Sudan'ın Sennar eyaletinde şiddetli çatışmalar

Kuzey Darfur eyaletinin yönetim şehri el-Faşir’de çatışmalar yeniden başladı

Sudan'daki çatışmalar binlerce kişiyi çeşitli eyaletlerden Sennar ve çevre eyaletlere kaçmaya zorladı (AFP)
Sudan'daki çatışmalar binlerce kişiyi çeşitli eyaletlerden Sennar ve çevre eyaletlere kaçmaya zorladı (AFP)
TT

Sudan'ın Sennar eyaletinde şiddetli çatışmalar

Sudan'daki çatışmalar binlerce kişiyi çeşitli eyaletlerden Sennar ve çevre eyaletlere kaçmaya zorladı (AFP)
Sudan'daki çatışmalar binlerce kişiyi çeşitli eyaletlerden Sennar ve çevre eyaletlere kaçmaya zorladı (AFP)

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmalar, Sudan’daki stratejik öneme sahip bazı şehirlerin birbirine bağlanmasında kilit nokta olan ülkenin orta kesimlerindeki Sennar eyaleti yakınlarındaki Cebel Muveyh bölgesinde şiddetlendi.

HDK üyeleri bölgenin kontrolünü ele geçirdiklerini teyit eden videolar yayınlarken, ordu herhangi bir yorumda bulunmadı. Ancak orduya bağlı sosyal medya hesapları saldırının püskürtüldüğünü ve HDK'nın elinde bulunan Sennar Şeker Fabrikası ile civar köylerin kontrolünün yeniden ele geçirildiğini aktardı.

HDK, dün sabah saatlerinde büyük bir güçle saldırı başlattı. Ardından yaptığı açıklamada, Sudan ordusunun savunmasını yararak şehrin merkezine girmeyi başardığını duyurdu. HDK saha komutanı Abdulrahman el-Bişi, bir grup askeriyle birlikte çektiği videoda orduyu püskürttüklerini ve bölgenin kontrolünü tamamen ele geçirdiklerini söyledi.

Saatler süren şiddetli çatışmaların yaşandığı Cebel Muveyh bölgesi, Sennar eyaletinin aynı adı taşıyan yönetim şehrinin yaklaşık 24 kilometre batısında yer alıyor. Çok sayıda küçük kırsal köy ve beldenin olduğu bölge, Beyaz Nil Eyaletindeki Rabak ve Kosti şehirlerine giden önemli bir ana yol üzerinde yer alıyor.

Sennar sakinleri, bölge üzerinde orduya ait savaş uçaklarının uçtuğunu gördüklerini söylerken topçu mermileri şehrin yerleşim bölgelerinin ortasına düştü. Topçu bombardımanları sonucu herhangi bir sivil can kaybı bildirilmedi. Ordu ve İslami Hareket Tugayları'na bağlı destek güçleri birkaç aydır bu bölgeden saldırılar düzenleyerek geçtiğimiz aralık ayından bu yana HDK'nın kontrolünde olan el-Cezire eyaletini geri almaya çalışıyor.

HDK'ya bağlı platformlar orduya ait dört çeker araçların ele geçirildiğini ve bazı askerlerin esir alındığını gösteren videolar yayınladı. ‘Es-Safna’ lakaplı HDK saha komutanı Ali Rizkallah, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada HDK’nın Cebel Muveyh bölgesinde ‘(Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah) Burhan milisleri ve paralı askerleri’ dediği Sudan ordusunun yeni bir saldırısını püskürttüğünü ve onlara ağır kayıplar verdirdiğini söyledi. Rizkallah, ‘35'ten fazla savaş aracının ele geçirildiğini ve düşman kuvvetlerinin tüm eksenlerde tamamen çöktüğünü’ de sözlerine ekledi.

sxdcfvrgbt
Kuzey Darfur eyaletinin yönetim şehri el-Faşir’de çatışmalar sonucu hasar gören bir pazar yeri (AFP)

Şarku’l Avsat’a konuşan el-Faşir sakinleri, HDK tarafından yerleşim bölgelerine yönelik rastgele düzenlenen bombardımanların yeniden başladığını söylediler. Kaynaklar, binlerce kişinin bir haftadan uzun bir süredir Kuzey Darfur eyaletindeki güvenli bölgelere akın ettiğini ve şehirden göçün dramatik bir şekilde arttığını belirttiler.

HDK'nın el-Faşir’in dört bir yanını kuşatması nedeniyle buranın hayalet bir şehre dönüşmesinden korktuklarını söyleyen kaynaklar, kuşatmanın el-Faşir’e komşu bölgelerden gelen temel malların fiyatlarının yükselmesine neden olduğunu aktardılar.

Öte yandan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), el-Faşir’de altı hafta önce başlayan çatışmalardan bu yana 260 kişinin öldüğünü ve bin 630'dan fazla kişinin yaralandığını açıkladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) el-Faşir kuşatmasının sona erdirilmesi kararı alınmasının üzerinden 10 gün geçmesine rağmen çatışmalar halen devam ediyor.



İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
TT

İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)

İsrail, çarşamba günü Suriye'ye yönelik saldırılarını artırarak başkent Şam'ı hedef aldı. Newsweek, olayı, İsrail'in Süveyda'da artan mezhepsel şiddet ortamında operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın yedi aylık görev süresi boyunca karşı karşıya kaldığı en ciddi kriz olarak nitelendirdi.

Suriye Devlet Başkanı ABD Başkanı Donald Trump'ın beğenisini kazanmış olabilir ama yakında İsrail'in hedef listesine girebilir.

İsrail'in operasyonları, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin yıkılmasının hemen ardından İsrail ordusunun askeri hedeflere yönelik geniş çaplı bir saldırı kampanyası başlatarak daha güneydeki toprakları ele geçirmesinden sonra Suriye'deki en yoğun operasyonlar oldu.

Görsel kaldırıldı.İsrail hava saldırılarının hedef aldığı Şam'daki Savunma Bakanlığı binası (AFP)

"İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun söylemleri, Şara'nın gerilimi azaltma çağrılarına rağmen tırmanırken, yeni Suriye cumhurbaşkanı, Tel Aviv'in Şara’nın da karşı olduğu İran yanlısı "direniş ekseni" ile son 21 aydır süren çatışmasında İsrail'in birçok önemli düşmanının başına geldiği gibi, hedef haline gelebilir.  

İsrail'in eski büyükelçilerinden ve şu anda Yahudi Dürzi örgütünün CEO'su olan Rida Mansur Newsweek'e şunları söyledi: “İsrail son zamanlarda, eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İranlı askeri komutanlar ya da Hamas lideri gibi belirli bir liderin, ulusal güvenliğine açık bir tehdit oluşturduğunu hissettiğinde harekete geçeceğini gösterdi.”

Mansur şöyle devam etti: "Bu bir gerçek. Son iki yıl içinde yaşandı. Bu, İsrail'in ilk tercihi olmayacaktır. İsrail Suriye'de kaosu tetikleyebileceğinin farkına varabilir ama bu, kaosu en başta onun başlatıp başlatmadığına bağlı, o zaman başka liderlere de şans verilmeli."

Mansur, son günlerde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce Suriyeli Dürzi'nin, Suriye güvenlik güçleri tarafından desteklendiği iddia edilen ve aralarında yabancı ve yerel milislerin de bulunduğu Bedevi aşiretleri tarafından öldürüldüğüne dair haberler üzerine İsrail askeri müdahalesi çağrısında bulunan İsrail Dürzi toplumunun önde gelen isimleri arasında yer alıyor.

Şam'ın Dürzilerin çoğunlukta olduğu güney banliyölerinde şubat ayında Suriye güçleri ve milisler arasında yaşanan kanlı çatışmalar, Netanyahu'nun bu azınlığın kaderiyle ilgili ilk büyük tehditlerini savurmasına yol açtı. Nisan ayında yeniden su yüzüne çıkan şiddet, İsrail'in daha sert uyarılarına neden oldu ve mayıs ayında bir süreliğine yatışmış gibi görünse de son günlerde yeniden su yüzüne çıktı. İsrailli yetkililer böylece, ülkelerini bölgedeki azınlık haklarının koruyucusu olarak gösterme fırsatını yakaladı.

İsrail'in ABD Büyükelçiliği'nde diplomat olarak görev yapan Sevsen Natur Hassun, dün Newsweek'te yayınlanan yazısında, “Suriye sınırının tamamen silahsızlandırılmasını sağlayarak, ortak değerlerimiz ve azınlık gruplarının korunması için hareket ederek, rejimin Dürzilere zarar vermesini engellemeye kararlıyız. Herkes bilmelidir ki, Suriye Dürzileri, Arap çoğunluklu bölgede, çoğulculuğun ve azınlık çeşitliliğinin son sembolüdür” ifadelerini kullandı.

Eş Şara, Dürzileri korumanın hükümeti için bir “öncelik” olduğunu açıkladı ve İsrail'i “Suriye'yi savaşa ve bölünmeye sürüklemeye çalışmakla” suçladı.

Mansur şöyle devam etti: "İsrail, Suriye'nin güneyinin Lübnan ya da Gazze'ye dönüşmesine izin veremez. Harekete geçmek için çok uzun süre tereddüt ettiğimiz o yerlerden çok acı bir ders aldık. Çok uzun süre bekledik ve çok yüksek bir bedel ödedik. Dolayısıyla İsrail'in şu anki ruh hali, 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısı senaryosunun tekrarlanmasını önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmaktır."

Bu strateji, Netanyahu'nun dünkü konuşmasında da vurguladığı gibi, Şam'dan Golan Tepelerine kadar Suriye'nin güneyinde, Suveyda'yı da içine alan bir “tampon bölge” kurulmasını içeriyor.

Mansur, “Şara güneydeki Dürzilerin haklarını savunmayı taahhüt etmezse, iç savaşın ilk yıllarında kuzeydoğuda kurulan ABD destekli Kürt güçlerine benzer fiili bir özerk bölgenin oluşturulmasıyla karşı karşıya kalabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mansur, “Dürzilere özerklik verilmesi İsrail'in Suriye'nin güneyinde istikrarı sağlamasına yardımcı olacaktır ki, bence bu herkes için faydalı olacaktır. Bu İsrail için de iyi, Dürziler için de iyi. Şam hükümeti ülkeyi birleştirmenin önemini anlamazsa, izlediği politikanın bedeli bu olacaktır" şeklinde görüşünü dile getirdi.

Görsel kaldırıldı.ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara arasında Riyad'da görüşme (Arşiv-AP)

ABD, İsrail'in son saldırılarına desteğini çekmenin yanı sıra, Suriye'nin birliğini ve toprak bütünlüğünü de savundu ki bu mesaj, Beyaz Saray'ın Kürt müttefiki Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) merkezi hükümete entegre olmasını öngören ve şu anda durmuş olan anlaşmanın müzakere edilmesindeki rolüyle pekiştirildi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Trump Netanyahu'ya yakın dururken, ABD lideri aynı zamanda mayıs ayında kendisini Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmaya ikna ettiği belirtilen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de yakın ilişkiler kurdu.

Erdoğan dün yapılan kabine toplantısında, Suriye'nin bölünmesine yönelik iddiaları sert bir dille eleştirerek şunları söyledi: "Suriye'nin bölünmesine dün de razı olmadık, bugün de yarın da asla razı olmayacağız. Ülkenin toprak bütünlüğü pahasına Suriye'nin güneyi ile kuzeyi arasında bir koridor oluşturmayı hayal edenler asla amaçlarına ulaşamayacaklar."

"Suriyeli kardeşlerimizle dayanışma içinde bunlara engel olacağız ama İsrail ile soruna bulaşanlar er ya da geç büyük bir hesap hatası yaptıklarını anlayacaklardır."