye bağlı peşmerge güçleri, Kuzey Irak'ta bir eğitim kampında. (X)

Iraklı bir güvenlik yetkilisi bugün yaptığı açıklamada, ‘İran muhalefetinin artık Irak ile İran arasındaki sınır şeridinde herhangi bir varlığının bulunmadığını’ belirterek, Türkiye sınırının güvenliğini sağlamaya yönelik planı açıkladı.

Irak İçişleri Bakanlığı Sınır Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muhammed Sukker es-Saidi, Irak resmi haber ajansı INA’ya verdiği röportajda, “Irak'ın altı komşu ülkeyle sınırı var. Bu sınırların tahkim edilmesine ilişkin prosedürler ülkeden ülkeye değişiyor ve çeşitli faktörlere bağlı. İlk faktör, sınır bölgesinin Irak tarafından ve Irak'ın karşısındaki ülke tarafından güvenlik kontrolünün kapsamı. İkincisi, sınır köylerinde yaşayanların birbirlerine olan yakınlığı. Üçüncüsü, mühendislik tahkimatı veya elektronik teknik önlemler gibi sınırı kontrol etmek için alınan önlemler. Dördüncüsü, iki ülke arasındaki ekonomik farklılıklar ve beşincisi de coğrafi alanın ve arazinin yapısı” ifadelerini kullandı.

Irak İçişleri Bakanlığı Sınır Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muhammed Sukker es-Saidi (INA)Irak İçişleri Bakanlığı Sınır Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muhammed Sukker es-Saidi (INA)

İran ile sınır

Saidi sözlerini şöyle sürdürdü: “İran İslam Cumhuriyeti ile olan sınıra gelince, komşu ülkelerle olan tüm sınırlar anlaşmalara uygun olarak çizilmiş ve sınır sütunlarıyla sabitlenmiştir. Irak'ın altı ülkeyle olan sınırı 3 bin 714 kilometreden fazladır. Ancak en uzun sınır bin 493 kilometre ile İran'la olan sınırdır ve bunun 93 kilometresi nehir sınırı olan Şattülarap sınırı, geri kalanı ise kara sınırıdır.”

Korgeneral Saidi, “Irak-İran sınırının bin 500 kilometresi bölge vilayetlerinde (Erbil ve Süleymaniye), üst üste binen sınırlar ve zorlu arazilerde yer alıyor. Geçmiş yıllarda, güvenlik birimlerimizin kaynaklarını güçlendirmeye başladığımız, bu sınırın güvenliğini arttırmak için Halepçe merkezli 21’inci Tugay'ı kurduğumuz ve onları rütbeli insan kaynakları, yeni gönüllüler ve araçlarla takviye ettiğimiz Süleymaniye vilayetindeki Irak-İran sınırında önemli çalışmalar yapıldı” dedi.

Şarku’l Avsat’ın Irak resmi haber ajansı INA’dan aktardığına göre Saidi şunları söyledi: “Hanekin'den Penjwen'in kuzeyine kadar olan ilk 300 kilometrelik alan termal kameralarla kaplandı. Bölge, binlerce mayından temizlendi. Güvenlik güçlerimiz, günlük olarak çalışmak için ülkeye yasadışı yollardan girmeye çalışan Asyalı, Pakistanlı ve Afgan işçileri yakalıyor.”

Saidi, “Yasadışı ve rastgele faaliyetler yürüten hamallara gümrük makbuzlarının verildiği Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile gümrük tarifeleri konusunda bir anlaşmazlık yaşadık. Ancak daha sonra makbuzların sadece limanlar aracılığıyla yasal olarak verilmesi konusunda nihai bir anlaşmaya varıldı. Bu, gümrük tarifeleri açısından bile bölgeyi hukukun üstünlüğü altına sokarak Irak için büyük bir başarıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Irak Sınır Kuvvetleri Komutanı, “Bu bölge 1980'lerden beri PKK unsurlarına ev sahipliği yapıyordu. Biz bu silahlı unsurların kontrol ettiği alanı azaltmak için çalıştık. Süleymaniye hükümeti ve İran tarafıyla söz konusu bölgeleri kontrol etmek için büyük anlaşmalar var” dedi.

“Bu yıl içinde, İran İslam Cumhuriyeti'nin güvenliğine tehdit oluşturduğu için İran tarafının talebi üzerine Irak-İran sınırı yakınlarındaki İran muhalif noktalarının ortadan kaldırılması gibi çok önemli bir projeye yöneldik” diyen Saidi, “İkinci Tugay'a bağlı birlikler Erbil vilayeti içinde 1991'den bu yana Irak güçlerinin ulaşamadığı birçok noktayı ele geçirerek, Irak ve İran tarafları arasındaki birçok sorunu ve gerginliği azalttı” açıklamasında bulundu.

Eylül 2022'de İran’dan IKBY topraklarına fırlatılan bir füze (AFP) Eylül 2022'de İran’dan IKBY topraklarına fırlatılan bir füze (AFP)

“İranlı muhaliflerin artık Irak ile İran arasındaki sınır şeridinde hiçbir varlığı kalmadı” diyen Saidi, “Kasım el-Araci başkanlığındaki Ulusal Güvenlik Komitesi ve sınır kuvvetleri, muhalifleri silahsızlandırdı, mevzilerini ve silahlı faaliyetlerini sınır noktalarından uzaklaştırmak için önemli sonuçlar elde etti” dedi.

İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri geçen yıl yaptığı açıklamalarda, ülkesinin Kürt bölgesine ve Irak'a, Kürt partileri silahsızlandırmaları ve Irak'ın tamamından çıkarmaları için birkaç gün süre verdiğini söylemişti. İran medyası Bakıri'nin Eylül 2023'te, “Silahlı terörist ayrılıkçı güçler tamamen silahsızlandırılmalı ve tüm Irak'tan kovulmalıdır” dediğini aktardı.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Eylül 2022'de, 70'ten fazla karadan havaya füze ve onlarca insansız hava aracıyla (İHA) IKBY topraklarına saldırı düzenleyerek, İran Kürdistanı Demokrat Partisi'nin genel merkezini, Erbil vilayetinin Köysancak ilçesindeki İranlı mülteciler için bir okulu ve mülteci kamplarını, Süleymaniye vilayetindeki Komale Partisi'nin genel merkezini ve Erbil'in güneyindeki İran Kürdistanı Özgürlük Partisi'nin genel merkezini hedef aldı.

Ankara, PKK'nın Irak'ı Türkiye'deki saldırılar için bir fırlatma rampası olarak kullanmasını engellemek istiyor. (Reuters) Ankara, PKK'nın Irak'ı Türkiye'deki saldırılar için bir fırlatma rampası olarak kullanmasını engellemek istiyor. (Reuters)

Irak-Türkiye sınırı

Irak Sınır Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Saidi, Türkiye sınırıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Irak'ın Türkiye ile 362 kilometrelik bir sınırı var. Bunun 300 kilometresi Erbil ve Duhok vilayetleri dahilinde karadan, 62 kilometresi ise Dicle Nehri'nin bir kolundan geçiyor. Irak-Türkiye sınırı çok engebeli bir bölge. Özellikle Irak-Türkiye-İran üçgeninde kuzeydoğuya doğru gittiğimizde arazi çok engebeli ve yılın yarısında karla kaplı” ifadelerini kullandı.

“Irak'ın tarihi boyunca Irak-Türkiye sınır şeridini kontrol edecek karakolları olmadı. Bu da yasadışı militanların faaliyetlerine yol açtı” diyen Saidi sözlerini şöyle sürdürdü:

“Son dönemdeki çalışmalarımız iki yönde ilerledi. Birincisi, birliklerimizle Türk birlikleri arasında herhangi bir kesişme olmaması için ortak bir koordinasyon merkezi kurmak üzere Türk tarafıyla koordinasyon sağlamak. Böylece, Irak-Türkiye şeridinde karakollar inşa edebileceğiz. Koordinasyon konusunda prensipte olumlu sonuçlara ulaştık. Sahada henüz bir şey gerçekleşmese de ciddiyet var. İkinci yöndeki çalışmalarımız arasında boş sınır bölgelerinde, yapılabilecekleri yapmak vardı. Irak-Türkiye sınır şeridinde, bazıları Duhok vilayetindeki Zaho'nun kuzeyinde ve diğerleri Erbil vilayetinde olmak üzere 27'den fazla sınır karakolu inşa etmeye başladık ve iyi sonuçlar elde ettik.”

‘İki ülke arasında büyük bir anlayış oluşacağını umduğunu, çünkü bunun önemli ve büyük bir mesele olduğunu’ belirten Saidi, “Türk ordusuna ait noktalarla Irak topraklarına farklı derinliklerde bir Türk akını var ve sınır noktaları ile Türk ordusu arasında temas var. Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, bölge illeri içinde Irak sınırında bulunan tek federal otoritedir ve Türkiye ile Irak sınırıyla ilgilenmektedir. Şu anda Türk tarafındaki birliklerle temasımız var” dedi.

Ankara'daki bilgilere göre Türkiye, PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığını sona erdirmeye kararlı. Bunun için Suriye'de yaptığına benzer şekilde, Irak'ın 30 ila 40 kilometre derinliğinde bir güvenlik kuşağı oluşturmak ve bu operasyonla Kuzey Irak'taki PKK ile Kuzey Suriye'de bulunan YPG arasındaki bağlantının kesilmesini sağlamak istiyor.



Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde artık bir tampon bölge yok

Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
TT

Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde artık bir tampon bölge yok

Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)

Halil Musa

İsrail ordusu, ‘ileri savunma cephesi’ kurmak amacıyla Suriye'nin işgal altındaki toprakları Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgede askeri üsler kurmaya devam ediyor. Bu üsler, tampon bölgenin ötesine geçerek Golan Tepeleri’nin doğusundaki Suriye topraklarının derinliklerindeki köylere kadar ilerliyor.

Söz konusu askeri üsler, Şeyh Dağı'nın (Hermon Dağı) kuzeyinden batıya doğru Dera'nın batı kırsalındaki Yermuk Havzası’na kadar uzanan Suriye-Ürdün-İsrail sınır üçgeninde yer alıyor.

İsrail'in 8 Aralık 2024 tarihinden bu yana Suriye’de işgal ettiği toprakların yüzölçümü 500 kilometrekareyi aşarak Golan Tepeleri’nin yarısı kadar bir alana ulaştı.

En büyük ve stratejik açıdan en önemli üs, deniz seviyesinden 2 bin 814 metre yüksekliğindeki Şeyh Dağı'nın zirvesinde yer almakta ve başkent Şam’a, Lübnan'ın Bekaa Vadisi’ne ve İsrail’in kuzeyine hâkim bir konumda.

İsrail ordusu, bu üssü Suriye ordusunun geçen yılın sonunda Esed Beşşar rejiminin düşüşüyle birlikte çekilmeden önce kullandığı yerlerde kurdu.

Üs, 1974 yılında İsrail ile Suriye arasında imzalanan Ayrışma Anlaşması ile kurulan tampon bölgenin dışında yer alıyor.

Her sabah Şam'da

Birkaç ay önce üssü ziyaret eden İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın her sabah Şam'daki başkanlık sarayında gözlerini açtığında İsrail Savunma Ordusu'nun onu Şeyh Dağı'nın tepesinden izlediğini ve bizim burada, Suriye’nin güneyindeki tüm güvenlik bölgesinde Golan Tepeleri ve Celile halkını onun tehditlerinden korumak için bulunduğumuzu hatırlayacak” ifadelerini kullandı.

İsrail’in söz konusu askeri üslerinde, İsrail ordusunun üç tugayı konuşlu. Bu tugaylar 210. Bölgesel Bashan Tümeni'ne bağlı. İsrail, Şeyh Dağı'nın eteklerinden Dera’nın batı kırsalındaki Hamma bölgesine (Yermuk Nehri havzası) kadar uzanan 70 kilometre uzunluğundaki tampon bölge boyunca 10'dan fazla askeri üs kurdu.

Üsler, Cibata el-Haşeb, el-Hamidiye, Kuneytra, Kahtaniye, Tel Kuna, Tel el-Ahmer eş-Şarki ve Tel el-Ahmer el-Garbi köylerine kuruldu.

jı8uk

İndependent Arabia’ya konuşan kaynaklar, İsrail ordusunun şu anda Kenitra kırsalındaki Kudna kasabası yakınlarındaki Tel Ahmer’in doğusunda bir askeri üs inşa ettiğini ve bu üssün Tel Ahmer'in batısındaki başka bir askeri üsse ekleneceğini söyledi.

İsrail ordusu, bu askeri üslerin yakınlarındaki evleri yıkıyor. Son haftalarda, Kuneytra kırsalında yer alan Hamidiye köyünde 16 evi yıktı.

İsrail ordusu, Dera’nın batı kırsalında güvenlik ve askeri operasyonlar yürütmek üzere Mariye beldesi yakınlarında bir askeri üs kurdu.

İsrail, bu üsleri kurarak ordusunun bölge üzerindeki kontrolünü güçlendirmeyi ve iki taraf arasındaki ‘çatışmayı önleme anlaşmasına’ aykırı olarak Suriye'nin güneyinde yeni bir gerçeklik oluşturmayı hedefliyor.

Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF), Kuneytra’daki başlıca karargahı ve Nebe el-Fevvar köyündeki başka bir karargahı ile Şeyh Dağı eteklerindeki diğer karargahları aracılığıyla tampon bölgede çalışmalarını sürdürüyor.

Dişleri olmayan bir ülke Suriye

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Suriye’nin Golan Tepeleri’nde kontrol ettiği bölge, bin 800 kilometre karelik yüzölçümüyle Suriye'nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde birini oluşturuyor. İsrail 1967 yılında Golan Tepeleri’nin bin 160 kilometre karelik kısmını ele geçirmişti. Son aylarda ise kontrolünü 500 kilometre karelik bir alana daha genişletti.

İsrail ordusu bu üsler aracılığıyla kuzeyde Şeyh Dağı'ndan güneyde sınır üçgenine kadar uzanan onlarca Suriye köyüne baskınlar ve aramalar düzenleyerek, ‘terörizmin altyapı tesisleri’ olarak adlandırdığı yerleri hedef alıyor ve ‘kuzey cephesinden gelebilecek tehditleri önlemek’ için askeri faaliyetlerde bulunuyor.

İsrail ordusu, birkaç gün önce ‘Suriye'nin güneybatısındaki Ummu el-Lahs ve Ayn el-Bustali bölgelerinde İran'a bağlı dört silahlı kişiyi’ tutukladığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, ‘İsrail'in kuzey sınırlarının güvenliğini sağlamak için tampon bölgede ve ona yakın birkaç ek noktada faaliyet gösterildiği’ belirtilirken nerelerde konuşlandığına değinmekten kaçındı.

Suriyeli kaynaklara göre İsrail ordusu birkaç hafta önce bu köylerde, özellikle de Yermuk Havzası'nda bulunan Dera ilinin batı kırsalında ve Kuneytra kırsalında nüfus ve sosyal araştırmalarını tamamladı.

İsrail ordusu, Suriye'nin güneyindeki güvenlik bölgesinin silahsız ve tehditlerden arındırılmış olmasını sağlamak amacıyla Suriye'de süresiz olarak kalmaya hazır olduğunun altını çizdi.

Suriyeli stratejist Fayez el-Esmer, “İsrail, Beşşar Esed rejiminin düşüşünü fırsat bilerek Suriye'yi dişsiz ve pençesiz hale getirmeye ve Golan Tepeleri’ndeki kontrol alanını genişletmeye çalışıyor” yorumunda bulundu.

Tel Aviv'in bunun durumun perde arkasında Ayrışma Anlaşması dışında yeni bir anlaşma dayatmak istediğini düşünen Esmer, “Bu anlaşma, Tel Aviv'e tampon bölgede erken uyarı istasyonları kurma ve güvenliğini sağlama bahanesiyle bölgeye ABD askerleri konuşlandırma imkanı verecek” dedi.

Suriyeli stratejist, İsrail’in Ahmed eş-Şara liderliğindeki yeni Suriye yönetimine güvenmediği için tıpkı 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'e düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu gibi bu kez Suriye topraklarından yeni bir saldırı düzenlenmesinden çekindiğini söyledi.

1974 tarihli Ayrışma Anlaşması’nın çöküşü

Stratejist Anan Vehbi ise İsrail'in bu üsler aracılığıyla güvenlik tehditlerine karşı önleyici saldırılar düzenlemeye dayanan yeni çatışma kuralları dayatmak istediğini düşünüyor. Bu yeni üslerin çatışmanın devam etmesini sağlamak, ancak büyük bir savaşa değil, düşük yoğunluklu bir çatışmaya yol açmak amacıyla kurulduğunu söyleyen Vehbi, “İsrail ordusunun bu bölgelerden çekilmesini imkânsız görüyorum, çünkü Tel Aviv bu bölgelerden hareketle Suriye'nin güneybatısının tamamında güvenlik hakimiyeti kurmak istiyor” değerlendirmesinde bulundu.

8ı
Netanyahu, Golan Tepeleri konusunda Ayrışma Anlaşması’nın çöktüğünü açıkladı (Reuters)

Öte yandan Suriye Dışişleri Bakanlığı, Tel Aviv'in Şam ile ilişkilerin ‘normalleştirilmesi’ konusundaki ilgisini dile getirmesinin ardından, Suriye'nin 1974 yılında İsrail ile imzalanan Ayrışma Anlaşması’na geri dönmek için ABD ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı.

Suriyeli yetkililer, İsrail'in Suriye'nin askeri cephaneliğine yüzlerce hava saldırısı düzenlemesi ve Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra ülkenin güneyine girmesinin ardından ‘tansiyonu düşürmek için’ İsrail ile dolaylı müzakereler yürüttüğünü kabul etti.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suriye ve İsrail'in ABD'nin arabuluculuğunda ‘sınırlarında sükuneti yeniden tesis etmeyi amaçlayan’ ciddi görüşmeler yaptığını doğruladı.

Suriye'den resmi bir kaynak ise ‘İsrail ile barış anlaşması imzalanacağına dair açıklamalar yapmak için zamanlamanın doğru olmadığını, ancak Tel Aviv'in 1974 tarihli anlaşmaya tam olarak uyması ve işgal ettiği bölgelerden çekilmesi halinde yeni anlaşmaların müzakere edilebileceğinden söz edilebileceğini’ söyledi.