Türkiye - Suriye yakınlaşmasından PYD endişeli

Bir lider, Suriyeliler pahasına Türkiye ile yapılacak her türlü anlaşmayı “ihanet” olarak nitelendirdi.

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı kenti kırsalında "Özerk Yönetim" bayrakları asıldı.    (Şarku'l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı kenti kırsalında "Özerk Yönetim" bayrakları asıldı.    (Şarku'l Avsat)
TT

Türkiye - Suriye yakınlaşmasından PYD endişeli

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı kenti kırsalında "Özerk Yönetim" bayrakları asıldı.    (Şarku'l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı kenti kırsalında "Özerk Yönetim" bayrakları asıldı.    (Şarku'l Avsat)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Ankara ile Şam arasındaki herhangi bir uzlaşmayı "Suriye halkına ve Suriyelilerin çıkarlarına karşı büyük bir komplo" olarak değerlendirdi. Resmî web sitesinde yayınlanan açıklamada, "Türk devleti ile yapılacak her türlü anlaşmanın bölünmeyi devam ettireceği ve Suriye'nin ve halkının birliğine karşı bir komplo olduğu" belirtildi.

Açıklama, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed'in benzer açıklamalarından günler sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara'nın Şam ile ilişkileri normalleştirmeye hazır olduğu yönündeki açıklamalarına yanıt olarak yapıldı. Özerk Yönetimin en önemli siyasi partilerden olan Demokratik Birlik Partisi, Suriyelilerin meşru haklarına ulaşma isteklerini karşılamayan herhangi bir anlaşmayı reddederken, İlham Ahmed, Suriyelilerin zararına Türkiye ile yapılacak herhangi bir anlaşmayı "Suriye'ye ve halkına karşı ihanet" olarak nitelendirdi.

Suriyeli Kürtler, yıllardır süren düşmanlık ve yabancılaşmanın ardından Türkiye ile Suriye rejimi arasında yakınlaşmanın “Özerk Yönetim”in kazanımlarını tehdit edebilecek olmasından ve Ankara'nın, yönetimin Suriye'nin kuzeydoğusundaki nüfuz alanlarına karşı yeni bir askeri operasyon başlatma ihtimaline karşı kaygılı.

xscdfvgbhn
Suriye Demokratik Birlik Partisi Eşbaşkanı Asya Abdullah (Şarku'l Avsat)

Kurulduğu 2014 yılından bu yana Suriye'nin kuzeydoğusundaki Özerk Yönetimi yöneten ana parti olan Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Eş Başkanı Asya Abdullah Şark’ul Avsat'a, "Halkımızın çıkarları dışında gerçekleşen ve devrimimize karşı olan tüm anlaşmalara karşı mücadele edeceğiz ve halkımızın çıkarlarına hizmet etmeyen hiçbir anlaşmayı desteklemeyeceğiz" açıklamasında bulundu.

Kuzey Suriye'nin özgürleştirilmesini içermeyen her türlü anlaşmayı reddettiklerini belirten Asya Abdullah, "Amacımız işgal altındaki topraklarımızı kurtarmak ve yerlerinden edilenleri evlerine geri döndürmektir. Aksi takdirde bu anlaşmalar, Suriye halkının istediğinden başka amaçlara hizmet edecek ve Suriyelilerin istek ve arzularına karşı olacaktır" dedi. Abdullah, Türkiye'nin Kuzey Suriye'deki rolüne atıfta bulunarak, bölünme planlarının Suriye'nin birliğini hedeflediğini belirtti.

وزير الدفاع التركي يشار غولر: نرفض بشكل قاطع مساعي تنظيم "بي كي كي" الإرهابي إجراء "انتخابات محلية" في #سوريا https://t.co/qFpBQGvwZs pic.twitter.com/DWdxaGyaV6

— Anadolu العربية (@aa_arabic) June 10, 2024

 

Asya Abdullah, "Halkımızın birliğini hedef alan tüm bu komplolara karşı durmak meşru hakkımızdır. Çözüm; Afrin, Serekaniye (Resulayn) ve diğer tüm bölgeler başta olmak üzere Suriye topraklarındaki Türk işgalinin sona erdirilmesiyle başlar" ifadelerini kullandı.

xcdvfgbhtyj
Derbesiye kasabasının sakinleri, geçtiğimiz mayıs ayında “özyönetim” bölgelerinde yapılan seçimlerde oy kullanıyor (Şarku'l Avsat)

Türkiye, Özerk Yönetim'in seçimlerin önümüzdeki Ağustos ayına ertelendiğini açıklamasının ardından, Şam'a defalarca yerel seçimlerin Özerk Yönetim'in nüfuz bölgelerinde yapılmasını engelleme çağrısında bulundu. Yönetimin Dış İlişkiler Daire Başkanı İlham Ahmet, seçimlerin halkın talebi ve bölgede faaliyet gösteren siyasi partilerin idari boşlukları doldurmak için aldığı egemen bir karar olduğunu vurguladı. Ahmed, "seçimlerin yapılması halkın talebiydi ve uluslararası toplumun sessizliği karşısında Türk operasyonları nedeniyle tahrip olan hizmet kurumlarının ve altyapının onarılması süreciydi" dedi.

zcsdvfghyju
Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Daire Başkanı İlham Ahmed, (Şarku'l Avsat)

İlham Ahmed, "Türkiye ile iktidardaki rejim arasında gelecekte varılacak herhangi bir mutabakat mutlaka Suriye halkının aleyhine olacaktır. Türkiye ile varılacak her türlü mutabakat, taraflar ve bu yakınlaşmanın başarısını destekleyenler kim olursa olsun, Suriye ve halkına karşı bir ihanettir" ifadelerini kullandı. Ahmed, Özerk Yönetimin "Suriye'nin ve halkının birliği için en iyi seçenek ve barışçıl, demokratik değişimin sağlanması için temel bir garanti olduğunu vurguluyor ve bunun etrafında toplanmaya çağırıyoruz" dedi.

Suriyeli Kürt yazar ve akademisyen Glenk Ömer ise  Şarku’l Avsat'a, Kürtlerin temel korkularının, Şam ve Ankara arasındaki herhangi bir yakınlaşmanın kendi bölgelerinin zararına olacağı ve Şam'ın Türkiye'nin yönetim bölgelerine karşı askeri operasyon başlatma girişimini görmezden geleceği ya da iki müttefik olan Moskova ve Tahran'ın, Türkiye'nin yönetim bölgelerine karşı yeni bir askeri operasyon başlatma girişimini görmezden geleceği ve böylece ilave bölgeleri ilhak ve işgal edeceği yönünde olduğunu söyledi.

Ömer'e göre bu yakınlaşma, Halep kırsalındaki Cerablus ve Afrin'de, Haseke'deki Rasulayn'da ve Rakka'daki Tel Abyad'da üç askeri operasyon başlatan Türkiye'nin son yıllarda kontrol ettiği Suriye'nin kuzeyindeki statükosunu korunmasını sağlayacak.

sdwfegrthyju
Suriye'nin doğusundaki Haseke'nin Rumeyyen kırsalındaki Amerikan güçleri, Haziran 2023 (AFP)

Ömer şöyle devam ediyor: "Ankara, Şam'ın, ülkenin kuzeydoğusundaki durumu ortadan kaldırmak için kendisiyle ortaklık yapmasını istiyor. Burada yönetim ve askeri güçlerini (SDG) kastediyorum," dedi. Şam'ın angaje olma konusundaki isteksizliğini ise "bir yandan ABD'nin varlığı, diğer yandan çölde ve İdlib'de devam eden terör örgütleri tehdidi göz önüne alındığında bunu yapma kabiliyetine sahip olmamasına" bağlıyor.

Ömer, tehlikenin Şam'ın Türk varlığını kabul etmesinde yattığı uyarısında bulundu: "Hükümetin, Şam'ın M4'ü açarak bazı ekonomik avantajlar elde etmesi karşılığında, Astana sürecinde yıllardır kendini gösteren Türk gündemlerine bağımlı olarak muhalif siyasi ve askeri oluşumların rolünün tamamen etkisiz hale getirilmesi ve Türkiye'nin ülkenin kuzeyinde ve kuzeybatısındaki bölgelerden çekilmesi şartından feragat etmesi."



İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği saldırıda bir kişi hayatını kaybetti

Aytarun'da İsrail hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen sivil savunma mensupları (Sosyal medya)
Aytarun'da İsrail hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen sivil savunma mensupları (Sosyal medya)
TT

İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği saldırıda bir kişi hayatını kaybetti

Aytarun'da İsrail hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen sivil savunma mensupları (Sosyal medya)
Aytarun'da İsrail hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen sivil savunma mensupları (Sosyal medya)

İsrail ordusunun dün gece ‘Hizbullah altyapısını’ hedef alan saldırılar düzenlediğini duyurmasından saatler sonra Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail'in bugün Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırısında bir kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

İki taraf arasında 27 Kasım'dan bu yana ateşkes yürürlükte olmasına rağmen İsrail, özellikle Güney Lübnan'da Hizbullah'a bağlı olduğunu söylediği hedeflere neredeyse her gün saldırı düzenlemeye devam ediyor. İsrail, geçen yıl Hizbullah’la patlak veren savaşın ardından İran destekli grubun kabiliyetlerini yeniden inşa etmesine izin vermeyeceğini vurguladı.

Lübnan Sağlık Bakanlığı bugün, İsrail savaş uçaklarının Aytarun kasabasına ‘bir kişinin ölümüyle sonuçlanan’ saldırı düzenlediğini duyurdu. Böylece Sağlık Bakanlığı'nın salı gününden bu yana İsrail saldırılarında hayatını kaybettiğini açıkladığı kişi sayısı beşe yükseldi. Bakanlık dün, Lübnan'ın güneyinde düzenlenen İsrail saldırılarında iki kişinin hayatını kaybettiğini bildirirken, İsrail ordusu da iki Hizbullah üyesinin hedef alındığını açıkladı. Salı günü ise iki kişi yaşamını yitirirken, İsrail ordusu aralarında bir saha komutanının da bulunduğu iki Hizbullah üyesini hedef aldığını duyurdu.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA) bugünkü hava saldırısının İsrail’e ait bir insansız hava aracı (İHA) tarafından gerçekleştirildiğini ve ‘Aytarun kasabasında bir motosikleti’ hedef aldığını bildirdi. Saldırı, İsrail ordusunun gece boyunca Hizbullah'ın ‘terörist altyapısını’ hedef aldığını duyurmasından kısa bir süre sonra gerçekleşti. Ordu, ‘Hizbullah'ın sivil görünüm altında askeri varlık kurma girişimlerine karşı’ harekete geçeceği uyarısını yineledi.

Hizbullah ile İsrail arasında bir yıldan fazla süren ve Eylül 2024 itibariyle açık bir savaşa dönüşen çatışmanın ardından ABD arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail, başta güney ve doğu Lübnan olmak üzere Lübnan'ın çeşitli bölgelerine saldırılar düzenlemeye devam ediyor. Anlaşma, ordunun ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırına daha fazla konuşlanması karşılığında Hizbullah savaşçılarının Güney Lübnan'daki Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının dağıtılmasını öngörüyordu.

Lübnan, uluslararası toplumu, İsrail'e saldırılarını durdurması ve anlaşma uyarınca 18 Şubat'ta sona eren sürenin ardından kuvvetlerini tuttuğu beş ‘stratejik’ tepeden çekilmesi için baskı yapmaya çağırıyor. Birleşmiş Milletler (BM) ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana en az 71 sivilin İsrail ateşiyle öldürüldüğünü açıkladı. Hizbullah'ın siyasi kanadı Direnişe Vefa Bloğu milletvekili Hasan Fadlallah geçen hafta düzenlediği basın toplantısında, ateşkesin başlamasından bu yana 186 kişinin hayatını kaybettiğini ve 480 kişinin yaralandığını açıkladı. Fadlallah, hayatını kaybedenler arasında kaç kişinin Hizbullah mensubu olduğunu belirtmedi. Diğer yandan Lübnan Sağlık Bakanlığı AFP'nin ölü sayısını teyit etme talebine yanıt vermedi.